TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Damlama Sulama

AGRONEWS - Damlama Sulama haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Damlama Sulama haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Çukurova 5 Yıl Sonra Sıfır Günü Kuraklığıyla Karşı Karşıya Haber

Çukurova 5 Yıl Sonra Sıfır Günü Kuraklığıyla Karşı Karşıya

Güney Kore'de yapılan bir araştırmada Çukurova bölgesinin 5 yıl sonra ‘Sıfır Günü Kuraklığı' ile yüzleşeceğinin açıklanması tarımsal üretim yapanları ve mühendisleri endişelendirdi. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, "Türkiye'de Tatlısu kaynaklarının yüzde 77'si tarımsal üretimde kullanılıyor. Bu sezonu atlattık ama önümüzdeki sezon için beklenen kar yağışı olmazsa daha ciddi sıkıntılar yaşayacağız.Damlama sulama sistemlerini devreye almamız gerekiyor" dedi. Son yıllarda artan iklim değişikliği etkileri tüm dünyayı etkisi altına alırken su kıtlığı hat safhaya ulaştı. Özellikle Türkiye'de birçok il su kıtlığı çekerken Türkiye tarımının başkenti Çukurova bölgesinde de yaşanan su kıtlığı tarımsal üretimi olumsuz etkiledi.Güney Kore'de yapılan bir araştırmaya göre iklim değişikliğinin hızlandırıcı etkisiyle Adana ve Mersin 2030'da, İstanbul ve Diyarbakır ise 2050'de, içme suyunun tükeneceği gün anlamına gelen ‘Sıfır Günü Kuraklığı' ile yüzleşmesi bekleniyor. "Damlama sulama sistemlerine geçilmeli" Araştırma sonuçlarını değerlendiren Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, "Yıllardır Çukurova ve Türkiye'nin tamamında kuraklık olduğunu belirtiyoruz. Artık bu kuraklık kendisini ciddi bir şekilde gösteriyor. Türkiye olarak toplam tatlısu kaynaklarımızın yüzde 77'sini tarımda, yüzde 13'ünü üretim ve enerjide, yüzde 10'unu ise evlerde kullanmaktayız. Bu yüzde 77 çok büyük bir rakam. Çukurova ve Türkiye'nin tamamında damlama sulama sistemlerinin hiç zaman kaybetmeden devreye alınması gerekmektedir" ifadelerini kullandı. "Beklenen kar yağışı olmazsa daha ciddi sıkıntılar yaşayacağız" Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından su kıtlığı nedeniyle Çukurova'da ikinci ürün ekiminin bu sene yasaklandığına dikkat çeken Doğan, "Üstü açık kanallardan tarla ve bahçeler sulanırken hep kaçaklar ve komşu çiftçilerin tarlalarına su kaçmakta. Dünyada en güzel 3 ovadan birine sahibiz ve bu su kanallarının da üstünün kapanması lazım. Bizim Çukurova'da 365 gün suya ihtiyacımız var. Ürünlere su verilmezse verim kaybımız oluyor. Bu yıl 15 Eylül'e kadar suyumuz vardı. Sonbaharda yağan yağmurlarla suyumuz bu günlere kadar geldi. Bu sezonu atlattık ama önümüzdeki sezon için beklenen kar yağışı olmazsa daha ciddi sıkıntılar yaşayacağız" şeklinde konuştu. Ziraat Mühendisi Tuğçe Tuzcu, "Güney Koreli bilim insanlarının yaptığı araştırmada Çukurova bölgesinin 2030 yılında tamamen susuz kalacağı bildirilmiş. Özellikle yer altı su kaynaklarının korunmasının ve denetlenmesini sağlamalıyız. Sürdürülebilir sulama sistemlerine karşı çiftçileri bilinçlendirmeliyiz" diye konuştu. "Gereksiz su kullanımından muhakkak kaçınılmalı" Çevre ve İklim Değişikliği Uzmanı Oğuz Şahin ise "Adana bölgesi yarı kurak bir bölge. Burası su kıtlığının yaşanabileceği bir bölge. Yapılan araştırmalarda barajların bu kıtlığa çözüm olmayacağı ortaya çıkmakta. Yeraltı sularının korunması lazım. Büyük barajların ve göllerin olması su kıtlığı olmayacağı anlamına gelmez. Yağmur yağınca yeraltı su kaynakları doluyor gibi bir algı var ancak yeraltı su kaynakları hızlı boşalır, yavaş dolar. Yeraltı su kaynaklarının vahşi sulamadan çıkartılarak, damlama sulama sistemlerine geçilmeli. Bireysel olarak da insanların alması gereken tedbirler var. Gereksiz su kullanımından muhakkak kaçınılmalı" dedi.

Vahşi sulama hem ürüne hem su kaynaklarına zarar veriyor Haber

Vahşi sulama hem ürüne hem su kaynaklarına zarar veriyor

Üreticiler, vahşi sulama sisteminden bir an önce kurtulup, kapalı sulama tekniğine geçmek istiyor. Bu kapsamda, Manisa Büyükşehir Belediyesi de gün geçtikçe sayısını arttırdığı kapalı sulama tesisleriyle üreticiye en sağlıklı hizmeti vermeyi sürdürüyor. Manisa, yaklaşık 5 milyon 22 bin dekar tarım arazisiyle ülkenin tarımına önemli katkılar sunuyor. Tarım arazilerinin yaklaşık yüzde 50’lik alanında sulu tarım yapılan Manisa, ihracata yönelik önemli ürünler üreten bir il olma özelliğini de sürdürüyor. Tarım arazilerin sulamaya açıldığı bugünlerde, su kaynaklarının yetersiz olduğuna dikkat çeken uzmanlar ve üreticiler, ’vahşi sulama’ diye tabir edilen sistemin terkedilip kapalı sulama tekniğine dönülmesini istiyor. Suyun kontrolsüz ve ölçülmeden toprakla buluşturulması olarak bilinen vahşi sulama, hem toprağa hem ürüne hem de su kaynağına zarar veriyor. Üreticilere doğrudan sulama desteği veren Manisa Büyükşehir Belediyesi de kendi sorumluluğunda olan sulama sahalarında yaptığı kapalı sistem tesislerle üreticilere hem destek hem de kolaylık sağlıyor. Manisa’nın Saruhanlı ilçesinde uzun yıllardır çiftçilik yapan ve vahşi sulama sistemi kullanan Muhittin Coran, bu sulama sisteminin zorluğundan ve zararlarından bahsetti. Coran; “Vahşi sulama nedeniyle su kaybımız çok oluyor. Özellikle son yıllarda yaşanan kuraklıklar da su kaybında etkili oluyor. Çiftçiler için en uygun sulama yöntemi, kapalı sistemdir. Hiçbir su kaybı yok ve tamamen bitkiye odaklı yöntemdir. 100 litre suyla sulanan bir yer, kapalı sistem sayesinde 50 litre ile sulanabilmektedir" dedi. Her geçen yıl barajlarda ve göllerde su seviyelerinin giderek azaldığına dikkat çeken Muhittin Coran “Sulama Birliği de bu sene bize yalnızca 20 gün su verme mecburiyetinde kaldı. Yeterli suyumuz olsa belki 1 ay boyunca sulama yapabiliriz. Daha Temmuz ayının başındayız. Bu bağ daha en az 2 defa daha sulama ihtiyacı duyacak. Bir noktadan sonra da sulamamızı yapmak için yeraltı sularından yararlanmaya başlayacağız ama onlar da her geçen gün daha aşağıya iniyor. Benim iktidardan tek beklentim, bu su kaybını önlemek için kapalı sistemin buraya getirilmesi lazım. Yıllardan beri bunun hep plan proje içerisinde olduğunu söylüyorlar. Ama en ufak bir teşebbüs, girişim henüz yapılmadı” diye konuştu. “Baraj kapakları açıldığı andan itibaren vahşi kayıp başlıyor” Barajlardaki doluluk oranının geçen yıllara göre yarı yarıya daha düşük olduğunu belirten Sulama Teknisyeni Hasan Hüseyin Çırak da şu sözlere yer verdi: “Bildiğiniz gibi vahşi sulama kullandığımız için, yani bu baraj kapakları açıldığı andan itibaren bu vahşi kayıp başlıyor. Nasıl başlıyor peki? Mesela sıcaktan buharlaşma oluyor, tahliyeye kaçıyor, yani suyumuz bayağı zebil oluyor. Bunun çözümü gayet basit. Bir an önce kapalı sisteme geçilmesi gerekiyor. Bu su yetmediği için çiftçiler yeraltı suyunu kullanıyorlar. Yeraltı suyu dediğimiz zamanda içme suyumuzdan gidiyor. Bu baktığımız zaman direk kendimize zarar veriyor. Çünkü yerin altından içme suyumuzu alıyorlar. Sonuçta yerin altında da deniz yok, bir yere kadar dayanacak?” "Damlama sulamayla verimimiz arttı" Damlama sulama yöntemi kullanarak ürün yetiştiren Aykut Uyar isimli çiftçi ise kapalı sistemin faydalarından bahsetti. Yaklaşık 8 yıldır kapalı sulama tekniğinden faydalandıklarını belirten Uyar, “Önceden bizde karık suyu kullanıyorduk. Damlama çıktıktan sonra damlama sistemini yaptırdık. Bunda da çok rahat ettik. Salma sulamada tarlanın tesviyeli olması gerekiyor. İstediğiniz gübreyi atamıyorsunuz, bitkinin istediği gübreyi veremiyorsunuz. Damlama sisteminde ise, bitkinin neye ihtiyacı varsa o şekilde verebiliyoruz. Verimlerimiz de arttı tabii. Bir de aşırı su tüketimi vardı, şimdi o ortadan kalktı. 7-8 seneden beri damlama sulama kullanıyoruz. Şimdi bu damlama sistemi olmasa bizim yeraltı gübresi atmamız gerekiyor. Onu da dekara 50 kg civarında atıyoruz. Ama bu sistemde bitkinin direk köküne gübre verdiğimiz için 5 ile 10 kg’ı geçmiyor. Daha önce vahşi sulama sistemini de kullandık. Vahşi sulamada suyun yüzde ellisinden fazlası israf olmuş oluyor” diye konuştu. “İklim değişikliği ve kuraklık bölgemiz için tehdit" Vahşi sulamanın bölgede oldukça yaygın olarak kullanılan bir sulama yöntemi olduğuna dikkat çeken Manisa Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Dairesi Başkanı Yılmaz Usta, artan kuraklığa dikkat çekti. Başkan Usta, “İklim değişikliği ve kuraklığın etkilerini her geçen gün daha şiddetli bir şekilde yaşıyoruz. Meteorolojik tahminler, öngörüler gelecek yıllarda özellikle bölgemiz için bu tehdidin artarak devam edeceğini gösteriyor. Yağış rejimindeki bozulmalar ve yağış miktarındaki azalmalar, bölgemiz için gelecek için önemli bir tehdit. Haliyle bizim de su kaynaklarımızı en doğru ve en verimli şekilde kullanmaktan başka çaremiz yok” dedi. Hem salma sulamada hem de kapalı sulama sisteminde, çiftçilerin gereğinden fazla su kullanmaması konusunda uyaran Başkan Yılmaz Usta, toprağın alabileceği belli bir su kapasitesinin olduğunu hatırlattı. Başkan Usta, bu kapasitenin üzerinde su verilmesi halinde, su israfının yanı sıra bitkilerde hastalık, çevre ve doğal dengenin bozulması, toprakta ve üründe verimliliğin azalması gibi birçok zararla karşılaşılabileceğini vurguladı. "Büyükşehrin tüm tesisleri kapalı sistem" Manisa Büyükşehir Belediyesi olarak üreticilere verilen sulama desteklerine de değinen Başkan Usta, açıklamalarını şöyle sürdürdü; “Genel anlamda kapalı sistem sulama sistemlerine tamamıyla geçmemiz kaçınılmaz bir zaruret. Manisa Büyükşehir Belediyesi olarak, biz de üreticilerimize doğrudan sulama hizmeti veriyoruz. Büyükşehir Belediyesinin sorumluluğunda şu anda yirmi yedi bin dekar sulama sahamız var. Yaptığımız bütün tesisler kapalı sistem. Tarla başına kadar getirdiğimiz ana hatlarla, suyu borularla parsel başına kadar getirip, vanamız ve sayacımızla, metreküp hesabından tarifelendirerek sulama hizmeti vermeye çalışıyoruz. Çok geçmiş yıllarda köylere yapılmış olan açık kanal sistem sulama tesislerimiz var. Bu tesislerden de imkânlar ölçüsünde, belli bir iş planına bağlı kalarak, yenileyerek kapalı sistemlerde çevirip su verimliliğini ve su kalitesini arttırmak için desteklerimizi, çalışmalarımızı yürütüyoruz. Aynı zamanda bölgemizde 110’a yakın yakın sulama kooperatif var. Bu üretici örgütlerimize de zaman içerisinde yıpranan, kırılan borular nedeniyle su kayıplarının olduğu tesislerinde, boru desteği veya sulama amaçlı depo yapımı gibi destekler verip, Büyükşehir Belediyesi olarak hem üretici örgütlerinin hem çiftçilerimizin su verimliliği için yanında olmaya gayret ediyoruz. Bu anlamda girdi bazında desteklerimiz, sulama tesisleri, hayvan içme suyu göletleri, tanker doldurma tesislerinin yapımı, gölet yapımı gibi işlemlerimiz devam ediyor” "Sulama kanallarının kullanım ömrü tamamlandı" Manisa’daki tüm ilgili birimlere, su ve sulama sistemleri konusunda acil çağrılarda bulunan Şehzadeler Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Altındağ, “Şehzadeler Ziraat Odası Başkanlığı olarak bizim görüşümüz, kapalı sistemin kurularak tamamen damlama sistemine geçilmesidir. Bu konuda yapılacak çalışmalar için destek vermek için de tüm Manisalı yetkililerimizi davet ediyorum. Çünkü damlama sistemi Manisa’mız için artık olmazsa olmazdır. Gediz ovamız çok önemli tarım faaliyetlerinin yapıldığı bir yerdir. Uzun yıllardan beri ovamızı sulayan sulama kanallarının ise kullanım ömrünü tamamladığını söyleyebiliriz. Bu sistemin Demirköprü Barajı’ndan buraya kadar yenilenmesi önemlidir. Bunun yanı sıra ovamızda imkan bulunan noktalara da yeni sulama göletlerinin acilen yapılması gerekiyor. Çünkü her geçen yıl su kıtlığına doğru gidiyoruz. Şu anda biz Manisa ovamızda ürün yetiştirebiliyorsak, burada kullanılan suyu yer altından alarak yapıyoruz. Yakınlarımızda Bağyolu Göleti var. Bir de yakında Davutlar-Sarma Göleti faaliyete geçecek. Yani bunlar gibi göletlerin Salihli’den buraya kadar ovamızda çoğaltılması lazım. Tüm belediyelerimiz, tarım müdürlükleri ve bizlerin çalışmalarıyla bunları başarmamız gerekiyor” diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.