TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Mardin

AGRONEWS - Mardin haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Mardin haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Mardin, Atıl Araziler Modern Bağcılıkla Tarıma Kazandırılıyor Haber

Mardin, Atıl Araziler Modern Bağcılıkla Tarıma Kazandırılıyor

Mardin'in Ömerli ilçesinde atıl durumdaki tarım arazileri, modern bağcılık projesiyle hayat buluyor. Mardin Büyükşehir Belediyesi, GAP Bölge Kalkınma İdaresi, Ömerli Kaymakamlığı, İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ve Ömerli Belediyesi iş birliğiyle yürütülen proje kapsamında, dezavantajlı tarım arazilerinin modern bağcılığa dönüştürülmesine yönelik çalışma başlatıldı. Proje sayesinde 30 çiftçiye toplamda 120 hektarlık alanda destek veriliyor. Mardin Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanı Kutbettin Yavuz, başlatılan çalışmada hem ekonomiye katkı hem de tarımsal üretimde verimliliğin artırılmasının hedeflendiğini belirterek, "Projemiz GAP, Mardin Büyükşehir Belediyesi, Ömerli Kaymakamlığı, İlçe Tarım Müdürlüğü ve Ömerli Belediyesi ile ortak yürütülen dezavantajlı tarım arazilerinin modern bağcılığa dönüştürülmesi projesidir. Proje kapsamında 30 çiftçimize toplamda 120 hektarlık alanda arazilerin tarıma kazandırılması uygulanacaktır. Projemiz Ömerli ilçesinde 30 mahallede dezavantajlı tarım arazilerinin modern bağcılığa dönüştürülmesi projesidir. Proje Mardin Büyükşehir Belediyesi, Ömerli Kaymakamlığı ve Ömerli Belediyesi ile ortak yürütülmektedir. Projede tarım arazilerinin modern bağcılığa dönüştürülmesiyle kullanılmayan arazilerin tarıma kazandırılması ve bölgenin ekonomik kalkınması hedeflenmektedir. Projemiz 100 dönümün üzerinde bitmiş durumda. Kalan 20 dönümün bir ay içerisinde bitirilmesi hedeflenmektedir. Proje bittikten sonra çiftçilerimiz yüksek verimli üzüm alacaktır. Mardin bağcılıkta Türkiye'de ilk üçte yer almasına rağmen verimde çok gerilerde kalmaktadır. Bu projenin amaçlarından bir tanesi de hem bölgemizde hem ülkemizde verim konusunda ilk sıralarda yer almaktır. Proje sonunda Mardin'de elde edilecek ürünler sayesinde katma değer açısından ülkenin önde gelen illeri arasında yer almayı hedeflemekteyiz" dedi. Ömerli İlçe Tarım ve Orman Müdürü Kadri Tutak ise projenin bölgesel kalkınmaya katkı sağlayacağını ifade ederek, "Atıl durumdaki arazileri tarıma ekonomiye kazandırılıp hem göçün engellenmesi hem de tersine göçün sağlanması amacındayız" diye konuştu. Çiftçi Mehmet Sait Kurt da projeden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Atıl durumdaki araziler tarıma kazandırıldığı için teşekkür ediyorum. İnşallah bundan sonra da kaliteli ve çok güzel meyveler alacağız" şeklinde konuştu.

Mazıdağı Mazrone Üzüm Pekmezi Coğrafi İşaret Yolunda Haber

Mazıdağı Mazrone Üzüm Pekmezi Coğrafi İşaret Yolunda

Mardin’in Mazıdağı ilçesine bağlı kırsal mahallelerde mazrone ismi verilen üzümden yapılan ve beyaz toprakla mayalanan meşhur pekmez, şifası ve lezzetiyle mutfakların vazgeçilmezi oluyor. Kış aylarında sofraların vazgeçilmezi olan pekmez, üzüm hasadı ile kazanlarda kaynamaya başladı. Türkiye’nin en fazla üzüm bağı bulunan Mardin'de bağ bozumu ile dallardan toplanan üzümler, zorlu ve uğraş isteyen çalışmanın ardından pekmeze dönüşüyor. Mazrone üzümü şırasından oluşan şifa kaynağı pekmez için Türkiye'nin birçok ilinden siparişler alınıyor. Mardin bölgesinde bu sene kuraklıktan dolayı verimin düşük olduğunu belirten çiftçiler, fiyatların da geçen seneye göre yüksek olduğunu dile getirdi. Mazıdağı Kaymakamlığı ve Mazıdağı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından mazrone üzüm pekmezi coğrafi işareti için başvuru yapıldığı ve onay aşamasında olduğu öğrenildi. Yetkililer, tescil sürecinin tamamlanmasıyla birlikte mazrone üzüm pekmezinin hem yerel ekonomiye katkı sağlayacağını hem de uluslararası pazarda tanınırlığını artıracağını belirtti. Mazıdağı’ndaki üreticiler de bu gelişmeden memnun. Pekmez üreticileri, coğrafi işaretin sadece bir belge olmadığını, aynı zamanda bölgenin kültürel mirasının korunması açısından büyük önem taşıdığını vurguladı. ''50 yıldır pekmez kaynatıyorum'' Mazıdağı mazrona üzümünün genetiği değiştirilmemiş bir üzüm çeşidi olduğunu belirten üzüm üreticisi Faruk Titiz, "Bu üzüm, Sümerlerden beri aynı üzüm, biz Mazıdağı mazrone üzüm pekmezini kaynatmayı yüzyıllardır sürdürüyoruz. Ben de rahmetli dedem ve ninemle birlikte çocukluğumdan beri bu işin içerisindeyim. Yani yaklaşık olarak diyebilirim ki 50 yıldır her sene pekmez kaynatıyorum. Mazıdağı pekmezi, mazrona üzümünden elde ediliyor. Mazrone üzümü bağlardan toplandıktan sonra özel çizmeleri giyip ayakla eziyoruz. Daha önce mekanizasyon denendi; makineyle sıkma işlemi denendi ancak üzümün posası da ezildiği için acımtrak bir tat bıraktı ve kalitesini bozdu. Bu yüzden makineden vazgeçtik ve tekrar ayakla ezmeye devam ediyoruz. Üzüm ayakla ezildikten sonra elde edilen şıra, beyaz toprakla mayalanır. Beyaz toprağın özelliği şudur bazik özelliklidir ve Mazıdağı’nda otoyollardan, tarım alanlarından uzak alanlardan elde edilir. Bu da toprağın tarım ilaçlarıyla kirlenmemiş olmasını sağlar. Bu detay oldukça önemlidir. Beyaz toprak, hem köpürerek şıranın içindeki kir ve pası dışarı atar, böylece berrak bir şıra elde edilir. Ayrıca bazik olduğu için meyve asidinin PH’ını düşürür. Böylece boğazı yakan o acı, yakıcı tat çıkmış oluyor. Büyük kazanda bir süre kaynayıp köpürdükten sonra, kirleri attıktan sonra küçük kazanlara alınır. Mazıdağı’ndaki ormanlık alanlardan elde edilen mazi odunu ile saatlerce kaynatılır. Yaklaşık 4–5 saat boyunca, 400 derecede kaynıyor. Kıvamını yakalayınca soğumaya alıyoruz. Burada bahsetmek istediğim bir diğer konu, pekmezin kaynadığı metal kaplardır. Daha önce bakır kaplarda kaynatıyorduk şimdi artık bakır kaplardan vazgeçtik. Çünkü her sene bakır kapların kalaylanması gerekiyor ve artık kalay ustası bulamadığımız için alüminyum kaplara geçtik. Alüminyum kaplar da aynı işi çok güzel yapıyor. Kalay ihtiyacı da olmuyor. Ayrıca bu kapların dış yüzeyleri tamamen çamurla sıvanır. Bunun sebebi, ateşin yakıcı özelliği metal ile doğrudan temas etmemesidir. Böylece metalden pekmeze geçebilecek muhtemel partiküllerin böylece önüne geçilmiş olur. Mazı odununun ateşi harareti çok yüksek olduğu için, direkt metalle temas etmemesi için dış yüzeyin çamurla sıvanması önemlidir. Mardin, Diyarbakır, Viranşehir ve Şanlıurfa çevresinde Mazıdağı pekmezi olduğu sürece başka pekmez satılmaz. Şu anda da Diyarbakır, Mardin ve Şanlıurfa’nın bu taraftaki ilçelerinde 'Mazıdağı mazrona pekmezi' deyin, fiyatı ne olursa olsun kimse fiyatına bakmadan eldeki bütün malı alır. Çok rağbet gören bir üründür. Türkiye’nin çeşitli illerine, otobüslerle, kargolarla gönderdiğimiz müşterilerimiz var. Ürünümüz oldukça yoğun talep görüyor. Bu yılki verim ise kuraklıktan dolayı düşük oldu. Geçen seneki rekoltenin yaklaşık beşte biri kadar. Mart ayının sonunda dolu vurdu, don oldu. Ayrıca geçen senenin sonbaharından bu yana hemen hiç yağmur yağmadı. Bu nedenle rekolte çok düşük oldu. Şu anki pekmezi de damlarımızda kurduğumuz sulama sistemi sayesinde sulama yaparak kurtarabildik. Mazıdağı Kaymakamlığı ve Mazıdağı Tarım ve Orman Müdürlüğü iş birliğiyle coğrafi işaret talebimiz var. Bu talebimizi yetkililere ilettik, gerekli çekimlerimizi ve bilgilendirmelerimizi yaptık. İnşallah coğrafi işaretimizi de alıp Mazıdağı'mıza bir değer kazandırmış olacağız" dedi.

Mardin'de yılın ilk buğdayı tonu 17 bin liradan satıldı Haber

Mardin'de yılın ilk buğdayı tonu 17 bin liradan satıldı

Hasadı yapılan buğday, Kızıltepe Hububat Ticaret Merkezi müzayede salonunda satışa sunuldu. Sezonun ilk ürünü buğday, zahireci Musa İliş tarafından tonu 17 bin liradan satın alındı. Hububatçılar Derneği Başkanı Mehmet Şerif Öter, 2025 mahsulü ilk buğdayın bugün geldiğini belirterek, "Geçen hafta da cumartesi günü arpamız gelmişti. Kuru alanda hasat yapıldı. Sulularda 15-20 gün sonra hasadı başlayacak. Bu sene bölgemizde özellikle Mardin ilimizde son derece yetersiz ve az yağmur yağması nedeniyle kuru alanlarda maalesef geçen yıllara göre verim çok düşük. Fakat sulularda çok iyi bir şey bekliyoruz" dedi. Bu sabah Konuk köyünden 6 ton buğday geldiğini ifade eden Öter, "Geçen sene aynı günlerde 40 ton gelmişti. Bu Allah'ın işi, rahmet yağmadı. Yağmur yağmış olsa geçen sene gibi fazla gelirdi" şeklinde konuştu. Zahireciler pazarında çiftçilere destek olmak amacıyla yılın ilk ürününün her zaman yüksek fiyattan satıldığını belirten Öter, "Hububat pazarımızda gelenek haline getirmişiz. Çiftçilerimize katkı olsun destek olsun diye ilk gün ürünü fiyatının çok çok üzerinde bazen yüzde 20 bazen yüzde 30 yüksek fiyata veriyoruz. Bugün de 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü'ydü. Bu buğday da zayıf olması hasebiyle normalde kendi değerine göre satılmış olsaydı 11-12 bin liradan ama biz 17 bin liradan genç zahirecimiz Musa İliş kardeşimiz aldı. Artık yavaş yavaş gençleri yetiştiriyoruz. Mesleğimizi gençlere teslim etmek için altyapı oluşturuyoruz" ifadelerini kullandı. Öter, kuru alandaki verim kaybının, sulu alanlardan elde edilecek ürünle telafi edilmesini beklediklerini belirterek, "Bugün de genç zahirecimiz böyle bir fiyat verdi. Memleketimize hayırlı olsun. Bu sene beklentimiz sulu alana çıkması ve şu anda çiftçilerimizin de bizlerin de kuru alanda beklediğimiz verimin çok altında kalması sulu alanlarda bunun kapatılması ve sevindirici bir müjde olarak bekliyoruz. İyi bir beklenti içerisindeyiz" dedi.

Kuraklık Güneydoğu’da Tarımı Vurdu: Tarlalar Otlak Alanına Döndü Haber

Kuraklık Güneydoğu’da Tarımı Vurdu: Tarlalar Otlak Alanına Döndü

Güneydoğu Anadolu’da etkili olan kuraklık, Şanlıurfa başta olmak üzere birçok ilde hasadı durma noktasına getirdi. Ürün alamayan çiftçi, hayvanlarına dahi saman bulamıyor. Tarlalarda ürün değil, çaresizlik var Gaziantep, Diyarbakır, Mardin ve Şanlıurfa gibi illerde bu yıl yağışların yetersiz olmasıyla birlikte kuraklık tarımı felce uğrattı. Arpa, buğday ve mercimek gibi temel ürünlerin bulunduğu tarlalarda bitkiler 10–15 santimetreyi geçemedi. Bazı tarlalar ise ürün çıkmadığı için hayvanlara otlak alanı haline geldi. “Devletin el uzatmasını bekliyoruz” Şanlıurfa Haliliye ilçesine bağlı Koçak Mahallesi’nde çiftçilik yapan Ahmet ve Mehmet Çifçi kardeşler, tarlalarının tamamen kuruduğunu belirtti. Ahmet Çifçi, “Ekinler kurudu, hayvancılık bitti. Hayvana verecek saman bile yok. Göçüp gideceğiz, devletin el uzatmasını bekliyoruz” diyerek yaşanan çaresizliği dile getirdi. “Mazotu, gübreyi borçla aldık, ödeme yapamayacağız” Sumaklı Mahallesi’nden çiftçi Ömer Dolap da benzer bir tablo çizdi. Bu yıl hiç ürün alamadıklarını vurgulayan Dolap, “Mazotu, gübreyi borçla aldık. Şimdi nasıl ödeyeceğiz bilmiyoruz. Hayvanlar bile kuruyan ekinleri yemiyor” dedi. “Hayvancılık da bitme noktasında” Aynı mahallede çobanlık yapan İsa Demir ise kuraklığın iki yıldır sürdüğünü belirtti. Hayvancılığın da bu süreçte ağır yara aldığını söyleyen Demir, “Hayvanlar aç, ot bulamıyoruz” diyerek bölgedeki krizin derinliğine dikkat çekti. Bölge çiftçisi yetkililerden acil destek beklerken, kuraklık nedeniyle tarım ve hayvancılıkta büyük bir göç dalgasının başlayabileceği endişesi büyüyor.

Doğal bal üreticileri tedirgin Haber

Doğal bal üreticileri tedirgin

Doğal bal ürettiklerini söyleyen Şırnaklı arıcılar, gezginci arıcılar yüzünden ürettikleri doğal balın ellerinde kaldığını söyledi. Şırnaklı yüzlerce arıcı her yıl yaşadıkları sorunu bu yıl da yaşadıkları için tedirgin olduklarını dile getirdi. Arıcılar, başka illerden gelen gezginci arıcıların Beytüşşebap ve Uludere yaylalarında doğal bal üreten arıcılara zarar verdiğini kaydetti. Hatay, Siirt, Mardin ve Diyarbakır’dan Şırnak yaylalarında gelen gezginci arıcılar bal arılarına şeker verip, kısa sürede sağım yaptıktan sonra başka bölgeye giderek yılda 3 kere sağım yapıyor. Şırnaklı arıcılar ise doğal bal ürettikleri için yılda bir kere sağım yapabiliyor. Bu sorunun günden güne büyüdüğünü söyleyen arıcılar tedirgin olduklarını dile getirdi. Ballarını satamadıkları için ellerinde kaldığını söyleyen arıcı Rıdvan Enç, Faraşin yaylasında konaklatılan 100 binden fazla arılı kovan olduğunu söyledi. Enç, "Arıcılığın zorluğundan bahsetmek istiyorum. Bu sene çok arı yoğunluğu var. Arı yığını var. Bu yıl bal üretimi için verimli geçeceğini zannediyorum. Bal üretimi için geliyoruz. Dışarıdan gelenler ise şeker veriyor. Bize zarar veriyor. 100 bin arılı kovan var. Elimizde balımız kalıyor. Süzmeciler daha ucuza verdiği için bizim doğal balımız elimizde kalıyor. Bu konuda bir çözüm bulunsun istiyoruz. Faraşin yaylası çok güzel bir yayla ancak dışarıdan gelenler bize, arılarımıza zarar veriyor" dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.