TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Birleşmiş Milletler

AGRONEWS - Birleşmiş Milletler haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Birleşmiş Milletler haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Yumurta kabuğu deyip geçmeyin sanayide çok değerli Haber

Yumurta kabuğu deyip geçmeyin sanayide çok değerli

Akman, yaptığı açıklamada, dünyanın en stratejik protein kaynaklarından olan yumurtanın BM'nin de en önemli konu başlıkları arasında yer aldığını belirtti. Yıldız bileşen olarak tanımlanan yumurtanın, hayvansal protein kaynakları içinde besin değerleriyle anne sütüne en yakın olduğunu dile getiren Akman, yumurtanın fonksiyonel özellikleri en yaygın kullanılan hayvansal protein olduğuna dikkati çekti. Gıdayı toparlayıp yapıştırıyor Fonksiyonel özelliklerinin, yumurtanın tüm gıda sanayinde kullanılmasını sağladığını anlatan Akman, şöyle konuştu: "Köfte, kek, krema, çikolata, tatlılara kadar er türlü gıda ürününde yumurtayı kullanabiliyorsunuz. Kabarma, toparlama, yapıştırma özelliği var. Karbon ayak izi ne düşük proteni kaynağı. En ekonomik ve en rahat ulaşılabilen olanı. Türkiye dünyanın en önemli üreticilerinde ilk 10 arasında. Çok stratejk bir ürün. Yumurta üreticilerine çok değer vermeli ve onları iyi anlamalıyız." "Türkiye ilk 10 arasında yer almalı" Akman, yumurta sanayisinde Türkiye'nin gidecek çok yolunun bulunduğunu belirterek, "Yumurta sanayisinde Türkiye dünyada ilk 50 ülke arasına bile giremiyor. Dünyanın ilk 10 arasındaki üreticilerine bakarsanız hepsi yumurta sanayisinde de ilk 10 arasında ama biz 50 arasında değiliz." dedi. Gelecek 5-10 yıl arasında sadece 30 üreticinin Türkiye toplam yumurta üretiminin yüzde 75'ini yapacak gibi göründüğünü aktaran Akman, yumurta üretimi kadar ihracatının da çok önemli olduğunu söyledi. Gıda güvencesi bakımından korumacı politikaların hiçbir faydasının olmadığını vurgulayan Akman, "Korumacı politikalar, arz ve talep şoklarını artırıyor ve uzun vadede piyasanın dengesizliğini artıyor. İhracatın artması arz ve talep dengesini uzun vadede dengeler." diye konuştu. Akman, yumurtanın kırıldığı andan itibaren sanayisinin başladığını dile getirerek, şöyle devam etti: "Sanayi, yumurtayı kırar pastörize sıvı yumurta üretir. Arkasından bu ürünlerin türevlerine doğru hızlı gider. Raf ömrünü 1-2 yıla kadar uzatabilir. Yumurta tozu, diğer ülkelerdeki gibi süt tozuna benzer lisanslı depoculuk kapsamına alınabilir. Yumurta tozu üretimi arttığı zaman çiftçinin refahını kesinlikle artırır, arz ve talep esnekliği artar, fiyat istikrarı sağlanır. Yumurta sanayisinin gelişimi bu yüzden çok önemli. 10 yıl önce toplam üretimin sadece yüzde 1'i yumurta sanayisinde işleniyordu. Gelişmiş pazarlarda yüzde 25-30 arasında. Günümüzde ise Türkiye'de yüzde 8'e ulaştı. 25 ve 30'lara çıkması lazım ve gidecek daha çok yolumuz var." "Kabuk deyip geçmeyin" Yumurtanın pastörize sıvısı ve tozunun yanı sıra kabuğunun da sanayi açısından çok değerli olduğuna dikkati çeken Akman, "Yumurta kabuğundaki zardan kolojen üretilir. Yumurta kabuğundan biyoplastik elde edilebilir. Polipropilenin en önemli dolgu maddesidir. Yumurta kabuğu, boya sanayisinde ve inşaatta kullanılır. Gübre olarak değerlendirilebilir. Asidik topraklarda asidin düşürülmesi için kirecin ikamesi olarak kullanılabilir. Yemde değerledirilebilir. Haşlanmış yumurtanın kabuğu çok çok değerlidir, haşlanmış zar çok daha yüksek değerlere satılabilir" dedi. Sanayinin yumurtayı daha değerli hale getireceğini belirten Akman, "Yumurtanın fiyatı 1 lira ise sanayisindeki ürünlerle yumurtayı en az 4 liraya satabilirsiniz. Yani 4 kat katma değer sağlayabilirsiniz. Potansiyelimiz var, üretimimiz bol." diye konuştu.

Prof. Dr. Aslan: Haber

Prof. Dr. Aslan: "Doğayı Korumak Gelecek Nesillere Borcumuz"

VAN (İHA) - Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan, doğayı korumanın tüm canlılar için bir zorunluluk olduğunu ifade etti. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından ilan edilen 3 Mart Dünya Yaban Hayatı Günü kapsamında Türkiye’de de farkındalık etkinlikleri düzenleniyor. Prof. Dr. Aslan, merkez olarak 2012’den beri yaban hayatını koruma çalışmaları yürüttüklerini belirterek, doğanın tüm canlıların ortak yaşam alanı olduğuna işaret etti. Ekolojik dengenin korunmasında çeşitli kurumlarla iş birliği içinde çalıştıklarını söyleyen Prof. Dr. Aslan, "Doğal hayat denilince, insan eli değmemiş, bozulmamış yapıdan bahsediyoruz. Tabiat bütün canlıların ortak yaşam alanıdır. Eğer bizler doğayı tahrip eder ve sulak alanları yok edersek ekosisteme zarar vermiş oluyoruz. Bu doğa bizlere emanettir. Bu doğal mirası gelecek nesillere bozulmadan teslim etmek zorundayız. Bunu da hiçbir değişiklik yapmadan gelecek nesillere aktarmalıyız" ifadelerini kullandı. Tarım ve sanayi devrimiyle doğanın büyük zarar gördüğüne dikkat çeken Aslan, "Yaşanabilir bir dünyadan uzaklaşmak üzereyiz. Kaybettiğimiz değerleri kaybettikten sonra farkına vardık. Oysaki elimizdeki değerleri kaybetmeden farkında olmamız gerekiyor. Bu yüzden sulak alanlarımızı, nehirlerimizi ve göllerimizi korumalıyız" dedi.

Haber

"Tarımın Kadın Yıldızları" Projesi Altın Ödülün Sahibi

İSTANBUL (İHA) - Türkiye’nin önde gelen dondurulmuş gıda markası SuperFresh, "Tarımın Kadın Yıldızları" projesiyle, tarımda fırsat eşitliği sağlama hedefini sürdürüyor. Bu proje, Smarties Awards 2024’te MEA bölgesinde "Çeşitlilik ve Kapsayıcılık" kategorisinde altın ödül kazanarak büyük bir başarıya imza attı. Bu ödül, projeye kazandırılan 14. ödül oldu. SuperFresh’in 2022’de Tarım ve Orman Bakanlığı’nın desteğiyle başlattığı "Tarımın Kadın Yıldızları" projesi, Smarties Awards 2024’te "Amaç Odaklı Pazarlama" kategorisinin Çeşitlilik ve Kapsayıcılık dalında altın ödül aldı. Bu ödül, proje bu dal özelinde kazandırılan yedinci ödül olarak kaydedildi. "Tarımın Kadın Yıldızları" projesi, aldığı diğer ödüllerle de dikkat çekti. Bu yıl, Toplumsal Fayda Ödülleri’nde "Tarımda Topluma Değer Katan Proje" ödülünü, The Stevie Awards for Women in Business’te bronz ödülü, Digital Communication Awards 2024’te "Sürdürülebilir İletişim" alanında bronz ödülünü ve İstanbul Marketing Awards’ta "Toplumsal Cinsiyet Eşitliği" kategorisinde en iyi proje ödülünü kazandı. Ayrıca, SuperFresh'in bünyesinde bulunduğu Kerevitaş, Fast Company Türkiye'nin "En Yenilikçi 50 Şirket" listesine girdi. Kerevitaş CMO’su Gülizar Öcal Doğan yaptığı konuşmada, "Türkiye'nin en büyük tarımsal hammadde tedarikçilerinden biri olarak tarımın özellikle kadınlar açısından büyük bir potansiyel barındırdığının farkındayız. Raporlar, Türkiye'de tarım sektöründe 2 milyona yakın kadının bulunduğunu ve bu alanda çalışan kadınların yüzde 78'inin ailesine ait tarlalarda ücret almadan çalıştığını ortaya koyuyor. Bu tespitten hareketle biz de tarım sektöründeki kadın iş gücünün potansiyelini açığa çıkarmak ve fırsat eşitliği sağlamak üzere harekete geçtik. Tarım ve Orman Bakanlığımızın destekleriyle 2022 yılında ‘Tarımın Kadın Yıldızları' projesini başlattık. Bu projeyle tohum seçiminden hasada kadar her aşamada uzman ziraat mühendislerimizle sözleşmeli kadın çiftçilerin yanlarında oluyoruz" dedi. Konuşmasını, "Sürdürülebilir tarım alanında verdiğimiz teşviklerin yanı sıra kadın çiftçilerimizi yapay zeka, finansal okuryazarlık, ekolojik okuryazarlık ve girişimcilik eğitimleriyle destekliyoruz. Projeye dahil olan kadınlarımızın verimliliği artırmak için yapay zekâyı kullanmaya başladığını, üretimle ilgili karmaşık maliyet hesaplamalarını rahatlıkla yaptığını, verilen destekle kızlarını ziraat mühendisi olarak okuttuğunu görüyoruz. Ne mutlu bize ki kısa zamanda dikkat çeken ve ilham veren bir yolculuğa dönüşen projemiz geçtiğimiz sene Birleşmiş Milletler'de düzenlenen özel oturumda tüm dünyaya örnek gösterildi. Başarılarımızla sadece Türkiye'de değil globalde de prestijli kurumlar tarafından 14 ödüle layık görüldük. Kerevitaş için çok kıymetli bir proje olan Tarımın Kadın Yıldızları'nı önümüzdeki dönemde daha da büyüterek, kadınlarımızı desteklemeye devam edeceğiz" sözleriyle sürdürdü.

Son 30 yılda afetlerle 3,8 trilyon dolarlık mahsul kaybedildi Haber

Son 30 yılda afetlerle 3,8 trilyon dolarlık mahsul kaybedildi

Merkezi Roma'da bulunan FAO, "Afetlerin tarım ve gıda güvenliği üzerindeki etkisi" başlığıyla, felaketlerin tarımsal üretime etkilerini değerlendiren bir rapor yayınladı. Rapora göre, son 30 yılda meydana gelen afetler nedeniyle tahmini olarak 3,8 trilyon dolarlık tarım mahsulü ve hayvancılık ürünü kaybedildi. Bunun, yıllık ortalama 123 milyar dolara veya yıllık küresel tarımsal gayrisafi yurt içi hasılanın (GSYİH) yüzde 5'i olan bir kayba tekabül ettiği belirtildi. Raporda, son 30 yılda, tahıl kaybının yıllık ortalama 69 milyon ton düzeyinde olduğu, bu sayının, Fransa’nın 2021’deki tüm tahıl üretimine karşılık geldiği aktarıldı. Bu sayıyı, yıllık ortalama 40 milyon ton kayıpla meyve, sebze ve şeker ürünlerinin takip ettiği kaydedildi. Et, süt, yumurta gibi hayvancılık ürünlerinde ise yıl başına ortalama kaybın 16 milyon ton olduğu belirtildi. Raporda, toplam en fazla ekonomik kaybı yaşayan bölge olarak Asya öne çıkarken, bunu Afrika, Avrupa ve Amerika’nın takip ettiği kaydedildi. Ayrıca, balıkçılık, su ürünleri ve ormancılık gibi alt sektörlerdeki zararlara ilişkin sistematik verilerin mevcut olması halinde belirtilen rakamın daha yüksek olabileceği de ifade edildi. Raporda görüşlerine yer verilen FAO Genel Direktörü Çü Dongyü, "Tarım, doğal kaynaklara ve iklim koşullarına derin bağımlılığı sebebiyle felaket riskine en yüksek düzeyde maruz kalan ve en savunmasız sektörlerden biridir. Bu rapor, tarım-gıda sistemlerindeki riskleri proaktif şekilde ele alma fırsatlarını gösterirken, afet riski yönetimini yaygınlaştırmanın yollarını arıyor." ifadelerini kullandı.

Depremler Türkiye tarımının %20'sinin zarar görmesine neden oldu Haber

Depremler Türkiye tarımının %20'sinin zarar görmesine neden oldu

BM Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) yaptığı yazılı açıklamada, depremin "etkilenen bölgelerde mahsuller, çiftlik hayvanları, balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliği dahil olmak üzere tarımın yanı sıra kırsal altyapıda ciddi hasara neden olduğu” saptamasında bulundu. Depremlerin bölgede yaşayan 15,73 milyon insanı ve ülkenin gıda üretiminin yüzde 20'sinden fazlasını etkileyen önemli tarım illerini etkilediği belirtilen açıklamada, "Türkiye'nin 'Bereketli Hilali' olarak bilinen depremin vurduğu bölge, tarımsal gayri safi yurt içi hasılasının yaklaşık yüzde 15'ini oluştururken, ülkenin tarım ihracatının yaklaşık yüzde 20'sine katkıda bulunuyor.” denildi. Açıklamada, depremin altyapı, hayvancılık ve mahsullerde 1,3 milyar dolar hasara ve tarım sektöründe 5,1 milyar dolar kayba neden olduğu bildirildi. FAO: Yardımlar artırılmalı Deprem meydana geldiği bölgelerde binaların yıkıldığı, ekinler harap ve hayvanların telef olduğu kaydedilen açıklamada, doğal felaketin ayrıca zarar görmemiş çiftlik hayvanları için yem ve aşı kıtlığı yarattığı ve özellikle hasat mevsimi yaklaşırken, tarımsal personel eksikliğinin ortaya çıktığı uyarısı yapıldı. Birleşmiş Milletler (BM), Kahramanmaraş merkezli depremlerin Türkiye'nin tarımsal üretiminin yüzde 20'sinden fazlasının zarar görmesine neden olduğunu duyurdu. BM Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) yaptığı yazılı açıklamada, depremin "etkilenen bölgelerde mahsuller, çiftlik hayvanları, balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliği dahil olmak üzere tarımın yanı sıra kırsal altyapıda ciddi hasara neden olduğu” saptamasında bulundu. BM: Depremlerin Türkiye'ye maliyeti 100 milyar doları geçecek Depremlerin bölgede yaşayan 15,73 milyon insanı ve ülkenin gıda üretiminin yüzde 20'sinden fazlasını etkileyen önemli tarım illerini etkilediği belirtilen açıklamada, "Türkiye'nin 'Bereketli Hilali' olarak bilinen depremin vurduğu bölge, tarımsal gayri safi yurt içi hasılasının yaklaşık yüzde 15'ini oluştururken, ülkenin tarım ihracatının yaklaşık yüzde 20'sine katkıda bulunuyor.” denildi. Açıklamada, depremin altyapı, hayvancılık ve mahsullerde 1,3 milyar dolar hasara ve tarım sektöründe 5,1 milyar dolar kayba neden olduğu bildirildi. FAO: Yardımlar artırılmalı Deprem meydana geldiği bölgelerde binaların yıkıldığı, ekinler harap ve hayvanların telef olduğu kaydedilen açıklamada, doğal felaketin ayrıca zarar görmemiş çiftlik hayvanları için yem ve aşı kıtlığı yarattığı ve özellikle hasat mevsimi yaklaşırken, tarımsal personel eksikliğinin ortaya çıktığı uyarısı yapıldı. Türkiye’de kırsal alanlarda 900 bin kişiye nakit, canlı hayvan ve tarım ekipmanı sağlamak için şubat ayında 25 milyon dolarlık bir yardım çağrı yapıldığını hatırlatan FAO, Türkiye'de depremden etkilenen bölgelere yardımın 112 milyon dolara çıkarılmasını istedi. Deprem bölgesinde nüfusun üçte biri hayatta kalabilmek için tarıma bağlı FAO Direktörü Viorel Gutu, Tohum sezonu için son tarih yaklaşıyor. Çiftçilere acilen gübre ve fide konusunda yardımcı olmak gerekiyor. Bu yıl üretim seviyelerini korumak için ortadaki tek şans bu.” dedi. FAO'ya göre, depremden etkilenen bölgelerdeki nüfusun üçte birinden fazlası hayatta kalabilmek için tarıma bağlı. BM'ye göre depremlerin Türkiye'ye faturası 103 milyar doların üzerinde. Kaynak: Euronews

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.