Karabük Haberleri - Son Dakika Karabük Haber Güncel Gelişmeler

TZOB Başkanı Bayraktar, zirai dondan etkilenen tarlaları inceledi

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Karabük’te zirai dondan etkilenen meyve bahçelerinde incelemelerde bulundu. TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, beraberinde Karabük Ziraat Odası Başkanı Hasan Benlioğlu ve ilçe oda başkanları ile birlikte Karabük’te zirai don nedeniyle zarar gören meyve bahçelerini inceledi. Afetin şiddetinin de giderek arttığına dikkat çeken Bayraktar, "Eksi 25-30 dereceleri gören tek ısı değerleriyle karşı karşıya kaldık. Buna hiçbir ürünün dayanması mümkün değildi. Hiçbir ürünümüz de zaten dayanmadı. Şimdi tabii mevsim kaymaları yaşıyoruz. Kışın kar yağışı bekledik Türkiye'de birçok bölgemizde Karabük de dahil olmak üzere kışın yeterli yağışları alamadık. Yeterli kar yağışı olmadı. İlkbaharda yağışlarını bekledik. Fakat ilkbahar yağışlarını beklerken ilkbahar ayında kışı yaşadık kar yağışıyla karşı karşıya kaldık. Arkasından gelen don hadisesi maalesef başta meyve olmak üzere birçok ürünümüze de zarar verdi. Tabii zarar gören illerimizden bir tanesi de Karabük ilimiz. Türkiye genelinde 65 ilimizde zarar söz konusu. Karabük ilimizde de yine ceviz, badem, elma, kiraz, vişne gibi ürünlerimiz ve bunun yanında diğer meyvelerimiz de yüzde yüzlere oranlarda zarar gördü. Allah böyle bir afeti bir daha göstermesin. Bu gerçekten tarihimizin en büyük afeti. Biliyorsunuz birkaç sene evvel bir deprem yaşadık. Bu da tarımda yaşadığımız bir deprem gibi bir afet. Şimdi burada tabii özellikle böyle bir afet karşısında üreticilerimiz örgütlerini yanında görmek istiyor" dedi. "Destekleri üreticimize veremezsek bu afet bir miktar daha göç oluşturabilir" Bayraktar, "Tarihin en büyük afeti karşısında gerekli desteklerin bu manada çiftçimize verilmesi fevkalade önemli. Çiftçilerimiz özellikle bankalara borçlu olarak üretim yapıyorlar. Tarım Kredi Kooperatiflerine borçlu olarak üretim yapıyorlar. Oralardan aynı ve nakdi kredi kullanıyorlar. Şimdi çiftçilerimizin böyle bir süreçte özellikle bazı bahçelerimizde ağaçlarımız ciddi zarar gördü. Çiftçimizin borçlarının birkaç yıla ertelenmesi önem arz ediyor. Çünkü çiftçimiz böyle büyük bir afetle karşı karşıya kaldı ki bu borçları ödeyebilme kabiliyetini kaybetti. Zarar gören bahçelerimizin daha fazla bakıma ihtiyacı var. Yani bahçelerinde kalabilmesi için ve bu özellikle zarar gören bahçelere tabii daha fazla masraf etmesi de gerekiyor. Daha çok bakım yapması gerekiyor. Onun için nakde ihtiyacı var. Biz bu destekleri üreticimize veremezsek bu afet bir miktar daha göç oluşturabilir. O zaman ne olur? Üretici olan çiftçi şehre gittiğinde tüketici oluyor. Peki çiftçimiz tüketici olursa üretimi kimle yapacağız? Yani tüketicileri nasıl besleyeceğiz? Üreticiyi şimdi desteklemezsek tüketici haline getirirsek ne yapıyoruz? Tüketenin oranını arttırıyoruz, sayısını arttırıyoruz ama üreten azalıyor burada. Üretim ayağı yani üretimdeki arzdaki Allah muhafaza azalma ülkenin gıda güvenliğini sağlama noktasında ciddi problemlerle karşı karşıya kalmamıza sebebiyet verebilir. Yani göçü önleme noktasında da destek istiyoruz" diye konuştu.

"Beyaz Altın" çeltik ekiminde sona yaklaşıldı

320 dekar alanda çeltik ekimi yapan Halit Gömeç, topraktan sofraya kadar uzanan yolculukta çeltik ekiminin imece usulü ile su dolu tarlalar içindeki meşakkatli serüvenini sürdürüyor. Gömeç, İhlas Haber Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, 20 gündür devam eden çeltik ekiminde son haftaya girdiklerini söyledi. Çeltik üreticilerinin soğuktan etkilenmediğini ve mevsim olarak Mayıs’ta başladıklarını ifade ederek, "Allah verirse, rekoltenin iyi olmasını bekleriz. Geçen sene çok iyiydi ve yıllar ortalamasına göre de çok iyiydi. Geçen sene 320 dekar alanda 280 ton civarında çeltik aldık. Fiyatlarda iyiydi ve geçen sene ürünümüzün tamamını sattık. Geçen yıl çeltiğin kilosunu 24-25 TL bandında verdik" dedi. Çeltik üreticisi Gömeç’i, tarlasında ziyaret eden Ziraat Odası Karabük İl Başkanı Hasan Benlioğlu da, üretmeden tüketimin olmadığını ifade ederek, "Bizler de kendisini çeltik ekiminde kendisini ziyaret ettik ve gördük ki, çiftçinin alın terini kimse karalayamaz. Çiftinin kazancı helal. Çünkü Ekimi ayrı meşakkat, hasadında ayrı bir mücadele var" diye konuştu.

Safran Çiçek Açtı: Erken Hasat Turizmi Hareketlendirdi

Erken Çiçeklenme ve Yüksek Verim Beklentisi İsmail Yılmaz, ilçenin en büyük safran üreticilerinden biri, bu yıl yağışların olumlu etkisiyle erken çiçeklenmenin başladığını ve Kasım ortasına kadar süreceğini belirtti. Yıllık rekoltenin iyi olması beklenirken, safran fiyatı hasat sonrası belirlenecek. Coğrafi İşaretin Etkisi ve Safran Turizmi Safran, Avrupa Birliği coğrafi işareti sayesinde değer kazandı. Geçtiğimiz yıl 45-50 bin kişi safran tarlalarını ziyaret ederken, bu yıl daha fazla turistin gelmesi bekleniyor. Safran Mahallesi adıyla anılan köy, dünya genelinde bilinir hale geldi.

Palamut 40, hamsi 250 liradan tezgahtaki yerini aldı

Karabük’te en ucuz palamut 40 liradan, en pahalı hamsi 250 liradan tezgahlardaki yerini aldı. Sezona palamut avı ile bereketli bir başlangıç yapan Karadeniz’de balıkçıların ağlarına hamsilerde takılmaya başladı. Karabük’te de palamut, istavrit ve çinekop’un ardından hamside tezgahlardaki yerini almaya başladı. Sezonun ilk hamsisi 250 liradan tezgahlardaki yerini alırken, palamut da 40 ile 100 lira arasında alıcı buluyor. Balıkçılar havanın soğumasıyla balıklardaki artışların düşeceğini belirtti.

Coğrafi işaretli Çavuş Üzümü’nde hasat dönemi erken başladı

Karabük’ün Safranbolu ilçesinde kendine has aroması ve kokusu ile diğerlerinden ayrılan Çavuş Üzümünde hasat dönemi sıcaklıklar nedeniyle 1 ay önceden başladı. Safranbolu ilçesinde uzun yıllardır yetiştirilen ince kabuklu olması, hoş kokusu ve kalitesiyle tercih edilen “Çavuş Üzümü” hasadı başladı. “Çobançavuşu”, “pembeçavuş” ve “misketçavuşu” gibi çeşitleri de bulunan ve ince kabuğu, az çekirdek sayısı, orta iri şekliyle dikkat çeken Çavuş Üzümü geçtiğimiz yıllarda coğrafi işaretle tescillenmişti. Bu yıl hava sıcaklıklarının fazla olması dolayısıyla 1 ay önceden başlanan hasat, üreticisinin yüzünü de güldürecek. Çerçen Köyünde üretim yapan Metin Halıcı, bu yıl hasadın iyi olduğunu belirterek, “Havalar sıcak gittiği için hasat 1 ay öncesinde başladı. Normalde Eylül ayında yaptığımız hasadı Ağustos ayının ilk haftasında yapmaya başladık” dedi. “Rekolte yağmurlar zamanında yağdığı için iyi” diyen Halıcı, “Kuraklık olduğunda biraz küllenme görüldü ama çok sıkıntı oluşturmadı” ifadelerini kullandı. Halıcı, 4 dekar alanda yaptığı üretimden 6 ton hasat beklediğini söyledi.

"Dünyanın en pahalı baharatı" toprakla buluşturuldu

UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Karabük’ün Safranbolu ilçesiyle özdeşleşen ve 250 bin liralık fiyatıyla "dünyanın en pahalı baharatı" olarak adlandırılan safranın soğanları toprakla buluştu. Safranbolu’da 3 bin 500 yıllık geçmişe sahip, Bizans döneminde Batı Anadolu’da ticareti yapılan, Osmanlı döneminde de önemini koruyansafran, "milli bitki" ünvanını alırken Avrupa Birliği Komisyonu tarafından geçen yıl coğrafi işaretle tescillendi. Ekim ve Kasım aylarında boyu 15-30 santimetre uzunluğa geldiğinde hasat edilen, ağırlığının 100 bin katı kadar sıvıyı sarıya boyayabilen, 80 bin çiçekten sadece 500 gram üretilebilen safran, 250 bin liralık fiyatı ile "dünyanın en pahalı baharatı" olarak adlandırılıyor. Öte yandan, gıda, tıp ve giyim sektörlerinde kullanılan safranın soğan dikimine Ağustos ayı itibariyle başlandı. Konuyla ilgili gazetecilere konuşan üretici İsmail Yılmaz, Ağustos ayı itibariyle safran soğanlarını dikmeye başladıklarını ve dikim işinin 10 gün süreceğini belirtti. Yaklaşık 10 dönüm yeni alanda dikim yaptıklarını ifade eden Yılmaz, "Dikim metodunu bu yıl değiştirdik. Farklı bir deneme yapıyoruz. Organik sıvı gübre ile dikim yapıyoruz. Otla mücadele zor olduğu için hayvan gübresi kullanmak istemedik. Sahanın üzerini dikimden sonra sıcaktan etkilenmesin diye örtü ile örteceğiz" diye konuştu. Yılmaz, bu yıl yaklaşık 23 dönüm alanda hasat yapmayı planladıklarını aktardı.

Safran tarlasını 40 günde 70 bin kişi ziyaret etti

UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Karabük’ün Safranbolu ilçesiyle özdeşleşen ve kilosu 250 bin lira olması dolayısıyla "dünyanın en pahalı baharatı" olarak adlandırılan safranın hasadı sona ererken, safran tarlasını 40 günde 70 bin kişi ziyaret etti. Boya, yemek, kozmetik, ilaç ve gıda gibi birçok alanda kullanılmasının yanı sıra; hücre yenileme, hafızayı güçlendirme, astım ve solunum yolu hastalıkları, sindirim ve diş eti güçlendirme gibi birçok etkisi bulunan safran bitkisi, Ağustos ayında ekimi yapılırken, Ekim-Kasım aylarında boyu 15-30 santimetre uzunluğa geldiğinde hasadı yapılıyor. Safranbolu’da 3 bin 500 yıllık geçmişe sahip, Bizans döneminde Batı Anadolu’da ticareti yapılan, Osmanlı döneminde de önemini koruyan safran, "milli bitki" ünvanını alırken Avrupa Birliği Komisyonu tarafından coğrafi işareti tescillendi. 13 dönümden 10 kilo safran alındı Safran üreticisi İsmail Yılmaz, İhlas Haber Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, bu yıl safranın 12 gün geç açtığını, ancak hasadın da geç bittiğini belirtti. Hasadın geç başlamasına rağmen beklentilerin üzerinde bir ürün aldıklarını ifade eden Yılmaz, "13 dönüm civarında benim ürettiğim alan, 10 kilograma yakın ürün aldım. Bu sene Safran Festivali duyurusunu erken yaptık, festivali de erken yaptık. Gerçi çiçeklerimiz o zaman açmamıştı ama tabii bu haberlere konu olunca gelmek isteyenler, bu sene hasadı gördüler. Geçen yıla göre daha çok geldi. Zannediyorum bir 60-70 bin insan ağırlamışızdır" dedi. Safranı ilk kez görenlerin şaşırdığını anlatan Yılmaz, "İlk tarlaya geldiğinde o atmosferi görünce şaşırıyorlar. Bu mevsimde artık doğa kendini kışa doğru döndüğünde herkes mosmor tarlayı görünce şaşırıyorlar. O kokuyu o havayı teneffüs etmek için herkes bunu birbirine duyuruyor. Buradan görüntü atıyor, canlı yayın yapıyor" diye konuştu. İnsanların ürünleri üretim yerinden aldığını vurgulayan Yılmaz, şunları kaydetti: "Biz de gittiğimiz yerlerde bunu görüyoruz. Mutlaka yerini tercih ediyoruz. ’Burası üretim yeri, üretim sahası, üretim alanı, yerine geldik’ diyor insanlar. Daha çok tercih ediyorlar."

Coğrafi işaret yolundaki Eskipazar lahanası hasat edildi

Karabük’te "Ata Tohumu Ata Toprağında" projesi çerçevesinde coğrafi işaret başvurusu yapılan Eskipazar lahanasının (kelem) hasadı yapıldı. İl Tarım ve Orman Müdürlüğünce yürütülen "Ata Tohumu Ata Toprağında" projesiyle safran, maniye domatesi ve çavuş üzümünün ardından, Eskipazar lahanası için de geçen yıl coğrafi işaret başvurusu yapılmıştı. B1, B2, A, E ve C vitaminleri ile potasyum, fosfor, sodyum ve magnezyum açısından çok zengin bir sebze olan Eskipazar lahanası için hasat etkinliği düzenlendi. Etkinliğe Kaymakam Tuğçe Yılmaz, Tarım ve Orman Müdürü Çetin Ayvalık ve vatandaşlar katıldı. Programda konuşan Kaymakam Tuğçe Yılmaz, "Eskipazar gerçekten çok bereketli bir yer. Cumhuriyet’imizin yüzüncü yılında bir kadın üreticinin hasat etkinliğine katılmak bir kadın kaymakam olarak beni ziyadesiyle mutlu etti. Umarım bu hasadımız gerçekten çok bereketli ve diğer çiftçilerimize de örnek olurlar. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Doğala dönüş aşamasındayız, umarım Eskipazar diğerleriyle birlikte, organik ürünleriyle birlikte çok daha güzel işler yapacaktır" dedi. Tarım ve Orman Müdürü Çetin Ayvalık, Eskipazar’ın kendine özgü ürünlerin olduğunu ve bunları geliştirmek için de çabalar sarf ettiklerini ifade ederek şunları söyledi: "Özellikle Eskipazar lahanası bu coğrafyada sadece Karabük’te değil, sadece Safranbolu’da değil, etrafta da bir Çerkeş, Gerede pazarında, bir Kastamonu’da duyulmuş olan bir ürün grubumuz. Geçen sene itibariyle bir logo belirledik ve bir coğrafi işaret başvurusunu biz Türk Patent Enstitüsüne yapmış bulunmaktayız. Tabii elimizde yeterli miktarda patentin olmaması, belki gazete kupürlerinin çok fazla bir şekilde olmaması. Bu çalışma sürecini bir miktar uzattı ama biz kararlıyız. Eskipazar lahanasına hepimizin çalışmasıyla coğrafi işareti alacağımıza inanıyoruz." Konuşmaların ardından lahana hasadı yapıldı.

Saffron, the "world's most expensive spice", has been harvested

Saffron harvest was carried out within the framework of "Saffron Project Promotion on the Way to Branding" in Safranbolu district of Karabük. Speaking at the program, initiated by the Provincial Directorate of Agriculture and Forestry in collaboration with the Safranbolu Chamber of Commerce and Industry (STSO), Karabük Governor Mustafa Yavuz emphasized the region's suitability for cultivating medicinal aromatic plants. Under the coordination of Safranbolu District Governorship, the Medicinal Aromatic Plants Project was launched. Governor Yavuz stressed the need for collective support in the branding journey, highlighting saffron as a spice with national geographical indication. The European Union continues its journey. If I remember correctly, the announcement period ends on December 7th. Unless there is an objection, we will have a product that will actually get its geographical indication on the European Union basis and perhaps become the first spice with the European Union geographical indication in that category, in the spice category. This aspect is also very valuable. But another important point is that we need to put saffron first and look for new siblings with saffron, we should not leave saffron alone, we need to support saffron with other medicinal and aromatic plants.” Reminding that there was a lavender project implemented in the past years, Yavuz said, "Actually, it is one of the most beautiful brothers, we need to support saffron with new plants that will grow in this climate and this geography, and products with high added value. After creating this awareness, we need to ensure sustainability." Provincial Director of Agriculture and Forestry Çetin Ayvalık stated that it is extremely important for Safranbolu saffron to be protected from commercial concerns and to preserve its genetic resources and transfer it to future generations. Ayvalık evaluated, "The breeding studies that have been initiated in large areas in different geographies of Anatolia in recent years require us to make rapid progress in this regard." Safranbolu TSO Assembly President Cengiz Ünal noted that the saffron plant is one of the most precious and precious plants of the region. Explaining that the point they have brought with the joint project with institutions is a very good and correct thing, Ünal said: "We have a very nice landscaping project in the area we are located in May next year. We will present our landscaping project, our environmental walls, and the walking paths between our saffron garden and lavender garden to our Karabük and Safranbolu." After the speeches, Governor Yavuz and his entourage made a presentation from the molasses cauldron, and then a saffron collection and sorting competition was held. The contestants first collected saffron with baskets in their hands, and then sorted the saffron they collected. Governor Yavuz, Safranbolu District Governor Şaban Arda Yazıcı, AK Party Karabük MPs Cem Şahin and Ali Keskinkılıç and other protocol members gave plaques to the winners of the competition.