TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Hayvancılık

AGRONEWS - Hayvancılık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Hayvancılık haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Veteriner genç kadın, kendi işletmesiyle hayvancılığa başladı Haber

Veteriner genç kadın, kendi işletmesiyle hayvancılığa başladı

Mezun olduktan sonra bir süre hayvancılık işletmesinde çalışan Öz, özel sektörde yaptığı işin maddi olarak karşılığını alamadığına inanarak kendi işini yapmaya karar verdi. Tarım ve Orman Bakanlığının kırsal kalkınma desteklerini araştıran Öz, kendisine uygun desteklerden faydalanmak üzere proje hazırladı ve örnek bir girişimcilik örneği ortaya koyarak kendi küçükbaş hayvancılık işletmesini kurdu. Hem koyun sütü hem de kırmızı et üretmeyi hedefleyen Öz, özellikle koyun sütü tüketimini artırmayı istiyor. Aybike Öz, Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesinden 2023'te mezun olduğunu belirterek, hedeflerinin özel sektörle uyuşmadığını ve bu yüzden kendi işini yapmak istediğini söyledi. Kırsal kalkınma destekleriyle Yeşilçiftlik'te ailesinden kalma bir arsaya çadır kurduğunu ve içine alet, ekipman aldığını anlatan Öz, Ziraat Bankasından kullandığı hayvancılık kredisiyle de 40 gebe koyun edindiğini kaydetti. Koyunlarının doğum yaptığını dile getiren Öz, şöyle konuştu: "22 erkek ve 23 dişi kuzum oldu. Biraz büyüdükten sonra 22 erkeği satıp dişileri kendi sürümü büyütmek adına damızlık olarak kullanacağım. Bu koyunlarla ilgilenirken Afyonkarahisar İl Özel İdaresinin destek programına başvurarak etçil merinos koyunu da aldım. Aslında hedefim koyun sütü ve ürünlerini üretmek. Bölgede koyun sütü çok tüketilmiyor çünkü genel bir kötü koku kanısı hakim. Bilinenin aksine hijyenik ve temiz şartlarda sağıldığında kokusuz ve çok keyifle tüketilebilir olduğunu savunuyorum. Makineyle sağdığımızda birçok kişi kokusu olmadığını ve beğenerek tükettiklerini söyledi." Koyunların doğumlarını kendi yaptırıyor Şu an için çiğ sütü 60 liradan, kendi yaptığı koyun sütü yoğurdunu 100 ve peynirini 400 liradan sattığına dikkati çeken Öz, "Veteriner hekim olduğum için daha titiz davranıyorum. İnsana geçecek hastalık yapıcı etkenlerden uzak, insan sağlığını tehdit etmeden mesleğimin tüm bilgilerini kullanarak üretim yapıyorum. Ben bir başlangıç yaptım ve bölgede koyun sütünün daha fazla tüketilmesini istiyorum." dedi. Hem koyun sütü hem de kırmızı et üreterek ekonomiye de katkı sağlamayı hedeflediğini dile getiren Öz, "Tüm doğumları gebelik takiplerini kendim yapıyorum. Bu işi yapmak isteyenlere şunu söylemek isterim; sağlık giderleri toplam giderlerin sadece yüzde 2'sini oluşturuyor. Dışardan da veteriner hekim çağırsalar işlerini rahatlıkla yürütebilirler" ifadesini kullandı. 1 milyon 400 bin liraya mal oldu Mesleki avantajını kullandığını anlatan Öz, şöyle konuştu "Şu anda yeni bir işletmeyiz ve herşeyi kendim yapıyorum. İçinde büyüdüm diyemem ailem birkaç inekle hayvancılık yaptı. Bana herkes 'yapamazsın, bu işin içinde doğmak gerekiyor, hayvan bakınca hastalığını anlaman lazım, çok zor' dediler ama korkmadım ve adım attım. Şu anda kendi işim var ve mutluyum. İdealist yaklaşıyor diyebilirler evet öyle yapıyorum. Yaşayarak ve tecrübe ederek de öğreniyorum birçok şeyi. Özellikle yem stoğu konusunda işletmenin nasıl döndürüleceğini tecrübe ederek öğreniyorum." Öz, işletmesinin 1 milyon 400 bin liraya mal olduğunu belirterek, "Çadır ve beton zemin tercih ettim. Sağım sistemim, kırkım makinelerim ve diğer ekipmanlarımla 1 milyon 400 bin lira harcadık ama bunun yarısını hibe olarak geri aldım. Sürümü daha da büyütmek istiyorum. Koyun sütüne ve ürünlerine ilgi biraz daha iyi olursa işlerimi çok daha rahat yürütebileceğim" dedi.

Yangından kaçıp kurtulan tavuk kümesine geri döndü Haber

Yangından kaçıp kurtulan tavuk kümesine geri döndü

Sakarya'nın Geyve ilçesinde 5 gün önce çıkan yangın, rüzgarın etkisiyle hızla ilerleyerek Bilecik'in Osmaneli ilçesine sıçramıştı. İlçede Kazancı, Büyükyenice, Kızılöz, Selçik köyleri tedbir amaçlı boşalatılırken, 3 bağ evi kül olmuştu. Salı günü yangının bölgelerine doğru ilerlediğini gören Hayati-Burçin Çakar çifti, 6 tavuk, 1 horoz ve köpeklerini kurtarmak için bağ evine geldi. Bütün hayvanlarını yakalayıp kurtaran Çakar çiftinin bir tavukları ise kaçtı. Yangında bölgede bulunan bağ evi kül olan çift, bu sabah evlerine bakmaya geldiklerinde gördükleri manzara karşısına hayrete düştü. Kaçan tavuğun yeniden kümesine döndüğünü gören çift mutluluktan adeta havaya uçarken, tavuğa 'Umut' adını koydu. "Adını 'Umut' koyduk" Hayati Çakar, salı günü hayvanları almaya geldiklerinde tavuğun kaçtığını anlatarak, "Geldik kümeste gördük, yangından kurtulmuş. Adını 'Umut' koyduk. Nedeni ise yangında kurtularak bizim yeniden bir umudumuz olduğu için" dedi. "Çok güzel anılarımız vardı, inşallah tekrar yeniden yapacağız" Burçin Çakar ise, yangının bağ evlerinin olduğu alana doğru geldiğini öğrendiklerinde salı akşamı gelip hayvanlarını kurtardıklarını belirterek, "Burada 6 tavuk, 1 horoz ve 2 tane köpeğimiz vardı, onları kurtarmak için geldik bir şey olmasın diye. Yanan eşya ve evde gözümüz yok, hayvanlarımıza bir şey olmasın diye geldik o gün. Onları aldık ve yangının buralara böylesine geleceğini düşünmedik. Şurada Bayraklı Tepe yanıyordu, oradan gelmez diye düşündük. Sonra çarşamba akşamı 5 gibi buralara kadar gelmiş. Çok üzüldük, yılların emeği var. Babamın çok sevdiği bir yerdi. Nefes aldığımız bir yerdi, 2002 senesinde yapmıştık burayı. Çok güzel anılarımız vardı, inşallah tekrar yeniden yapacağız. Hayvanlarımızı kurtardık, bize bir şey olmadı. Bir tavuğumuzu o gün kurtaramamıştık, şimdi geldik tavuğumuz burada. Bizi terk etmemiş tavuğumuz, köpeklerimiz de burada çok şükür" dedi.

50 derece sıcakta hayvan otlatıyorlar Haber

50 derece sıcakta hayvan otlatıyorlar

Afrika ve Basra sıcak hava dalgasının etkisinde olan Türkiye'de Adana ve ilçelerinde sıcak bir hayli daha fazla hissediliyor. Nem ile birlikte 50 dereceyi bulan sıcakta hayvancılıkla uğraşan vatandaşlar da zor anlar yaşıyor. Hayvancılık yapan Kamil İçten, 200'e yakın küçükbaş hayvana baktığını belirterek, "Baba mesleği aslında. Yoksul bir aileden geldik. Bu sıcakta sürüye bakmak kolay değil ama çocuk okutuyoruz, geçimimizi buradan sağlıyoruz. Akşam 9'a kadar bu sürünün peşindeyiz. Sıcakta da soğukta da buradayız. Bir oğlum polis oldu, diğer oğlum askere gidecek. Şehirde tüketmek kolay, ama biz burada üretmek için ter döküyoruz. Çok sıcak, kapkara olduk ama mecburuz bu işin peşinden gitmeye" ifadelerini kullandı. "Bayram, düğün yok; hayvanlar bizden mesai istiyor" 300 koyuna bakan üreticilerden Ersan Bahar da sıcaklığa rağmen çalışmak zorunda olduklarını belirterek şunları söyledi: "Ben 300 koyuna bakıyorum. Meteoroloji uyarı yaptı ama geçimimiz bu işten. Güneşte 50 derece varsa, biz bunu birebir yaşıyoruz. Akşam saat 8'e kadar mesaimiz sürüyor. Bayram, cenaze, düğün dinlemiyor bu iş. Babam ve kız kardeşim vefat etti, öğleden sonra yine hayvanlara bakmaya gelmek zorunda kaldım. Bu yıl hayvancılık para edecek dedik ama şap hastalığı çıktı. Emeklerimiz para edecek derken moralimiz bozuldu ama yine de şükrediyoruz. Bu zorluklarla iki çocuğumu okutuyorum. Zor ama güzel bir hayat."

Uludağ Etekleri Lavanta Kokacak: Keles’te 30 Bin Fidan Üretildi Haber

Uludağ Etekleri Lavanta Kokacak: Keles’te 30 Bin Fidan Üretildi

Bursa'nın Keles ilçesindeki Pınarcık Süs Bitkileri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi, Uludağ eteklerinde lavanta bahçeleri kurulması ve bölge çiftçisinin gelirinin artması için 30 bin fidan üretimine başladı. Kooperatif Başkanı Mehmet Sakarya, kooperatifi bölge çiftçilerinin bir araya gelmesiyle 2017 yılında kurduklarını hatırlatarak, bir süre Bursa Büyükşehir Belediyesinin desteğiyle mevsimlik bitki üretimi yaptıklarını ancak son bir yıldır daha kalıcı ürünlere yöneldiklerini anlattı. Ihlamur, at kestanesi, sedir, kayın ve ladin ağaçların fidanlarını üretmeye başladıklarını dile getiren Sakarya, bunların yanında bu yıl ilk kez lavanta fidanı üretimine yöneldiklerini söyledi. Lavantada 30 binle deneme üretimi yaptıklarını belirten Sakarya, "6 üyemizin ortaklığıyla yaptık. Saksıda üretip kısmen yere dikmemiz gerekiyorsa yere dikip lavanta behçesi yapmayı planlıyoruz. Yarı mamül satmak üzere başladık" dedi. İklim ve rakım olarak çok güzel tepki aldıklarını ifade eden Sakarya, şöyle konuştu: "Uludağ eteklerinde bin 100 rakımdayız ancak İzmir, Yalova ve Bursa merkeze göre daha iyi konumdayız. Şu anda lavata garanti ürünümüz diyebiliriz. Makasla, çeliklemeyle çoğaltabiliriz. Hedefte sıkıntı yok. Arz talebe göre şekillendirebiliriz. Yaz dönemi iyi geçiyor. Bahçe denemesi de yapacağız. Kışı da iyi geçirirse, iyi tepkiler alırsak, üretimi yaygınlaştıracağız." Sakarya, bölgede tarımın çok zor olduğuna dikkati çekerek, "Genellikle kısıtlı olarak örtü altı üretim yapılıyor. Buralarda geçim kaynağı olabilir lavanta. Bu tarz dayanıklı bitkiler yapmalıyız. Kiraz ve çilek bölgede dar alanlarda yapılıyor ancak biz farklı alternatif ürünler geliştirmeye çalışıyoruz. Uludağ eteklerini lavanta kokutabilir, renklendirebiliriz" diye konuştu. Lavantanın ıhlamura nazaran daha kolay olduğunu vurgulayan Sakarya, "Yıllık üretimimizi 200 bine çıkarmamız zor değil. Bölgedeki üreticilerin kullanamadıkları arazileri lavanta bahçesine dönüştüreceğiz. Bölge halkına lavanta ile gelir sağlamayı hedefliyoruz" ifadesini kullandı.

Manisa’da Ata Tohumlu Altınbaş Kavunu İçin Coğrafi İşaret Hamlesi Haber

Manisa’da Ata Tohumlu Altınbaş Kavunu İçin Coğrafi İşaret Hamlesi

Manisa’da Karaoğlanlı bölgesinde Ata tohumundan yetişen, kendine has aroması ve tadı olan Altınbaş Kavunu hasadı başladı. Bölgeye has Altınbaş Kavununa coğrafi işaret almak için girişimde bulunuldu. Manisa'nın Şehzadeler ilçesi Karaoğlanlı Mahallesi menşeli, "Altınbaş Kavunu" olarak bilinen kavun kendine has özellikleriyle öne çıkıyor. Karaoğlanlı Mahallesi’nde yaklaşık 200 dönümlük alanda üretimi yapılan kavun dışı sarı ve ince kabuklu, aromatik ve oldukça tatlı olması ve sarı parlak rengi dolayısıyla "Altınbaş" olarak adlandırılıyor. Karaoğlanlı’nın atalarından gelen bu kavun, bölgeye özgü, yerel bir kültürel miras olarak tarımına devam ediliyor. Yerel tohumla yani kavun çekirdeğinden geleneksel yöntemlerleler üretiliyor. Üreticiler tarafından sabah erkenden toplanan kavunlar meydanda satışa sunuluyor. Hatta İzmir ve çevre illere gönderiliyor. Yakın mahallelerde de ekilmeye başlandı. Kabuğu ince olduğu için raf ömrü az. Bundan dolayı olgunlaştığında 2-3 gün içinde tüketilmesi gerekiyor. Karaoğlanlı Mahalle Muhtarı Hakan Kara, "Karaoğlanlı sadece bir mahalle değil. Geçmişe dönük bakarsan Rumlardan kalma iki tane okulumuz, kilisemiz. Roma döneminden kalma kral mezarlarımız. Bu anlattıklarımı şu anlama geliyor buranın tarihi çok eskiye dayanıyor. Osmanlı öncesine dayanan bir yerleşim yeri. Her gelen insanlar buraya bir şeyler katmış. Kimisi sebze getirmiş, kimisi kavun karpuz getirmiş çeşitliliği sağlamış. Altınbaş Kavunu da bunlardan bir tanesi. Ne zaman gelmiş, ekim ne zaman olmuş bu konuyla ilgili bir bilgi yok. Ama geleneksel yöntemlerle yapılıyor. İçinden alınan çekirdekle üretiliyor. Hibrit tohum kullanılmıyor. Yani bir laf vardır nerede o eski domatesler, nerede o eski salatalıklar diye. O eski tohum hala duruyor. Aynı aroma, aynı lezzet, aynı koku hiç değişmiyor. Bunun orijinalliği korunarak devam ediliyor. Bizim burada hala kullanılan bir sistem var. Annelerimiz, babalarımız evlerde çekirdek saklarlar kavanozlarda. Bunun içinde eski karpuzlarımız vardır kara karpuz deriz. Çekirdekli aroması yüksek. Biz bunları hala üretmeye devam ediyoruz. Bunun bir pazarı yok. Ticari olarak bundan para kazanmak şansımız yok. Hibrit tohum olmadığı için ticari olarak kullanamıyoruz. Biz ne yapıyoruz kendimiz ekip kendimiz yiyoruz. Veya burada pazara çıkarıyoruz. Bunu bilen kişiler gelip alıyor buradan" dedi. Coğrafi işaret almak için girişimde bulunduklarını açıklayan Kara, "Coğrafi işaret almaya çalışıyoruz. Sayın Valimizle, İl ve İlçe Tarım Müdürlerimizle bu konuyu görüştük. Karaoğlanlı’dan olan AK Parti Şehzadeler İlçe Başkanımız Ahmet Nalband’a konuyu anlattık. Bu konuda yardımcı olacaklar. Çalışmalarımız devam ediyor. Nasıl Göbeklitepe tarihin sıfır noktasıysa Karaoğlanlı’da bu bölgenin sıfır noktasıdır. Mahallenin her tarafı tünellerle örülüdür. Bunlar çok eski zamandan gelmiş tohumlardır. Meydanda bir Pazar kuruluyor. Çiftçilerimiz her sabah 7 ila 8 arasında topladıkları kavunları getirirler. Karaoğlanlı’da tahminen 200 dönüm Altınbaş Kavunu ekili alan bulunuyor. Buradan bir kısmı toptan olarak Manisa dışındaki illere İzmir’e, başka illere gider, bir kısmı da burada satılır. Civar mahalleler bunu yeni yeni keşfetmeye başladı, ekmeye başladılar. Bunu bilmeyenler ilk başta kabak zannediyorlar. Yiyen arkasını arıyor. Tek sıkıntımız kabuğu ince olduğu için raf ömrü azdır. Bu kavun olgunlaştığında 2-3 gün içinde tüketilmesi gerekiyor. Tüketilmezse bozulmaya başlıyor. Coğrafi işaret aldıktan sonra festival düzenlemek, tanıtımını yapmak, bölgenin diğer illerine duyurmak ondan sonraki adım. Öncelikle coğrafi işareti almak lazım" diye konuştu. Üreticilerden Hakan Abadanç, "Emekli polisim. Yaklaşık 10 yıldır bu işin içindeyim. Emekli olduktan sonra kendime ait 10 dönümlük yere Altınbaş kavununu ektim. Altınbaş Kavunu sadece bizim Karaoğlanlı’ya has bir kavundur. Yakın köylerde üretimi başladı. Çekirdeğinden tekrar üretilen bir kavundur. Ata tohumu yani eski domatesler, patlıcanlar, biberler olduğu gibi tadı ve aroması çok mükemmel. Fakat diğer bölgelerdeki insanlarımız bunu kabağa benzetiyor, kavuna benzemediğini söylüyor. Ama tattıktan sonra hepsi çok memnun kalıyor. İnşallah bunun tanıtımını yaparız. Bunu Şehzadeler İlçesi Karaoğlanlı Mahallesi olarak bunu tescilleriz. Bizim halkımız için iyi bir yatırım olur diye düşünüyoruz. Bu kavunun ekilip hasat edilmesi süreci 90 gündür. 90. Gününde toplanmaya başlar" diye konuştu. Üreticilerden İsmail Yoğurtçu, "Aroması olan bir kavun. Kokulu ve tatlı bir kavun. Erken çıkıyor. Doğada organik bir ürün, ilaç falan yok. 10 günden beri kavun kırıyoruz. 1 ay daha sürer. Toptan verdiğimiz gibi perakende de satış yapıyoruz. İnsanlar bu kavunu beğendi. Ata tohumu çekirdeklerinden üretimi yapılabiliyor" dedi.

Pazaryeri’nde Arpa Ve Buğday Hasadı Çiftçiyi Sevindirdi Haber

Pazaryeri’nde Arpa Ve Buğday Hasadı Çiftçiyi Sevindirdi

Bilecik’in Pazaryeri ilçesinde arpa ve buğday hasadı başladı. Mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklıklar nedeniyle erken olgunlaşan ürünler, bu yıl hem verimi hem de kalitesiyle çiftçilerin yüzünü güldürdü. Pazaryeri ilçesine bağlı kırsal Gümüşdere Mahallesi başta olmak üzere birçok mahallede ve köylerde başlayan hasat çalışmalarında dönüm başına 500 ila 600 kilogram ürün elde edildi. Ambarların dolup taştığı köylerde, çiftçiler bu yılki mahsulden son derece memnun olduklarını dile getirdi. Ürünlerin önemli bir kısmı Toprak Mahsulleri Ofisi’ne (TMO) gönderilmek üzere yola çıktı. Pazaryeri İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerine göre ilçe genelinde yaklaşık 60 bin dekar alanda arpa ve buğday ekimi yapıldı. Bu rakam, bölge tarımı açısından oldukça önemli bir üretim hacmini işaret ediyor. Öte yandan, hasat sezonunun sıcak ve kurak hava şartlarında gerçekleşmesi nedeniyle İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü, biçerdöverle yapılan hasat sırasında yangın riskine karşı önlemler aldı. Biçim yapılan her alanda su tankeri veya yangın söndürücü bulundurulması zorunlu hale getirildi. Tarım yetkilileri ve köy muhtarları, biçerdöver operatörlerini ve üreticileri dikkatli olmaları konusunda uyardı. Alınan bu tedbirlerle, muhtemel arazi yangınlarının önüne geçilmesi hedefleniyor. Pazaryeri’nde bu yılki hasat hem üreticiler hem de bölge ekonomisi adına umut verici bir tablo ortaya koydu. Gümüşdere köyünde çiftçilik yapan 25 yaşındaki genç çiftçi İlyas Muhammed Dur, "Köyümüzde arpa ve buğday hasadımız başladı. Ekiz, masaccio cinsi buğdaylarımızdan dönüme 5 yüz ile 6 yüz kilo arası verim aldık. Ürünlerimizi hasat sonrası Toprak Mahsulleri Ofisi'ne teslim edeceğiz. Herkese hayırlı ve bereketli hasatlar dilerim" diye konuştu.

Yangın Mağduru Çiftçiden Alınan 20 Ton Karpuz Ücretsiz Dağıtıldı Haber

Yangın Mağduru Çiftçiden Alınan 20 Ton Karpuz Ücretsiz Dağıtıldı

Bilecik'te geçtiğimiz ay çıkan orman yangınında Osmaneli ilçesine bağlı Soğucakpınar köyünün Kaşıkçı Mahallesi adeta kül olmuştu. Pazaryeri Belediyesi, yangından etkilenen çiftçilerden 20 ton karpuzu alarak ücretsiz dağıttı. Sakarya'nın Taraklı ilçesinde geçtiğimiz ay başlayan orman yangını, rüzgarın etkisiyle Bilecik'in Gölpazarı ve Osmaneli'ne bağlı 9 köyü etkisi altına almıştı. 3 gün havadan ve karadan binlerce kişinin canla başla çalışarak kontrol altına almaya çalıştığı alevler yağan yağmurun etkisiyle kısmen kontrol altına alımıştı. Yangında tamamen yanan Köprücek, Tongurlar ve Soğucakpınar köyleri 'Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi' olarak ilan edilmişti. Yangın mağduru çiftçilerden 20 ton karpuz alındı Bilecik'in Pazaryeri Belediyesi, Osmaneli'ne sıçrayan orman yangınından etkilenen üreticilere anlamlı bir destek sağladı. Yangından zarar gören Kaşıkçı mahallelerinde karpuz üretimi yapan çiftçilerin tarlalarındaki 20 ton karpuz, Pazaryeri Belediyesi tarafından satın alındı. Satın alınan ürünler ilçe merkezine getirilerek vatandaşlara ücretsiz olarak dağıtıldı. Hem yangın mağduru üreticilere ekonomik destek sağlandı hem de Pazaryeri halkına güzel bir dayanışma örneği sunulmuş oldu. "Çiftçilerimize de inşallah destek olan çıkar" Pazaryeri Belediye Başkanı Zekiye Tekin, yapılan desteklerle ilgili yaptığı açıklamada, "Yangından etkilenen Osmaneli Soğucakpınar köyü Kaşıkçılar mevkiinde karpuz üreten çiftçilerimize, özellikle kadın çiftçilerimize destek amaçlı karınca misali bir desteğimiz olsun istedik. Pazaryeri Belediyesi olarak bir kamyon karpuz aldık. İnşallah devamı da gelsin diye düşünüyoruz. Aldığımız karpuzları da Pazaryerili hemşehrilerimize ücretsiz olarak kendilerine takdim edelim istedik. Allah hayrımızı kabul etsin inşallah rabbim böyle günler yaşatmasın. Çiftçilerimize de inşallah destek olan da çıkar" dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.