TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Mersin

AGRONEWS - Mersin haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Mersin haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kırmızı Pancar Hasadı, Menemen’de Üreticiyi Sevindirdi Haber

Kırmızı Pancar Hasadı, Menemen’de Üreticiyi Sevindirdi

Türkiye'nin önemli tarımsal üretim merkezlerinden İzmir'in Menemen ilçesinde, kış sofralarının vazgeçilmezi ve şifa kaynağı olarak bilinen kırmızı pancarda hasat sezonu devam ediyor. Sabahın erken saatlerinde tarlaya giren tarım işçilerinin binbir zahmetle topladığı "Kırmızı elmas", bu yılki verimiyle üreticinin yüzünü güldürüyor. Gediz Ovası'nın verimli topraklarına sahip Menemen ilçesinde kışlık sebze hasadı tüm hızıyla devam ediyor. Sağlık deposu olarak görülen, özellikle turşu ve şalgam suyu yapımında kullanılan kırmızı pancar, tarladan sofralara uzanan yolculuğuna başladı. Menemen Ovası'nda binlerce dönüm arazide ekimi yapılan ve yılda ortalama 40 bin ton rekolte elde edilen ürünü toplamak için tarım işçileri sabahın ilk ışıklarıyla birlikte tarlaların yolunu tutuyor. Yağışlı havaların ardından çamurlu tarlada güçlükle ilerleyen işçiler, pancarları tek tek topraktan sökerek temizleme işlemini gerçekleştiriyor. Büyük bir titizlikle boylarına göre ayrılan pancarlar, çuvallara doldurularak kamyonlara yükleniyor. Bölge ekonomisine büyük katkı sağlayan kırmızı pancarlar, Menemen'den Türkiye'nin dört bir yanına gönderiliyor. Özellikle Adana ve Mersin bölgesindeki şalgam suyu fabrikalarının hammadde ihtiyacını karşılayan "Kırmızı elmas" kalitesi ve rengiyle ihracat kapılarını da aralıyor. Ancak üretimden tüketime uzanan zincirde oluşan fiyat farkı dikkat çekiyor. Üreticinin büyük emekle yetiştirdiği kırmızı pancar tarlada 10 TL'den alıcı bulurken, pazar tezgahlarında ve market raflarında ise fiyatı 40 TL'ye kadar çıkıyor. Tarlada 10 lira tezgahta 40 lira Yanıköy'de baba mesleği olan tarımla yaklaşık 20 yıldır uğraştığını aktaran üretici Turgay Yıldırım, "Ağustos ayının başı gibi ektiğimiz ve çimlenme aşaması oldukça hassas olan kırmızı pancarın hasadı, Ekim ayında başlayıp duruma göre Ocak, Şubat veya Mart aylarına kadar süren zorlu bir süreci kapsıyor. Yağmur, soğuk ve çamur demeden çalışmaya devam etsek de ne yazık ki ürünümüz hak ettiği değeri bulamıyor; tarlada 10 liraya çıkan mal pazarda ve marketlerde ortalama 40 liradan satılırken, yüksek girdi maliyetleri altında ezilen yine çiftçi oluyor. Tonaj ve verimden memnun olsak da fiyat konusunda yaşadığımız mağduriyet nedeniyle bu işin sonunun nereye varacağını bilemiyoruz." dedi. Şifa deposu olan kırmızı pancarı mevsiminde herkese tavsiye ettiğini vurgulayan Yıldırım, "Şimdilerde pek çiftçi yetişmiyor. Ürünlerin paraya çevrilmesine kadar geçen 90-100 günlük sürede sabretmek zor geldiğinden, yeni nesil artık bu meşakkatli meslekle uğraşmak istemiyor." diye ekledi. "Kırmızı elmas" Verimli toprakta yetişen ve yağmuru seven bir ürün olan kırmızı pancarın hasadının Ekim ayında başladığını ifade eden tarım işçisi Helin Özgün, "Biz de bu dönemde yağmur çamur dinlemeden çalışarak ürünleri kökleyip kasalıyoruz. Sapları temizlenip yapraklarından salata da yapılabilen pancarlar, havuzda çamurlarından arındırıldıktan sonra hale ve marketlere gönderilerek sofralarımıza ulaşıyor. Kana faydası olduğu için tüketilmesi tavsiye edilen ve halk arasında ‘Kırmızı elmas' olarak bilinen bu sebze; haşlanıp sirke ve yağ ile soslayarak lezzetli bir şekilde yenebiliyor." ifadelerini kullandı.

Mersin, Tropikal Meyve Üretimiyle Tarımsal Gücünü Artırıyor Haber

Mersin, Tropikal Meyve Üretimiyle Tarımsal Gücünü Artırıyor

Mersin Büyükşehir Belediyesi, tarımsal kalkınma projeleriyle üreticilere destek vermeye devam ediyor. Özellikle tropikal meyve üretimine yönelik sağlanan fidan destekleriyle, atıl araziler yeniden tarıma kazandırılıyor, çiftçinin geliri artıyor, Mersin tarımı güçleniyor. Büyükşehir Belediyesi, kırsal kalkınmayı destekleme hedefi doğrultusunda tarıma yönelik çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülen projelerle, hem üreticilerin ürünlerine ekonomik değer kazandırılıyor hem de atıl durumdaki araziler tarıma kazandırılıyor. Bu kapsamda özellikle tropikal meyve üretimine verilen desteklerle, kent tarımına farklı bir soluk getiriliyor. Avokado başta olmak üzere birçok tropikal meyve türünde üretimin artmasıyla, Mersin çiftçisinin gelir kaynakları da artıyor. Büyükşehir Belediyesi, 2020 yılından bu yana dağıttığı toplam 22 bin 377 avokado fidanı ile kent genelindeki 294 mahallede bin 160 üreticiye ulaştı. Bu çalışmalar sayesinde; kullanılmayan tarım arazileri, katma değeri yüksek tropikal meyve üretimiyle yeniden değerlendirilerek ekonomiye kazandırılıyor. Özellikle tropikal iklim şartları nedeniyle bu tür ürünlerden yüksek verim ve kazanç sağlanan Anamur ilçesi, tropikal meyve üretiminde örnek bir bölge haline geldi. Büyükşehir Belediyesi tarafından sadece Anamur’da bugüne kadar 592 üreticiye toplam 11 bin 219 avokado fidanı ulaştırıldı. Dağıtımı yapılan fidanlar, uygun anaç ve tozlayıcı türlerle seçilerek, uzun vadeli ve verimli üretim hedefleniyor. "5 yıl içinde il genelinde 11 binin üzerinde avokado fidanı dağıttık" Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığında görev yapan Ziraat Teknikeri Fatma Karataş, 2020 yılından bu yana il genelindeki 294 mahallede bin 160 üreticiye toplam 22 bin 377 avokado fidanı dağıttıklarını belirterek, "Sadece Anamur ilçesinde 2020 yılından bu yana 592 üreticiye 11 bin 219 adet avokado fidanı verildi. Dağıtımı yapılan çeşitler, uygun anaç ve tozlayıcı türlerle seçilerek uzun vadeli ve verimli üretim hedefleniyor. Toprakla buluşan küçük fidanların, bugün ağaç olup meyve vermesi bizler için büyük bir gurur" dedi. Büyükşehir Belediyesi üreticiye verdiği desteklerin yanı sıra, hasadı yapılan ürünlerin pazarlanması noktasında üreticilerin ‘Anamur Tropikal Meyve Üretim ve Pazarlama Kooperatifi’ tarafından da desteklendiğini aktaran Karataş, "Amacımız, hem üreticimizin kazancını artırmak, hem de kullanılmayan arazileri tarıma kazandırmak. Bugün gördüğümüz tablo, emeklerimizin karşılık bulduğunu gösteriyor. Üreticimizin yüzünün gülmesi, bizim için en büyük mutluluk" diye konuştu. "Elde edilen ürünler genelde ihracata yönelik" Anamur Tropikal Üretim ve Pazarlama Kooperatifi Başkanı Ergun Doğan, 6 yıl önce kooperatifi kurduklarını ve bu süre içinde Büyükşehir Belediyesiyle iş birliği içerisinde olduklarını kaydederek, "Fidana ihtiyacı olan çiftçileri tespit ederek Büyükşehir Belediyesine bildirdik. Ürünün hasattan sonra nasıl değerlendirileceğini çiftçiye ve halka anlattık. Hasattan sonra ürünleri katma değer oluşturarak; reçel, kuru meyve ve freeze dry gibi seçenekler oluşturduk" dedi.

Çukurova 5 Yıl Sonra Sıfır Günü Kuraklığıyla Karşı Karşıya Haber

Çukurova 5 Yıl Sonra Sıfır Günü Kuraklığıyla Karşı Karşıya

Güney Kore'de yapılan bir araştırmada Çukurova bölgesinin 5 yıl sonra ‘Sıfır Günü Kuraklığı' ile yüzleşeceğinin açıklanması tarımsal üretim yapanları ve mühendisleri endişelendirdi. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, "Türkiye'de Tatlısu kaynaklarının yüzde 77'si tarımsal üretimde kullanılıyor. Bu sezonu atlattık ama önümüzdeki sezon için beklenen kar yağışı olmazsa daha ciddi sıkıntılar yaşayacağız.Damlama sulama sistemlerini devreye almamız gerekiyor" dedi. Son yıllarda artan iklim değişikliği etkileri tüm dünyayı etkisi altına alırken su kıtlığı hat safhaya ulaştı. Özellikle Türkiye'de birçok il su kıtlığı çekerken Türkiye tarımının başkenti Çukurova bölgesinde de yaşanan su kıtlığı tarımsal üretimi olumsuz etkiledi.Güney Kore'de yapılan bir araştırmaya göre iklim değişikliğinin hızlandırıcı etkisiyle Adana ve Mersin 2030'da, İstanbul ve Diyarbakır ise 2050'de, içme suyunun tükeneceği gün anlamına gelen ‘Sıfır Günü Kuraklığı' ile yüzleşmesi bekleniyor. "Damlama sulama sistemlerine geçilmeli" Araştırma sonuçlarını değerlendiren Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, "Yıllardır Çukurova ve Türkiye'nin tamamında kuraklık olduğunu belirtiyoruz. Artık bu kuraklık kendisini ciddi bir şekilde gösteriyor. Türkiye olarak toplam tatlısu kaynaklarımızın yüzde 77'sini tarımda, yüzde 13'ünü üretim ve enerjide, yüzde 10'unu ise evlerde kullanmaktayız. Bu yüzde 77 çok büyük bir rakam. Çukurova ve Türkiye'nin tamamında damlama sulama sistemlerinin hiç zaman kaybetmeden devreye alınması gerekmektedir" ifadelerini kullandı. "Beklenen kar yağışı olmazsa daha ciddi sıkıntılar yaşayacağız" Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından su kıtlığı nedeniyle Çukurova'da ikinci ürün ekiminin bu sene yasaklandığına dikkat çeken Doğan, "Üstü açık kanallardan tarla ve bahçeler sulanırken hep kaçaklar ve komşu çiftçilerin tarlalarına su kaçmakta. Dünyada en güzel 3 ovadan birine sahibiz ve bu su kanallarının da üstünün kapanması lazım. Bizim Çukurova'da 365 gün suya ihtiyacımız var. Ürünlere su verilmezse verim kaybımız oluyor. Bu yıl 15 Eylül'e kadar suyumuz vardı. Sonbaharda yağan yağmurlarla suyumuz bu günlere kadar geldi. Bu sezonu atlattık ama önümüzdeki sezon için beklenen kar yağışı olmazsa daha ciddi sıkıntılar yaşayacağız" şeklinde konuştu. Ziraat Mühendisi Tuğçe Tuzcu, "Güney Koreli bilim insanlarının yaptığı araştırmada Çukurova bölgesinin 2030 yılında tamamen susuz kalacağı bildirilmiş. Özellikle yer altı su kaynaklarının korunmasının ve denetlenmesini sağlamalıyız. Sürdürülebilir sulama sistemlerine karşı çiftçileri bilinçlendirmeliyiz" diye konuştu. "Gereksiz su kullanımından muhakkak kaçınılmalı" Çevre ve İklim Değişikliği Uzmanı Oğuz Şahin ise "Adana bölgesi yarı kurak bir bölge. Burası su kıtlığının yaşanabileceği bir bölge. Yapılan araştırmalarda barajların bu kıtlığa çözüm olmayacağı ortaya çıkmakta. Yeraltı sularının korunması lazım. Büyük barajların ve göllerin olması su kıtlığı olmayacağı anlamına gelmez. Yağmur yağınca yeraltı su kaynakları doluyor gibi bir algı var ancak yeraltı su kaynakları hızlı boşalır, yavaş dolar. Yeraltı su kaynaklarının vahşi sulamadan çıkartılarak, damlama sulama sistemlerine geçilmeli. Bireysel olarak da insanların alması gereken tedbirler var. Gereksiz su kullanımından muhakkak kaçınılmalı" dedi.

Gülnar'da ata tohumu nohutlar toplandı Haber

Gülnar'da ata tohumu nohutlar toplandı

Mersin Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı'nın Gülnar'ın neredeyse unutulmaya yüz tutmuş yerli nohudunun üretimini artırmak ve gelecek nesillere aktarmak amacıyla başlattığı ‘Yerel Nohut Çeşitlerinin Yerinde Yaygınlaştırılması ve Pazarlanması' projesi kapsamında 2021 yılından bu yana Gülnar ilçesinin 8 mahallesinde 81 üreticiye toplam 4 bin 860 kilogram nohut tohumu desteği sağlandı. 2025 yılı dağıtımları kapsamında Bereket Mahallesi'nde gerçekleştirilen dağıtımlarda, her üreticiye 5 dönüm arazide ekim yapılabilecek şekilde 60'ar kilogram atalık nohut tohumu verildi. Yeşeren tohumlar çiftçiler tarafından hasat edildi. Proje, sadece üretimle sınırlı kalmayarak pazarlama desteğini de içeriyor. Üreticilerin ektiği yerli nohutlar, Mersinden Kadın Kooperatifi tarafından satın alınarak ekonomik değere dönüştürülüyor. "Ata tohumlarını çoğaltarak geleceğimizi koruyoruz" Mersin Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı'na bağlı Bitkisel Destekleme Şube Müdürü Zeynep Durmaz, ‘Yerel Nohut Çeşitlerinin Yerinde Yaygınlaştırılması ve Pazarlanması' projesi kapsamında üreticilere nohut dağıtımlarının devam ettiğini kaydetti. Durmaz, "2021 yılından bu yana toplamda Gülnar ilçemizde 8 mahallede 81 üreticimize toplamda 4 bin 860 kilogram nohut desteğinde bulunduk. Proje kapsamında kişi başına 5 dönüme tekabül edecek şekilde 60 kilogram nohut tohumu desteğinde bulunuyoruz" dedi. Ata tohumunun önemine vurgu yapan Durmaz, "Atalarımızdan bize çok önemli miras olan bu tohumlarımızı korumak ve bu tohumları topraklarımızla buluşturmak bizlerin en önemli görevidir. Ata tohumu sadece bir tohum demek değil, topraklarımızın, kültürümüzün, geleceğimizin bizlere mirasıdır. Nesilden nesile aktarılan bu tohumlar sürdürülebilir üretimin temelidir. Büyükşehir Belediyesi olarak hem üreticilerimizi destekliyoruz hem ata tohumlarını çoğaltarak geleceğimizi koruyoruz. Büyükşehir Belediyesi olarak sadece tohum desteği vermekle kalmıyoruz. Pazarlama aşamasında da üreticilerimizin yanındayız" ifadelerine yer verdi. "Tohumlarımızı devam ettirmeye çalışıyoruz" Bereket Mahallesi Muhtarı Ünal Cin ise "Büyükşehir Belediye Başkanımız Vahap Seçer ve ekibine bu desteklerden dolayı teşekkür ederiz. Atalık tohumlar bitmek üzereydi. Vahap Başkanım sayesinde atalık tohumları canlandırma projesiyle bize bu destekleri verdiler. Bu desteklerle tohumlarımızı devam ettirmeye çalışıyoruz"diye konuştu.

Mut beyaz incir ihracat yolunda Haber

Mut beyaz incir ihracat yolunda

Tarımda yılın 12 ayı üretimin sürdüğü Mut ilçesinde; kayısı, erik, zeytin, nar, elma, kavun, karpuz ve sebze gibi ürünlerin yanı sıra bu sezon beyaz incir de yurt dışı pazarında yerini aldı. İlçede 5 bin dekar alanda üretimi yapılan beyaz incirde bu yıl 35 bin ton rekolte bekleniyor. Türkiye’nin sofralık kayısı ihtiyacının yüzde 85’ini karşılayan Mut’ta, erik sezonunun sona ermesiyle birlikte şimdi de incir hasadı hummalı bir şekilde sürüyor. Özellikle rengi, tadı, aroması, iriliği ve sevkiyata dayanıklılığı ile öne çıkan Mut beyaz inciri, Almanya ve Dubai pazarlarında rağbet görüyor. İhracatçı Aytu Acar yaptığı açıklamada, hasadın henüz tam olarak başlamadığını ve bu nedenle talepleri karşılamakta zorluk çektiklerini belirterek, "Mersin’in Mut ilçesinde incir hasadımız başladı. Ancak henüz hasat tam olarak oturmadı. Günlük tır bazında sevkiyat istiyoruz ama şu anda tonajda sıkıntı yaşıyoruz. Üreticilerimizden ricamız, kaliteli ürün toplamaları ve seçim yapmaları. Dökme ürünün kilosu 150 lira, ihracatlık ürünün kilosu ise 180 lira. Üretici bizi desteklerse biz de fiyatları yüksek tutarak onlara katkı sağlarız" dedi. İncirlerin Almanya’ya kara yoluyla 6 günde, Dubai’ye ise uçakla 2 günde ulaştığını belirten Acar, "Ambalajlı ürünler Almanya’ya gidiyor. Diğer ambalajda olanları ise Dubai’ye gönderiyoruz. 1 kiloluk ambalajlarda yaklaşık 8 adet incir bulunuyor. Kaliteli üretimle her bir incir 150 gram civarında geliyor" ifadelerini kullandı.

Mut zeytinyağı AB tescili aldı Haber

Mut zeytinyağı AB tescili aldı

Mut Ticaret ve Sanayi Odası adına 4 Nisan 2024 tarihinde PDO-TR-03226 başvuru numarasıyla yapılan tescil başvurusu, 25 Temmuz 2025 tarihli ve L 2025/1517 sayılı AB Resmî Gazetesi’nde yayımlanarak resmiyet kazandı. Böylece Mut zeytinyağı, Avrupa Birliği güvencesine kavuştu. Mut Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şahin Sezer, tescilin önemine değinerek şunları söyledi: "Mut ilçemiz, bin 300 yıllık anıt zeytin ağacıyla ve zeytin fidanı varlığıyla bölgede birinci, Türkiye’de ise ikinci konumdadır. Yaklaşık 20 milyon zeytin fidanımız bulunuyor. Bu bahçelerde hiçbir ilaç kullanılmadığı için asit oranı çok düşük, polifenol oranı ise oldukça yüksektir. Müstahsillerimizin bilinçli toplama ve hasadıyla ürünlerimiz 30 ileri teknoloji fabrikada sıkılıp hiç bekletilmeden paketlenmektedir. Bu nedenle zeytinyağımız adeta bir meyve suyu niteliğindedir. 4 Nisan 2024’te Avrupa Birliği tescili için başvurduğumuz bu süreç, beklediğimizden çok daha hızlı tamamlanarak bugün sonuçlandı." Sezer, bu yıl yaklaşık 300 bin dekar araziden 150 bin ton zeytin ve 20 bin ton zeytinyağı üretildiğini, gelecek yıl rekoltenin iki katına çıkmasının beklendiğini söyledi. Sezer, "Mut Zeytinyağımız, AB Komisyonu tarafından tescillenen Mersin bölgesindeki ilk, Türkiye’deki 5. zeytinyağı olma özelliğini taşıyor. Tüm üreticilerimize, zeytin emekçilerimize ve fabrikalarımıza hayırlı olsun. Sağlık zeytinden, zeytin Mut’tan" dedi.

Mersin Büyükşehir Belediyesinden Gülnar'da yerel tohuma destek Haber

Mersin Büyükşehir Belediyesinden Gülnar'da yerel tohuma destek

Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülen ‘Atalık Tohumların Yerinde Korunması ve Pazarlanması' projesi kapsamında, Gülnar ilçesi Şeyh Ömer Mahallesi'nde yalnızca bölgeye özgü olan ve yok olma riski taşıyan Leklek fasulyesinin üretimi destekleniyor. Kültürel mirası koruma hedefiyle hayata geçirilen proje çerçevesinde, mahallede üretim yapan 15 çiftçiye toplamda 150 kilogram yerel tohum desteği sağlandı. Her bir üreticiye, 1 dekar alan için 10 kilogram tohum verilirken, destek alan üreticilerden Resul Kurar'ın tarlasında gerçekleştirilen ekimle sezona ilk adım atıldı. Büyükşehir Belediyesi, bu projeyle yerel çeşitlerin korunmasını, üretim miktarının artırılmasını ve bu özel tohumların gelecek nesillere aktarılmasını amaçlıyor. "Leklek fasulyesinin, gelecek nesillere aktarılması için projemizi hayata geçirdik" Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığında görev yapan ziraat yüksek mühendisi Aylin Kutlu, projenin bölgeye sunacağı katkıya değinerek, "Büyükşehir olarak, ‘Atalık Tohumların Yerinde Korunması ve Pazarlanması' projesi ile Gülnar ilçesi Şeyh Ömer Mahallesi'nde hali hazırda üretimi yapılan ve bölgeye özgü Leklek fasulyelerinin hem yerinde üretiminin artırılması, hem de gelecek nesillere aktarılması için bu projemizi hayata geçirdik" dedi. 1 dekar alana kişi başı 10 kilogram olmak üzere, toplamda 150 kilogram dağıtım gerçekleştirildiğini söyleyen Kutlu, "Proje ile biyoçeşitliliğin korunmasının yanı sıra, sürdürülebilir olmasını sağlamaktayız. 2020 yılından bu yana atalık tohumların yerinde korunması, artırılması ve gelecek nesillere aktarılması için projelerimiz sürüyor. İlk olarak buğday ile başlayıp, 2023 yılında nohut, 2025 yılında ise Leklek fasulyesi projesi ile yolumuza devam ediyoruz" sözlerine yer verdi. "Büyükşehir Belediyesinin desteğiyle daha fazla üretim yapmaya başladık" Şeyh Ömer Mahallesi Muhtarı Resul Kurar, Leklek fasulyesinin atalarından kalma bir ürün olduğunu ve korunmasının önem taşıdığını vurgulayarak, "Leklek fasulyesi, bizim dedelerimizden kalma bir ürün. Ekonomik şartlarımız el vermiyordu, alamıyorduk. Büyükşehir Belediyesinin desteği sayesinde topraklarımızda daha fazla üretim yapmaya başladık. Bu fasulye sadece bizim mahallemizde üretiliyor. Emeği geçen herkese teşekkür ederim" diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.