TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Bursa

AGRONEWS - Bursa haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Bursa haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bir dönümden 1,5 ton ahududu çıkıyor, kilosu 250 liradan satılıyor Haber

Bir dönümden 1,5 ton ahududu çıkıyor, kilosu 250 liradan satılıyor

Bursa'nın dağ ilçelerinden olan Orhaneli'de yaklaşık 15 yıl önce bazı çiftçilerin küçük çaplı başladığı ahududu (frambuaz) yetiştiriciliği bugün yıllık bin tona ulaşan kazançlı bir üretime dönüştü. Düşük kalorisine rağmen yüksek antioksidan içeriğe sahip orman meyvesi frambuaz, mineral ve vitaminleriyle birçok rahatsızlığa iyi geliyor. Bağışıklığı güçlendiren, potasyum içeriğiyle kan basıncını düşürüp kalp sağlığını destekleyen ve sağlıklı sindirime katkı sağlayan ahududu, göz sağlığına iyi geliyor, cildi besliyor ve kan şekerini kontrol ediyor. Yıllık 7 bin ton ahududunun tamamı Bursa'da üretiliyor TÜİK rakamlarına göre yılda ortalama 7 bin ton ahududu üretiliyor ve bunun tamamına yakını Bursa'nın Kestel ve Orhaneli ilçelerinde yetiştiriliyor. Kestel bu konuda başı çekse de Bursa'nın dağ ilçelerinden Orhaneli'nin mahalleleri, ahududu üretiminde oldukça iddialı ilerliyor. Yaklaşık 15 yıl önce bazı çiftçilerin küçük çaplı başladığı ahududu yetiştiriciliği bugün birçok köyde yılda bin tona ulaşan kazançlı bir üretime dönüştü. Bunun da yaklaşık 700 tonunu Göynükbelen Mahallesi gerçekleştiriyor. Göynükbelen Mahallesi Muhtarı Mehmet Turp, "dağ köyleri" olarak bilinen Orhaneli'nin kırsal yerleşim yerlerinde son yıllarda ahududu üretiminin yaygınlaştığını söyledi. Her yıl yeni ahududu bahçeleri kuruluyor Bu orman meyvesinde en ciddi atağı Göynükbelen'in yaptığına dikkati çeken Turp, "Yaklaşık 15 yıldır ahududu üretiyoruz. 15 yıl önce başladık ama bugün hatırı sayılır bir tonaja ulaştık" dedi. Her yıl yeni ahududu bahçeleri kurulduğunu vurgulayan Turp, şöyle konuştu: "Verimi de güzel parası da güzel. Aşağı yukarı bizim mahallemizde 450 çiftçi ahududu üretiyor. Üretimi kolay değil ama kazancından çiftçi memnun. Bahçe temizliği, ilaçlaması, bakımı, çapası derken epey zahmetli. Dönüme 1 ila 1,5 ton verim alınıyor bizim bölgede. Tek veren çeşidi yaz aylarında bitti. Ağustosta yedi veren çeşidine başladık ve aralık ayına kadar sürer. Yedi veren çeşidinden hepsi aynı anda olgunlaşmıyor. Belli periyotlarla hasat hep sürüyor." Kilosu 250 TL'ye satılıyor Tek veren çeşidinde hasat başladığında kilosunun 95-100 liradan alındığını aktaran Turp, şimdilerde ise peşin kilosunun 210 liradan gittiğini, haftada 2 ödemeli olması durumunda 250 liraya ulaşabildiğini söyledi. Mahallelerine İzmir ve Bursa'dan alıcılar geldiğini dile getiren Turp, "Onlar burada alıp paketleyip soğuk hava depolarına götürüyor. Bizim burada da birkaç buzhane kuruldu ve hasat edilir edilmez oraya konuluyor. Genellikle dondurma ve pasta sanayisinde kullanılıyor. Çiftçiler memnun. Kilosu 210-250 liradan satıyorlar. Bu yıl verim de güzel oldu. Dağ köyleri böyle giderse ahududu merkezi olabilir" diye konuştu.

Bursa siyahında rekolte düştü, hasat iklimden dolayı gecikti Haber

Bursa siyahında rekolte düştü, hasat iklimden dolayı gecikti

Antalya'nın İbradı ilçesinin 800 rakımlı Ürünlü Mahallesi'nde yetişen siyah incirin hasat dönemi bu yıl 25 gün geç başladı. Ürünlü'de doğal yöntemlerle yetiştirilen Bursa siyahı incirde hem verim azaldı hem hasat gecikti. İncir hasadı eylül ayı sonuna kadar sürecek. Yaklaşık 25 yıldır incir yetiştiren üreticiler, ilk kez bu kadar düşük verimle karşı karşıya kaldıklarını dile getirdi. Ürünlü Mahallesi'nde yetiştirilen incirlerde bu yıl hem rekolte, hem de hasat zamanı farklılık gösterdi. 25 yıldır incir yetiştiren üreticilerden Mesut Şanlı, bu yıl büyük bir hayal kırıklığı yaşadıklarını söyledi. Normal şartlarda 15 ton ürün alınan incir bahçelerinden bu yıl sadece 3-4 ton civarında ürün elde edeceklerini anlatan Şanlı, bu sezon iklim şartları nedeniyle hem düşük verim aldıklarını hem de hasadın 25 gün geciktiğini dile getirdi. İncir üreticisi Mesut Şanlı, 2025 Bursa siyah incir hasadına geçtiğimiz yıllara göre 25 gün geç başladıklarını, bu dramatik düşüşün en büyük sebebinin hava şartları, iklim değişiklikleri ve uzun süreli poyraz rüzgarları olduğunu dile getirdi. Şanlı, "Devamlı 25-26 gün poyraz esti. Koruklar hep döküldü. Askı da bu sene vurulamadı, koruklar kurudu. Geçen seneki meyvenin ancak dörtte birini alabildik" ifadelerini kullandı. 25 gün geç hasat edildi Şanlı, "Geçen yıl 11 Ağustos'ta başlayan incir hasadı bu yıl 7 Eylül'de, yani yaklaşık 25 gün gecikmeyle başladı. Meyveye de şaşırttı, insana da. Havalar dengesiz gidince incir de zamanında olmadı" dedi. Doğal üretim yapılıyor Ürünlü'de doğal üretim yaptıklarını anlatan Şanlı, "Ürünlü'deki incir bahçelerinde yalnızca hayvan gübresi kullanılıyor, kimyasal gübreye kesinlikle yer verilmiyor. Rakımı 800 metre olan bölgede yetişen Bursa siyahı incirleri, yüksek şeker oranı ve lezzetiyle öne çıkıyor. Kalite olarak hiçbir sıkıntı yok, lezzet çok yüksek. Ama bu yıl verim azaldı" diye konuştu. "Ümidimiz gelecek sene" Yaşanan kayıplara rağmen umudunu koruduklarını anlatan Şanlı, "Arıcının ümidi nasıl bitmezse, biz de gelecek seneyi düşünüyoruz. Bu sene nasip bu kadarmış. Allah seneye daha iyi, daha kaliteli ürün nasip etsin" dedi. "8 tanesi 1 kilogram" Ürünlü'de incirin çok kaliteli olduğunu söyleyen Şanlı, "Bursa incirimizin 8 tanesi bir kilogram civarında geliyor. Kalite mükemmel. Bu yıl rekolte son 25 yılın en düşük rekoltesi fakat, kalite olarak oldukça yüksek. İncir bahçesinin 800 rakımda olmasından dolayı da incirlerimizde ayrı bir lezzetli, tat ve aroması çok yüksek" şeklinde konuştu. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte incir bahçelerine giden üreticiler olgunlaşmaya başlayan incirleri tek tek dalından kopartıyor. Tarlada seçilen incirler boylarına göre ayrılıyor ve satışa sunulmak üzere Antalya haline gönderiliyor. İncirin bahçeden çıkış fiyatı ise kalitesine göre 100 ile 120 TL arasında değişiyor.

Süt üreticilerinden 'yem dayatması'na tepki Haber

Süt üreticilerinden 'yem dayatması'na tepki

Bursalı süt üreticileri, rekabet kurulunun süt sektöründeki 39 teşebbüs hakkında başlattığı 'yem dayatması' soruşturmasını haklı bulup destek verdi. Aralarında Sütaş, Yörsan ve Tek Süt gibi büyük süt ve yem firmalarının bulunduğu bir grubun 'yem dayatması'ndan şikayetçi olan süt üreticileri şikayetlerini dile getirdi. Bursa Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Tunca, Rekabet Kurulu'nun süt sektöründeki 39 teşebbüse soruşturma açmasını ve özellikle zorunlu 'yem dayatması' konusunda aldığı kararları değerlendirdi. Büyük süt firmalarının zaten üreticiden sütü ucuz aldığını ve üzerine yemden de kazanmak için yetiştiricileri zorlayan bir uygulamayı dayattığını belirten Tunca, süt üreticilerinin "Sütünü alırım ama yemi benden almak kaydıyla" diye böyle zorlamayla karşı karşıya kaldığını vurguladı. Süt firmalarının yaptığı bu dayatmanın Rekabet Kurulu'nca tespit edildiğini ve aldığı kararla bir daha yapılmayacağını dile getiren Tunca, şöyle konuştu: "Rekabet Kurulu'nun aldığı karar çiftçiler için çok önemli. Üreticilerden sürekli şikayet geliyordu. Daha ucuza tedarik edecekken sütü verdikleri firmadan pahalıya yem aldıklarını söylüyorlardı. Yıllardır üreticiler firmalar tarafından hep ezilmiş. Rekabet Kurulu, bunu belgelemiş oldu. Bundan sonraki dönemin farklı olacağını düşünüyoruz umarız yanılmayız. Rekabet Kurulu'nun ulusal firmaların, süt firmalarının yaptığı dayatmaya karşı çiftçinin yanında, küçük üreticinin yanında olmasını gerçekten çok önemsiyoruz. Soruşturmanın sonuçlarını biz de bekliyoruz." Firmaların yemden de kazanmak maksadıyla üreticileri zorlamasına karşı olduklarını dile getiren Tunca, "Bundan sonraki dönemde böyle olmaması için de elimizden gelen mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Bu konuya ilişkin Birlik Başkanı'mız Sencer Solakoğlu‘nun bir şikayeti vardı; özellikle bu yem firmaların süt firmalarının yem dayatması konusunda bizzat kendisi şikayetçi oldu. Şu anda gelinen durumda da Sencer Solakoğlu‘nun üreticiler adına büyük bir emeği var" dedi. Üreticilerin, bayiden pazarlıkla daha ucuza ürün almak varken pahalıya alarak maliyetlerinin yükseldiğine dikkati çeken Tunca, şöyle devam etti: "Süt firmaları fiyatlarının sabit olduğunu söylüyorlar ancak burada asıl sorun zorunluluk. Fiyatlar sabit ama cebinde parası olan üretici, bayiden daha ucuza yem alabilme imkanı varken sütünün alınmaması tehdidiyle karşı karşıya kalıyor. Küçük üreticiler gerçekten önemli. Küçük üreticileri köylerde hayvancılık yapan küçük üreticileri biz yaşatmazsak oradaki kültürümüze sahip çıkmazsak oradaki insanlarımız köylerimizi boşalttığında ne yapacağız. Birçok köyü hayvancılık ayakta tutuyor. Dışardan ithalat da durursa daha ciddi sıkıntılar ortaya çıkar." Üreticiler de şikayetçi Mustafakemalpaşalı süt üreticisi Hüseyin Ceylan ise süt firmaların "yem almazsan sütünü almam" diye bir dayatmasıyla karşı karşıya kaldıklarını söyledi. Bu sorunun epey bir süredir devam ettiğini ancak bıçağın kemiğe dayadığını dile getiren Ceylan, şunları kaydetti: "Üreticiyi, çiftçiyi küstürüyorlar. Birçok kişi hayvancılığı bırakma noktasına geldi. Ben şahit oldum bir şeyi anlatayım. 60 yaşında bir üretici, 'ben bu çizmeyi çıkarırsam bir daha giymem ayağıma, bu hayvancılığı yapmam çoluğum çocuğum zaten yanımda değil" dedi bize. Üreticiler parasıyla pazarlık ederek daha ucuza alabilir ama firma istediği yemi sana gönderdiği zaman itiraz etme şansın yok. Yem üretici maliyetlerinin üçte birini oluşturuyor. Rekabet Kurulu kararlarını, soruşturma sonuçlarını merakla bekliyoruz." Rekabet Kurulu soruşturma açmıştı Rekabet Kurulu, Konya Şeker, Sütaş, Matlı Yem Grubu'na bağlı Yörsan ile Teksüt'ün aralarında olduğu süt sektöründeki 39 teşebbüse soruşturma açmıştı. Süt sektöründe uzun süredir münakaşa edilen "süt karşılığı yem" uygulamasına karşı harekete geçen Rekabet Kurulu ayrıca sanayicilerin bazı kurallara uymasını zorunlu hale getirmiş ve üreticilerin yem almaya zorlanamayacağına karar vermişti.

Sözleşmeli karpuz üretti, milyonlarca lira zarar etti Haber

Sözleşmeli karpuz üretti, milyonlarca lira zarar etti

Karacabey'in Ovahamidiye Mahallesi'nde babadan kalma topraklarda domates, mısır ve karpuz üretimi yapan Seçim Gezegen, bir firmayla şubat ayında karpuz üretimi üzerine sözleşme imzaladı. Sözleşmeye istinaden firma tarafından temin edilen fidelerle 500 dönüme karpuz eken Gezegen, hasat dönemine kadar firmayla tüm süreci sorunsuz yürüttü. Firmanın başlarda sorumluluklarını yerine getirdiğini ancak karpuz sezonu açıldığında hasat başladığında Karacabey Ovası'nda fiyatların kötüleştini anlatan Gezegen, "Yani dönümü bin lira ila 10 bin lira arasında karpuz satılınca sözleşme yaptığımız Konyalı firma bizden bir miktar karpuzu aldıktan sonra ortadan kayboldu" dedi. Yer gök karpuz Firmayı defalarca Karacabey'e çağırdıklarını ancak olumlu bir sonuç alamadıklarını vurgulayan Gezegen, şöyle konuştu: "Bize 'Sözleşme fiyatı yüksek karpuz fiyatı da çok düştü' dediler ve sözleşmeye yazılan fiyatların tekrar güncellenmesini istediler. Onu da kabul ettik ona rağmen gelip şu anda bulunduğumuz arazi ile beraber yaklaşık 300 dönüm karpuzumu yerde bıraktılar. Şimdi görüyorsunuz yer gök karpuz. Bu karpuza yaklaşık 20 gün önce dönümüne 60 bin lira verdi tüccarlar ama sözleşmeli diye satmadık. Bu mal elimizde kaldı. Bugün yarın geliyoruz derken gelmediler ürünüm tarlada heba oldu." Kilosu 5 ve 7 liradan anlaştı Sözleşmeli ekim yapmasına rağmen perişan olduğunu dile getiren Gezegen, "Şubat ayında çekirdekli karpuz için kilosu 5 lira, çekirdeksiz karpuz için de 7 liradan anlaştık. Karacabey Ovası'nda fiyatlar çökünce firma bizden malı almak yerine gidip kilogramı 1 liraya 2 liraya mal aldı. Başka çiftçilerden adeta bedavaya mal alıp her gün 60 tır ürün çıkardılar bölgeden." ifadesini kullandı. Firmanın ürününe hastalıkla dediğini ancak bir tanesinin bile bozuk olmadığını belirten Gezegen, şöyle devam etti: "Gelmeyeceklerini anlayınca bu biraz geç oldu; hukuki mücadele başlattım. Benim burada takriben 15-20 milyon lira zararım var. Üretiyorum, üretmeye çalışıyorum, devlet büyüklerinin istediği gibi sözleşmeli yapıyorum ama yine de zarar ediyorum. Dönümüne 40 bin lira harcadım. Dönümünden 15- 20 bin lira kazanmak benim de hakkım. Tüccarlara döümünü 60 bin liradan vermedik. Dürüst olduğumuz için başımıza bu geldi. İlgili firmaya bir ihbarname çektik. Buna cevap vermediler. Adli makamlara taşıdık konuyu ve keşif yapıldı. Keşfin raporları çıkınca ona göre bir pozisyon alacağız." Londra'da yaşıyor baba mirası için geliyor Londra'da yaşadığını ve restoran işlettiğini belirten Gezegen, şunları söyledi: "Baba toprağına sahip çıkalım diye gelip ekim yaptık zarar ettik. Yaklaşık 10 yıldır gelip tarlaları ekip hasat ediyorum. Nisan ayında geliyor sonbaharda dönüyorum. İyi bir çiftçiyim, iyi bir üreticiyim, malına toprağına çok değer veren, zamanında ilaçlayan zamanda gübresini veren iyi bir çiftçiyim, toprağımı, ülkemi çok seviyorum. Tarım sevgisini benden aldılar gittiler." Gezegen, firmanın ilk başta sözleşmeye uygun hareket ettiğini ve A kalite ürününden 55 tır aldığını belirterek, "Yaklaşık bin 300 ton ürünümü aldılar gerisi kaldı. Arazimden aldıkları tırların fişlerini de bana vermiyorlar. Yani firmada inanılmaz bir işgüzarlık var. Daha sonra öğrendim Karacabey'de birçok çiftçiyi benzer şekilde mağdur etmişler" dedi. Tonlarca karpuzun hasat edilmediğine dikkati çeken Gezegen, "Emeğe saygısızlık alın terine saygısızlık. Buradan Tarım ve Orman Bakanı ile Ticaret Bakanı'na sesleniyorum; hani römorkuyla malını döken çiftçiye takip başlatıyorsunuz ya sözleşmeli malımı almayan firmaya da işlem yapın. 3 bin 500 ton yani bir ili doyurur. Türkiye'de küçük bir ilin karpuz ihtiyacını 3 bin 500 tonla karşılarız ama tarlada kaldı" diye konuştu.

Büyükşehir'den çiftçiye bilimsel destek Haber

Büyükşehir'den çiftçiye bilimsel destek

Bursa’da çiftçilerin gelir düzeyini artırma ve üretim verimliliğini daha yukarıya çekme hedefiyle tarımsal destek çalışmalarını sürdüren Büyükşehir Belediyesi, üreticilere katkı sunacak bir projeyi daha hayata geçirdi. Büyükşehir Belediyesi iştirak şirketi Tarım Peyzaj AŞ tarafından yürütülen Mobil Toprak Analizi Projesi kapsamında, uzman ekipler mobil toprak analiz cihazıyla doğrudan çiftçilerin arazilerine giderek toprak değerlerini yerinde ölçüyor. Yapılan analizler sonucunda, toprağın besin elementi durumu belirleniyor ve üreticilere doğru gübreleme programı ile yetiştiricilik konusunda öneriler sunuluyor. Böylece hem verimlilik artırılıyor hem de gereksiz girdi kullanımının önüne geçilerek çiftçilere ekonomik katkı sağlanıyor. Toprak Analizi Projesi’nden faydalanmak isteyen çiftçiler, bulundukları mahalle muhtarlarına veya ziraat odalarına başvurabilir. Ayrıca proje kapsamında hayvancılık alanında da danışmanlık hizmeti sunulacak. Veterinerler tarafından üreticiler ziyaret edilerek, talepleri dinlenecek. Yapılan çalışmaların ardından çözüm önerileri sunularak, çiftçilere hayvansal üretimde de rehberlik edilmesi amaçlanıyor. "Amaç, üründen en yüksek verimi almak" Ekiplerle beraber mobil toprak analizi cihazını test eden Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, mobil toprak analizi çalışmasıyla sadece çiftçiye destek olmadıklarını vurguladı. Projeyle tarlada bulunan elementler hakkında üreticiyi bilgilendirdiklerini ve bilinçlendirdiklerini söyleyen Başkan Mustafa Bozbey, "Çiftçimizin doğru kararlar almasına yardımcı oluyoruz. Çünkü aynı ürünü, her yıl aynı tarlaya ekmek her zaman doğru sonuç vermeyebilir. Amacımız; üreticimizin, tarlasına ektiği üründen en yüksek verimi almasını sağlamak" dedi. "Çiftçimizin yanında olmaya devam edeceğiz" Muhtarlıklar ve ziraat odaları aracılığıyla projeden yararlanılacağını belirten Başkan Bozbey, "Yerinde analiz yaparak onları bilgilendiriyor ve yönlendiriyoruz. Bu çalışmaları, çiftçimizin üretimden daha fazla verim alması ve gelirinin artması için yapıyoruz. Çiftçimizin dün olduğu gibi bugün de yarın da yanında olmaya devam edeceğiz" diye konuştu. "Desteklerimizi sürdüreceğiz" Bursa’da bu alanda önemli gelişmelere imza attıklarını ifade den Başkan Bozbey, "Veterinerlerimiz, hayvancılıkla uğraşan üreticilerimize danışmanlık hizmeti de verecek. Özellikle aile işletmelerine büyük önem veriyoruz. Hayvancılıkla uğraşan üreticilerimizin gelirlerini artırmak amacıyla hem teknik hem de diğer desteklerimizi sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı. "Hem Bursamız hem de ülkemi kazanacak" Çiftçilere mazot, bitki, damlama hortum, gübre, aşı, yem gibi birçok destek sağladıklarını ifade eden Başkan Bozbey, "Bunların yanında çiftçimizin bilgi sahibi olmasını ve bilinçlenmesini de en az diğer destekler kadar önemsiyoruz. Biz, çiftçimize tarlasının durumunu, toprağının neye ihtiyaç duyduğunu anlatıyoruz. Bu sayede hem Bursamız kazanacak hem de ülkemiz kazanacak. Çiftçimize hayırlı olsun" dedi. Başkan Bozbey ile birlikte toprak analizinin testini izleyen çiftçilerden Zekiye Güven, projeden faydalandıklarını söyleyerek kendilerine bu imkanı sunan Başkan Mustafa Bozbey’e ve Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür etti. Çiftçi Çağlayan Özgen de projenin üreticiler için çok kıymetli olduğunu söyledi. Ekiplerin yaptığı analizler sonucunda topraktaki elementlerin miktarını öğrenme imkanı bulduklarını ve bu doğrultuda gübre atarak toprağı işleyeceklerini ifade eden Özgen, Başkan Mustafa Bozbey’e ve Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür etti.

Bursa'da ahududu üretimi S.O.S veriyor Haber

Bursa'da ahududu üretimi S.O.S veriyor

Orman meyvelerinden olan, içerdiği mineral ve vitaminlerle birçok rahatsızlığa iyi gelen ahududu, bağışıklığı güçlendiriyor, potasyum içeriğiyle kan basıncını düşürüp kalp sağlığını destekliyor ve sağlıklı sindirime katkı sağlıyor. Göz sağlığına iyi gelen, cildi besleyen ve kan şekerini kontrol eden ahududu, TÜİK rakamlarına göre geçen yıl 7 bin ton civarında üretildi. TÜİK'e göre bu yıl da değişiklik olmadan 7 bin ton civarı üretim beklense de ülke üretiminin yüzde 85'ini üreten Bursa'nın Kestel ilçesindeki ağaçlar, çiftçiler ve ortaya çıkan verim böyle söylemiyor. Kestel Ziraat Odası Başkanı Eyüp Kılıç, Türkiye'nin böğürtlen ve ahududu üretiminde merkez konumunda olduklarını söyledi. Gözede gibi dağın eteklerinde kurulu kırsal mahallelerde çiftçilerin Türkiye'nin en kaliteli ahududu ve böğürtlenini ürettiğini vurgulayan Kılıç, özellikle ahududu üretiminde Türkiye'nin 85'inin Kestel'den karşılandığını aktardı. Bu yıl özellikle üretim merkezi olan Kestel'de rekolte sıkıntısı yaşandığına dikkati çeken Kılıç, şöyle konuştu: "Tonaj sıkıntımız var. Ahududu bölgemizde artık tükenmek üzere. Gen bozukluğu yaşadık. Yıprattık ahududuyu. Ağaçlarımız ve bahçelerimiz yoruldu eski verim yok artık. 5 ton yapa bahçemiz bir tona düştü. Ahududu ağaçlarının ıslah edilmesi gerekiyor. Bu yıl başlamasıyla bitmesi bir oldu hasadın. Yok çünkü, ağaçlar bomboştu. Yüzde 65-70 civarında kayıp var ve seneye bu kayıp daha fazla olacak." "Kravatlı adamlar televizyonda konuşuyor sabaha gelen yok" Avrupa ülkelerinde bu ıslah çalışmalarının çok iyi yapıldığını anlatan Kılıç, "Bölgeye göre ürün ıslah ediyorlar. Her şeyi çiftçiler olarak biz kendimiz yapıyoruz. Ben uzman ya da ziraat mühendisi değilim ki. Büyük kravatlı adamlar televizyona çıkıp konuşuyor sahaya gelen yok. Yüksek ziraat mühendislerinin köye gelip şunu yapalım dediğini duydunuz mu, ben duymadım." dedi. Ahududun bölgede yok olma tehlikesi yaşadığını dile getiren Kılıç, "Acilen ıslah edilmeli. Bölge çiftçisinin en önemli gelir kapısı çünkü." ifadesini kullandı. Yurt dışından özellikle Bosna Hersek ve Sırbistan'dan ürün geldiğini vurgulayan Kılıç, "Tüccarın bizden aldığını ürünün aynısına paketlenmiş olarak geliyor. Bu yıl üreticiden çıkış fiyatı 150 liradydı. Ama dışardan da bu fiyata getirdiler biz mücadele edemedik. Bir işçi en iyisi günde profesyonel olanı 25 kilo topluyor. Yevmiyesi 1500 lira. Günlük topladığından üreticiye ne kalıyor siz hesa edin" diye konuştu. Kılıç, Lütfiye Mahallesi'nin geçen yıl 250 ton ürün yaptığını belirterek, bu yıl 70 tonda kaldıklarını sözlerine ekledi.

Meyve sebze ihracatçıları ürün eksikliği ve dövizden şikayetçi Haber

Meyve sebze ihracatçıları ürün eksikliği ve dövizden şikayetçi

Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçılar Birliği Başkanı Senih Yazgan, iklim değişikliği nedeniyle nisanda yaşanan zirai don ve yaz aylarındaki aşırı sıcakların taze meyve ve sebze üretimini olumsuz etkilediğini belirtti. Özellikle sert çekirdekli meyvelerde yaşanan kayıp nedeniyle ihracatın tatmin edici olmadığına dikkati çeken Yazgan, her türlü olumsuzluğa rağmen üreticilerin üretmekten ihracatçıların da mücadeleden vazgeçmediğini anlattı. Bu yıl anlık bakıldığında geçen yılın aynı dönemine göre yaşanan ürün eksikliğinden kaynaklanan yüzde 9-10'luk bir kayıp olduğuna işaret eden Yazgan, "Yıl sonunda narenciye ürünlerinin devreye girmesiyle bu açığı kapatabiliriz diye düşünüyorum. Kiraz ihracatı bu yıl yok denecek kadar az oldu. 75-80 bin ton ürün satan bir ülke için 6 bin tonluk ihracat yok gibi bir şey" dedi. Olmayan ürünün yerine başka ürünü koymakla ihracatın dengelenmesinin pazarda sürekliliği sağlamayacağını belirten Yazgan, şöyle devam etti: " Türkiye kiraz üreticisi ve ihracatçısı olarak bilinmeli. Kirazdan kaybedelim narenciyeden kaybedelim mantığı olmamalı. Her ülke fırsat kolluyor. Dünyada rakipsiz değiliz. Siz olmazsanız hemen o ülke devreye giriyor. Söz konusu pazarda o üke devamlılığı sağlarsa oraya kaçış olur. Türkiye, üretim açısından ve pazarlara hakim olma açısından çok güçlü. Ben çok ciddi yer değiştirme olacağını düşünmüyorum." "Büyük fırtınalar estirebiliriz" Yazgan, bu dönemde en büyük sorunun artan girdi maliyetlerini döviz kurunun karşılamaması olduğunu vurgulayarak, "Fiyatlarımızı, baskılanmış döviz kuruyla, girdi maliyetleriyle karşılaştırdığımızda karlılık açısından üreticimiz ve ihracatçımız açısından beklenen rakamları yakaladığımızda bu pazarlarda büyük fırtınalar estirebilecek ülkeyiz. Girdi maliyetleri ile döviz kuru arasındaki makas ihracatçıları zorluyor. Döviz kurunun artması gerekiyor biraz." ifadesini kullandı. Şu anda iç piyasanın ihracata göre daha iyi olduğunu dile getiren Yazgan, "İçerde fiyatlar artıyor ama döviz kuru yükselmediğinden ihracat karlı olmaktan çıkıyor. İhraç ettiğiniz ürün bizler için fiyat açısından tercih edilmez oldu. Uluslararası pazarı kaybetmek istemiyoruz. Biz o pazarlarda olmak istiyoruz. Girdi maliyetlerini üst üste koyduğunuz da maliyetler çok yükseldi. Döviz kurundaki pozisyon, beklentileri karşılamadığı için Avrupa pazarında rekabetçiliğimizi kaybettik." dedi.

Bu bahçede 120 çeşit şeftali yetiştiriliyor Haber

Bu bahçede 120 çeşit şeftali yetiştiriliyor

(BAÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ümran Ertürk, fakülteye ait bir arazide şeftali yetiştiriciliği yaptıklarını söyledi. Hem öğrencilerin okuldan sonraki hayata hazırlanmaları, hem Bursa şartlarına uygun çeşitlerin sağlanması açısından oluşturulan bahçede 500'ün üzerinde nektarin ve şeftali ağacı bulunduğunu dile getiren Ertürk, "120 çeşitten oluşan koleksiyon bahçemiz var. İspanya'daki ıslahcı firmadan geldi. Bu çeşitlerin Bursa şartlarındaki adaptasyonu denenerek bölgeye uygun olanlarının yetiştiriciler tarafından tercih edilip üretilmesi için çalışmalar yürütüyoruz" dedi. Bahçelerinde nektarin, basık şeftali, beyaz, sarı ve kırmızı etli şeftali gibi onlarca sofralık çeşit bulunduğunu belirten Ertürk, şöyle devam etti: "Ayrıca bu bahçede üreticilerin şeftali ağaçlarına uygulayacağı terbiye sistemlerini oluşturabilmesi için de çalışmalar yürütüyoruz. 8 farklı şeftali ağacında terbiye sistem uygulandı. Bu sistemlerden en iyileri üreticilere tavsiye edildi. Bursa eskiden şeftali üretimiyle bilinirdi ama Çanakkale'ye kaptırdı. Bursa'yı tekrar şeftalisiyle anılır hale getirmek için çalışmalar yürütüyoruz." "Yunanistan, yıllık 500 bin ton işlenmiş şeftali ihraç ediyor" Ertürk, bu çeşitler olgunlaştığında aşırı derecede tatlılık verdiğini belirterek, "Sert iken bile tatlı olan şeftalilerimiz. 120 çeşidin hepsi Bursa içi uygun değil. Uygun olanları, verimli olanları Bursalı çiftçiler bahçelerinde üretiyor" ifadesini kullandı. Bahçelerinde Bursa'da üretimi yapılmayan sanayiye uygun 10 çeşit sarı şeftali de bulunduğuna dikkati çekerek, "Amaç sanayiye yönelik yeni bahçelerin kurulması ve konserve ve sanayiye ürün tedariki sağlayarak ekonomiye katkı değer oluşturmak. Konserve ve sanayiye uygun çeşitler yetiştirilerek hammadde sağlamayı amaçlıyoruz. Yunanistan, yılda 500 bin ton sanayilik şeftali üretiyor ve işleyerek ihraç ediyor. İşlenmiş şeftali ihracatı biz de yapabiliriz. Bursa üretim ve sanayisi açısından buna çok müsait" diye konuştu. "Öğrenciler hasat ediyor" Bahçelerinde hasadın haziran ayında başlayıp eylül sonuna kadar sürdüğünü aktaran Ertürk, "4 ay şeftali hasat ediyoruz. Bu sezonun uzaması açısından, 4 ay boyunca taze ürün sağlanması açısından önemli" dedi. Prof. Dr. Ertürk, fakültede 15 Haziran'dan sonra staj programı başladığını anlatarak, şunları söyledi: "İkinci sınıf öğrencileri çiftlik stajı yapıyor. 9 bölümün öğrencileri hasat ediyor. Eylül sonuna kadar sürüyor. Öğrenciler nektarin ve şeftali çeşitlerini tanıyorlar. Şeftalide ne var hasadı nasıl yapılıyor görmüş oluyorlar. Bitki koruma öğrencileri hastalık ve zararlılarını öğreniyorlar. Hem onların öğrenmesini sağlıyoruz hem üretim yaparak döner sermayeye katkı sağlıyoruz hem de üreticilere yol gösterici çalışmalar yürütüyoruz. Öğrenciler, koleksiyon bahçesinde okuldan sonraki hayatları için tecrübe kazanıyor." Hasat ettikleri ürünleri kampüs alanı içindeki satış yerlerinde satışa sunduklarını belirten Ertürk, "Memurlar, akademisyenler, öğrenciler bazen özellikle gelen vatandaşlar alıyor. Satılmadığı zamanlarda meyve suyuna ya da marmelata işleniyor. İlaç kullanımını biz hasat başladıktan sonra kesiyoruz. Az ilaç kullandığımız için doğala yakın az ilaçlı ürünümüz oluyor. Bu durum ağaçlara hastalık ve zararlıların bulaşmasına yol açıyor ama biz bunu göze alarak ilaçlama yapmıyoruz" diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.