TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Gıda

AGRONEWS - Gıda haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Gıda haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kurban öncesi önemli uyarı, bıçağı yanlış bileyleme risk sebebi Video Galeri

Kurban öncesi önemli uyarı, bıçağı yanlış bileyleme risk sebebi

Kurban Bayramı'na sayılı günler kala bıçakçılarda yoğun mesai başladı. Sivaslı bıçak ustası Emre Göçeri, yanlış yapılan bileylemenin insan sağlığını bozabileceğini söyledi. Kurban Bayramı'nın yaklaşması, bıçakçılara olan ilgiyi de artırdı. Bıçak siparişlerini yetiştirmek için günün erken saatlerinde işbaşı yapan ustalar, gecenin ilerleyen saatlerine kadar çalışıyor. Müşterilerine kaliteli ürün satmak isteyen bıçak ustaları, büyük bir özenle hazırladıkları bıçakları satışa sunuyor. Sivas'ta yıllardır bıçakçılık yapan Emre Göçeri, bir kurban bıçağında olması gereken özellikleri sıraladı, yanlış bileylemenin riskli olduğuna dikkat çekti. Bıçak alırken nelere dikkat edilmeli Bıçak satın alırken dikkat edilmesi gereken birçok nokta olduğunu söyleyen Emre Göçeri, "İnsanlar bıçak alırken, bıçağın sertlik derecesi diye bir şey olduğunu bilmiyor olabiliyor. Normal bir insan, çeliğini gördüğünde bıçağın kaliteli olup olmadığını anlar. Bıçağın ağız açılımına dikkat edilmesi gerekiyor. Son zamanlarda gizli ağız dediğimiz, sadece ağıza kalem ağzı denilen bir ağız açılıyor. Bu yapılan işlem, bıçağın kesmemesine sebep oluyor. Eski Sivas bıçaklarına baktığımızda, geriden uygulanan bir ağız açma işlemi vardı. Bu işlem, Türkiye'nin her tarafında zor bir ağız açılımıdır. Bunu yapmadıkları için bıçaklar maalesef çabuk köreliyor" dedi. "Yanlış bileyleme işlemi sağlığınızı bozabilir" Yanlış bileyleme yapılan bıçağın hastalıklara neden olabileceğine dikkat çeken Göçeri, "Ben bileylemeyi her zaman ağır bir şekilde yaparım. Paranın bir önemi yoktur, vakit bizim için değerlidir. Müşteriyi memnun etmemiz ve bir sonraki bayramda da bizi tercih edip gelmesini sağlamalıyız. Bıçakları kömür ocağı ile ağır bir şekilde, ısı işlemini kaçırmadan yavaş bileylememiz gerekiyor. Çok sert taşlarda bileylemememiz şarttır. Eğer bıçak değersiz bir ustanın elinde bileyleme olduysa ve ısınma noktası ortalama 300 santigrat derece üstüne çıktıysa, o bıçak çöptür. Biz bu durumun yaşanmaması adına oksijen ve PH seviyesi yüksek su kullanıyoruz" diye konuştu. "Bu duruma dikkat etmeyen kişiler bıçağı yaptığında ‘Klav' denilen ürün çeliğe yapışıyor. Bu bıçağı alan annemiz, ablamız bıçağı mutfağa götürdüğünde bazen temizlemeden bırakıyor" diye devam eden Göçeri, bu bıçağın et ile teması durumunda ilerleyen zamanda vücutta ödem yaparak hastalığa sebep olabildiğini söyledi.

Türkiye'nin jeotermal sera alanı yüzde bin 500 büyüyebilir Haber

Türkiye'nin jeotermal sera alanı yüzde bin 500 büyüyebilir

Manisa Büyükşehir Belediyesi'nin iklim değişikliğiyle mücadele vizyonu doğrultusunda düzenlediği "Sürdürülebilir Manisa Zirvesi"; Türkiye'nin pek çok kentinden akademisyenler, sivil toplum önderleri, iş dünyası ve yerel yönetim temsilcilerini bir araya getirdi. Zirve kapsamında düzenlenen "Gıda Güvenliği için Jeotermal Seracılık" başlıklı oturumda katılımcılara seslenen Jeotermal Enerji Derneği (JED) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap, katılımcılara Türkiye'nin jeotermal seracılıkta mevcut durumu ve potansiyeli hakkında dikkat çekici bilgiler verdi. Kapasite, potansiyelin yüzde 5'i değil Ülkelerin özellikle pandemi sonrasında sağlıklı, kaliteli ve ucuz gıdaya ulaşımın taşıdığı yaşamsal önemin farkına vardıklarını belirten Kındap, bu durumunu jeotermal seracılık uygulamalarını tüm dünyada artırdığını, Türkiye'nin da bu alanda öncü ülkeler arasında yer aldığını vurguladı. Türkiye'nin bugün 7 bin dönüm seviyesinde bulunan jeotermal sera varlığının, ülke potansiyeli karşısında çok düşük seviyede olduğuna dikkat çeken Kındap, "150 bin dönüm jeotermal ısıtmalı sera potansiyeline sahip olan ülkemiz, bugün bu potansiyelin yüzde 5'ini bile bulmayan kapasitesi ile dünyada 7'inci, Avrupa'da ise 1'inci sırada yer alıyor." dedi. Jeotermal Enerji Derneği olarak Tarım ve Orman Bakanlığı'nın başlattığı Organize Tarım Bölgeleri (OTB) projelerini de destekliklerinin altını çizen Kındap, 2024 yılında sisteme dahil lolan 5 proje ile birlikte OTB sayısının 43'e yükseldiğini, 2025 yılı itibarıyla Türkiye'de kurulan 22 adet Bitkisel OTB'nin 14'ünün jeotermal kaynaklı seralardan oluştuğu bilgisini verdi. "OTB'ler jeotermal kaynaklara yakın olmalı" Türkiye'nin 10 yıl içerisinde 100 bin dönüm jeotermal sera büyüklüğüne rahatlıkla ulaşabileceğini kaydeden JED Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap, şu değerlendirmeyi yaptı: "Yatırımcılara uygun kredilerle jeotermal ısıtmalı sera yapabilme imkânı tanıyan bu bölgelerde 30 bin dönüm potansiyel sera alanımız bulunuyor. JED olarak Organize Tarım Bölgelerinin yer seçiminin jeotermal kaynakların hemen üzerinde ya da çok yakınında olmasını önemsiyoruz. Temennimiz, jeotermal kaynak kullanan bölge sayısının daha da artması yönünde. Bu sayede Türkiye tarımsal üretimde ölçek ekonomisini sağlayarak; üretimde, istihdamda, ihracatta dünyanın en önde gelen ülkeleri arasında yer alabilir." Kesintisiz ve iklim koşullarından bağımsız olarak sürdürülebilir üretimin yapılabildiği jeotermal seracılığın çok önemli rekabet avantajı sağladığını kaydeden Kındap, "Jeotermal seralar üretim maliyetlerinin düşük, güvenilir ve izlenebilir olmasının yanında rekabet şansı ve marka değeri ile öne çıkıyor. Yılın 12 ayında kesintisiz üretim yapabilmek için seralarımızın belirli sıcaklıkta tutulması şart. Bu alanda en önemli girdi maliyetini enerji giderleri oluşturuyor. Jeotermal seracılık uygulamaları, bu girdi maliyetini sıfıra yakın bir seviyede tutarken, gerek iç pazarda gerekse ihracatta rekabetçi bir üretim yapısına kavuşulmasını sağlıyor. Tarımsal üretim, gıda güvenliği ve tedarik zincirinin önemi açısından seracılık uygulamaları yaşamsal önemde." Türkiye'deki jeotermal seralarda, yakın gelecekte üretim çeşitliliğinin de artacağına işaret eden JED Başkanı Ali Kındap, katma değeri ve ihracat kabiliyeti çok yüksek tropikal meyve üretiminden süs bitkilerine kadar çok farklı ürünlerin jeotermal seralarda üretileceğini sözlerine ekledi. Türkiye'nin keşfi tamamlanmış jeotermal potansiyeli 62 bin mw -Türkiye ve Anadolu coğrafyası, dünyanın en zengin jeotermal kaynaklarını barındırıyor. - 1500'ün üzerinde doğal jeotermal çıkış noktası olan Türkiye'de bugün itibarıyla jeotermal kaynaklı elektrik enerjisi kurulu gücü 1733 Megavat (MW) seviyesinde. - Jeotermal enerjinin diğer kullanım alanları olan termal turizm, jeotermal seracılık, konut ısıtması, sebze ve meyve kurutma gibi alanlardaki kullanımımız ile birlikte düşünüldüğünde; Türkiye'nin 7 bin Megavat'ın biraz üzerinde tüketimi bulunuyor. - Bu tüketim, Maden Tetkik Arama Kurumu (MTA) tarafından keşfi yapılmış potansiyel olan 62 bin MW'ın yüzde 11'i seviyesinde. - Türkiye bu düşük kullanımla dahi jeotermal kaynaklı elektrik üretiminde dünyanın dördüncü, Avrupa'nın lider ülkesi.

Süt üretiminde fazlalık var, Haziran'da değerlendirme yapılacak Video Galeri

Süt üretiminde fazlalık var, Haziran'da değerlendirme yapılacak

Ulusal Süt Konseyi (USK) Başkanı Hamit Can, çiğ süt tavsiye fiyatına ilişkin haziran ayında değerlendirme yapacaklarını belirterek, "Şartlar gerekiyorsa güncelleme yoluna gideceğiz. Şu anda çiğ süt üretimi yeterli düzeyde hatta arz fazlalığı var" dedi. Can, yaptığı açıklamada, son yaptıkları güncellemeyle 1 Ocak 2025'ten bu yana çiğ süt tavsiye fiyatının litrede 17 lira 15 olarak uygulandığını hatırlattı. USK olarak her ay çiğ süt maliyetini hesaplayıp Ulusal Süt Konseyi sitesinde yayınladıklarını aktaran Can, göreve geldiklerinde üç ayda bir maliyetleri ve çiğ tavsiye fiyatlarını değerlendirip gerekiyorsa güncelleneceğini söylediklerini hatırlattı. Bu çerçevede mart ayında bi güncelleme yaptıklarına dikkati çeken Can, "Fiyatın güncellenmesine gerek olmadığını öngördük. Haziran ayında yine değerlendirme yapacağız. Şartlar gerekiyorsa güncelleme yoluna gideceğiz" dedi. Şu anda çiğ süt üretiminin yeterli düzeyde olduğuna dikkati çeken Can, şöyle konuştu: "Çiğ süt arzında sorun yok. Hatta nispeten fazlalık var. Devletin ilgili kurumları regülasyonla fazlalığı alıp süt tozu yapıyor. Böylece arz fazlalığı yönetilmiş oluyor. Mart, nisan ve mayıs aylarında çok üretiyoruz. Temmuz, ağustos, eylül ve ekimde ise üretim azalır. Satışlar ise Mart, nisan ve mayıs daha düşük, yaz aylarında eylül ve ekimde yüksek olur. Temmuzdan sonra arz fazlalığı ortadan kalkacaktır. Talep artar arz fazlalığı kapatılır ve dengeye ulaşılır diye düşünüyorum."

Bursa'da tarım ve hayvancılığa güçlü destek Haber

Bursa'da tarım ve hayvancılığa güçlü destek

HAGEL Olağan Genel Kurulu, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ve üye belediye başkanlarının katılımıyla Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi'nde yapıldı. Toplantıda, encümen üyeliklerine Mustafa Işık, Bekir Aydın, Kamil Turan, Mustafa Aslan, Ramazan Sevim, Tuncay Kocabıyık ve Ercan Özel seçildi. "Hayvancılığın yanında tarımı da desteklemeye devam edeceğiz" Bursa‘da hayvancılığı ve tarımı geliştirmek için destek vermeye devam edeceklerini söyleyen Başkan Mustafa Bozbey, gıdaya erişimin ne kadar önemli olduğunu pandemi döneminde tüm dünyanın öğrendiğini belirtti. Tarım alanlarını koruyarak ve hayvan sayısını artırarak üreticinin gelirlerini artırabileceğini ifade eden Başkan Bozbey, Bursa'da özellikle küçükbaş ve büyükbaş hayvan sayısının gittikçe düştüğünü dile getirdi. Küçük işletmelerin kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceğini anlatan Başkan Bozbey, "Özellikle hayvancılığı geliştirmek amacıyla çalışmalarımız var. HAGEL ile birlikte projeler hazırladık. Doğurganlığı yüksek 1000 civarında küçükbaş hayvan alıp, 10 koyun ve 1 koç olmak üzere ilk aşamada 100 küçük aile işletmesine teslim etmeyi planlıyoruz. Bu, önceki yıllarda da denenmiş ama başarılı olunamamış. Bizler bu yüzden işletmelerden teminat almalıyız. Bir yıl sonra teslim edilen koyunların yarısını, ikinci yılında da diğer yarısını alarak ihtiyaç sahiplerine ulaştırmalıyız. Yapılacak denetimlerle projenin yürüyeceğine, aile işletmelerinin de çoğalacağına inanıyorum. Hayvancılığın yanında tarımı da desteklemeye devam edeceğiz. Kooperatiflerin ve belediyelerin tarımla ilgili taleplerini de zaman içerisinde yerine getiriyoruz" dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.