TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Ekonomi

AGRONEWS - Ekonomi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ekonomi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Hasadı süren patateste fiyat 7 liraya kadar geriledi Video Galeri

Hasadı süren patateste fiyat 7 liraya kadar geriledi

Türkiye'nin erkenci patates hasadının yapıldığı Adana'da fiyatlar tarlada büyük boy patateste 10-11, orta boyda ise 7-8 liraya kadar geriledi. Türkiye'nin en önemli tarım üretim merkezlerinden Adana'da erkenci patateste hasat sürüyor. Sabahın erken saatlerinden itibaren tarlalara gelen işçiler, traktör yardımıyla çıkartılan patatesleri topraktan arındırıp hasat ediyor ve patatesler yurt içinde birçok ile gönderiliyor. Kent genelinde 70 bin dönüm alanda ekilen patateste, şubat ayında yaşanan zirai don nedeniyle verim kaybı yaşandı. Geçtiğimiz yıllarda dönüme ortalama 4 ton verim alınan patatesten bu sene bazı tarlalarda 2 ton, bazı tarlalarda ise 2,5 ton verim alınıyor. Kent genelinde ise patatesten bu sezonda 165 bin ton rekolte bekleniyor. Fiyatlar düştü İlk hasat başladığında büyük boy patatesin kilogram fiyatı tarlada 22-24 lira arasında, orta boy patates 16, en küçük boy patates ise 8 liradan alıcı buldu. Havaların ısınması hasadın yoğunlaşması ile talep düşüklüğü nedeniyle büyük boy patates 10-11 lira, orta boy patates 7-8 lira, küçük boy patatesin ise karşılık görmediği ifade edildi. "Küçük boy patates tarlada kalmış durumda" Hasat sırasında konuşan Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, kent genelinde patates ekimlerinin arttığını ancak fiyatların düşük seyrettiğini belirtti. Doğan, "70 bin dönüm alanda patates ekimi var. Nisan ayının başında genelde hasat yapardık ama Şubat ayında yaşanan don felaketi nedeniyle patateslerin yeşil aksamları yandı. Nisan ayının başında yapılacak hasatlar Mayıs ayının sonunu buldu. Haziran ayındayız ve halen hasat yapıyoruz. Şu anda büyük boy patates 10-11 lira, orta boy patates ise 7-8 liradan alıcı bulmakta. Küçük boy patates ise tarlada kalmış durumda" ifadelerini kullandı. Patates üreticisi Harun Dişkaya ise, "2024 ve 2025 yılı çiftçiler için afet yılı oldu. Rekolte düşüklüğü oldu ama fiyatlar da bizi kurtarmadı. Patates fiyatları şu anda 11 liradan gidiyor" diye konuştu.

Su ürünleri üretimi 2024 yılında yüzde 7,6 azaldı Haber

Su ürünleri üretimi 2024 yılında yüzde 7,6 azaldı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2024 yılı Su Ürünleri verilerini paylaştı. Su ürünleri üretimi 2024 yılında bir önceki yıla göre yüzde 7,6 azalarak 933 bin 194 ton olarak gerçekleşti. Üretimin yüzde 31,1'ini avcılık yoluyla elde edilen deniz balıkları, yüzde 3,5'ini avcılık yoluyla elde edilen diğer deniz ürünleri, yüzde 3,6'sını avcılık yoluyla elde edilen iç su ürünleri ve yüzde 61,8'ini yetiştiricilik ürünleri oluşturdu. Su ürünleri avcılığı 2024 yılında yüzde 21,6 azaldı Avcılık yoluyla yapılan toplam üretim 356 bin 70 ton, yetiştiricilik üretimi ise 577 bin 124 ton olarak gerçekleşti. Deniz ürünleri avcılığı bir önceki yıla göre yüzde 23,3 azalırken, iç su ürünleri avcılığı yüzde 0,2 arttı. Avlanan deniz balıkları miktarı 2024 yılında 290 bin 68 ton olarak gerçekleşti. Avlanan deniz balıklarının türlerine göre dağılımı incelendiğinde, hamsi balığının 153 bin 175 ton ile en yüksek miktarda avlanan balık olduğu görüldü. Hamsi balığını 49 bin 278 ton ile palamut ve 17 bin 818 ton ile sardalya takip etti. Yetiştiricilik üretimi 2024 yılında yüzde 3,7 arttı Yetiştiricilik yoluyla 2024 yılında yapılan üretimin 405 bin 742 tonu (yüzde 70,3) denizlerde, 171 bin 382 tonu (yüzde 29,7) iç sularda gerçekleşti. Yetiştirilen en önemli balık türleri iç sularda 170 bin 905 ton ile alabalık, denizlerde ise 165 bin 55 ton ile levrek ve 155 bin 279 ton ile çipura oldu.

Rize'de çay üreticisine Video Galeri

Rize'de çay üreticisine "Hasada ara verin" çağrısı

Çay üreticilerinin teknolojiye ayak uydurmasıyla çay alım yerleri ve fabrikalarda izdiham yaşananınca Rize Ziraat Odası Başkanlığı, üreticilere "Hasada ara verin" çağrısında bulundu. 16 Mayıs itibarıyla başlayan çay sezonu, Çay İşletmeleri (ÇAYKUR) Genel Müdürlüğü’nün de kontenjan uygulaması getirmesi ile sancılı bir hal aldı. Geçmiş dönemlerde makaslarla toplanan çayların teknolojiye ayak uyduran müstahsiller tarafından makinelerle toplanması, çay alım yerleri ve fabrikalarda izdihama yol açtı. Bu nedenle ÇAYKUR tarafından kontenjan dekar başına 25 kilogramlara kadar düşürülürken, özel sektörde de bunu fırsat bilenler fiyatı çay taban fiyatının çok altına çekti. Rize Ziraat Odası Başkanı Bünyamin Arslan, çay makineleri sayesinde yabancı işçilerin Rize’ye gelmesinin önüne geçildiğini ancak bu kez fabrikaların yoğun hasat nedeniyle sıkıştığını ifade ederek, "Çay sektöründe her yıl yaşadığımız sorunları bu yıl da çok yoğun bir şekilde yaşıyoruz. Çay hasadı, elle başlayan bir serüvenken önce çay makası, ardından makineli tarımla yoğun bir şekilde hasat ettiğimiz bir hale geldi. Makineli tarım, işçi sorununu en aza indirdi. Evet yabancı işçilere verdiğimiz ücretin yurt dışına çıkmasını engelledik. Fakat makineli tarımla yapılan hızlı hasat, bugün sektörü tıkamış durumdadır. ÇAYKUR’un günlük 9 bin 200 ton olan işleme kapasitesi, özel sektörle birlikte toplamda 16 bin ton seviyelerine ulaşsa da üreticilerimiz tarafından toplanan 25 bin tonun üzerindeki yaş çay işlenemez hale gelmiştir. Bu da özel sektör kapılarında yığılmalara neden olmuş, taban fiyatın altında ciddi fiyat düşüşleri yaşanmıştır. Üreticilerimizin yoğun hasat yapması sonucu oluşan bu problemi fırsata çeviren özel sektörün taban fiyatın altında alımlar yaptığını görmekteyiz. Özel sektöre çok fazla yüklenmek istemiyorum; fakat eğer bu çayı işleyemiyorsanız taban fiyatın altında aldığınızda nasıl işliyorsunuz? Buradan özel sektör firma sahiplerine seslenmek istiyorum. Eğer işleyemiyorsak o gün çay satın almayalım" dedi. Çay üreticilerine çay toplamaya ara verme çağrısında bulunan Arslan, "Üretici de bu durumu fark ederek hasada ara versin. Bu teşkilatlanmayı ÇAYKUR, muhtarlar, ziraat odaları ve üreticiler olarak hep birlikte yürütmeliyiz. Özel sektör, bu yığılmaları düşük fiyattan almaya devam ettiği sürece hem kalitesiz çay üreteceğiz hem de sektör tıkanma noktasına gelecektir. ÇAYKUR, tüm çayı alacağına dair açıklama yapmıştı. Ancak onun da günlük 9 bin tonluk bir işleme kapasitesi var. Eğer biz 20 bin ton çayı ÇAYKUR’a satmaya çalışırsak hem kendi çayımıza hem de yaş çaydan üretilecek kuru çayın kalitesine zarar vermiş oluruz. Biz üreticiler, bu planlamayı yapmak zorundayız. Kendi planlamamızı kendimiz yapmadığımız sürece fırsatçılara zemin hazırlamış oluruz. Bu nedenle lütfen hasat dönemine ara verelim" ifadelerini kullandı. Çay bahçesine girerek çay toplama işlemini hızlıca bitirmenin yanlış olduğunu, bu düşünce ile çayın kalitesinin düşeceğini kaydeden Arslan, "Önümüz Kurban Bayramı; çiftçilerimiz bayrama kadar çayı bitirmek istiyor ancak böyle bir anlayış olmamalı. Bu kadar kısa sürede bu kadar yoğun hasadı işlememiz mümkün değildir. İşleyemediğimiz için hem taban fiyatın altında alımlardan üretici zarar görecek hem de kuru çay kalitesi düşecektir. Burada herkesin sorumluluğu vardır; ÇAYKUR’un, bölge muhtarlıklarının ve ziraat odalarının. Mayıs çayında genellikle bu problemleri yaşamıyoruz. Don nedeniyle rekoltede düşüş olmasına rağmen bugün bu yığılmayı yaşıyorsak, ikinci ve üçüncü sürgün dönemlerinde çok daha büyük problemler yaşayacağız. İkinci sürgün öncesi muhtarlar, ÇAYKUR, ziraat odaları, borsa ve özel sektör hep birlikte bir eylem planı hazırlamalıyız. Bu eylem planı için herkes masaya oturmak zorundadır. Oturmayanlar, özel sektörü ezmek isteyen fırsatçılardır" şeklinde konuştu. "Lütfen üretime ara verelim" Çayın en iyi saklanma şeklinin toplamadan bırakılması olduğunu hatırlatan Arslan, "Şu an yaşadığımız yoğunluk sürecini yalnızca tek bir şekilde atlatabiliriz. Çayı en iyi saklama koşulu dalında saklamaktır. Rizeli hemşehrilerim, değerli çiftçiler lütfen üretime ara verelim. Azami şekilde ÇAYKUR kotaları kadar hasat yapalım ve bu süreci hep birlikte düzlüğe çıkaralım. Eğer biz kotalarımız kadar hasat yapmaz, işleme kapasitesinin üzerinde hasada devam edersek taban fiyatın altında alımlar gerçekleşecektir. Lütfen bir iki gün hasada ara verelim. Eskisi gibi taban fiyat üzerinde alımların gerçekleştiğini hep birlikte göreceğiz. Bu planlamayı ilk olarak biz üreticiler yapmalıyız. Hasat dönemini dalında bekleterek süreyi uzatmak zorundayız. Aksi takdirde fırsatçılar elimizden ekmeğimizi alacaktır" diye konuştu.

Malatya'da alabalık üretimi katlanarak arttı Haber

Malatya'da alabalık üretimi katlanarak arttı

Kentte hem baraj hem de kara tesislerinde yapılan üretimle 2024 yılında 6 bin 280 ton balık ve 31 milyon 500 bin adet yavru balık yetiştirildi. Malatya'da su ürünleri üretimi, özellikle porsiyonluk alabalık üzerine yoğunlaşıyor. Su ürünleri yetiştiricilik belgesine sahip üreticiler, Sultansuyu, Karakaya, Sürgü ve 2024 yılında üretime dahil edilen Kapıkaya Turgut Özal baraj gölleri başta olmak üzere birçok kaynak suyu ve akarsuda faaliyet yürütüyor. Ayrıca Günpınar, Gökpınar, Takaz, Beypınarı ve Karapınar gibi kaynak suları da üretimde değerlendiriliyor. 2008 yılından itibaren barajlarda kafes balıkçılığına geçilen Malatya'da, karasal üretim özellikle Doğanşehir ilçesine bağlı Sürgü Mahallesi ile Darende'nin Ayvalı Mahallesi'nde yoğunlaşıyor. Kent genelinde 60 alabalık üretim tesisinin 33'ü baraj göllerinde, 27'si ise kara tesislerinde yer alıyor. Karakaya Barajı ise hem su kalitesi hem de potansiyeli açısından öne çıkarken, mevcut üretim kapasitesinin 10 katı kadar ek üretim yapılabilecek alan olduğu ifade ediliyor. Doğanşehir ilçesi Sürgü Mahallesi'nde alabalık tesisi bulunan Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği (TÜRES) Malatya Şube Başkanı Rıdvan Budak, bölgenin hem üretim hem de gastronomi turizmi açısından dikkat çektiğini ifade ederek, "Malatya Doğanşehir, su ürünleri anlamında çok kıymetli bir coğrafya. Özellikle Sürgü Mahallesi, doğal kaynakları ve havasıyla balık yetiştiriciliğine çok uygun. Burada kara tesisleri anlamında ciddi yatırımlar var. Balık, sağlık açısından da çok değerli. Omega 3 açısından zengin, kalp dostu bir besin. Doktorların haftada en az bir kez tüketilmesini tavsiye ettiği bir ürün. Biz de bu üretimi hem sürdürülebilir hem de kaliteli hale getirmek için çalışıyoruz" dedi. Bölgenin aynı zamanda gastronomi turizmine katkı sunduğunu da dile getiren Budak, "Gaziantep, Adıyaman, Kahramanmaraş gibi çevre illerden ziyaretçiler geliyor. Bölgemizin alabalığı hem lezzeti hem de doğallığıyla farklılaşıyor. Biz burada balığın da beyaz et kadar kıymetli olduğunu gösteriyoruz. 6 Şubat depremlerinde Doğanşehir en çok hasar alan yerlerden biri oldu. Ancak biz üretimi bir gün bile durdurmadık. Devletimizin de desteğiyle kapasitemizi artırarak üretime devam ettik. Şu anda bölgemiz, Malatya'nın balık ihtiyacının önemli bir kısmını karşılıyor" diye konuştu. Aynı tesiste görev yapan Su Ürünleri Mühendisi Mahmut Özipek ise Türkiye'nin su ürünleri alanında dünya genelinde önemli bir noktaya ulaştığını vurgulayarak, "Alabalık, genellikle kasım sonlarında yumurtlamaya başlar, şubat sonuna kadar bu süreç devam eder. Türkiye, alabalık üretiminde dünya sıralamasında üçüncü, Avrupa'da ise birinci sırada. Bu çok büyük bir başarı. Bölgemizdeki suların soğukluğu ve doğallığı sayesinde alabalık doğal ortamına çok yakın şartlarda yetiştiriliyor. Bu da hem üretim kalitesini hem de lezzeti artırıyor" dedi. Alabalık tüketiminin bölgede oldukça yaygınlaştığını ve halkın bu ürüne ilgi gösterdiğini belirten Özipek, "Amacımız sadece üretmek değil, aynı zamanda insanların balığı düzenli ve doğru tüketmesini sağlamak. Bu nedenle farklı pişirme teknikleri, ürün çeşitliliği ve tanıtım çalışmalarıyla balık yeme kültürünü daha da yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Ayrıca karasal üretimle baraj üretimi arasında kalite açısından çok fark bulunmuyor. Her iki yöntemle de yüksek standartlarda üretim yapılabiliyor" ifadelerini kullandı.

Süt üretiminde fazlalık var, Haziran'da değerlendirme yapılacak Video Galeri

Süt üretiminde fazlalık var, Haziran'da değerlendirme yapılacak

Ulusal Süt Konseyi (USK) Başkanı Hamit Can, çiğ süt tavsiye fiyatına ilişkin haziran ayında değerlendirme yapacaklarını belirterek, "Şartlar gerekiyorsa güncelleme yoluna gideceğiz. Şu anda çiğ süt üretimi yeterli düzeyde hatta arz fazlalığı var" dedi. Can, yaptığı açıklamada, son yaptıkları güncellemeyle 1 Ocak 2025'ten bu yana çiğ süt tavsiye fiyatının litrede 17 lira 15 olarak uygulandığını hatırlattı. USK olarak her ay çiğ süt maliyetini hesaplayıp Ulusal Süt Konseyi sitesinde yayınladıklarını aktaran Can, göreve geldiklerinde üç ayda bir maliyetleri ve çiğ tavsiye fiyatlarını değerlendirip gerekiyorsa güncelleneceğini söylediklerini hatırlattı. Bu çerçevede mart ayında bi güncelleme yaptıklarına dikkati çeken Can, "Fiyatın güncellenmesine gerek olmadığını öngördük. Haziran ayında yine değerlendirme yapacağız. Şartlar gerekiyorsa güncelleme yoluna gideceğiz" dedi. Şu anda çiğ süt üretiminin yeterli düzeyde olduğuna dikkati çeken Can, şöyle konuştu: "Çiğ süt arzında sorun yok. Hatta nispeten fazlalık var. Devletin ilgili kurumları regülasyonla fazlalığı alıp süt tozu yapıyor. Böylece arz fazlalığı yönetilmiş oluyor. Mart, nisan ve mayıs aylarında çok üretiyoruz. Temmuz, ağustos, eylül ve ekimde ise üretim azalır. Satışlar ise Mart, nisan ve mayıs daha düşük, yaz aylarında eylül ve ekimde yüksek olur. Temmuzdan sonra arz fazlalığı ortadan kalkacaktır. Talep artar arz fazlalığı kapatılır ve dengeye ulaşılır diye düşünüyorum."

Kurbanda dikkat: Yeme karıştırılan tuz koyunları şişkin gösteriyor Video Galeri

Kurbanda dikkat: Yeme karıştırılan tuz koyunları şişkin gösteriyor

Adana'da kurbanlıklar satışa sunulurken uzmanlar yemin içerisine katılan tuz ve sumağın hayvanı susattığını, çok fazla su içen hayvanların da şişkin gözüktüğünü belirterek vatandaşları dolandırıcılara karşı uyardı. Kurban Bayramı'na sayılı günler kala kurbanlıklar pazarlara indi. Kilograma göre kurbanlık küçükbaş koyun, keçi ve tekenin kilogram fiyatının 300 TL, büyükbaşta tosunun 310 TL, düvenin ise 280 TL olarak belirlendiği şehirde pazar haraketliliği günden güne artıyor. Hareketliliğin hafta sonundan itibaren daha çok artması bekleniyor. Ancak bayram öncesi bazı kişilerin hayvanları daha kilolu ve şişkin gözüksün diye yemin içerisine tuz ve sumak kattığı, bu yemleri yiyen hayvanların da çok fazla su içtiği, bu nedenle de kilolu görüldükleri ileri sürüldü. "Karnı şiş hayvana vatandaşlar dikkat etmeli" Kentte uzun yıllardır hayvan satışı yapan Zafer Oğuz, yaptığı açıklamada, fiyatların iyi olduğunu ancak besici ve satıcı arasında ciddi bir fiyat farkı olduğunu söyledi. Dolandırıcıların koyunları yem ve su ile şişirdiğini anlatan Oğuz, "Maalesef bazı kişiler hayvanın önündeki yemin içerisine tuz ve sumak karıştırıyor. Bunu yiyen hayvan suyu çok içiyor ve bir hayvanda 6-7 kilo fark ediyor. Vatandaş şişkin koyunu görünce buna aldanıyor. Ancak hayvanın sırt ve karın kısmına dikkat edilmeli. Karnı şiş hayvana vatandaşlar dikkat etmeli" diye konuştu. Kurbanlık almaya gelen vatandaşlardan Yakup Durdu ise fiyatların iyi olduğunu, bu sene bütün kurban pazarlarında her bütçeye uygun kurbanlık satıldığını söyledi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.