TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Avrupa

AGRONEWS - Avrupa haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Avrupa haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Growtech Antalya’da Uluslararası Tarım Diplomasisi Zirvesi Düzenlendi Haber

Growtech Antalya’da Uluslararası Tarım Diplomasisi Zirvesi Düzenlendi

Growtech Antalya kapsamında düzenlenen Uluslararası Tarım Diplomasisi konferansları, sektörün uluslararası arenadaki önemli isimlerini bir araya geldi. Türk Tarım Diplomasi Grubu (TTDG) Başkanı Melisa Tokgöz Mutlu ve Genel Sekreter İsmail Uğural'ın moderatörlüğünde gerçekleşen konferanslara Dünya Çiftçiler Birliği (WFO) Başkanı Arnold Puech d’Alissac, Dünya Tohumculuk Federasyonu (ISF) Başkanı Arthur Santosh Attavar, Uluslararası Tarım Gazetecileri Federasyonu (IFAJ) Genel Sekreteri Adrian Bell, Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği (TSÜAB) Genel Sekreteri Doç. Dr. Hamit Ayanoğlu ve Uluslararası Tarım Şehirleri Birliği Temsilcisi Mahmut Ali Cengiz Körosmanoğlu konuşmacı olarak katıldı. "Tarım, ülkelerin yumuşak gücüdür" Tarımın yalnızca üretimle sınırlanamayacağını belirten TTDG Başkanı Melisa Tokgöz Mutlu, tarım sektörünün stratejik, ekonomik, jeopolitik ve uluslararası ilişkileri de kapsayan 'yumuşak güç' olduğunu vurguladı. Dünyada 8 milyar insanın yaşadığını ve her 9 kişiden birinin yetersiz beslendiğini vurgulayan Mutlu, "Nüfus artıyor; fakat globalde yaşanan iklim değişikliği ve su kıtlığı gibi nedenlerle tarımsal üretim azalıyor. Uluslararası verilere göre küresel su kullanımı son yüzyılda 6 kat arttı. Tarım sektörü ise tatlı suyun yüzde 72'sini kullanıyor. İklim değişikliği en önemli sorunlardan biri. Gıda ve su yalnızca ekonomik değil artık jeopolitik varlıklar haline geldi. Bunların korunması için tarım diplomasisinin önemi daha da büyük. Bu konuda uluslararası arenada, politika yapıcıları, devletler, STK'lar ve firmalar tarımsal sürdürülebilirlik ve su kaynaklarının korunması konusunda geleceğin nasıl kurgulanabileceğini de konuşmalı. Ülkeler kapsamlı birer strateji geliştirmeli. Uluslararası tarım diplomasisiyle bu süreçlerin sürdürülebilir hale getirilmesi gerekiyor" diye konuştu. "Tarım diplomasisi çiftçiler için önemli" Dünya Çiftçiler Birliği (WFO) Başkanı Arnold Puech d’Alissac da, "WFO, 80 birliğin birleşmesiyle meydana gelen küresel bir organizasyon. Yaklaşık 1 milyar çiftçiyi temsil ediyoruz. Her kıtada lider ülke bulunuyor; şu anda Asya'nın temsilcisi Nepal mesela. Belki de önümüzdeki yıllarda Türkiye, yeni temsilci olur. Dünyada çiftçiler adına hem iyi hem de kötü gelişmeler aynı anda yaşanıyor. Enerji ve gübre fiyatları son dönemde çok arttı. Tahıl fiyatlarında düşüş yaşanıyor. Öte yandan gübre fiyatları da düşmeye başladı. Canlı hayvan üretimi de arttı. Et, hala günlük beslenmenin önemli bir parçası. Dünyada tarım ihracatı yapan ülke sayısı dünyanın 4'te biri. Yani 4'te 3'ü tarımsal ürün ithal ediyor. Türkiye de hem ürün çeşitliliği hem de tarım alanlarının genişliğiyle birlikte önemli bir tarım ülkesi. Dünya tarımında ise önemli aktörlerden birisi. Tarımsal diplomasi ise özellikle ithalat, ihracat ve lojistik süreçlerinde belirleyici bir unsur. Üreticiler alıcılarla sözleşmeler imzalıyor. Bu süreçlerin sözleşmelerle kayıt altında olması sürdürülebilirlik açısından da çok önemli. Çiftçilerin gelir elde etmesi için de önemli bir araç" ifadesini kullandı. Growtech Antalya’yı ilk defa ziyaret ettiğini ve çok etkilendiğini dile getiren WFO Başkanı d’Alissac, şunları söyledi: "Türkiye’ye ilk kez geliyorum ve Growtech fuarına da ilk kez katılıyorum. Fuarı keşfetmekten büyük mutluluk duyuyorum. Growtech, benim gözümde dünyanın en profesyonel tarım fuarlarından biri. Buraya gelmeden önce net bir fikrim yoktu; ama şimdi bu fuarın ne kadar yüksek kaliteye sahip olduğunu görüyorum. Çok ciddi firmalar, nitelikli ziyaretçiler ve olağanüstü bir organizasyon var. 725’ten fazla katılımcı, 136’dan fazla ülke ve dört gün boyunca 40 binden fazla ziyaretçi sayısı gerçekten etkileyici. Henüz Türkiye üyemiz değil, ancak bu ziyaretin ardından bunun değişmesini gerçekten umuyorum. Bugün dünya, tarıma her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyor. Türkiye bana göre çok önemli bir noktada. Avrupa, Slav ülkeleri, Orta Doğu ve Afrika ile iletişim kurabilen bir köprü konumunda. Tarım açısından da küresel üretimin merkezinde olabilecek jeostratejik bir ülke. Growtech’e tekrar gelmeyi çok isterim. Bu ilk gelişimde fuar hakkında genel bir izlenim edindim, bir sonraki gelişimde randevularımı ve ziyaretlerimi planlayarak geleceğim." "Kaliteli gıdayı, insanlarla buluşturmalıyız" Tohumun tarımın vazgeçilmezi olduğunu dile getiren Dünya Tohumculuk Federasyonu (ISF) Başkanı Arthur Santosh Attavar ise şu bilgileri verdi: "Tüm dünyada 90 ülkeden üyemiz var. Hem ulusal hem de bölgesel tohum federasyonlarıyla çalışıyoruz. Türkiye tohum federasyonu ile de İstanbul'da güzel bir buluşma yaptık, 101. yılımızı da kutladık. Öte yandan sektöre baktığımızda iklim değişikliği bizler için de önemli bir sorun. Hem tohum üretimini, hem de gıda üretimini kısıtlıyor. En önemli amacımız üretilen tohumların ülkelerden zamanında ve sorunsuzca geçebilmesi. Bu konuda ülkeler arasında çeşitli bürokratik sorunlar yaşanıyor. Gıda ve tohum nakliyesi için bir çok politika ve farklı kanun var. Kaliteli tohum üretimi için de bir çok prosedür var. Devletler tarımsal diplomasiyi daha iyi anlamalı. Bu konferans da tarım diplomasisi adına atılan önemli adımlardan biri. İnsanlar gıdaya ulaşmada zorluklar yaşıyor ve yüz milyonlarca kişi her gün açlıkla karşı karşıya kalıyor. Bunu önlemek adına bir araya gelerek çalışabilir, devletlere sesimizi daha iyi duyurabiliriz. İnsanlara daha iyi kaliteli ve hızlı şekilde gıda ürünlerine ulaşması konusunda yardımcı olabiliriz." İklim değişikliği ve su krizinin artık bir realite haline geldiğini de kaydeden Attavar, "Aşırı kuraklık kadar aşırı yağmurlar ve seller de ekili arazilere zarar veriyor. Üyeler olarak bir araya gelerek farklı iklim şartlarına dayanan özellikteki en iyi tohumları kullanmaya ve yaymaya çalışıyoruz. Tohum ıslahı alanında en iyi genetiği elde etmeye çalışıyoruz" ifadelerini kullandı. "Hedefimize bir adım daha yaklaşmış olduk" Türkiye’nin tarım, gıda ve ormancılıkta sahip olduğu potansiyelin dünyaya açılması ve tanıtılması için yola çıktıklarını belirten TTDG Genel Sekreteri İsmail Uğural da, Growtech Antalya'da dünyada ilk defa uluslararası tarım diplomasisi zirvesine imza attıklarının altını çizdi. Uğural sözlerine şöyle devam etti: "Bu yılın ocak ayında başlayıp nisan sonunda tamamlanan Tarım ve Orman Şurası kapsamında yer alan Tarımsal Diplomasi Grubu olarak, Türk tarım, gıda ve ormancılık sektörlerinin dış tanıtımı ve uluslararası düzeyde temsil gücünün artırılması için çalışıyoruz. Küresel iş birliklerinin güçlendirilmesi amacıyla çalışmalar yürütmek; bu alandaki farkındalığı artırmak, dünya ile entegre olmuş bir tarımsal diplomasi anlayışı geliştirmek, lobi faaliyetleri gerçekleştirmek ve tüm süreci sektörel bir seferberlik ruhuyla ele almayı hedefliyoruz. Tarım, gıda ve ormancılık alanında 117 sektörel temsilcinin bir araya gelerek ve gönüllülük esasıyla oluşturduğu Türk Tarımsal Diplomasi Grubu (TTDG) yenilikçi bir vizyon ortaya koyuyor. TTDG olarak bu amaçla tarım ve gıda ihracatının gelişmesi için 9 ayrı çalışma grubu da kurduk. Growtech Antalya'da düzenlediğimiz bu konferanslarla hedefimize bir adım daha yaklaşmış olduk"

İspanya, Kuş Gribi Artışı Nedeniyle Ülke Genelinde Kümesleri Kapattı Haber

İspanya, Kuş Gribi Artışı Nedeniyle Ülke Genelinde Kümesleri Kapattı

İspanya Tarım, Balıkçılık ve Gıda Bakanlığı, kuş gribi vakalarındaki artış nedeniyle ülke genelindeki tüm çiftliklerde kümes hayvanlarının kapalı alanlarda tutulmasını zorunlu kılan bir kararname yayımladı. Avrupa ülkeleri artan kuş gribi (H5N1) salgını nedeniyle alarm durumuna geçti. İspanya Tarım, Balıkçılık ve Gıda Bakanlığı’ndan, kuş gribinin yayılmasını önlemek ve kontrol altına almak amacıyla bugünden itibaren ülkedeki tüm çiftliklerde kümes hayvanlarının kapalı alanda tutulmasını zorunlu kılan bir kararname yayımlandı. Kararname, kümes hayvanlarının satış amacıyla pazarlara veya kültürel etkinliklere götürülmesini de yasaklıyor. Resmi Gazete yayımlanarak yürürlüğe giren kararname, ördek ve kazların diğer kümes hayvanları ile bir arada tutulmamasını, yabani kuşların erişebildiği açık su kanallarıyla kümes hayvanlarının temasının kesilmesini veya bu su kaynaklarının arıtılmasını da zorunlu kılıyor. Kararnameye göre, kümes hayvanlarının beslenmesi ve sulanması amacıyla dış mekanda kurulu depoların da yabani kuşlara karşı korunması gerekiyor. "İspanya'da sulak alanlarda çok sayıda göçmen kuş gözlemlendi" İspanya Tarım Bakanlığının verilerine göre kümes hayvanları ile göç yolunda İspanya’dan geçen yabani kuşların etkilendiği yaklaşık 100 vaka resmi kayıtlara geçti. Ancak bazı bölgelerde salgın nedeniyle daha fazla kuş gribi kaynaklı hayvan ölümlerinin olduğu belirtiliyor. Bakanlıktan yapılan açıklamada, "İspanya'da sulak alanlarda çok sayıda göçmen kuş gözlemlendi. Bu, yılın bu dönemi için tipik bir durum. Ancak sıcaklıklardaki düşüş virüsün hayatta kalmasını kolaylaştıran bir etken. Kısıtlama önlemleri, kümes hayvanları ile virüsü taşıyabilecek göçmen kuşlar arasındaki teması önlemeyi amaçlamaktadır" denildi. Kuş gribinin yayılması, İspanya’da 4 aydan kısa bir sürede 2,5 milyondan fazla kuşun ölümüne yol açtı. Geçtiğimiz hafta yapılan açıklamayla sadece yüksek riskli bölgelerde 10 Kasım’dan itibaren tüm kümes hayvanlarının kapalı alanda tutulmasını zorunlu kılan İspanya Tarım, Balıkçılık ve Gıda Bakanlığı’nın yeni kararnamesiyle karantina kararı tüm ülkedeki çiftlikleri kapsayacak şekilde genişletilmiş oldu. Almanya’da 1,5 milyon kümes hayvanı öldü veya itlaf edildi Avrupa’da en çok kuş gribi vakasının görüldüğü ülkelerin başında gelen Almanya’da hayvan hastalıklarında sorumlu kurum olan Friedrich Loeffler Enstitüsü'ne (FLI) göre, 1 Eylül'den bu yana Almanya'da 97 çiftlikteki 1,5 milyon hayvan kuş gribi nedeniyle ya öldü ya da itlaf edildi. Ayrıca, yabani kuşlarda yaklaşık 850 doğrulanmış vaka bulunuyor. FLI, salgın durumunda herhangi bir iyileşmenin görünmediğini bildirdi. Friedrich Loeffler Enstitüsü (FLI) Başkanı Christa Kühn, Alman medyasına yaptığı açıklamada, "Hem kümes hayvanı çiftliklerinde hem de yabani kuşlarda enfekte hayvan sayısı artıyor. Bu artış, bugüne kadarki en kötü kuş gribi kışlarından biri olan 2020/2021 sonbaharındaki artıştan daha fazla. Çiftliklerin sürekli gözetimine rağmen virüs görünüşe göre her köşeyi ve bucağı buluyor" açıklamasında bulundu. "Kıta geneli için tehdit" açıklaması Uzamanlar, İngiltere, İrlanda, Hollanda, Belçika, Polonya ve Fransa başta olmak üzere Avrupa Birliği’nde 27 ülkeden 15’inde artan kuş gribi vakalarının önce kıta geneli için tehdit oluşturduğunu belirtirken, bunun bir küresel bir soruna dönüşebileceği uyarısı yapılıyor.

Şeker Dairesi Başkanı Sinan: Pancar Üretiminde Kısıtlama Gündemde Değil Haber

Şeker Dairesi Başkanı Sinan: Pancar Üretiminde Kısıtlama Gündemde Değil

Tarım ve Orman Bakanlığı Şeker Dairesi Başkanı Mümtaz Sinan, pancarda kuraklığa bağlı üretim kısıtlamasının olmayacağını belirterek, "Birkaç yıl içinde pancarla ilgili bir kısıtlama, üretiminin azaltılması gibi bir politika gündemimizde yok. İklime bağlı kısıtlamamın, pancar üretiminin azaltılması söz konusu değil." dedi. Sinan, katıldığı bir programda, şeker ithalatı yapılmadığını ve yurt içi ihtiyacın tamamının şeker pancarı üretimiyle karşılandığını kaydetti. Türkiye'nin yıllık 22,5 milyon tonla pancar üretiminde Avrupa'da dördüncü sırada olduğunu dile getiren Sinan, yıllık 3 milyon ton şeker üretildiğini ve bunun 2 milyon 700 bin tonunun iç piyasa kullanıldığını geriye kalan kısmının ihracatta değerlendirildiğini anlattı. Bu yıl iklim şartları nedeniyle üretimde bir miktar azalma beklendiğini vurgulayan Sinan, "Geçen yıldan 560 bin ton şekerimiz var. Bu stok ve gelecek üretimle önümüzdeki yıl piyasada arz sıkıntısı ya da bir dalgalanma beklemiyoruz" diye konuştu. Sinan, şeker pancarı üretiminin sözleşmeli yapıldığını belirterek, üretimde bütün ürün verilerinin dikkate alınarak hareket edildiğini aktardı. Tarımda suyun önemine işaret ederek "su olmazsa olmaz" diyen Sinan, "Şeker pancarı çok su isteyen bir ürün. Bu nedenle de münavebe yapılarak üretim yapılan ürün." ifadesini kullandı. Sinan, Tarım ve Orman Bakanlığınca başlatılan üretim planlaması içinde pancarın da ayrı ve önemli bir yer tuttuğuna dikkati çekerek, şunları söyledi: "Bu birinci öncelik olmakla birlikte suya ihtiyaç duyulmayan alanlarda üretim çalışması içindeyiz. Doğu bölgesindeki pancar üreticisine üretim yapabilmeli için ayrıcalıklı öneriler getiriliyor. Su birinci öncelik olmak üzere yeni alınan karar gereği 4 yılda bir münavebe yapılma planları var. Halihazırda 3 yılda bir münavebe yapılıyor. Su birinci derecede önemli olduğu için bu yapılıyor." Ülkenin farklı noktalarında üretimin yapılmasına ilişkin çalışmaların olduğunu belirten Sinan, "Birkaç yıl içinde pancarla ilgili bir kısıtlama, üretiminin azaltılması gibi bir politika gündemimizde yok. İç piyasadaki tüketimin tamamını iç üretimle karşılamak zorundayız. İklime bağlı kısıtlamamın, pancar üretiminin azaltılması söz konusu değil." dedi. Sinan, kamış üretiminin Türkiye'de denendiğini ancak verimli sonuç alınmadığı için yapılmadığını hatırlatarak, bundan sonra da yapılacağını sanmadığını sözlerine ekledi.

Erzincan Su Ürünleri Üretiminde Zirveye Oynuyor Haber

Erzincan Su Ürünleri Üretiminde Zirveye Oynuyor

ERZİNCAN (İHA) - Erzincan’da, su ürünleri üretiminde Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın ise önde gelen tesislerinden biri kurulacak. Sahip olduğu zengin su kaynaklarıyla dikkat çeken kentte, 21 mevcut tesise ek olarak 13 yeni tesis için başvuru yapıldı. Bu tesislerin faaliyete geçmesiyle Erzincan’ın yıllık porsiyonluk alabalık üretim kapasitesi 3 bin 335 tona, yavru alabalık üretimi ise 247 milyon adede yükselecek. Yeni tesislerin üretime başlamasıyla porsiyonluk alabalık üretimi iki kat, yavru alabalık üretimi ise beş kat artacak. Erzincan Tarım İl Müdür Yardımcısı Serkan Kütük, Koçyatağı bölgesinde bulunan ve hem porsiyonluk hem de yavru alabalık üretimi yapan bir tesisi ziyaret ederek incelemeler gerçekleştirdi. "ERZİNCAN, TÜRKİYE'NİN İLK SIRALARINDA YER ALACAK" Erzincan’daki su ürünleri sektörünün gelişimine dikkat çeken Serkan Kütük, "Erzincan, son yıllarda sahip olduğu temiz su kaynaklarını iyi bir şekilde değerlendirerek su ürünleri üretiminde büyük bir gelişme trendi yakalamıştır. Şu an incelediğimiz üretim tesisi, önümüzdeki süreçte gerçekleştireceği kapasite artırımı ile alabalık üretiminde yıllık 248 milyon yavru üretimine ulaşacak. Bu artan kapasite sayesinde Erzincan, özellikle yavru alabalık üretiminde Türkiye'nin ilk sıralarında yer alacak" dedi. Artan üretimle birlikte Erzincan’ın su kaynaklarının en verimli şekilde kullanıldığını vurgulayan Kütük, "İnşallah 13 tesisimizin de faaliyete geçmesiyle daha iyi bir ivme kazanmış olacağız" ifadelerini kullandı. KARADENİZ’E GİDEN BALIKLAR AVRUPA’YA İHRAÇ EDİLİYOR Sakaltutan bölgesinde faaliyet gösteren 36 yaşındaki Ozan Akpolat, ailesinden miras kalan mesleği başarıyla sürdürüyor. Akpolat, işletmelerinde yıllık 10 milyon balık ürettiklerini belirterek, üretilen balıkların büyük kısmının Karadeniz’e gönderildiğini söyledi. Karadeniz’de somon olarak yetiştirilen balıklar, daha sonra Uzak Doğu ve Avrupa’ya ihraç ediliyor. AVRUPA’NIN EN BÜYÜK TESİSLERİNDEN BİRİ OLACAK 5 yıl içerisinde Avrupa’nın en büyük çiftliklerinden birini kurmayı hedeflediklerini belirten Akpolat, yıllık 200 ton porsiyonluk somon üretimi planladıklarını ifade etti. Daha verimli üretim için genetik çalışmaların devam ettiğini, Kübalı uzmanlarla iş birliği yapıldığını belirten Akpolat, projelerin tamamlandığını ve nisan ayında yeni çiftlik çalışmalarına başlayacaklarını açıkladı.

Limonun Başkenti Erdemli’de Hasat Yoğunluğu Haber

Limonun Başkenti Erdemli’de Hasat Yoğunluğu

MERSİN (İHA) - 100 bin dekarı aşan üretimle Türkiye'nin limonun merkezi olan Mersin’in Erdemli ilçesinde, yılda 1 milyon tondan fazla limon üretiliyor. Şu sıralar yoğun hasat dönemi yaşanırken, bahçeden 6-7 TL’ye alıcı bulan limonlar, işçiler tarafından toplanıp ayrıştırma tesislerine gönderiliyor. Üretim sürecinde 10 bin kişiye istihdam sağlanıyor ve limonlar Balkanlar’dan Avrupa’ya 15 ülkeye ihraç ediliyor. BAHÇEDEN SOĞUK HAVA DEPOLARINA Sabah erken saatlerde hasada başlayan işçiler, limonları tek tek toplayıp küfelerle taşıyor. Limonların büyük bölümü yaz aylarında tüketilmek üzere soğuk hava depolarına kaldırılıyor. "Lamas" ve "küt dikenli" cinslerin yoğun hasat edildiği kaydediliyor. Üreticilerden Nurettin Doğan, limonun bahçede 6-7 TL arasında alıcı bulduğunu ancak maliyetlerin yüksek olduğunu belirtiyor. Su ve gübre gibi masrafları hesap etmeden, kesilen her 10 ton limonda 4 tonunun işçilik masrafı olduğunu belirten Doğan, en düşük işçi yevmiyesinin 850 TL olduğunu açıkladı. KADIN İŞÇİLERE İSTİHDAM SAĞLIYOR Narenciye işleme tesisinde çalışan Eşe Bulut, limon üretiminin kadınlara büyük istihdam sağladığını vurguladı. Bulut, "Burası bizim ekmek kapısı. Limonun bize artısı çok fazla. Limon olmasa benim burada yapacağım bir işim olmaz. Limon sayesinde ben yılda 10 ay çalışıyorum. Burada çalışanlar evin yükünü omuzlayan, çocuklarına bakan insanlar. Gençlerimiz var, onlar da çalışarak aile bütçesine katkı sağlıyor" dedi. REKABET ZORLAŞIYOR Narenciye işleme tesisi sahibi ve Erdemli Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mustafa Karagöz, limonun 15 ülkeye ihraç edildiğini, ancak artan maliyetlerin rekabeti zorlaştırdığını söyledi. Karagöz, "Dünyada limonu tek üreten biz değiliz. Mısır, İran, Çin ve İspanya var. İspanya dışındaki bütün ülkeler bizden daha avantajlı durumda. Çünkü oralarda maliyetler çok düşük. Ülkemizde maalesef ürün ucuz, maliyet daha yüksek. Maliyeti düşüremediğimiz sürece hem içeride hem de dışarıda rekabet şansımız azalıyor. Bu iş desteksiz olmaz. Bunu ürün bazında desteklemek gerekiyor. Örneğin bu sene hangi ürün para etmiyorsa ona destek verilmesi gerekiyor. Bu sene de limona destek verilmesi gerekiyor. Limonun durumu çok da iyi değil" dedi. ERDEMLİ’NİN ANA GEÇİM KAYNAĞI Sanayi sektörünün bulunmadığı Erdemli’de limon üretimi, bölgenin en önemli istihdam kaynağı. Karagöz, kadın istihdamıyla öne çıkan limon sektörünün hem üreticiyi hem de ihracatçıyı desteklemek için daha fazla teşvik desteğine ihtiyaç duyduğunu dile getirdi.

Kayseri'den 6 Ülkeye 10 Bin 500 Ton Balık İhracatı Haber

Kayseri'den 6 Ülkeye 10 Bin 500 Ton Balık İhracatı

KAYSERİ (İHA) - Kayseri'de 24 yıldır balıkçılık yapan Ekrem Duran, denizi olmayan şehrinden, bu yıl Irak, Suriye, İran, Rusya, Yunanistan ve Ukrayna'ya 10 bin 500 ton balık ihracatı gerçekleştirdi. Balıkçılığa 2000 yılında başlayan ve 15 yıl önce ihracata yönelen Duran, bu süreçte Türkiye'nin birçok bölgesinde depo açtı. 2013, 2014 ve 2015 yıllarında Türkiye ihracat üçüncüsü ve Kayseri ihracat birincisi olarak dikkat çekti. Duran, 12 çeşit tatlı ve tuzlu su balığı, özellikle çipura, levrek, somon, alabalık, kefal gibi çeşitleri ihraç ediyor. Yılın ilk yarısında 11 bin ton ihracat gerçekleştiren Ekrem Duran, mevsimsel balık kıtlığı nedeniyle ihracatın azaldığını söyleyerek, "Yıl ortalamasına bakılırsa bu yılın ilk 6 ayında Rusya, Ukrayna, Yunanistan, Irak ve Suriye'ye toplamda 11 bin ton ihracatımız var. Bu aylarda da biraz balık kıtlığı olduğu için ortalama aylık 15 araba, yani 300 ton ihracatımız var. Piyasada alabalık ve somon sıkıntısı olduğu için ihracatta biraz gerileme var. 12 çeşit balık ihraç ediyoruz. Çipura, levrek, somon, alabalık, kefal, turna, sazan gibi. Avrupa'ya ve Rusya'ya alabalık, somon, çipura, levrek ve Orta Doğu'ya tatlı su balıkları gönderiyoruz" dedi. DENİZİ OLMAYAN KAYSERİ'DE BÜYÜK BALIKÇILIK POTANSİYELİ Duran, Kayseri'nin denizi olmadığı halde şehrin balık ihracatında büyük bir potansiyele sahip olduğunu vurgulayarak, hedeflerini ihracatı 50 bin tona çıkarmak olarak açıkladı. İhracat sürecini, "Kayseri'nin denizi yok ama Kayseri'de deniz kadar balık var. Bizim Türkiye'nin birçok ilinde ve ilçesinde depolarımız var. Oralardan balıkları toplayıp buraya getiriyoruz. Kayseri'den ihracatın 11-15 bin tonunun 2 bin tonunu Kayseri ve civarından temin ediyoruz. 13 bin tonunu ise Bursa, Yozgat, Çorum, Tokat, Antep, Elazığ, Malatya illerimizden topluyoruz. Buradan da paketleyip yurt dışına ihracatını yapıyoruz" sözleriyle ifade etti. Duran, Kayseri'deki göllerde balıkçılığı artırmak için Tarım İl Müdürlüğü ile işbirliği yaparak, balıkçılık rezervini çoğaltmayı ve ihracat hedeflerini 30-50 bin tona çıkarmayı planlıyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.