TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Rekolte

AGRONEWS - Rekolte haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Rekolte haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Adana, Mandalina Fiyatı 15 TL’den 8 TL’ye Düştü Haber

Adana, Mandalina Fiyatı 15 TL’den 8 TL’ye Düştü

Türkiye'nin önemli üretim merkezlerinden Adana'da bahçede 15 TL'den başlayan mandalinanın fiyatı 8 TL'ye kadar düştü. Üretimin merkezlerinden Çukurova'da bir çok üründe hasat sürüyor. Sonbahar ve kış aylarının vitamin deposu mandalina, rekoltesiyle üreticiyi sevindirdi. Dalında 15 TL'den alıcı bulan ancak şuanda 8 TL'ye kadar gerileyen mandalina, mevsimin en uygun fiyatlı meyvesi oldu. Kozan ilçesi Bucak bölgesinde hasat tüm hızıyla sürerken, işçiler sabahın ilk ışıklarından itibaren yoğun mesai yapıyor. Bu yıl kuraklık ve don nedeniyle portakal ile limonda rekolte düşerken, mandalina da hem üreticinin hem de narenciye işçilerinin yüzünü güldürdü. 10 dönümlük bahçede hasat yapan Mehmet Kopçak, "Mandalinanın ilk hasadına 15 TL'den başlamıştık, şu anda 8 TL'ye düştü. Rekolte güzel ama diğer narenciye ürünleri, özellikle limon ve portakal, bu yıl çok az. Bucak bölgesi Adana'da portakal denilince akla gelen, tescilli lezzetleriyle bilinen önemli bir üretim merkezi. Mandalina ise bölgeye özgü aromasıyla yoğun talep görüyor. 20 kişiyle bahçede 580 kasa hasat yaptık. Ancak mandalina dalında 8 TL'ye düşünce tüccarlar kesim yaptırmakta zorlanıyor, biz de iş bulmakta zorlanıyoruz" dedi. Hasatta çalışan tarım işçilerinden Meryem Durmuş ise "Sabah 6'da mesaimiz başlıyor, 8 saat boyunca hasat yapıyoruz. Bu yıl mandalina hasadı çok güzel geçti. Don vurduğu için işsiz kalırız diye korktuk ama Rabbim rızkımızı verdi" diye konuştu. Bir diğer işçi Ayşe Kocakaplan da, "580 kasa doldurduk, soğuktan dolayı ürün olmaz diye düşünüyorduk ama çok güzel mandalina oldu" ifadelerini kullandı.

Ayvalık’ta Zeytinyağı Hasadı Ve Turizmde Yeni Dönem Başladı Haber

Ayvalık’ta Zeytinyağı Hasadı Ve Turizmde Yeni Dönem Başladı

Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Ali Uçar, "Ayvalık Zeytinyağı, Avrupa Birliği tescil süreci devam eden dünyanın en iyi 3 zeytinyağından biri olarak gösteriliyor. Bu yıl ülkemizde 200-250 bin ton arasında rekolte bekliyoruz. Geçtiğimiz yıldan kalan 200 bin ton devir stokuyla arz sıkıntısı olmayacaktır. 2025-2026 sezonu sıkılan ilk hasat sızma zeytinyağlarımızın nefaseti ve kalitesi mükemmel" dedi. Ayvalık, 2 milyon adede yaklaşan zeytin ağacı varlığı, 1 milyon 180 bin adedinin 300 yaş üzerinde olması ve 600 yaş üzeri 61’i tescilli olmak üzere 81 adet anıt ağacıyla kaliteli zeytinyağının başkenti olarak nitelendiriliyor. Ayvalık aynı zamanda dünyanın en ünlü 3 zeytinyağı noktasından da birisi. Ayvalık Ticaret Odası tarafından ilki 1970 yılında kutlanan "Ayvalık Uluslararası Zeytin, Hasat ve Turizm Festivali", 16-19 Ekim tarihleri arasında 20. kez "Turizmin Değeri Zeytinyağının Başkenti Ayvalık’ta Buluşalım" sloganıyla düzenlenecek. Ayvalık Ticaret Odası, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, Ayvalık Belediyesi ve diğer oda ve kurumlar tarafından desteklenen festival hakkında konuşan Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Ali Uçar, "Türkiye 2022-2023 döneminde 150 bin ton ile 725 milyon dolar, 2023-2024 döneminde dünya genelinde 120 ülkeye toplam 75 bin ton zeytinyağı ihraç ederek yaklaşık 506 milyon dolar gelir elde etti. Ayvalık da zeytinyağının hem üretiminde hem de satışında önemli rol alıyor. Türkiye’nin en büyük zeytinyağı ihracatçıları kentimizde bulunuyor ve en önemlisi de yüksek katma değerli ihracatın merkez kenti konumundayız. Ayvalık zeytinyağının Avrupa Birliği tescil süreci devam ederken Ayvalık da Türkiye’de en çok zeytinyağı markasına sahip olan kenti konumundadır. Bu sene Türkiye genelinde 200-250 bin ton arasında rekolte bekliyoruz. Geçen yıla göre sektörümüzde ‘yok yılı’ olarak tabir edilse de geçmiş yıl rekor üretimden devreden 200 bin ton stokumuzla bu yıl herhangi bir arz sıkıntısı oluşmayacaktır. 2025-2026 sezonu sıkılan ilk hasat sızma zeytinyağlarımızın nefaseti ve kalitesi mükemmel. Tüm üreticimize, işletmelerimiz ve ihracatçılarımıza bereketli bir hasat sezonu diliyorum" dedi. Zeytinyağındaki üretim ve fiyat beklentileri karşısında kaliteyi bozan saklama şartlarının iyileştirilmesi, üreticinin, sanayicinin, tüccarın ve ihracatçının yıl boyunca ihtiyacını karşılayacak ve borsasını oluşturacak "Kuzey Ege’de Zeytinyağında Lisanslı Depoculuk" için Balıkesir Valiliği Güney Marmara Kalkınma Ajansı koordinatörlüğünde 9 oda ve borsanın 2 yıldır ortak çalışması ile devam eden projenin yer tahsisinin tamamlandığının altını çizen Uçar, Türkiye’de ilk kez zeytinyağında lisanslı depoculuğun Ayvalık’ta hayata geçeceğini belirtti. Ayrıca Ayvalık, 2026 yılında yalnızca Kuzey Ege’nin değil, Türkiye’nin de fuarcılıkta yeni adresi olmayı hedefliyor. Yeni bir oluşum olan ExpoAyvalık markasıyla bölge; tarım, hayvancılık, gıda, turizm ve denizcilik sektörlerinde uluslararası boyutta yeni bir dönemin kapılarını aralayacak. Avrupalı ve Çinli turistleri hedefliyoruz Ayvalık’ın zeytinyağından sonra ikinci ticaret gelirlerinden biri olan turizm hakkında da bilgi veren Ali Uçar, "Ayvalık, iklimi, yeterli turistik alt yapısı, sayısız ve eşsiz güzellikteki koyları, berrak ve tertemiz suları ile su altı ve su üstü turizmin merkezi olabilecek ideal bir konumdadır. 14 bin 500 yatağa sahip konaklama kapasitesi, dalış turizmine elverişli dalış noktaları, 22 adası, dünyanın sadece iki yerinde yüzeye yakın orman şeklinde görünen kırmızı mercanları, turizmde gastronomisi ile markalaşmış Cunda Adası ve mübadele ile gelmiş olan özellikli bir mutfak kültürüyle gastronominin yıldızı, tarihi kent dokusu, tabiat parkları, eşsiz gün batımı ve birçok özelliğiyle Türkiye’nin nadide kentlerinden Ayvalık, her mevsim ziyaretçilerini ağırlamaktadır. Bu doğal zenginlik bize zeytinyağı dışında diğer bir gelir kaynağı turizmden faydalanmamamızı da sağlıyor. Her sene Ayvalık’ta 400 bine yakın misafir ağırlıyoruz. Bayramlarda bu sayı 1 milyonun üzerine çıkıyor. Biz sadece deniz-kum-güneş bölgesi değiliz. Deniz-kum-güneş ekseninin dışında gastronomi, spor, kültür gibi çeşitli imkanlara sahip olması nedeniyle yılın 12 ayı turizmin yapılmasına imkan tanıyan Ayvalık olarak şimdi de hem Avrupalı hem de Çinli turistler için hazırlık yapıyoruz. Avrupalı ve Çinli turistlerin Kuzey Ege’de daha fazla kalmalarını sağlamak istiyoruz. Zaman içinde Kuzey Ege bölgesinin Edremit Kocaseyit Havaalanı’nın da daha aktif çalışmasıyla tarihi, kültürel, gastronomi değerleri, deniz, kum ve güneş ile önde gelen bir turizm bölgesi olacağına inancımız büyüktür. Zeytinyağındaki ünümüzü, gastronomi çalışmalarımız ile turizm faaliyetlerimize de aktarmak için çabalıyoruz" dedi. Sıfır atığa odaklanan kent: Ayvalık Yılda 1,3 milyon ton gıda çöpe gittiğini ve gıda israfının en çok otellerde yapıldığına dikkat çeken Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Ali Uçar, turizmde ilk kez sıfır atık projesi başlattıklarını da söyledi. "Gıda israfının en çok yapıldığı yerlerden biri de oteller, kafeler, restoranlar. Biz de gıda israfının önüne geçmek, Sıfır Atık bilincini yaygınlaştırmak için ‘Sürdürülebilir Turizm İçin Önemli Bir Adım: Sıfır Atık Mutfak Ayvalık’ projesini başlattık" diyen Uçar, sıfır atık ile hem işletme giderlerinin azaldığını hem de sürdürülebilir gastronominin sağlandığını ifade etti. Festivalin Ayvalık’ın iki ekonomik değeri zeytinyağı ve turizm üzerine şekillendiğini de sözlerine ekleyen Ali Uçar, festival boyunca zeytinyağı ve zeytin pazarında Ayvalık Ticaret Odası üyelerinin satış yapacağını, gastronomi etkinliklerinin, panellerin, turizm aktivitelerinin ve sektörel buluşma etkinliklerinin düzenleneceğini de belirtti" dedi.

Meyvedeki düşüş tarım işçilerini de kara kara düşündürüyor Haber

Meyvedeki düşüş tarım işçilerini de kara kara düşündürüyor

TÜİK Balıkesir Bölge Müdürlüğünden edinilen bilgiye göre, bu yıla ilişkin bitkisel üretimde genel olarak bir azalma tahmin ediliyor. Meyveler, içecek ve baharat bitkileri üretiminin 2025 yılında bir önceki yıla göre yüzde 24,4 azalarak yaklaşık 21,4 milyon ton olacağı öngörülürken, elmada yüzde 38,7, şeftalide yüzde 32,1, kirazda yüzde 55,7, kayısıda yüzde 65, vişnede yüzde 44, fındıkta yüzde 27,5, cevizde yüzde 27,7, Antep fıstığında yüzde 54,6 düşüş bekleniyor. Her yıl 65 bin ton civarında kiraz üretiminin yapıldığı Afyonkarahisar'ın Çay ve Sultandağı ile Konya'nın Akşehir ilçesini içine alan havzada ise bu yıl en fazla 5 bin ton üretim tahmin ediliyor. Vişne ile birlikte 100 bin tonun üzerinde kırmızı meyve üretiminin olduğu havzadaki bu durum çiftçiler kadar uzak illerden gelen tarım işçilerini de mağdur etti. Şanlıurfa'dan her yıl Sultandağı ilçesine bağlı Yeşilçiftlik beldesine işçi getiren çavuş Salih Dağ, yıllarca pamuk işçiliğini yaptığını belirterek, bu üründeki azalış nedeniyle Hatay'dan rotasını iç kesimlere çevirdiğini anlattı. Yaklaşık 20 yıldır Şanlıurfa'dan işçileriyle birlikte yola çıktıklarını ve ilk olarak Konya'da pancar çapasına gittiklerini dile getiren Dağ, şöyle konuştu: "Sonra Afyonkarahisar tarafına kiraza gidiyorduk. Şanlıufra ve Diyarbakır bölgesinde, civarından binlerce tarım işçisi bu şekilde hareket ediyordu. Yazın ailece kurduğumuz çadırlarda bahçelere gidiyor çalışıyor para biriktiriyor kışın da geçimimizi sağlıyorduk. Sadece bin 300 kişi getiriyordum. Haziranda kiraza geliyor temmuzda vişneyi bitirince Karadeniz'e fındığa geçiyorduk. Okullar açılana kadar Karadeniz'de çalışıyorduk. Her yaz birçok ile gidip çalışarak geçimimizi topraktan çıkarıyorduk. Bu yıl ise afet oldu, bahçeleri, meyveleri vurdu. Ağaçlar bomboş." Bu yıl zirai don ve ardından gelen dolu yağışlarının sadece üreticileri değil kendilerini de mağdur ettiğini vurgulayan Dağ, "Şu anda pancar çapasındayız ancak sonra geri döneceğiz. Gidecek yerimiz yok. Kiraz, vişne, elma, kayısı, fındık yok. Fıstık büyük zarar gördü. Ortada kaldık. Herkes kışın borç yaptı yazın kazandığıyla ödeyecekti. Çocuğunu evlendirdi yazın ödeyecekti. Ne yapacağız kışı nasıl geçireceğiz bilmiyoruz" dedi.

Şanlıurfalı Fıstık Üreticileri Zorlu Süreci Atlattı Haber

Şanlıurfalı Fıstık Üreticileri Zorlu Süreci Atlattı

ŞANLIURFA (İHA) - Geçtiğimiz yıl kilosu 350 liraya kadar çıkan Antep fıstığı fiyatı, 2024’te aniden 170-180 liraya düşerek Şanlıurfalı üreticileri zor durumda bıraktı. Ancak "Dubai çikolatası" çılgınlığıyla fiyatın yeniden 280 liraya çıkması, üreticilerin daha büyük zararlardan kurtulmasını sağladı. Şanlıurfa Fıstık Üreticileri Birliği Başkanı Faruk Akbaş, kentte yaklaşık 45 milyon fıstık ağacı bulunduğunu belirtti. "Bu yıl resmi rekoltemiz yaklaşık 180 bin ton oldu. Türkiye üretiminin önemli bölümünü biz karşılıyoruz" dedi. Fiyatlardaki dalgalanmanın üreticileri mağdur ettiğine dikkat çeken Akbaş, "2023'te fıstığı kilosu 350 liradan sattık. Son bir yılda tarımsal girdi fiyatları çok arttı. Biz bu rakamın üzerinde satmayı beklerken fiyatlar 170-180 liraya çakıldı. Hasat ile fiyatlar aniden 180 liranın altına geriledi. Üreticinin beklemediği bir durumdu. Dubai çikolatası fırtınası ile 280 liraya çıktı. Bu fırtına çıkmasaydı fıstık üreticileri çok mağdur olmuştuk. Benzer fırtınalara ihtiyacımız var. Katma değer oluşturulmalı ve yeni alanlar açılmalı. Aksi halde önümüzdeki yıllarda meyve veren ağaçların artmasıyla bu sıkıntı daha fazla olacak" ifadelerini kullandı. Spekülatörlerin fiyatları manipüle ettiğini belirten Akbaş, üreticilerin mağduriyetinin giderilmesi için harekete geçtiklerini söyledi. "Türkiye'deki fıstığın önemli bölümünü üretmemize rağmen piyasada söz sahibi değiliz" diyen Akbaş, konunun takipçisini olacaklarını ekledi.

Konya Ovasında Fare Zararı Alarm Veriyor Haber

Konya Ovasında Fare Zararı Alarm Veriyor

KONYA (İHA) - Konya Ovası, Türkiye'nin tahıl ambarı olarak biliniyor ve bölgede yaklaşık 10 milyon dekar alanda hububat ekimi yapılıyor. Uzmanlar, kurak geçen kış aylarında çiftçilerin fare zararı konusunda arazilerini düzenli kontrol etmeleri gerektiği konusunda uyarılarda bulunuyor. Konya'nın yüzde 67'si tarım arazisi olarak kullanılırken, bu alanların yüzde 70'i kıraç, yüzde 30'u ise sulu alan şeklinde dağılıyor. Beklenen yağışların olmaması, çiftçilerin ürünlerini zararlı canlılardan koruma konusunda daha dikkatli olmasını gerektiriyor. "KAR YAĞIŞI EKSİKLİĞİ FARELERİN ARTIŞINA YOL AÇIYOR" Ziraat Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Burak Kırkgöz, kuraklığın getirdiği olumsuzluklar hakkında, "Daha kar yağışı yeterli miktarda yağmadı. Bu da önümüzdeki yıl hububatların verimlerinde belli bir oranda düşüşe neden olabilir, lakin şu anda rekolteyle ilgili herhangi bir tahminde bulunmak için erken. Bu dönemde çiftçilerimizin arazilerinde fare zararı olabilir. Çünkü kar yağışının az olduğu dönemlerde bu tarz zararlıların popülasyonlarında da artmalar meydana geliyor. Bundan sonraki dönemde eğer yağışlar bu şekilde az bir oranla devam ederse hastalık ve böcek zararı da fazla olur diye tahmin ediyoruz" dedi. Çiftçilerin bu dönemde arazi kontrollerini yapmak dışında bir şey yapamayacaklarını ekledi. DON RİSKİ VE EKİM TEKRARI GÜNDEMDE Kırkgöz, kıraç alanlarda ekim yapan çiftçilerin, yağışların düzensizliğinden kaynaklanan tohum kayıplarıyla karşılaşabileceğini belirtti. "Arazilerde çok fazla açıklık olursa bu dönemlerde o açıklıkları kapatmak için o bölgeleri tekrardan ekmeleri gerekebilir. Toprağın yüzeyi açık olduğundan arpa için bu dönemler biraz riskli. Gece donları çok yüksek olursa üşümeler de meydana gelebilir. Bunun için mutlaka bir ziraat mühendisiyle beraber çiftçilerimizin arazilerini kontrol etmeleri gerekiyor" diye ekledi. Kırkgöz, yağışların artması durumunda bereketli bir sezon geçirme umutlarının olduğunu ifade etti. Kar ve nisan yağmurları iyi olursa rekolte açısından olumlu sonuçlar elde edileceğini belirtti. Ancak yağışların yetersiz kaldığı durumda, özellikle kıraç alanlarda verim düşüşü yaşanabileceği konusunda uyardı.

İklim Değişikliği Batı Akdeniz Tarımında Kriz Yaratıyor Haber

İklim Değişikliği Batı Akdeniz Tarımında Kriz Yaratıyor

İklim değişikliğinin etkileriyle yüzleşen tarım sektörü, üretim hazırlıklarını zorlu koşullarda yapıyor. Çiftçiler, toprağa yeni tohumlar ekerken, seralarını düzenlerken ve kışa hazırlık yaparken, hızla değişen iklim şartlarıyla başa çıkmaya çalışıyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün 2024 tarım sezonu için yayımladığı kuraklık haritasında, Antalya'nın batı kıyısı, Muğla, Denizli ve Afyon’un "çok aşırı kurak" bölgeler olarak işaretlendiği görülüyor. Isparta, Burdur ve Antalya'nın merkezi ise "orta ve hafif kurak" alanlar arasında yer alıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı, Batı Akdeniz’de su verimliliği ve taşkın yönetimi konusunda çalışmalarını bu doğrultuda hızlandırdı. Akdeniz bölgesindeki tarım havzalarındaki yağışlarda, geçen seneye kıyasla %40 oranında bir azalma yaşandığını belirten Antalya Ziraat Odası Başkanı Nazif Alp, bu durumun ciddi şekilde tarımsal üretimi etkilediğini vurguladı. REKOLTE DÜŞÜYOR, ÇİFTÇİ ZORLANIYOR   Kuraklık nedeniyle 2024 yılı tarım üretiminde ciddi kayıplar yaşandığını belirten Alp, iklim değişikliğinin etkilerinin her yıl biraz daha fazla hissedildiğini ifade etti. Hasat dönemindeki rekolte kayıpları, çiftçilerin geçim sıkıntısı yaşamalarına ve ekim yapmayı bırakmalarına yol açabiliyor. Alp, "Şimdi tarım alanlarında ekimin tam zamanı. Bir yandan seralar hazırlanıyor bir yandan da yaz koşullarına geçiliyor. Çiftçiye fide ekimi, sulama, ilaçlama gibi rutinleri yerine getirebilmesi için destek çok önemli. Çiftçi ekmezse hayat durur" dedi. KIŞLIK EKİMLERİ YAPILAMADI   Antalya ve çevresindeki tarımda kuraklık nedeniyle pek çok üretici kışlık ekimlerini ertelemek zorunda kaldı. Alp, "Üretici uzun süren yağışsız dönemler ve aşırı yağışların kıskacında üretim yapmaya çalışıyor. Ülkemiz Akdeniz çanağında yer alması itibarıyla iklim değişikliğinden en çok zarar görecek ülkelerin başında geliyor. Çiftçilerimiz de bu değişim ve farklılıklara uyum sağlamakta zorluk çekiyor" dedi. Nazif Alp, yağışların beklenen mevsimlerde gerçekleşmeyip diğer mevsimlerde normallerin üzerinde olması nedeniyle çiftçinin ürününü korumakta zorlandığını ekledi. SONBAHAR YAĞIŞLARI YETERSİZ   Alp, son yıllarda sonbahar yağışlarının belirgin şekilde azaldığını ve sıcaklıkların normalin üzerinde seyrettiğini söyledi. 2019 yılından bu yana eylül, ekim ve kasım aylarında yağışlar beklenenin altında kalırken, toprak daha hızlı kuruyor. 2024 yılı itibarıyla bu durumun değişmediğini belirten Alp, "Sonbahar aylarında gerçekleşen yağışları artık eskisi kadar göremiyoruz" dedi. KURAKLIĞA DAYANIKLI TOHUMLAR ÖNEMLİ   Çiftçinin, iklim değişikliğinin etkisiyle daha verimli tohum çeşitlerine yönelmesi gerektiğini vurgulayan Alp, "Kuraklığa dayanıklı tohum çeşitleri geliştirilmeli. Basınçlı sulama imkanlarının artırılması sağlanmalı ve sulama maliyetleri düşürülmeli. Çiftçiye verilecek yeni krediler faizsiz olmalı" ifadelerini kullandı. Antalya'nın, 12 ay boyunca tarımsal üretim yapılan önemli bir bölge olduğunu ve ülkenin gıda ihtiyacını karşılamada büyük rol oynadığını sözlerine ekledi.

Türkiye’nin en güzel barbunyası: ’Kınık Barbunyası’ Haber

Türkiye’nin en güzel barbunyası: ’Kınık Barbunyası’

Bilecik merkeze bağlı köylerde barbunya hasadı yapılırken, bu yılki rekoltenin 5 bin ton olması bekleniyor. Bilecik, tarım alanında ülkemizin en güçlü şehirlerinden biri olarak bilinirken, her yıl yaklaşık 5 bin ton barbunya üretimi gerçekleştiriyor. Bu üretim, şehrin ekonomisine büyük katkı sağlıyor ve tarımsal alanda önemli bir yere sahip. Bilecik’in Kınık Köyü’nde düzenlenen barbunya hasadı etkinliğine Vali Şefik Aygöl de katıldı. Vali Şefik Aygöl, etkinlikte yaptığı konuşmada, Bilecik’in 88 farklı ürün çeşidiyle tarımda çeşitlilik ve zenginlik sunduğunu belirtti. Aygöl, "Kınık köyü, kaliteli ve lezzetli barbunyasıyla sadece ilimizde değil, ülkemizde de tanınmaktadır. Bu tür etkinlikler, hem üreticilerimizi desteklemek hem de Bilecik’in tarımsal gücünü göstermek açısından büyük önem taşımaktadır" dedi. Bilecik’in tarımsal potansiyeline dikkat çeken Aygöl, bölgedeki çiftçilerin ve üreticilerin özverili çalışmalarına da vurgu yaptı. Barbunya hasadına katılan vatandaşlar ise bu tür etkinliklerin hem sosyal hem de ekonomik açıdan önemli olduğunu belirterek, Vali Aygöl’e teşekkürlerini ilettiler. Kınık köyünde gerçekleştirilen bu anlamlı etkinlik, Bilecik’in tarımsal gücünü ve üretim çeşitliliğini bir kez daha gözler önüne serdi. Vali Şefik Aygöl ve vatandaşların katılımıyla gerçekleşen barbunya hasadı, bölgenin tarım sektöründeki yerini pekiştirdi ve Bilecik’in zengin tarım potansiyelini bir kez daha hatırlattı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.