TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Çukurova

AGRONEWS - Çukurova haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Çukurova haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Adana, Mandalina Fiyatı 15 TL’den 8 TL’ye Düştü Haber

Adana, Mandalina Fiyatı 15 TL’den 8 TL’ye Düştü

Türkiye'nin önemli üretim merkezlerinden Adana'da bahçede 15 TL'den başlayan mandalinanın fiyatı 8 TL'ye kadar düştü. Üretimin merkezlerinden Çukurova'da bir çok üründe hasat sürüyor. Sonbahar ve kış aylarının vitamin deposu mandalina, rekoltesiyle üreticiyi sevindirdi. Dalında 15 TL'den alıcı bulan ancak şuanda 8 TL'ye kadar gerileyen mandalina, mevsimin en uygun fiyatlı meyvesi oldu. Kozan ilçesi Bucak bölgesinde hasat tüm hızıyla sürerken, işçiler sabahın ilk ışıklarından itibaren yoğun mesai yapıyor. Bu yıl kuraklık ve don nedeniyle portakal ile limonda rekolte düşerken, mandalina da hem üreticinin hem de narenciye işçilerinin yüzünü güldürdü. 10 dönümlük bahçede hasat yapan Mehmet Kopçak, "Mandalinanın ilk hasadına 15 TL'den başlamıştık, şu anda 8 TL'ye düştü. Rekolte güzel ama diğer narenciye ürünleri, özellikle limon ve portakal, bu yıl çok az. Bucak bölgesi Adana'da portakal denilince akla gelen, tescilli lezzetleriyle bilinen önemli bir üretim merkezi. Mandalina ise bölgeye özgü aromasıyla yoğun talep görüyor. 20 kişiyle bahçede 580 kasa hasat yaptık. Ancak mandalina dalında 8 TL'ye düşünce tüccarlar kesim yaptırmakta zorlanıyor, biz de iş bulmakta zorlanıyoruz" dedi. Hasatta çalışan tarım işçilerinden Meryem Durmuş ise "Sabah 6'da mesaimiz başlıyor, 8 saat boyunca hasat yapıyoruz. Bu yıl mandalina hasadı çok güzel geçti. Don vurduğu için işsiz kalırız diye korktuk ama Rabbim rızkımızı verdi" diye konuştu. Bir diğer işçi Ayşe Kocakaplan da, "580 kasa doldurduk, soğuktan dolayı ürün olmaz diye düşünüyorduk ama çok güzel mandalina oldu" ifadelerini kullandı.

Ceyhan Nehri, Kirlilik Nedeniyle Yüzlerce Balığın Ölümüne Neden Oldu Haber

Ceyhan Nehri, Kirlilik Nedeniyle Yüzlerce Balığın Ölümüne Neden Oldu

Adana'da Çukurova'nın verimli topraklarını sulayan ve birçok canlıyı barındıran Ceyhan Nehri aşırı derecede kirlenince yüzlerce balık telef oldu. 5 ay önce Adana Büyükşehir Belediyesine ait arıtma tesisi olmak üzere toplam 11 tesise 10 milyon 30 bin TL idari ceza uygulanmıştı. Kahramanmaraş'tan başlayıp 509 kilometrelik bir alana uzanarak, Akdeniz'de İskenderun Körfezi'ne dökülen ve tarımsal faaliyetlerde kullanılarak Çukurova'ya can suyu veren Ceyhan Nehri'ndeki kirlilik önlenemiyor. Nehre Adana'nın Yüreğir ilçesi Yakapınar Mahallesi'nde aynı noktadan iki yerden simsiyah akan atık su karışması dikkat çekiyor. Atığın karıştığı noktada nehrin suyu iki renge bürünüyor. Fabrika atıklarının nehre karıştığı iddiası nedeniyle Yüreğir ilçesinde nehre kıyısı olan birçok mahallede yaşayanlar sorunun çözülmemesinden şikayet etti. Mahalle sakinlerinden Hüseyin Saka, "Atıklar nehrimize akıyor. Nehirde balık kalmadı. Balıklar, bitkiler sürekli zarar görüyor. Bu su ile herkes tarım yapıyor. Yağmur yağmadığı için bahçeler Ceyhan Nehri ile sulanıyor. Şu an nehir çok kirli" dedi. Mahalle sakinlerinden Timur Emre ise, "Nehir nedeniyle köy de kokuyor, burası da çok kötü kokuyor. Hem balıklar ölüyor hem de tarım arazileri zehirleniyor. Birçok kez şikayetçi olduk, konuyu herkes biliyor ama kimse bir şey yapmıyor" diye konuştu. 5 ay önce 10 milyon TL ceza kesilmişti Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ekipleri geçtiğimiz mayıs ayında Ceyhan Nehri'ndeki kirlilikle ilgili Ceyhan ve Seyhan havzalarında geniş kapsamlı denetim yapmıştı. Ekiplerin 91 tesisteki denetimleri sonucu 5'i Adana Büyükşehir Belediyesi'ne ait arıtma tesisi olmak üzere toplam 11 tesise 10 milyon 30 bin TL idari ceza uygulanmıştı. Denetimlerde Adana Büyükşehir Belediyesi'nin Seyhan, Kozan, Yüreğir ve Karataş atık su arıtma tesislerinin çevre izin belgelerinin de bulunmadığı da belirlenmişti. 10 milyon cezanın 4 milyon 346 bin TL'si Adana Büyükşehir Belediyesi'ne kesilmişti.

Çukurova 5 Yıl Sonra Sıfır Günü Kuraklığıyla Karşı Karşıya Haber

Çukurova 5 Yıl Sonra Sıfır Günü Kuraklığıyla Karşı Karşıya

Güney Kore'de yapılan bir araştırmada Çukurova bölgesinin 5 yıl sonra ‘Sıfır Günü Kuraklığı' ile yüzleşeceğinin açıklanması tarımsal üretim yapanları ve mühendisleri endişelendirdi. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, "Türkiye'de Tatlısu kaynaklarının yüzde 77'si tarımsal üretimde kullanılıyor. Bu sezonu atlattık ama önümüzdeki sezon için beklenen kar yağışı olmazsa daha ciddi sıkıntılar yaşayacağız.Damlama sulama sistemlerini devreye almamız gerekiyor" dedi. Son yıllarda artan iklim değişikliği etkileri tüm dünyayı etkisi altına alırken su kıtlığı hat safhaya ulaştı. Özellikle Türkiye'de birçok il su kıtlığı çekerken Türkiye tarımının başkenti Çukurova bölgesinde de yaşanan su kıtlığı tarımsal üretimi olumsuz etkiledi.Güney Kore'de yapılan bir araştırmaya göre iklim değişikliğinin hızlandırıcı etkisiyle Adana ve Mersin 2030'da, İstanbul ve Diyarbakır ise 2050'de, içme suyunun tükeneceği gün anlamına gelen ‘Sıfır Günü Kuraklığı' ile yüzleşmesi bekleniyor. "Damlama sulama sistemlerine geçilmeli" Araştırma sonuçlarını değerlendiren Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, "Yıllardır Çukurova ve Türkiye'nin tamamında kuraklık olduğunu belirtiyoruz. Artık bu kuraklık kendisini ciddi bir şekilde gösteriyor. Türkiye olarak toplam tatlısu kaynaklarımızın yüzde 77'sini tarımda, yüzde 13'ünü üretim ve enerjide, yüzde 10'unu ise evlerde kullanmaktayız. Bu yüzde 77 çok büyük bir rakam. Çukurova ve Türkiye'nin tamamında damlama sulama sistemlerinin hiç zaman kaybetmeden devreye alınması gerekmektedir" ifadelerini kullandı. "Beklenen kar yağışı olmazsa daha ciddi sıkıntılar yaşayacağız" Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından su kıtlığı nedeniyle Çukurova'da ikinci ürün ekiminin bu sene yasaklandığına dikkat çeken Doğan, "Üstü açık kanallardan tarla ve bahçeler sulanırken hep kaçaklar ve komşu çiftçilerin tarlalarına su kaçmakta. Dünyada en güzel 3 ovadan birine sahibiz ve bu su kanallarının da üstünün kapanması lazım. Bizim Çukurova'da 365 gün suya ihtiyacımız var. Ürünlere su verilmezse verim kaybımız oluyor. Bu yıl 15 Eylül'e kadar suyumuz vardı. Sonbaharda yağan yağmurlarla suyumuz bu günlere kadar geldi. Bu sezonu atlattık ama önümüzdeki sezon için beklenen kar yağışı olmazsa daha ciddi sıkıntılar yaşayacağız" şeklinde konuştu. Ziraat Mühendisi Tuğçe Tuzcu, "Güney Koreli bilim insanlarının yaptığı araştırmada Çukurova bölgesinin 2030 yılında tamamen susuz kalacağı bildirilmiş. Özellikle yer altı su kaynaklarının korunmasının ve denetlenmesini sağlamalıyız. Sürdürülebilir sulama sistemlerine karşı çiftçileri bilinçlendirmeliyiz" diye konuştu. "Gereksiz su kullanımından muhakkak kaçınılmalı" Çevre ve İklim Değişikliği Uzmanı Oğuz Şahin ise "Adana bölgesi yarı kurak bir bölge. Burası su kıtlığının yaşanabileceği bir bölge. Yapılan araştırmalarda barajların bu kıtlığa çözüm olmayacağı ortaya çıkmakta. Yeraltı sularının korunması lazım. Büyük barajların ve göllerin olması su kıtlığı olmayacağı anlamına gelmez. Yağmur yağınca yeraltı su kaynakları doluyor gibi bir algı var ancak yeraltı su kaynakları hızlı boşalır, yavaş dolar. Yeraltı su kaynaklarının vahşi sulamadan çıkartılarak, damlama sulama sistemlerine geçilmeli. Bireysel olarak da insanların alması gereken tedbirler var. Gereksiz su kullanımından muhakkak kaçınılmalı" dedi.

Çukurova’da yağmur sevindirdi ama barajlar hâlâ boş Haber

Çukurova’da yağmur sevindirdi ama barajlar hâlâ boş

Kuraklığın ardından gelen yağmur çiftçiyi rahatlattı Çukurova’nın tarım merkezlerinden Adana’da uzun süredir devam eden kuraklık, geçtiğimiz hafta etkili olan yağışlarla yerini umut veren bir tabloya bıraktı. Özellikle karpuz, kavun, domates ve biber gibi ürünlerin ekildiği dönemde gelen yağmur, tarlalara can suyu oldu. Ancak üreticilerin sevinci temkinli; çünkü barajlarda hâlâ yeterli su yok. Zirai donun ardından gelen yağış rahatlama sağladı Şubat ayında yaşanan zirai don nedeniyle ürünleri zarar gören çiftçiler, yağışlarla birlikte bir nebze olsun nefes aldı. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, “İklim değişikliği tarımsal üretimi doğrudan tehdit ediyor. Barajlarımızda yeterli suyumuz yoktu. Yağışlar toprak için faydalı oldu ama sürdürülebilir bir su varlığı sağlanamadı” dedi. “Yağış olmazsa hasat bile zor olurdu” Kurak mevsimin etkilerinin sürdüğüne dikkat çeken Doğan, “Çukurova’da şu an karpuz, kavun, biber ve domates ekili. Eğer bu yağışlar olmasaydı ürünleri hasada bile ulaştıramayabilirdik. Su fakiri bir ülkeyiz ve bu durumu artık çok net yaşıyoruz” ifadelerini kullandı. “Barajlardaki doluluk oranı endişe verici” Barajların halen dolmadığına vurgu yapan Doğan, sulama programlarının rotasyona alınacağı bilgisini paylaştı. “Normalde bu tür uygulamalar olmazdı. Bu yıl çiftçiyi zor bir sezon bekliyor. Afet olmadan düzenli yağışlara ihtiyacımız var” şeklinde konuştu.

Çukurova Çiftçisi Don Afetiyle Sarsıldı: “Son Yılların En Ağır Zararı” Haber

Çukurova Çiftçisi Don Afetiyle Sarsıldı: “Son Yılların En Ağır Zararı”

“Çukurova son yılların en ağır donunu yaşadı” Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, 22-25 Şubat 2025 tarihlerinde Adana, Mersin ve Hatay’ı etkisi altına alan don afetinin, Çukurova’daki tarımsal üretime büyük darbe vurduğunu söyledi. Gece sıcaklıklarının -5 ile -8 derece arasında seyrettiği bu süreçte narenciye, buğday, patates ve erkenci şeftalide yaygın kuruma ve çiçek dökülmeleri yaşandı. Doğan, “Bu don, 2022’dekinden çok daha etkili oldu. Bahçelerde büyük tahribat var” dedi. Ürünler tarlada kaldı, çiftçi borçla baş başa Don nedeniyle yaş sebze ve meyve alanlarında da büyük kayıplar oluştuğunu belirten Doğan, “Ürünleri tarlada kalan çiftçi, şimdi finansal krizle karşı karşıya. Ekim ve dikim dönemi başlamış olmasına rağmen üretici bahçesine giremiyor, borç altında eziliyor” açıklamasında bulundu. Zarar bildirildi, ama karşılık gelmedi Çiftçilerin don afetinin hemen ardından tarım ilçe müdürlüklerine zarar tespiti için başvurduğunu aktaran Doğan, aradan iki ay geçmesine rağmen Tarım Bakanlığı’ndan hiçbir açıklama gelmediğini vurguladı. Bu durum, üreticiler arasında endişeye yol açtı. Çiftçi krediye erişemiyor Mevcut borçların ödenemediğini ve çiftçinin krediye ulaşamadığını belirten Doğan, “Ne mazot alabiliyorlar ne gübre. Üretim için gerekli temel girdilere erişim yok. Bu sadece çiftçinin değil, ülkenin sorunudur” ifadelerini kullandı. “Bu sadece ekonomik değil, sosyal krizdir” Doğan, hükümete çağrıda bulunarak şunları söyledi: “Çiftçimiz, kazanmasa da aynı masrafı yapıyor. Bu zarar karşılanmalı. Maddi yardım yapılmalı, borçlar ertelenmeli. Tarımdaki yük hafifletilmezse sofralar boş kalır.” Başkan Doğan, yaşanan bu afetin sadece ekonomik değil sosyal bir krize dönüştüğünü belirterek, çiftçiye yönelik destek mekanizmalarının bir an önce devreye alınması gerektiğini sözlerine ekledi.

Çukurova'da Tropikal Meyve Üretimi Yaygınlaşıyor Haber

Çukurova'da Tropikal Meyve Üretimi Yaygınlaşıyor

Türkiye'nin verimli tarım merkezlerinden biri olan Çukurova Bölgesi, geleneksel tarım ürünlerinin yanı sıra tropikal meyve üretimiyle de dikkat çekiyor. Muz, çilek, avokado, mango, ejder meyvesi ve papaya gibi ürünler, bölge çiftçileri tarafından giderek daha fazla yetiştiriliyor. "Çukurova, tropikal merkez haline gelebilir" Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, tropikal meyve üretiminin tarıma ve ekonomiye büyük katkı sunduğunu belirterek şunları söyledi: "Tropikal meyveler, geleneksel ürünlere kıyasla daha yüksek katma değere sahip ve ihracat potansiyeli oldukça yüksektir. Avrupa ve Orta Doğu pazarlarında büyük talep gören bu ürünler, döviz girdisi sağlayarak tarımsal geliri artıracak ve çiftçiler için alternatif gelir kapıları açacaktır. Çukurova’nın iklimi ve toprak yapısı, bu meyveler için ideal bir üretim alanı sunuyor. Doğru teşviklerle bölge, tropikal tarımda önemli bir merkez haline gelebilir." "Ekonomik çeşitlilik artacak" Tropikal tarımın biyoçeşitliliği desteklediğini ve tarımsal sanayiyi geliştirdiğini vurgulayan Doğan, şu ifadeleri kullandı: "Yeni tarımsal üretim modelleriyle yetiştirilen tropikal meyveler, toprak verimliliğini artırabilir ve modern sulama yöntemleriyle sürdürülebilir tarıma katkı sağlayabilir. Ayrıca, işlenmiş meyve üretimi (kurutulmuş narenciye, mango, avokado yağı gibi) bölgenin tarımsal sanayisini geliştirebilir. Bu süreç, hem ekonomik çeşitliliği artırır hem de tarım sektöründe yeni istihdam alanları açarak kırsaldan kente göçü azaltabilir." "Doğru planlama ve destekler önemli" Doğan, tropikal meyve üretiminin sürdürülebilir bir şekilde yaygınlaşması için doğru planlamanın ve devlet desteklerinin gerekliliğine dikkat çekerek şunları ekledi: "Çiftçilerin yeni tarımsal ürünlere teşvik edilmesi, bölge ve ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacaktır. Tropikal meyve üretiminin artmasıyla Çukurova, tarımsal kalkınmada öncü bölgelerden biri haline gelebilir."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.