TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Aydın

AGRONEWS - Aydın haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Aydın haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Hem bitki sağlığını korudular hem verimi artırdılar Haber

Hem bitki sağlığını korudular hem verimi artırdılar

Çiftçilerin en büyük giderleri arasında yer alan gübre ve ilaçlar artık üreticileri zorlamayacak. Manisalı çiftçiler ürünlerdeki hastalıklara karşı kimyasal ilaçlar yerine kullanmaya başladıkları Davut Suyu ürünü ve yerli Karia Bor Gübre ile hem hastalıkları unuttu hem de ürünlerindeki verim katlanarak arttı. Manisa'da çiftçiler, hastalıklara karşı kullandıkları yerli gübre ve kimyasal içermeyen "Davut Suyu" sayesinde hem ürünlerinde verimi artırdı hem de ilaç maliyetlerinden kurtularak sağlıklı tarımın kapısını araladı. Manisalı üreticiler ürünlerinde kullandıkları yerli malı gübre ve içinde kimyasal bulunmayan Davut Suyu ile hem hastalıklardan korunduklarını hem de verimin arttığını söyledi. Sebze ve meyvede en büyük sorunların başında gelen hastalıklar ve hastalıklarla mücadelede kullanılan kimyasal ilaçlar tamamen yerli ürünlerle tarihe karışacak. Kimyasal ilaçların geride bıraktığı pestisit kalıntılarının da görülmediği ürünler tüketiciler tarafından da güvenle tüketilebilecek. "Hastalıklardan kurtuldum verim arttı" Yaklaşık 3 yıl önce tanıştığı ürünler sayesinde hem hastalıkları artık unuttuklarını ve verimin çok fazla arttığını kaydeden Manisa'nın Saruhanlı ilçesine bağlı Koldere Mahallesinde faaliyet gösteren Çavuşlar Zeytincilik işletmecisi ve üretici Ahmet Çavuşlar, "3 yıldır kullanıyorum. İlk 2 yıl denemesini yaptım. Bu yıl 3. yıl olduğu için tamamen domateste, üzümde, biberde, tamamen Davut Suyu ve Karia bor kullanarak bu sebzeleri, meyveleri meydana getirdik. Öncelikle mantarı hastalıklar, domatesle tuta, kırmızı örümcek, Unlu bit, bu tür hastalıklarda faydasını kullandım ve gördüm. Gübreden bahsetmek istersek de Karia Bor gübresini kullanarak ürünlerimizde kalite beslemede herhangi bir sıkıntı yaşamadık. Kaliteli bir ürün çıkardık. Çevrede duyduğum kadarıyla domates üretiminde rekoltede çok düşük bahsediliyor. Rekoltenin düşük olduğu bahsediliyor. Şu an ben bu arazimde 10 ton üzeri domates bekliyorum. Rekolte artışında destekleyici bir ürün olduğunu bahsediyorum, iddia ediyorum hatta. Gayet kaliteli bir ürün tüm çiftçilerimizin kullanmasını tavsiye ederim" dedi. "Ne üretici ne tüketici zehirlenmiyor" Yaklaşık 6 yıl önce 2 senelik bir çalışmanın sonucu elde ettiği ürüne Davut Suyu adını verdiğini ve bunun bir ilaçtan çok ürün olarak nitelendirdiklerini kaydeden Davut Suyu üreticisi Davut Eriş, "Normalde domates tarlasında, bağda veya sebzelerde o ürünü koruyabilmek için, yetiştirebilmek için birçok pestisit dediğimiz zehir ve kimyasallar kullanmak gerekiyor. Ancak bunu kullandığımızda sıfır pestisit artı birçok bitkiyi koruması zor olan unlu bit gibi, kırmızı örümcek gibi, tuta gibi bilhassa domatesçiler bu tuta'dan çok şikayetçidir. Allah'a şükür şu ana kadar kullanılan hiçbir yerde tuta denilen kurt olmadı. Meyvelere zarar veremedi. Kırmızı örümcek olmuyor. Akar grupları olmuyor. Artı bakteriyel hastalıkları olmuyor. Artı yine domatesli üniversitede denemesi yapılmıştı. Kökte yüzde 333 bir artış artı canlılık indeksinin yüzde 136 arttırdığı görülmüştü. Yani damlamadan ve üstten kullandığımızda sağlıklı kökle birlikte sağlıklı bitki oluyor. Dolayısıyla zararlılar veya mantari gibi hastalıklar veya bakteriyel hastalıklar kolay kolay yanaşamıyor. Yani yüzde 95 oranında başarılı. Ahmet Bey de yıllardan beri kullanıyor. Hatta ilk yıl kullandığında geniş arazileri vardır. Maliyeti azaltmak ve denemek maksadıyla ilk etapta iki defa kimyasal, bir defa Davut suyu kullanmıştı. İkinci yıl bir defa kimyasal, bir defa Davut suyu kullandı. Maliyet olağanüstü derecede düşüyor zaten. Ondan sonra dedi ki ‘Davut hocam bundan sonra sadece Davut suyu kullanacağım. Bana işte şu kadar mal getir.' ‘Ne oldu?' dedim. ‘Ya unlu bit olan yerde unlu bit yok. Kırmızı örümcek olan yerde kırmızı örümcek yok. Kurt olan yerde salkım güvesi olan yerde salkım güvesi yok. Biberlerim, domateslerim gayet güzel. Çok çok memnun kaldım.' dedi. Normal ilaçlama maliyetleriyle baktığımızda bilhassa büyük çiftçilerde çok büyük maliyetler oluşuyor. Ama Davut suyu kullanıldığında mecbur kalmadıktan sonra zaten herhangi bir şekilde zehir veya kimyasal kullanılmasına gerek kalmıyor. Dolayısıyla ilaçlama yaparken çiftçilerimiz kendilerini zehirlemiyor. Ürettikleri ürünle başkalarını zehirlemiyor. Hem maliyet açısından hem de sonuç itibarıyla mükemmel sonuçlara ulaşıyoruz" şeklinde konuştu. "Bitki tamamen çalışır hale geliyor" Aydın'ın Nazilli ilçesinde faaliyet gösteren ve kendi geliştirdikleri gübrelerle üreticiye katkı sağlayan Karia Gübre sahibi İsmail Güler, "Borlu ürünümüzü 2-3 yıl araştırma enstitülerinde deneyerek bir ARGE çalışması yaparak yıldan yıla geliştirdik. İçerisinde komple bir kombi haline getirdik. Bitkinin kökünden dal budak, çiçek tutumu, dökülmesini engelleme, işte meyve iriliği gibi etkilerini artıracak mineraller kullanıyoruz. Ayrıca biliyorsunuz hava sıcak gidiyor. Su sıkıntıları yaşanıyor. Bunların da bir nebze önüne geçebilmek için ürünümüzün içerisinde stres hormonları da var. Bu sayede bitki sadece bir yerine değil tamamen çalışmış hale geliyor. Bu Türkiye genelinde zaten her yerde bayilerimiz var. Çiftçilerimiz bize kolayca ulaşabiliyor. Çiftçilerden gelen sonuçlar da çok güzel" ifadelerini kullandı. "Rekolte yüzde 30-40 arasında arttı" Kullandıkları ürünlerin faydalarını hemen görmeye başladıklarını kaydeden Ziraat Mühendisi Mehmet Çavuşlar, "Ürünlerimiz kesinlikle bayağı bir gelişti. Öncelikle Davut suyu, kullanarak halkalı leke, kara leke gibi önemli hastalıkları büyük ölçüde azalttık. Karia gübre ve onun çeşitleri sayesinde de zeytin tutumu, zeytin şişirme, sürgünler, yaprak parlaklığı olarak her türlü çok büyük fayda gördük. Sonucunu gördük. Rekolteyi neredeyse yüzde 30 yüzde 40 kadar arttırdık bölgemizde. Bu da çok güzel bir rakam. Hem maliyetimizi azalttık hem de ürünümüzün kalitesini fazlalaştırdık. Yani bu neredeyse aranan ve bulunamayan bir şey" dedi.

Koyun ve çobanların kıymeti bilinmedi, en büyük sorun yangınlar oldu Haber

Koyun ve çobanların kıymeti bilinmedi, en büyük sorun yangınlar oldu

Geçtiğimiz hafta İzmir Ödemiş'te meydana gelen orman yangınında keçi ve koyun sürülerinin otladığı alanlardaki ormanlık alanlarda yangının ilerlememesi önemli bir konuyu gündeme getirdi. Aydın dağlarında çobanlık yapan 46 yaşındaki İbrahim Kundak, koyun ve keçi sürüsünün yayıldığı bölgelerde tabandaki otlar temizlendiği için yangının yürümediğini belirterek, "Bir zamanlar koyun ve keçiler ormana zarar veriyor denilerek sanki orman zararlısı imiş gibi gösterdiler. Ancak son yıllardaki yangınlar gösterdi ki, çobanlar ve koyun-keçiler tam tersine ormanın koruyucusu ve faydalılarmış" diye konuştu. "2025 yılının ilk 6 ayında 3 bin 44 yangın çıktı" Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre; 2025 yılının ilk 6 ayında 1305'i ormanlık alanda 1739'u da orman dışı alanda olmak üzere toplam 3 bin 44 yangın çıktı. Meydana gelen bu yangınların 624'ü ise Temmuz ayının ilk haftasında meydana geldi. Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında ciddi risk oluşturan yangınlar özellikle Aydın, Muğla ve İzmir için ciddi tehdit oluşturmaya başladı. "Koyun ve keçinin girdiği yerde yangın yürümez" Aydın ile İzmir dağlarında yaklaşık 33 yıldır çobanlık yapan İbrahim Kundak, yangının zemini otlardan temizlenmeyen ormanlık alanlarda çok hızlı ilerlediğini ve kontrol altına almanın da çok güç olduğunu belirterek, "Çocukluğumdan beri dağlarda ve ormanlık alanlarda çobanlık yaparım. Daha önceki yıllarda defalarca dile getirdik. Kimse dikkate almadı. Koyun ve keçinin yayıldığı alanda yangın çıksa bile ateş yürümez. Koyun ve keçiyi orman için zararlı görüyorlardı. Eskiden yangın çıksa bile bu kadar ormanlık alan yanmazdı. Dağlarda çobanlar ve sürü sayısı azaldı, çıkan yangınların önün alınmaz hale geldi. Son Ödemiş yangınında çobanların bulunduğu alanlardaki ormanlar yanmadı, keçi ve koyunun faydasını gördüler. Türkiye'de orman yangınlarına karşı yapılacak en kolay ve en faydalı mücadele bence dağlarda koyun-keçi ve çoban sayısını artırmak olacaktır" diye konuştu.

Muğla’da aromatik bitkiler ekonomiye katkı sağlıyor Haber

Muğla’da aromatik bitkiler ekonomiye katkı sağlıyor

Tesisin sunduğu hizmet yalnızca Muğla ile sınırlı kalmıyor; Aydın, İzmir ve Antalya gibi illerden gelen talepler de karşılanıyor. Elde edilen uçucu yağlar, sıvı sabun, şampuan, kolonya, güneş kremi gibi yüksek katma değerli ürünlere dönüştürülerek kooperatifler aracılığıyla pazarlanıyor. Ören: "Lavantalarımızdan elde ettiğimiz yağı ekonomiye kazandırıyoruz" Yerkesik Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Feyzullah Ören elde edilen yağlardan çeşitli ürünler elde ettiklerini söyleyerek: "Büyükşehir Belediyemizden aldığımız 200 bin adet tıbbi aromatik bitkiyi, Koku Vadisi projesi kapsamında toprakla buluşturduk. Lavantaların hasat dönemindeyiz. Buradan elde ettiğimiz uçucu yağları sıvı sabun, şampuan, kolonya, güneş kremi gibi katma değeri yüksek ürünlere dönüştürerek pazarlıyoruz. Bu süreçte desteğini esirgemeyen Muğla Büyükşehir Belediye Başkanımız Ahmet Aras’a teşekkür ederiz" dedi. Paşalı: "Lavanta çiçeklerimi yağa dönüştürüp kooperatifimize satacağım" Filiz Paşalı elde ettiği ürünleri kooperatife satarak gelir elde edeceğini belirterek: "Büyükşehir’den aldığım 6 bin adet lavantayı Akçaova Mahallemizdeki arazime diktim. Üretmiş olduğum lavantaların çiçeklerini hasat ederek bugün distilasyon tesisine getirdim. Burada ürünümü yağa dönüştürerek kooperatifimize satacağım. Bu süreçte destek olan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanımız Ahmet Aras’a teşekkür ediyorum" Babacık: "Tesisimize gelen ürünlerden uçucu yağ elde ediyoruz" Muğla Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi’nde görevli Gıda Teknikeri Ahmet Babacık vatandaşların verilen hizmetten memnun olduğunu belirterek: "Yerel Tohum Merkezi’ndeki Distilasyon Tesisimizde vatandaşlarımızdan, vakıflardan, kooperatiflerden ve Koku Vadisi proje alanından gelen tıbbi aromatik bitkilerden uçucu yağ elde ediyoruz. Verdiğimiz hizmetten vatandaşlarımız çok memnun kalıyor" dedi. Başkan Aras: "Muğla’nın toprağına, üreticisine ve geleceğine yatırım yapıyoruz" Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras distilasyon merkezi ile ürünlerin katma değere dönüştüğünü belirterek, "Muğla’nın bereketli topraklarını koruyarak üretimi desteklemek, bizim temel önceliklerimizden biri. Yerel Tohum Distilasyon Tesisimiz bu anlayışın somut bir örneği. Kadın üreticilerimizden kooperatiflerimize kadar herkesin emeğini katma değere dönüştüren bu merkezle sadece tarımsal üretimi değil, kırsal kalkınmayı da güçlendiriyoruz. Lavanta, kekik, adaçayı gibi tıbbi aromatik bitkilerden elde edilen uçucu yağlar, sabun, şampuan ve kolonya gibi ürünlerle hem iç pazarda hem de dış pazarda karşılık buluyor. Bu süreç, yerelden kalkınmanın ve sürdürülebilir ekonominin güçlü bir halkasıdır. Muğla Büyükşehir Belediyesi olarak üreticimizin her adımında yanında olmaya, onları sadece desteklemekle kalmayıp aynı zamanda birlikte üretmeye ve birlikte büyümeye devam edeceğiz" dedi.

Aydın Çam Fıstığı Avrupa Birliği’nden Coğrafi İşaret Tescili Aldı Haber

Aydın Çam Fıstığı Avrupa Birliği’nden Coğrafi İşaret Tescili Aldı

Türkiye’nin önemli tarım kentlerinden Aydın’ın uluslararası alandaki tarımsal gücü artarken, son olarak Aydın Çam Fıstığı da Avrupa Birliği’nde tescillenen ürünler arasına katıldı. Aydın Ticaret Borsası tarafından 24 Ağustos 2023’te Avrupa Birliği’ne yapılan menşe adı koruması başvurusu, başarıyla sonuçlandı. Başvuru sürecini tamamlayan Aydın Çam Fıstığı, 2 Haziran 2025 itibarıyla Resmi Gazete’de yayımlanarak Avrupa Birliği tarafından tescillenen 33. ürün oldu. Böylece zeytin ve incir gibi önemli ürünlerin arasına katılarak, uluslararası alanda tanınırlığını ve kalitesini pekiştirdi. Hasadın tamamlanmasıyla birlikte kozalak işleme tesislerinde yoğun mesai dönemi başlarken, Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü de işletmeleri denetleyerek süreç hakkında bilgi aldı. Aynı zamanda, Aydın Çam Fıstığı’nın tanıtımına yönelik yürütülen çalışmalar hakkında da görüş alışverişinde bulunuldu. Müdürlük tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: > “İlimiz, çam fıstığı üretimindeki öncülüğünü bir adım daha ileri taşıyarak, Aydın Çam Fıstığı’nı 2 Haziran 2025 tarihi itibarıyla Avrupa Birliği coğrafi işaret tescil sistemi kapsamında tescillemiştir. Bu önemli başarı, yerli ürünümüzün uluslararası tanınırlığını ve kalitesini dünyaya göstermektedir.” Aydın’da çam fıstığı üretimi başta Koçarlı olmak üzere Bozdoğan, Söke, Karpuzlu, Çine ve Yenipazar ilçelerinde yoğun olarak gerçekleştiriliyor ve bölgesel tarım ekonomisine ciddi katkı sağlıyor. Bu kapsamda Aydın İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Altıntaş, Koçarlı’daki çam fıstığı işleme tesislerinden birini ziyaret etti. Tesis sahibi Serkan Karatosun, işletmenin faaliyetleri hakkında bilgi verdi ve yetkililerle karşılıklı değerlendirmelerde bulunuldu.

Çukurova'dan sonra Türkiye'nin gözü burada Haber

Çukurova'dan sonra Türkiye'nin gözü burada

Türkiye'nin önemli tarım bölgelerinden Aydın, bu yıl da karpuz üretiminde dikkat çekiyor. Çukurova'dan sonra en büyük karpuz üretim bölgesi olan Aydın'ın karpuzlarına olan talep her geçen gün daha da artarken, Ege Bölgesi başta olmak üzere birçok ilden gelen taleplere yetişmek için sabahın erken saatlerinde kesime giren üreticiler ise arz talebi karşılamakta güçlük çekiyor. Aydın bu yıl en üst kalite ve rekoltede karpuz üretimi yaparken, birçok ilden Aydın'ın meşhur karpuzunu almaya gelen pazarcılar da sabahın erken saatlerinde karpuz bostanına girerek ürünlerini araçlara yüklemek için saatlerce sıra bekliyor. Müşterilerinin Aydın karpuzunu beklediğini ve talepten çok memnun olduklarını ifade eden karpuzcular, Aydın karpuzunun tadı ve aroması dolayısıyla Aydın karpuzu çıkınca başka bölgelere gitmediklerini söyledi. "Bu bölge bitmedikçe başka yere gitmeyiz" Burdur'un Gölhisar ilçesinden Aydın'a karpuz almaya gelen pazarcı Halil Çelik; "Aydın bölgesinin karpuzu çıktığı zaman başka bir yerde karpuz arayışına girmiyoruz. Çünkü, bu bölgenin karpuzu, aroması, şekli, diksiyonu, her şeyi çok güzel olduğu için müşteri bu bölgenin karpuzunu tutuyor. Zaten Aydın karpuzu çıktıktan sonra diğer bölgelerin karpuzu pek rağbet görmüyor. Herkes karpuz sarmak için tarlada sıraya giriyor. Biz bunları tezgaha indirdiğimizde halk tarafından yoğun bir talep oluyor. Bizim gibi bu sefer müşteri de tezgahta sıra bekliyor. Küçük bir pazarcı olarak haftalık en kötü 20-25 ton karpuz satıyorum. Haziran'ın 10'u gibi başlıyor, Ekim'in 10'una kadar geldiğimiz oluyor. Yani bu bölge bitmedikten sonra hiçbir yere ayrılmıyoruz. Bu bölgenin karpuzu bitinceye kadar devam ediyoruz" dedi. Germencik'ten Efeler'e karpuz almaya gelen Osman Alimoğlu; "Yerli çıktı. Erken saatte geliyoruz. Geç saatlere kadar sıra bekliyoruz. Zaten Adana'dan sonra Aydın karpuzu geliyor. İlk orası çıkıyor sonra Aydın çıkıyor. Kalite olarak aynı kalite. Sadece sıra olarak biraz geç çıkıyor. İyi bir sezon olmasını diliyorum" dedi. "Buranın kalitesine borçluyuz" Söke'den gelen karpuzcu Özgür Kanık da; "Buranın karpuzunun kalitesini zaten söylemeye gerek yok. Yani kalitesini bildikleri için Antalya'dan, Burdur'dan, Denizli'den, birçok bölgeden gelen var zaten buraya. Ben bile sabah saat 4'te buraya geldim. Daha bir sürü sıra bekliyorum. Müşteri memnuniyetini zaten anlatamam, çok güzel. Müşteriler çok memnun. Yaklaşık olarak doldurduğum aracımı iki günde bir tüketiyorum. Bazen bir günde tükettiğimiz de oluyor. Bunu da buranın kalitesine borçluyuz yani" dedi. "10 ton rekolte bekliyoruz" Rekoltenin bu yıl çok iyi olduğunu ifade eden karpuz üreticisi İsa Günlü ise "Kızılcaköy, kırsal bölge biraz daha yukarıda ve ovaya göre daha erkenci buraları. Malımız çok güzel yetişti bu yıl. Havalar çok iyi gitti. İlk zaman biraz soğuk olması dolayısıyla hasat, geçen yıla göre 10 gün gecikti ama malın kalitesi geçen yıla göre çok daha iyi. Tonajımız iyi. Bu yıl rekoltemiz iyi, 9-10 ton civarı bir rekolte bekliyoruz. Şu ana kadar memnunuz. Sadece bu yıl ekiliş alanları genişledi. Dolayısıyla arz talep meselesi. Arz çok talep ona göre yetişemiyor. Dolayısıyla fiyatlar, geçen yıla göre neredeyse aynı ama girdiler iki katına ulaştı. Ama yine de memnunuz" dedi. "Kalitesi, aroması, tadı, çekiyor kendine" 25 yıldır karpuz tüccarlığı yapan Tosun Demir de, bu yıl rekoltenin iyi ancak fiyatların düşük olduğunu ifade ederek "Bu yıl işimiz güzel, fiyatlar güzel değil. Rekolte çok güzel, ihracatın yavaşlamasıyla birlikte fiyatlar düştü. Şu anda tarlada 7-8 TL hasat ediliyor. Marketlerde hala 15-20 TL bandında satılıyor. Vatandaş bunun hesabını bize soruyor. Biz de işin içinden çıkamıyoruz ama yapacak bir şey yok. Para kazanmıyoruz, bu yıl geçen yıla göre yarı yarıya fiyatlar düşük. Aksine rekolte de geçen yıla göre yarı yarıya fazla. Saat 5'te işçiler tarlaya gelip malı kırıp hazırlıyor, saat 6 gibi bizden mal alan arkadaşlar gelir arabaları sarılmaya başlar. Hasat, öğlene kadar devam eder, bazen saat 3'e kadar devam eder. Havalar şu anda normal. Birkaç gün içinde sıcaklıklar 40 derecenin üzerine çıktığında daha da zorlaşacak. Karpuzun gelişimi de hızlanacak. Geçen yıl malı yetiştirmekte zorlanıyorduk, bu sene de malın sevkiyatında zorlanıyoruz. Allah'ın izniyle işin içinden çıkacağız. Türkiye'de Çukurova'dan sonra Ege Bölgesi'nde en rekolteli, en kaliteli mal Aydın'da yetişir. Tadı, aroması, boyutu, şekli, her şeyi ile birlikte karpuzda aranacak bütün özellikler Aydın'da olduğu için tercih ediliyor. Bütün çevre illerden gelen oluyor. Ayrıca bu kalitenin halk da farkında. Aydın toprağı kesinlikle, çok bereketli ve verimli. Saat 5'te bizimle birlikte gelen kilocu arkadaşlar var. Saat 3'e kadar bekliyor. Şartlar ne olursa olsun bu karpuzu sarıp gidecek. Çünkü müşterisi ona alışmış. Malın kalitesi aroması, tadı, onu çekiyor kendine. Aydın karpuzu hem tarlada hem pazarda müşteriyi sırada bekletiyor yani" dedi.

Nazilli'de kaliteli incir için kaliteli ilek denetimleri sürüyor Video Galeri

Nazilli'de kaliteli incir için kaliteli ilek denetimleri sürüyor

Aydın'ın Nazilli ilçesinde, incir üretiminin en kritik aşamalarından biri olan ilekleme sezonu başladı. Sezonun başlaması ile kaliteli incir üretiminin temel taşı olan ilekler de yetkililerce denetlendi. İncir üretiminin temel taşı olan ilekleme sezonunun başlamasıyla birlikte bölgede kurulan ilek pazarları, yetkililer tarafından yerinde denetlenmeye devam ediyor. Nazilli Kaymakamı Huriye Küpeli Kan, Aydın İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Altıntaş, Şube Müdürleri, Nazilli İlçe Tarım Müdürü Sunay Güler, Erbeyli İncir Araştırma Enstitüsü Müdürü Mehmet Özkul ve Ziraat Odası Başkanı Yahya Anlıak'ın katılımıyla gerçekleşen denetimlerde doğal ve kaliteli üretim vurgusu yapıldı. "Kaliteli incirin çıkması için ilekleme, yani tozlaşma önemli" Nazilli Ziraat Odası Başkanı Yahya Anlıak, "2025 ilekleme sezonu haziranın ilk haftalarında başlamış oldu. En kaliteli incir Aydın'da çıkar. Kaliteli incirin çıkması için de ileklemenin, yani tozlaşmanın önemi çoktur. Bu yüzden de bugün Nazilli pazarında kaymakamlığımız, tarım il müdürlüğü, incir araştırma enstitüsü ile beraber kaliteli ilek denetlemeleri var. Tabi kaliteli tozlaşma, kaliteli incir demek. Fiyatlarımız bu yıl biraz yüksekten başladı. Bin-bin 200'lere de çıkmış olsa da bugünlerde 500-700'ler arasında gayet iyi paralara alıcı bulmakta. İleklemeyi düzgün yaparsak Aydınımızın kaliteli ürünleri daha da kaliteli duruma gelecektir. Üreticilerimizin bu konuda hassas olmalarını, kaliteli ürün kullanmalarını talep ve tavsiye ediyoruz. Zaten bu sebeple de tarım il müdürlüğümüz, incir araştırma enstitümüz, kaymakamlığımız, tarım ilçe müdürlüğümüz, bizler ziraat odası başkanlığı olarak pazardayız. Çiftçilerimize kaliteli ürün yapmalarında destek oluyoruz" dedi. "Fiyatlar bin 300'lerden düştü" Çocukluğundan bu yana ilek ticareti yaptığını ifade eden tüccar Sezai Dereli: "Bu sene pazarımız çok iyi. Malımız biraz noksan o yüzden fiyatlarımız yüksek. Bin 200- bin 300'e kadar çıktı fiyatlar. Şu an 900. Şu an yükseliyor. Biraz daha düşebilir. Pazar hergün değişebilir ve borsa gibi bu. Sabah bakmışsın ayrı, bir saat sonra bakmışsın ayrı. Yani borsa gibi fiyat sürekli değişiyor. Dışarıdan şimdi bir sürü korsan ilek geliyor. Onları maddi gücü olmayan insanlar alıp atmaya çalışıyor. Oradan da sıkıntı olabilir bahçelerde. Vatandaşımız için hayırlısı olsun inşallah" diye konuştu. "Kimyasal ürün kullanılmıyor" Denetimler sırasında açıklamalarda bulunan Nazilli Kaymakamı Huriye Küpeli Kan, "Nazilli'nin özgün ürünlerinden olan ilek pazarını gezdik. Üreticiler ve kullanıcılarla sohbet ettik. İncir üretiminde kimyasal kullanılmaması bu ürünün ne kadar doğal olduğunu gösteriyor. Nazilli'de yetiştirilen incirde kesinlikle bir ilaçlama yok. Kimyasal ürün kullanılmıyor. Bu da doğal olarak yetişmesinin sebeplerinden bir tanesi bu ilek" dedi. "Dünyada eşi benzeri yok" İlek meyvesinin incir üretimindeki rolünü anlatan Erbeyli İncir Araştırma Enstitüsü Müdürü Mehmet Özkul, "Haziran ayıyla birlikte ilek meyvesi ortaya çıkar. Bu meyve incirde tozlaşmayı sağladığı için olmazsa olmaz bir rol üstlenir. İncir dışında dünyada başka hiçbir meyvede bu yöntem kullanılmaz. Bu meyvenin dünyada eşi benzeri yok" ifadelerini kullandı. "Katma değerli bir ürün" Aydın İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Altıntaş da Nazilli'nin, Aydın'daki incir üretiminin yüzde 40'ını karşıladığını ifade ederek; "Bildiğiniz gibi Türkiye'nin en önemli incir üreticisi Aydın, Aydın'da da yine ilçeler bazında yüzde 40'ını üreten Nazilli. Yaş incir olarak düşünürsek 209-210 bin ton civarında üretimimiz var. Ve bunun da yaklaşık 40-45 bin tonunu da kuru incir olarak ihraç ediyoruz. Bizim için önemli bir meyve. Katma değerli bir ürün. Ve bu önemli meyvenin şu an başlangıcındayız. Sayın valimizin tebliği ile artık burada kontrolleri sıklaştıraraktan incirin çok güzel bir şekilde elimize gelmesini, oluşmasını sağlamaya gayret ediyoruz. Bunların kontrolünü sadece Nazilli'de değil, bütün ilçe müdürlüğündeki arkadaşlarımız bu kontrolleri yaparaktan üreticimizin sağlıklı ilek almasını ve sonrasında da sağlıklı ilek olaraktan sağlıklı incir, kaliteli incir üretmesini sağlamasına yardımcı oluyoruz. Bu süreçte denetim ve bilinçlendirme faaliyetlerini artırarak kaliteli ve sağlıklı ürünler elde etmeyi hedefliyoruz" dedi. Bilgilendirme toplantısı yapıldı Denetimlerin ardından üreticilerin daha bilinçli üretim yapmasını sağlamak amacıyla bilgilendirme toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda, ileklemede dikkat edilmesi gerekenler, hastalıklar, zararlılar ve kalite standartları hakkında uzmanlar tarafından detaylı bilgiler verildi.

Hububatta hasat dönemi başladı Haber

Hububatta hasat dönemi başladı

Önemli tarım kentlerinden olan Aydın’da hububat hasadı hareketliliği başladı. Didim ilçesinde de sabahın ilk saatlerinden itibaren hububat ekili tarlalarına gelen üreticiler, ürünlerini biçmeye başladı. Aydın’da bu yıl Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) kayıtlarına göre 271 bin 895 dekar alanda buğday, 84 bin 36 dekar alanda arpa ve 273 bin 335 dekar alanda mısır biçerdöverle hasat yapılacak. Hasat döneminin başlamasıyla birlikte harekete geçen İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri de arazilere giderek ürünlerin hastalık ve zararlılara karşı korunması hedefiyle çalışmalarına devam etti. Hububat ekili arazilerde dane kaybının yaşanmaması için kontrollerini sürdüren ekipler, hasat öncesinde de arazilere gelerek Didim’de buğday hasadında dane kaybının olmaması için teknik kontrol gerçekleştirdi. Kontrollere katılan Aydın İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Altıntaş da kontrollerin yanı sıra hem çiftçileri bilgilendirdi hem de biçerdöver belgelerini kontrol etti. Ayrıca buğdayda süne emgi analizi için numune alımı yapıldı. Konu ile ilgili açıklama yapan İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Altıntaş, "İl ve ilçe müdürlüğümüz teknik elemanlarınca biçerdöver kontrolleri, bakanlığımız ve valiliğimizin talimatları doğrultusunda gerçekleştirilecek. Amacımız dane kaybının en aza indirerek hem çiftçilerimize hem de ulusal ekonomiye katkı sağlamak. Bunun büyük bir önem taşıdığını biliyoruz. Özellikle biçerdöverle yapılan hasatlarda, doğru ayarlar ve dikkatli kullanım, kayıpları en aza indirmekte kritik faktörlerden birisidir. Ayrıca dane kaybını önlemek için ürünün doğru olgunlukta olması, hava şartlarının uygun olması ve biçerdöver ayarlarının ve bakımının doğru yapılması da gerekir" dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.