TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Büyükbaş Hayvan

AGRONEWS - Büyükbaş Hayvan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Büyükbaş Hayvan haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Elazığ, TKDK Desteğiyle 35 Baş Hayvandan 300 Baş Çiftliğe Video Galeri

Elazığ, TKDK Desteğiyle 35 Baş Hayvandan 300 Baş Çiftliğe

Elazığ'da 35 büyükbaş hayvanı bulunan ve köyünde süt satarak geçimini sağlayan Ömer Erdem, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu'ndan (TKDK) aldığı destekle 300 büyükbaş çiftliği kurdu. Eski geleneksel yöntemden modern üretime geçen Erdem, ülke ekonomisine katkı sağlıyor. Elazığ'da yaşayan 3 çocuk babası Ömer Erdem (48), merkeze bağlı Alaca köyünde 35 büyükbaş besicilik yapıyor ve süt satarak geçimini sağlıyordu. Eski geleneksel yöntemlerle üretim yapan Erdem, hayali olan çiftlik için devletin sağladığı desteklerden faydalandı. 2014 yılında TKDK'ya başvuru yapan Erdem, devletten aldığı yüzde 60 hibe desteği ile 2015 yılında çiftliği kurarak modern yöntemlerle besiciliğe geçti. Yaklaşık 4 bin 500 metrekarelik kapalı alana 300 büyükbaş hayvan kapasiteli çiftlik kuran Erdem, ardından çiftliğin üzerine GES kurdu. Toplamda 100 KW ile enerji ihtiyacını güneşten karşılayan Erdem, çiftliğin başta olmak üzere ürettiği mısır, yonca, arpa gibi ürünlerin elektrik enerjisini ücretsiz bir şekilde sağlıyor. Erdem, Simental cinsi 300 baş ile şu anda üretimini sürdürürken, kırmızı et üretiminde ülke ekonomisine katkı sağlıyor. Yatırımlarını devam ettirdiğini aktaran işletme sahibi Ömer Erdem, "Devletin desteği olmasaydı biz böyle bir yeri hayal bile edemezdik" ifadelerini kullandı. "Devletin desteği olmasaydı biz böyle bir yeri hayal bile edemezdik" Merkeze bağlı Alaca köyünde besicilik yapan Ömer Erdem, "Biz daha önce eski geleneklere göre besicilik ve sütçülük yapıyorduk. Orada 35 hayvanla yapıyorduk. TKDK'nın projeleri oldu. Bizde gerekli kriterleri tamamladıktan sonra başvurumuzu yaptık. Arsada kendimizindi. Bu köyde bayağı arazimiz var. Burada hem ekip biçiyoruz hem de besicilik yapıyoruz. Puanımız yeterli olduğu için başvurumuz onaylandı. 300 büyükbaşla besicilik yapmak bizlere nasip oldu. 2014 yılında başvurmuştum 2015 yılında onaylanmıştı. Devletin desteği olmasaydı biz böyle bir yeri hayal bile edemezdik. Yüzde 60 artı yüzde 18 KDV'si vardı. O zamanlar bu kadar fazla besi çiftliği yoktu. Allah bize de nasip etti. Rabbim devletimize zeval vermesin. Bizlere destek oldular bizde çok güzel bir proje yaptık. 10 yıldır kesintisiz bu işi yapıyoruz. 35 hayvanla ben buraya geldim, şuanda 300 hayvanımız var. Buradan kazandıklarımızı da tekrar işletmelere yatırdık" dedi. "Kırmızı et ihtiyacının giderilmesini için ömrüm boyunca uğraştım" Erdem, "Çiftliğin üstünde 100 Kw GES var. Güneşten enerjimizi elde ediyoruz. Buradaki mısır, yonca ve çiftliğin elektrik giderlerini GES ile karşılıyoruz. Özellikle yaz ayında GES'İN sayesinde hayvanların ihtiyacı olan mısır ve yoncanın sulamalarını GES ile yapıyoruz. Ben bu çiftliği açtığım zaman 580 bin EURO'nun yüzde 60'ını hibe olarak aldım. Kırmızı et bizim ülkemizin en büyük sorunlarından birisidir. Kırmızı et ihtiyacının giderilmesini için ömrüm boyunca uğraştım. Bu işi yapan insanların ya güzel meraları olmalı ya da büyük arazileri olmalıdır. Hayvanların ihtiyacı olan samanı satın alırsa, arpayı ve yemi satın alırsa kırmızı et fiyatlarında yükseliş olacaktır. Bu tür destekleri yapacaklar olan öncelikle köylüler olmalıdır. Burada iki çeşit hayvan üretiyoruz. Birisi kurbanlık olarak diğeri de kesim olarak Elazığ merkezde firmalara kesim yaptırıyoruz" ifadelerini kullandı.

Bursa, Yenişehir Hayvancılıkta Nüfusun İki Katına Ulaştı Haber

Bursa, Yenişehir Hayvancılıkta Nüfusun İki Katına Ulaştı

Türkiye’de tarımdan sonra hayvancılığın en yangın olduğu Bursa’nın Yenişehir ilçesinde hayvan sayısı nüfusun iki katına ulaştı. Tamamen doğal ortam ve meralarda yetişen küçükbaş ve büyükbaş hayvanların kesilen etleri Türkiye’nin en ücra köşelerine giderken müşteriler tarafından beğeniyle tüketiliyor. Yenişehir Belediyesi, üretici ve tüketici memnuniyetini arttırmak için çalışmalarını hızlandırdı. Belediye Başkanı Ercan Özel, "Yenişehir’de hayvancılık oldukça önemli bunun için mezbahamızda hızlı bir yenilik yaparak ekipman ve bir çok noktada yenilik sağladık. Mezbahamız ilçe tarım müdürlüğüne bağlı ekipler tarafından sürekli denetleniyor. Uzman veteriner hekimlerimiz ve kesimcilerimizle hayvan üreticilerimize en iyi hizmeti sunmaya devam ediyoruz. İlçemizin dört bir yanında özenle doğada yetiştirilen küçükbaş ve büyükbaş hayvanlarımız buradan Türkiye’nin birçok noktasına gidiyor. Kesilen hayvanların her kesimden takdir görmesinin sebebi lezzeti ve kalitesidir" dedi. Başkan Özel, " Yenişehir’in nüfusu 55 bin iken ilçemizde büyükbaş hayvan sayısı 38 bin küçükbaş hayvan sayısı 64 bindir. Bin 800 büyükbaş 600 küçükbaş işletmesinin bulunduğu ilçemiz hayvancılık alanında gelişmesi ve Yenişehir’i hayvancılığın Başkenti yapmak ve üreticilerimiz için üzerimize düşen ne varsa yapmaya çalışacağız" diye konuştu.

Tarsus’ta üreticilere yem desteği Haber

Tarsus’ta üreticilere yem desteği

Mersin Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı, ‘Destek büyükşehirden üretim çiftçiden’ sloganıyla büyükbaş hayvan yetiştiricilerine mısır flake yem desteği dağıtım töreni gerçekleştirerek üreticilere bir kez daha yanlarında olduğunu hissettirdi. Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in de katıldığı törende Tarsus ilçesinde 230 hayvan yetiştiricisine 132 bin kilogram yem desteği sağlanırken Akdeniz, Aydıncık, Bozyazı, Çamlıyayla, Erdemli, Mezitli, Tarsus, Toroslar ve Yenişehir ilçelerindeki 395 büyükbaş hayvan yetiştiricisine de 246 bin 400 kilogram mısır flake yem desteği ulaştırılacak. Tarsus Cumhuriyet Meydanında düzenlenen dağıtım töreninde konuşan Başkan Seçer, Mersin’in bir tarım kenti olduğunu vurgulayarak, "Bizim ekmeğimiz toprak ve hayvancılık. Köylü milleti olarak biz ekmeğimizi topraktan kazanıyoruz. Bu yüzden belediye olarak çiftçimize, üreticimize önem veriyoruz. Ama bizim özellikle önem verdiğimiz düşük ölçekli üretici. Büyük ölçekli üretici hem para kazanıyor hem de Tarım Bakanlığının desteklerinden faydalanıyor. Küçük üretici de faydalanıyor ama yeterli olmuyor” dedi. Büyükbaş hayvancılıktan küçükbaş hayvancılığa, kaz yetiştiriciliğinden arıcılığa kadar Mersin’deki her alandaki üreticinin yanında olduklarının altını çizen Seçer, “Mersin genelinde bugüne kadar bin 128 büyükbaş hayvan üreticisine toplam 2 bin 780 ton yem desteği verdik. Bunun 393’ü Tarsuslu büyükbaş hayvan üreticisi. Bu 2 bin 780 ton desteğin de yaklaşık olarak 2 bin tonu Tarsus’ta. Çünkü en fazla büyükbaş hayvan yetiştiriciliği burada. Onun için de en büyük pay Tarsuslu üreticilerin” ifadelerini kullandı. Büyükşehir belediyesinin üreticilere yönelik proje ve desteklerini aktaran Seçer, birliklerle iş birliği halinde birçok yem ve tohum desteği de sağladıklarını söyledi. Büyükşehir belediyesinin ‘Hadi Gel Köyümüze Destek Verelim’ projesinden de söz eden Seçer, “Bizim amacımız köylümüzü doğduğu yerde doymasına destek olmak. Bugüne kadar 240 aileyi yetiştirici yaptık. Bunun 121’i kadın üretici. Kadın üreticiye önem veriyoruz. Kadınlar üretsin ve çalışsın, ayaklarının üzerinde dursun, kimseye muhtaç olmasın istiyoruz. Çocuklarının eğitimine, bakımına, yemesine ve içmesine fayda sağlasın istiyoruz” şeklinde konuştu. Üreticilere avokado, pasiflora, alıç, nergis soğanı gibi fide-fidan desteklerinin olduğunu aktaran Seçer, bu desteklerin küçük üreticiler için oldukça kıymetli olduğuna değinerek, “Tok açın halinden anlamaz. Üreticinin bu desteklere ihtiyacı var. Çalışacak, üretecek. Devlet sosyal olacak, belediye sosyal olacak. Belediye başkanı, gelen parayı halk için harcayacak ve halka yardımcı olacak. Belediye demek halk demek, bizim anlayışımız bu” diye konuştu. "Tarsus kalbimizin içinde" Tarsus’ta yaptıkları çalışmalara da değinen Seçer, kendi dönemlerine kadar Tarsus’ta bu denli kaliteli asfalt çalışmalarının yapılmadığının altını çizdi. “Bizler prestijli caddeler yapıyoruz” diyerek sözlerini sürdüren Seçer, Mersin merkezde yapılan işlerin aynısının Tarsus’ta da yapıldığını ifade ederek, “Aynı kalitede kaldırım, yol, bina, sosyal hizmet ve aynı oranda tarımsal destek yapılıyor. Tarsus bir köşede kalmış, unutulmuş, gözden ırak gönülden de ırak bir yer değil. Tarsus kalbimizin içinde” dedi. Tarsus’ta yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Seçer, birçok mahallenin arıtmasının Tarsus arıtmasına bağlanacağını belirterek, arıtmanın kapasitesinin artırılması için Avrupa Birliği’nden fon aldıklarını ve bütçesinin de hazır olduğunu vurguladı. Tarsus’un altyapısında büyük değişiklikler olacağına dikkat çeken Seçer, 2024’ün başında yağmur suyu terfi istasyonunu ve Tarsus arıtma tesisinin açılışının yapılacağını ve Yenice’nin de arıtma tesisine en yakın zamanda kavuşacağını duyurdu. Afet riskinden dolayı yıkılan Şelale Otel’in yerine sanat eseri düzeyinde bir sosyal tesis yapacaklarını ve çalışmaların sürdüğünü belirten Seçer, “Oteli otelciler yapacak, belediye hizmet yapacak. Belediye güzel bir turistik alana otel yapıp kiraya vermez, onu otelci yapsın. Ben halk adına çalışan belediye başkanıyım. Yıktık ve ihaleye çıktık. Oraya sanat eseri düzeyinde bir sosyal tesis yapıyoruz. Çocuklarınızla gidebileceğiniz, tiyatro, oyun salonları, kır bahçesi ve yemek yeme alanlarının olduğu bir tesis yapacağız” diye konuştu. Tarsus’a modern bir kreş de açacaklarının müjdesini veren Seçer, “Kreşlerimize çok talep var. Çünkü öğretmenlerimizden, uygulamalardan aileler oldukça memnun. Bu kreşler özel kreş gibi yüksek meblağlarda öğrenci almaz. Daha çok gelir düzeyi düşük, ihtiyaç sahibi olan ailelerin çocuklarını tercih ederiz. Bizim kime, hangi kesime hitap ve hizmet ettiğimizi tüm halkımın bilmesini istiyorum. Çocuklar çok modern bir kreşte hizmet alacak. Tarsus’umuza ne kadar güzel ve modern bir kreş açtığımızı hep beraber göreceğiz” şeklinde konuştu. 17-18-19 Kasım tarihlerinde bu yıl ‘Şahmeran Yılı’ teması ile gerçekleştirilecek olan ‘2. Uluslararası Tarsus Festivali’ne de tüm halkı davet eden Seçer, festival hakkında detayları paylaşarak, “Yaklaşık 250 ülkeden ve Türkiye’den halk dansları toplulukları gelecek. Yazarlar, çizerler, ünlü televizyoncular burada olacaklar, söyleşiler yapacaklar. Onlarla tanışma, onları dinleme ve izleme fırsatı bulacaksınız. Tarsus kadim, tarihi ve kültürel birikimi olan bir yer. Cuma günü Simge, cumartesi hemşehrimiz Manuş Baba, pazar günü de Melek Mosso Tarsuslulara çok güzel konserler verecek. Bütün Tarsusluları, özellikle gençleri bekliyorum” dedi. Büyükbaş hayvan yetiştiricilerine dağıtılan yem desteğinden faydalanan üretici Emine Aslan, hayvan yetiştiricileri için en önemli girdi kalemlerinden biri olan yem fiyatlarının oldukça pahalı olduğuna dikkat çekerek, “Başkanımız Vahap Seçer, yarı hibeli yem desteğini verdi. Bizler de bayağı aldık ve rahatladık. Çok da iyi oldu. Büyükşehir Belediye Başkanımıza teşekkür ederim” diye konuştu. Konuşmaların ardından projeden faydalanan üreticilere Başkan Seçer tarafından mısır flake dağıtımları yapıldı.

Malatyalı depremzedelere büyükbaş hayvan desteği Haber

Malatyalı depremzedelere büyükbaş hayvan desteği

Malatya’da düzenlenen dağıtım törenine katılan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, "5 bin 804 büyükbaş hayvan dağıtımına başladık" dedi. Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde hayvanlarını kaybeden üreticilere Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından destekler verilmeye devam ediyor. Bu çerçevede daha önce küçükbaş hayvan dağıtımı yapan bakanlık, bugün itibariyle de deprem bölgesinde büyükbaş hayvanlarını kaybeden üreticilere yine büyükbaş desteği sağlıyor. İlk olarak Malatya’da başlayan büyükbaş hayvan dağıtımı Akçadağ ilçesinde bulunan Sultansuyu Tarım İşletmelerinde gerçekleştirildi. İlk etapta 75 yetiştiriciye 76 adet büyükbaş hayvan teslim edilirken törene katılan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, depremlerde hayvanları telef olan yetiştiricilere toplamda 5 bin 804 büyükbaş hayvanın dağıtımına başladıklarını söyledi. Malatya’da toplam 550 büyükbaş hayvanın yetiştiricilere teslim edileceğini ifade eden Bakan Yumaklı, “Cumhurbaşkanımızın deprem sonrası hayvanlarını kaybetmiş üreticilerimize verdiği söz vardı. Bugün burada o sözü yerine getirmeye başladık. Şuana kadar 25 binin üzerinde arılı kovan teslimatı ile 43 bin 300 küçükbaş hayvan ve 550 bine yakın da kanatlı hayvan teslimatı yapıldı. Bugün itibariyle de 5 bin 804 büyükbaş hayvan dağıtımına Malatya’da başlamış oluyoruz” dedi. Gençlerin ve kadınların üretimin içinde olması gerektiğini de vurgulayan Bakan Yumaklı, "Gerçekten kadının ve ananın olduğu yerde bereket var. İnşallah dediğim gibi gençlerimiz ve kadınlarımız üretim içerisinde olsun. Onlar üretsinler ve Türkiye Yüzyılını biz üretimin ve üreticinin yüzyılı yapalım" diye konuştu. Konuşmaların ardından depremzede üreticilere büyükbaş hayvanların dağıtımı gerçekleştirildi. Hayvanlarına kavuşan yetiştiriciler de mutluluklarını dile getirerek, kendilerine desteklerinden dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer yetkililere teşekkür ettiler.

Çiftçilere ’Büyükbaş Hayvanlarda Sağlık Paketi’ desteği Haber

Çiftçilere ’Büyükbaş Hayvanlarda Sağlık Paketi’ desteği

Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı (DOKAP) tarafından finanse edilen ’Büyükbaş Hayvanlarda Sağlık Paketi’ projesi dahilinde Aydıntepe İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’nde çiftçilere sağlık paketleri dağıtıldı. Yüzde 70 DOKAP, yüzde 30 çiftçi katkılı sağlık paketi içerisinde yer alan 20 adet vitamin, 20 adet mıknatıs, 1 litre tentürdiyot, 1 adet doğum arabası, 1 adet temizlik arabası, 1 adet süt ölçüm kovası ve 2 adet biberon 500 çiftçiye düşük maliyetle verildi. Projeden faydalanan tek kadın çiftçi Emriye Kurcan, projeden aldığı ürünlerden memnun olduğunu ifade ederek, destekte bulunanlara teşekkür etti. Çok daha yüksek meblağlara temin edecekleri paketi, bin 600 lira gibi bir parayla aldıklarını söyleyen çiftçi Hasan Malkoç, "Sadece doğum arabasını almak istesek en az 2 bin liraya satın alabilirdik. Şimdi tüm paketi bin 600 liraya aldık, biz çiftçiler için bu proje çok iyi oldu, çok memnun kaldık. Tarım İl ve İlçe müdürlüklerimize, DOKAP’a emeğe geçen herkese teşekkür ediyorum" diyerek konuştu. Aldıkları ürünlerin kaliteli ve hesaplı olduğunu söyleyen bir diğer çiftçi Vural Zengin, "DOKAP ve Bayburt İl Tarım ve Orman Müdürlüğümüze çok teşekkür ediyoruz. Aldığımız ürünlerin çok kaliteli ve hesaplı olduğunu gördük. Bu kadar kaliteli ürünlerin bu fiyata alınmayacağını bizler çok iyi biliyoruz. Bu tür projelerin, çalıhaşmaların devamını temenni eder, herkese çok teşekkür ederim" dedi. Proje hakkında bilgiler veren Bayburt İl Tarım ve Orman Müdürü Selami Ersen, "Buzağı ölümlerinin önüne geçebilmek için müdürlüğümüz tarafından hazırlanan bu proje, DOKAP’a sunulmuş ve DOKAP tarafından kabul edilerek, onaylanmıştır. Bu projede 500 çiftçimiz için bir sağlık paketi hazırladık, bu sağlık paketinde doğum arabası, temizlik arabası, mıknatıs, süt ölçüm kovası, vitamin ve biberon gibi ürünler yer alıyor. Hayvanların daha sağlıklı ortamlarda buzağı dönemini geçirmesi maksadıyla projemizi hayata geçirdik. 2 milyon 950 bin lira bütçe ayrılan projenin yüzden 70’ini DOKAP karşıladı, yüzde 30’u da çiftçi tarafından karşılandı. Bugün Bayburt Merkez, Aydıntepe ve Demirözü ilçelerinden 500 çiftçimize paketlerin dağıtımını yaptık. Daha zenginleştirilmiş, süreklilik arz eden projelerle çalışmalarımıza devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. Aydıntepe İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü önünde yapılan törene DOKAP Başkan Yardımcısı Şeref Demir, Bayburt İl Tarım ve Orman Müdürü Selami Ersen, İl Müdür Yardımcısı Gökmen Şengün, Aydıntepe İlçe Müdürü İbrahim Köksal, Hayvan Sağlığı Yetiştiriciliği ve Su Ürünleri Şube Müdürü Kürşad Yıldız, muhtarlar ve yetiştiriciler katıldı.

Türkiye’nin ’Boz sığır’ ırkı koruma altına alındı Haber

Türkiye’nin ’Boz sığır’ ırkı koruma altına alındı

Üniversitede çoğaltılan ırk, damızlık olarak ülke genelinde çeşitli bölgelere gönderilecek. Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü hayvancılık tesislerinde, birçok çiftlik hayvanlarının hem eğitim, hem araştırma, hem de uygulama çalışmaları sürüyor. Sığırın farklı türleri, koyun, keçi, kaz, tavuk, deve kuşu ve arıcılık gibi hayvan türlerinin bulunduğu bölümün göz bebeğinin Boz ırk sığırlar olduğunu belirten Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölüm Başkanı Prof. Dr. İbrahim Ak, “Boz ırklar Türkiye’nin yerli hayvan gen kaynaklarından bir tanesidir. Ülkemizde özellikle Trakya ve Güney Marmara civarına yayılmış bir yerli ırkımızdır. Geçmişte bu bölgelerde eti, sütü ve iş gücünden yaralandığımız bir sığır ırkımızdı. Son yıllarda yüksek verimli kültür ırkları devreye girince, her türlü olumsuz şartlara daha dayanıklı ancak et ve süt verimi daha düşük olan Boz ırkların sayısı önemli düzeyde azaldı. Tarım ve Orman Bakanlığımızın yerli hayvan gen kaynaklarımızı korumakla ilgili önemli çalışmaları var. Bizler burada hem öğrencilerimize Boz ırkı tanıtıyor, hem de Boz ırkın korunmasına yönelik çalışmalara destek olmaya çalışıyoruz” diye konuştu. “Kırmızı et üretiminde ’Boz ırk’ sığırlardan daha fazla yararlanılmalı” Boz ırkların özelliklerinin önemli olduğunu ifade eden Başkan Ak, “Bu ırklar, yetersiz bakım ve beslenmeye, hastalıklara ve kötü barınma şartlara dayanıklı bir hayvan ırkıdır. Tarım ve Orman Bakanlığımızın zorunlu tuttuğu bazı koruyucu aşılar dışında bu güne kadar herhangi bir hastalık ve tedavi giderimiz olmadı. Çünkü dediğim gibi diğer hayvanlara göre dayanıklı hayvanlar. İçlerinde boğa var, herhangi bir tohumlama masrafımız yok. Her yıl her inekten 1 buzağı alıyoruz. Şu ana kadar 8 buzağımız doğdu ve herhangi bir buzağı ölümümüz yok. Elektrikli çitle çevrili suni merada otlatıyoruz, fabrika besi yemi kullanmıyoruz ve çoban masrafımız yok. Bu ırk sığırlar uygun otlama alanı varsa otlayarak kendi besin ihtiyacını karşılayabiliyor. Fabrika yemi kullanmadığımız için de yem masrafımız yok denecek kadar az. Neredeyse sıfır masrafla sığırcılık yapıyoruz” şeklinde konuştu. “Küresel ısınma ve kuraklığa dayanıklı yeni sığır ırklarının ıslahında Boz ırk sığırlardan gen kaynağı olarak yararlanılabilir” Dünyada yapılan ıslah çalışmaları, uygun bakım besleme şartlarının sağlanması ile yüksek verimli kültür ırkı süt ineklerinin veriminin 10 kat artırıldığını belirten Ak, “Ama inekler genelde yılda sadece 1 buzağı doğuruyor. Dolayısıyla altyapısı uygun bölgelerde ülke kırmızı et üretimine destek olmak için bu hayvanlardan et üretimi amacıyla daha fazla yararlanmamız gerekiyor. Bu arada ülke olarak et ve süt ihtiyacımızı karşılamak için alt yapısı uygun bölge ve çiftliklerde yüksek verimli ineklerimizi yetiştirmeye de devam edeceğiz. Onlardan yüksek süt ve et verimini almaya devam edeceğiz. Ama bu hayvanlarımızdan da et üretimi açığımızı karşılamada mutlaka daha fazla yararlanmamız gerekiyor. Günümüzde küresel ısınma ve kuraklık dünyada tarımda bitkisel ve hayvansal üretimi olumsuz etkilen en büyük tehdit. Ve bu tehdit her geçen gün artarak devam ediyor. Bu nedenle her türlü olumsuz şartlara dayanıklı yerli hayvan gen kaynaklarımızdan sıcağa ve hastalıklara dayanıklılık gibi önemli konularda yapılacak hayvan ıslah çalışmalarında yararlanabilmemiz için yerli ırklarımızın korunması büyük öneme sahip. Yerli gen kaynaklarımız geçmişten bu güne bize emanet edilen çok değerli bir miras. Binlerce yıl her türlü olumsuz şartlara dayanıp bu günlere kadar yaşama şansı bulmuş yerli hayvan gen kaynaklarımız bundan sonrasındaki hayvan ıslahı çalışmalarında yararlanabileceğimiz değerli bir hazinemiz. Ülkemizin diğer bölgelerinde başka yerli ırklarımız da var. Biz bölgemizin yerli ırkı olan Boz ırk sığırla çalışıyoruz. Doğu Anadolu’da Doğu Anadolu Kırmızısı, İç Anadolu’da Yerli Kara, Güney Doğu Anadolu’da Kilis Sığırı gibi yerli sığır ırklarımız da var. Şu ana kadar projemiz oldukça iyi gidiyor. Hayvanlarımız gayet sağlıklı, herhangi bir sorunumuz yok. Burada sürüyü biraz daha büyütmek, daha sonrasında da bu ırkla ilgili et süt verimi ve kalitesi ile ilgili araştırma gayeli çalışmaları da yapmak istiyoruz” dedi. “Hedefimiz 40 başlık bir sürü oluşturmak” Bu hayvanların sütü ve etiyle de çalışmalar yapmak istediklerini belirten Ak, “Çünkü merada ve daha doğal beslenen hayvanların et ve sütleri sağlıklı beslenme açısından ve besin maddesi zenginliği açısından çok önemli. Bu manada da ilerde sığır sayımız arttığında araştırma amacıyla buradan birçok veri de almış olacağız. Şimdilik 14 hayvan var, hedef 40 baş damızlık sığıra ulaşmak. Alanımız yeterli olmadığı için daha fazlasını üretmekle ilgili sorunumuz var. Güney Marmara bölgesi Boz ırk yetiştiriciliği için uygun bir bölgemiz. Boz ırk sığırları gen kaynağı olarak korumakla ilgili olarak Tarım ve Orman Bakanlığı’mızın Marmara Hayvancılık Enstitüsü bu konuda çalışmalar yapıyor. Yine Tarım ve Orman Bakanlığımızın yetiştirici elinde ıslah program çerçevesinde bölgede önemli çalışmaları var. Bizim Bursa’da Uluabat gölü kıyısında Eski Karaağaç Leylek köyünde mera ıslahı ile ilgili bir başka Boz ırk projesi de devam ediyor” diye konuştu. “Şimdiden talep yoğun” "Normal kapasiteye ulaştığımızda fazlalık olan erkek ve dişileri damızlık olarak yetiştiricilere vereceğiz" diyen Prof. Dr. Ak, “Erkeklerin damızlık talep fazlası ise kesime gidecek. Dişilerin damızlık olarak kullanılmasını hedefliyoruz. Şimdiden birçok yerden talep var. Ama henüz bizim hayvan sayımız yeterli değil. Çoğalttığımızda inşallah fazlalığını bu ırkı üretmek isteyen yetiştiricilere vereceğiz. Bilhassa makilik, ormanlık alanlarda bu hayvanlara barınak ve yeme ihtiyaç otlamadan sadece otlatarak beslemeniz mümkün. Doğada kendiliğinden yetiştirilme ve beslenme şansı var. Bu hayvan yetiştirme açısından önemli bir avantaj. Çünkü hayvancılıkta bizim en büyük işletme giderimiz yem gideri. Toplam işletme giderlerinin yaklaşık yüzde 70’ini yem oluşturuyor. Hayvansal üretimde yem gibi maliyeti yüksek olan bir girdiyi neredeyse sıfır maliyetle karşılıyorsanız bu hayvansal üretim açısından çok büyük bir avantaj. Sağlık ve veteriner gideri de yok denecek kadar az. Yüksek verimli hayvanlarda sık yaşanan sağlık sorunları ve tedavi için antibiyotik kullanımı bu ırk da yok denecek kadar az. Yüksek verimli kültür ırkı sığırlarda yaygın olarak görülen meme hastalığı (mastitis) bu ırkta pek görülmediği için antibiyotik kullanmak zorunda da kalmıyorsunuz” şeklinde konuştu. “Gelişimini tamamlayan hayvan, bin litre daha fazla süt veriyor” Proje başladığından beri hem buradaki hayvanları, hem de süt verimi yüksek olan siyah alaca ırk hayvanlarını anne ve buzağıları birlikte büyüttüklerini ve buzağılara daha fazla süt içirdiklerini ifade eden Ak, “Buzağılarımız anneleri ile birlikte büyüyor, daha uzun süre ve daha fazla süt emiyorlar. Son yıllarda yürütülen araştırmalarda daha uzun süre ve daha fazla sütle beslenen buzağılar kendi gelişimini daha iyi tamamladığı için doğumdan sonraki her süt verimi döneminde daha fazla süt verebileceğini gösteriyor. Ayrıca anne ve buzağının birlikte büyütülmesi hayvan refahı açısından da önem taşıyor. Bu nedenle biz anne ve buzağı birlikte büyütüyor ve erken sütten kesmiyoruz” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.