TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Mehmet Akın Doğan

AGRONEWS - Mehmet Akın Doğan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Mehmet Akın Doğan haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

'Beyaz altın' pamukta ekim alanı azaldı, kuraklık rekolteyi vurdu Haber

'Beyaz altın' pamukta ekim alanı azaldı, kuraklık rekolteyi vurdu

Türkiye'nin önemli tarımsal üretim merkezlerinden Adana'da 124 bin 500 dönüm alanda ekilen pamuğun hasadı başladı. Ülke üretiminde 5. sırada yer alırken bir zamanların ‘beyaz altın' olarak nitelendirilen pamukta yeni sezonun hasadı başladı. 2018 yılında kent genelinde 455 bin dönüm alanda ekilen pamuk, aradan geçen 7 yılda, Çukurova bölgesinde ürün çeşitliliğin artması, pamuk fiyatlarının düşmesi ve girdi maliyetlerinin artması sebebiyle bu sene 124 bin 500 dönüm alana geriledi. Kuraklık verimi vurdu Çukurova bölgesinde tarlasında pamuktan başka ürün yetişmeyecek çiftçiler pamuğu toprakla buluşturdu ancak bu sene yaşanan kuraklık verimi de etkiledi. Pamuktan bu sene dönüme ortalama 350-400 kilogram verim alınması bekleniyor. Hasat sırasında konuşan Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, "Artık pamuk eskisi gibi Adana'da çok fazla ekilmiyor. Sadece diğer ürünlere elverişli olmayan çorak arazilerde çiftçimiz pamuğu ekiyor. Bazı tarlalarda çiftçimiz dönüme 300 kilogram pamuktan verim alacak. Adana'da pamuk denildiğinde eskiden romanlara, türkülere, filmlere konu olan ağalar gelirdi. Ovamızda ürün çeşitliliği arttığından dolayı artık onlar bitti" ifadelerini kullandı. "Son yılların en düşük ekim alanı" 2017 yılında verilen dönüme 80 kuruşluk destek ile pamuk üretiminin arttığına dikkat çeken Doğan, "2017 yılında 80 kuruşluk verilen destek ile o yıl 270 bin dönüm alanda ekilen pamuk 2018 yılında 455 bin dönüme çıktı. Ancak bu sefer de pamuk para etmeyince ekim alanları azaldı. Bu sene 124 bin 500 dönüm alanda pamuk ekimi var. Bu ekilen alanlarda ise çiftçimiz başka ürün yetiştiremediği için pamuk ekiyor. Tarlası boş kalsın istemiyor. Son yılların en düşük ekim alanı yaşanmakta" diye konuştu. Pamuğa dekar başına bin 98 lira destek verildiğine değinen Doğan, pamukta kilogram başına maliyetin 31 lira olduğunu, fiyatlarının açıklanmadığını ve açıklanacak fiyatın kilogram başına en az 35 lira olması gerektiğini söyledi.

Turunçgilde sahadaki gerçek üretim şartları dikkate alınmalıdır Haber

Turunçgilde sahadaki gerçek üretim şartları dikkate alınmalıdır

Adana Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, bu yıl yaşanan don olayları nedeniyle bazı ürünlerde tutumun azaldığını, elde kalan ürünlerin ise erken olgunlaştığını söyleyerek, "Turunçgil kesim ve ihraç tarihleriyle ilgili karar süreçlerinde sahadaki gerçek üretim şartları dikkate alınmalıdır’’ dedi. Adana’da 22 ve 25 Şubat tarihlerinde yaşanan şiddetli don olaylarının ardından turunçgil ürünlerinde meyve tutumu azaldı. Elde kalan ürünler ise beklenenden erken olgunlaştı. Bu durum özellikle erkenci mandalina grubu için hasat takviminin öne çekilmesini zorunlu hale getirdi. Konuyla ilgili açıklama yapan Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, "Eylül ayı ortalarında erkenci mandalina kesim tarihi mutlaka açıklanmalı. Aksi halde ürünler üst üste binerek piyasada değer kaybı yaşanır. Üretici zarar eder, ülke ekonomisi olumsuz etkilenir" diye konuştu. "Geciken izinler paniğe yol açıyor" AKİB tarafından yürütülen kesim ve ihraç izni süreçlerinde yaşanan gecikmelerin üreticiyi zor durumda bıraktığına dikkat çeken Doğan, hasada gelen ürünlerin aynı anda kesilmek zorunda kalmasının panik havası oluşturduğuna vurgu yaptı. Doğan, "Bu kaotik ortamda ürünler değerinin çok altında satılıyor. Çiftçimiz alın terinin karşılığını alamıyor. Bu sürdürülebilir değil. Ürünlerimiz gerçek değerinde pazarlanmalı, çiftçimiz korunmalı. Bunun yolu da adil, zamanında ve çiftçi odaklı kesim ve ihracat takviminden geçiyor. Beklentimiz net sahaya kulak verilmelidir" şeklinde konuştu. "Ziraat Odaları karar süreçlerine dahil edilmeli" Doğan, Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar’ın üreticilerin yaşadığı sorunları her platformda gündeme taşıyarak çözüm arayışlarına öncülük ettiğini de kaydetti. Sözlerini sürdüren Doğan, "Ziraat odalarının sahadaki gücünü ve temsil yetkisini her zaman desteklemektedir. Bizler de Yüreğir Ziraat Odası olarak çiftçilerin hakkını her platformda savunuyoruz. Hazırladığımız bilimsel raporlar, toplantılar ve kamuoyuna verdiğimiz mesajlarla üreticimizin sesi oluyoruz. Ziraat odalarının karar mekanizmalarına dahil edilmesi şart. Sahadan gelen bilgi olmadan masa başında alınan kararlar sahada çözüm değil sorun oluşturuyor" ifadelerini kullandı. Turunçgil sezonunun adil ve verimli geçmesi, çiftçinin emeğinin korunması gerektiğinin altını çizen Doğan, "Ürünlerin gerçek değerinde pazarlanabilmesi ve mağduriyetlerin önlenmesi için kesim ve ihraç tarihleri konusunda daha hassas, adil ve çiftçi odaklı bir yaklaşım sergilenmeli" diyerek sözlerini tamamladı.

Yanan narenciyeler, ‘Akdeniz Meyve Sineği' sorununa yol açabilir Haber

Yanan narenciyeler, ‘Akdeniz Meyve Sineği' sorununa yol açabilir

Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, sineğin popülasyonunun şu anda olmadığını ancak artabileceğine karşı uyarılarda bulunup meyvelerin gömülmesi gerektiğini söyledi. Türkiye'nin en sıcak illerinden Adana'da Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre 9 Ağustos'ta hava sıcaklığı 47,5 derece olarak ölçüldü. Son 95 yılın en sıcak günü olarak kayda geçen 9 Ağustos'ta aşırı sıcaklar nedeniyle limon, portakal, mandalina gibi narenciye ürünlerinde güneş yanıkları oluştu. Akdeniz Meyve Sineği'ne besin kaynağı doğdu Meyvelerin yanıp dalında kalması ise narenciye zararlısı ‘Akdeniz Meyve Sineği' için yeni bir besin kaynağı oluşturdu. Ancak üreticiler, meyvelerin toplanıp gömülmesi gerektiğin, aksi taktirde zararlının popülasyonunun artabileceğine karşı uyarılarda bulundu. Konuyla ilgili Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan bilgi verdi. Başkan Doğan, "Meyve sineğiyle mücadelede en etkili yöntemlerden biri, dalda kalan ve zarar görmüş meyvelerin toplanarak gömülmesidir. Bu uygulama hem kendi bahçemizi hem de çevredeki üreticilerin ürünlerini koruyacaktır. Akdeniz Meyve Sineği popülasyonu şu anda yok. Ancak sıcakta yanan meyvelerin büyük boyları sineğe besin kaynağı olacaktır. Bu ürünlerin siyah poşetlerde bekletilip sonrada gömülmesi gerekmektedir" ifadelerini kullandı. "Tatlanmış meyve, popülasyon kaynağı" Akdeniz Meyve Sineği popülasyonunun artmasının ihracatı ve iç piyasayı olumsuz etkileyeceğine vurgu yapan Doğan, daha sonra şunları söyledi: "Dalında yanan ve dökülen meyveler, Akdeniz Meyve Sineği için uygun üreme alanı oluşturuyor. Bu durum, zararlı popülasyonunun artmasına yol açabilir. Akdeniz Meyve Sineği popülasyonu artmasın diye yanan meyveler gömülmeli. O büyük meyveler tatlı, şekerli olduğu için Akdeniz Meyve Sineği için bir popülasyon kaynağı."

Rekor sıcaklıklar, tarımsal faaliyetleri tehdit ediyor Haber

Rekor sıcaklıklar, tarımsal faaliyetleri tehdit ediyor

Türkiye'nin en sıcak illerinden Adana'da Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre 9 Ağustos'ta hava sıcaklığı 47,5 derece olarak ölçüldü. Son 95 yılın en sıcak günü olarak kayda geçen 9 Ağustos'ta aşırı sıcaklar nedeniyle limon, portakal, mandalina gibi narenciye ürünlerinde güneş yanıkları oluştu. Şubat ve Nisan ayında don vurduğu için narenciyeler büyük zarar görürken şimdi de sıcaktan yanması nedeniyle hasat sırasında rekoltenin bazı ürünlerde düşmesi bekleniyor. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, "Rekor sıcakları gördük ve narenciyelerimiz dalında yandı. Genelde ağaçların güneyinde hep meyve vardı ve güneyindeki, batısındaki ve tepesindeki meyvelerin çoğu yandı. Mayer cinsi limonlar, portakal ve erkenci mandalina grupları ile W. Murcott cinsi mandalinalar yandı" dedi. "İklim değişikliği etkileri, tarımsal faaliyetleri tehdit ediyor" İklim değişikliği etkilerinin bu sene daha fazla görüldüğünü, ülke genelinde çiftçilerin zor duruma düştüğünü anlatan Doğan, "Şubat ve Nisan ayında don nedeniyle zaten rekoltemiz düşük olacaktı. Ancak bu rekolte düşüklüğünde bir de ürünler yandı. İklim değişikliği etkileri, tarımsal faaliyetleri tehdit ediyor" diye konuştu. "Meyveler çürür hale geldi" Bahçedeki mandalinaları yanan çiftçilerden İbrahim Dardoğan, "Aşırı sıcaklar bizleri etkiledi. Meyveler çürür hale geldi. Allah bütün çiftçilerimize yardım etsin. Allah'tan geldi, bir afet oldu hakkımızda hayırlısı olsun. Bu sıcaklardan yanan ürünler rekolteyi düşürecek. Daha önce bu kadar büyük bir afet olmamıştı" şeklinde konuştu.

Limon fiyatlarını düşürecek hasat başladı Haber

Limon fiyatlarını düşürecek hasat başladı

Bahçede 20 ile 40 lira arasında değişen fiyatlara hasat edilen limon halde, 50 liradan alıcı buldu. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, "Depolarda 2 haftalık limon kaldı. Eğer limon hasadına başlamasaydık 2 hafta sonra ülkede limon kalmazdı" dedi. Her sene ‘Turunçgil Kesim ve İhraç Tarihlerini Belirleme Komisyonu' tarafından kesim ve ihraç izni açıklanan limonda bu sene işler değişti. Kış mevsiminde halde kilosu 5 liraya kadar gerileyen limon, zirai don ve havaların ısınmasıyla birlikte marketlerde kilogram fiyatı 150 lirayı aştı. Yaz mevsiminde ise havaların sıcak gitmesi nedeniyle erkenci limon olgunluğuna erişti ve hasat başladı. Kent genelinde yaklaşık 300 bin dönüm alanda üretimi yapılan limondan bu sene 380 bin ton rekolte hedeflendiği belirtildi. Mayer cinsi limonun bahçede 20 ile 40 lira arasında, halde ise 50-60 lira arasında alıcı bulduğu bildirildi. "380 bin ton limon bekliyoruz" Hasat sırasında konuşan Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, zirai don nedeniyle rekoltenin yüzde 40 düştüğünü belirterek, "Türkiye narenciye üretiminin yüzde 40'ı Adana'dan karşılanıyor. Bu sene zirai don nedeniyle limon çok etkilendi. Geçen yılda limon hasadına Ağustos ayının ilk haftası başlamıştık, bugün de hasada başladık. Adana'daki limonlar hasat olgunluğuna erişti. Geçen yıl 641 bin ton limon rekoltesi var ama bu sene 380 bin ton limon bekliyoruz" ifadelerini kullandı. "Komisyondan tarih beklersek, piyasada limon kalmaz" Ülke genelindeki depolarda 2 haftalık limon kaldığını, fiyatların ise bu nedenle 150 lirayı aştığını anlatan Doğan, "Şuanda depolarda 2 haftalık limon var. Fiyatlar o nedenle 150-170 lira arasında değişiyor. Turunçgil Kesim ve İhraç Tarihlerini Belirleme Komisyonu, geçen sene Eylül'ün 17'si için kesim izni vermişti. Ancak biz o tarihi beklersek piyasada limon kalmaz. Şuanda limonun bahçede kilogram fiyatı boyutuna göre 20 ile 40 lira arasında değişiyor" dedi. Öte yandan, Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, rekolte azlığı nedeniyle limon fiyatlarının bu sene çok düşmesini öngörmediklerini, fiyatların sezon boyunca bu rakamlarda kalmasını beklediklerini belirtti. Limon üreticisi Ramazan Şanlı ise fiyatların iyi olduğunu ancak zirai don nedeniyle rekoltenin düşük olduğunu söyledi.

Haber

"Mısır fiyatı üreticiyi korumak için hayati önem taşımakta"

Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, 2025 yılı mısır alım fiyatlarının henüz açıklanmamış olmasına dikkat çekerek, hasadın başlamasına günler kala çiftçilerin belirsizlik yaşadığını ve bu durumun üreticileri zor durumda bıraktığını ifade etti. Doğan, Çukurova’nın Türkiye’nin en önemli mısır üretim merkezlerinden biri olduğuna vurgu yaparak şunları söyledi: "Geçtiğimiz yıl aşırı sıcaklar ve su stresi nedeniyle bölgemizde yüzde 25’e varan verim kaybı yaşandı. Bu yıl ise hava şartları daha elverişli olmasına rağmen su kaynaklarında yaşanan daralma nedeniyle bazı bölgelerde altı sulama yerine dört veya beş sulama yapılabildi. Bu durum özellikle kıraç arazilere ve sahile yakın alanlarda ürünün daha erken olgunlaşmasına yol açtı ve hasat yer yer başlamış durumda. Önümüzdeki hafta ise ovanın birçok noktasında yoğun biçimde hasat başlayacak." "Kilogram başına en az 13,50 TL olarak belirlenmeli" Başkan Doğan, çiftçilerin üretim maliyetlerinin çok yüksek olduğunun altını çizerek, "Çiftçimiz zaten borç yükü altında ve girdi maliyetleri artmış durumda. TMO’nun gecikmeden fiyat açıklaması, üreticimizin emeğini korumak için hayati önem taşımaktadır. Bu yıl mısır alım fiyatının, buğdayda olduğu gibi kilogram başına en az 13,50 TL olarak belirlenmesini talep ediyoruz. Fiyatların geç açıklanması, üreticiyi tüccara mahkum edecek ve çiftçimizin emeği karşılıksız kalacaktır. Tarımsal üretimde stratejik önemi büyük olan Çukurova’da bu yıl mısır ekim alanları geçen yıla oranla yaklaşık yüzde 40 arttı, verimde ise geçen yıla kıyasla kayıp beklemiyoruz. Bölgemiz Türkiye’nin mısır arz güvenliğinde kritik bir role sahiptir. Üreticimizin emeğinin karşılığını alması, ülke tarımının sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşımaktadır" diye konuştu. Doğan, yetkililere çağrısında, hasadın başlayacağını ancak üreticinin belirsizlik içinde olduğunu söyleyerek, en kısa sürede mısır alım fiyatının açıklanmasını istedi. Doğan, "Çiftçimizin alın teri karşılıksız kalmamalıdır" ifadelerini kullandı.

Haber

"Üretmek isteyen çiftçinin önüne engeller çıkarılmamalı"

Doğan, yaptığı açıklamada, "Çiftçilerimiz, tarım arazilerini daha verimli hale getirmek amacıyla vasıf değişikliğine gitmek istediklerinde, Tapu Müdürlüklerine başvurmadan önce Tarım İlçe Müdürlüklerinden görüş almak zorundalar. 2024 yılı öncesine kadar ücretsiz olan bu işlem için artık 10 dönüme kadar 4.970 TL, 10 dönümden sonraki her 10 dönüm için ise 9.400 TL gibi yüksek meblağlar talep edilmektedir. Örneğin, 100 dönüm arazisini bahçe vasfına dönüştürmek isteyen bir çiftçi tam 89.570 TL ödeme yapmak zorunda kalıyor" dedi. Doğan, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Pandemi süreci ve artan üretim maliyetleri sebebiyle zaten zor günler geçiren çiftçilerin, bu yeni uygulama ile mağduriyetlerinin daha da arttığına dikkat çekerek; "2025 yılında birçok ürün grubunda (soğan, patates, marul, karpuz, domates, biber vb.) çiftçimiz kâr edememiş, hatta kira ve girdi maliyetlerini dahi karşılayamaz hâle gelmiştir. Zaten iflasın eşiğinde olan üreticilerimizin bu tür bir ek maliyetle karşı karşıya bırakılmasının gerekçesi anlaşılamamaktadır. Üretimden uzaklaşan her çiftçi, gıda arz güvenliği açısından ülkemiz için büyük bir risktir." Doğan, "Üretmek isteyen çitçilerimizin önüne bürokratik ve mali engeller çıkarılmamalı. 2024 yılı öncesindeki ücretsiz uygulamaya geri dönülmeli, çiftçilerden bu ücretler alınmamalı, üreticiyi mağdur eden bu uygulama bir an önce sonlandırılmalıdır. Tarım ve Orman Bakanlığı'nın üretimi kolaylaştıracak adımları atacağına inanıyoruz. Çiftçimizin yükü hafifletilirse üretim artar, ülkemiz kazanır" dedi.

Tarladaki karpuz için öneri: Haber

Tarladaki karpuz için öneri: "Belediyeler hasat edip ücretsiz dağıtsın"

150 bin dönüm ekili alan ile Türkiye'nin karpuz ihtiyacının yüzde 30'unu tek başına karşılayan Adana'da hasat sürüyor. İlk turfanda hasatta 20-24 liradan alıcı bulan tescilli Adana karpuzunun kilosu tarlada 2 buçuk liraya kadar geriledi. Ürünlerini ucuza satmak istemeyen bazı çiftçiler, traktörle karpuz bahçelerini sürdü. Tarlada 2 TL'ye kadar düşen karpuzun marketlerde kilogram fiyatının 9 ila 12 TL arasında olduğu görüldü. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, belediyelere çağrıda bulunarak, bu karpuzların hasat edilerek halka ücretsiz dağıtılması önerisinde bulundu. "Hasat bollaştı, fiyatlar düştü" Karpuz fiyatlarının dip seviyeye ulaştığını belirten Doğan, "Ülkemizin en erkenci karpuzları Adana'da yetiştirilmekte. Bu yıl Türkiye karpuzunun yüzde 30'u Adana'da yetiştirildi. İlk hasatta kilosu 20-24 liradan satıldı. Ancak haziran ayının ortalarından sonra karpuz fiyatları düştü. Şu anda en iyi karpuz tarlada 2,5 liradan satılıyor. Çekirdeksiz karpuzlar da 7 liradan alıcı buluyor. Çekirdeksiz karpuz masraflarını kurtarıyor ama diğer karpuzlar tarlada kaldı. Havalar ısındığı için Türkiye'nin birçok ilinde hasat başladı. Birçok ilde hasat sürdüğü için fiyatlar çok düştü" ifadelerini kullandı. "Belediyeler karpuzları halka dağıtmalı" Hem üreticileri hem de belediyeleri uyaran Doğan, "Bazı çiftçilerimiz karpuzlarını atıyor, bazıları ise tarlalarını sürüyor. Bu karpuzlar aslında nimet, sürülmemeli, halka dağıtılmalı" dedi. Doğan şöyle devam etti: "Ülkemizde 81 il ve 900'den fazla ilçe var. O illerimiz ve ilçelerimizdeki belediye başkanları çiftçimizin karpuzunu alıp, hiç karpuz yemeyen vatandaşlara dağıtmalı. Öyle olursa eğer çiftçimiz rahatlayacak. Belediyeler karpuzları alıp dağıtsa belki fiyatlar 5-6 liraya yükselecek. Öyle olunca da çiftçimizin masrafları çıkacaktır" diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.