TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Samsun

AGRONEWS - Samsun haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Samsun haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Başkan Türkel: “Üreticiyi destekleyen projeler için hazırız” Haber

Başkan Türkel: “Üreticiyi destekleyen projeler için hazırız”

"Kıtlık Kapıda, Çiftçi Açlık Sınırında” başlıklı panelde konuşan Atakum Belediye Başkanı Serhat Türkel, “Üretici destekleyen projeler için hazırız” dedi. Atakum Belediyesi ve Ziraat Mühendisleri Odası Samsun Şubesi iş birliğiyle ‘Kıtlık Kapıda, Çiftçi Açlık Sınırında’ başlıklı panel, Hasan Ali Yücel Gençlik Bilim ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirildi. 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla düzenlenen panelde uzmanlar, ağırlaşan ekonomik kriz ve tarım politikalarının tarıma ve üreticiye etkilerini değerlendirdi. Programa CHP Samsun Milletvekili Murat Çan, Atakum Belediye Başkanı Serhat Türkel, OMÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muharrem Özcan, Ziraat Mühendisleri Odası Samsun Şube Başkanı Havva Yurdunuseven Bayzat, akademisyenler, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, ziraat mühendisleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. “Üretimi destekleyelim” Atakum Belediye Başkanı Serhat Türkel, programda yaptığı konuşmada, “Çocukluktan beri tarım ve hayvancılığa ilgim var. 2019 yılında ‘Köyüm Köylüm’ projesinin ilk ayağı olan Atakum Birlik Projesi’ni yazdım. Veteriner Hekim Tuncer Onur’un desteğiyle bu projeyi geliştirdik. Herkesin bildiği ‘Köyüm Köylüm Projesi’ne dönüştürdük. Bugün Atakum Belediye Başkanıyım ve o hayallerimin artık hayata geçmesi için heyecanlıyım. Üretimi destekleyen herkese ‘ben varım’ diyorum. Gelin bir masa kuralım ve Atakum’da, Samsun’da üretimi destekleyelim. Atakum’u daha yaşanabilir bir kent yapmak ve üreticiyi desteklemek hayalini ortaklaştıralım ve bunu sonuca ulaştıralım” ifadelerini kullandı. “Cefakarca yapılacak bir hizmet” OMÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muharrem Özcan, tarım sektöründeki üreticinin özveriyle çalıştığını belirterek, “Bir tarafta tarım alanlarında azalma, küresel iklim değişikliği, savaş ve benzeri olaylar, öbür tarafta da gece gündüz demeden çalışan bir cefakar kitle var. Bu kitle tarım sektörünün içinde ve bu kitlenin en geniş kısmını da değerli çiftçilerimiz oluşturuyor. Dolayısıyla onların ‘Çiftçiler Günü’nü kutlamak istiyorum. Para karşılığı değil içten cefakarca yapılacak bir hizmet. Tarımdaki risk, diğer tüm sektörlerden daha fazla. Buna rağmen üretici, tarımda kalmaya devam ediyorsa ayrıca takdire gerek var. Çalışmalarımızı hem araştırma geliştirme anlamında hem de üretim alanında yaparak, tarımı hem ülkemiz hem de insanlık açısından çok daha iyi noktalara getirebiliriz” dedi. “Kendi kendini doyurabilen tarım endüstrisi” CHP Samsun Milletvekili Murat Çan, Cumhuriyet’in ilk yıllarda uygulanan tarım politikalarının önemine dikkat çektiği konuşmasında, “Türkiye Cumhuriyeti kendi kendini doyurabilen bir tarım endüstrisi üzerine kurulmuş. Ankara’nın kurağında ‘Atatürk Orman Çiftliği’ üretilmiş. Türkiye’nin ihtiyacı olan süt, oradan temin edilmiş. Türkiye şeker üretebilen bir ülke değil. Ama ilk beş yıldan sonra şeker ihtiyacı ve şeker işleme üzerine bir ekonomi geliştirerek 1929-1930 buhranında dünya çökerken Türkiye, tarım gücüyle dünya ortalamasının çok üzerinde bir büyüme yakalamış. İlk on, on beş yıldaki büyüme rakamları Türkiye Cumhuriyeti’nin toplam büyüme rakamlarının çok üzerinde“ cümlelerine yer verdi. Tarımsal altyapı güçlendirilmeli Moderatörlüğünü Ziraat Mühendisleri Odası Samsun Şube Başkanı Havva Yurdunuseven Bayzat’ın yaptığı programda çiftçinin ve tarımın yaşadığı sorunlar değerlendirildi. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeki Acar, tarımda yaşanan sorunlara değinerek, “Bir proje kapsamında köy çalışmalarında yer aldım. Birçok köyde ziyaretlerde bulundum. Az da olsa gençlerden köye dönüşler var. Köyde bir şeyler yapmak istiyor ama beklediği desteği bulamıyor. Gerekirse hibe yapılabilir. O insanların orada üretime devam edebilmeleri için tıpkı Avrupa Birliği’nde olduğu gibi üretim ve ürünün satışı için gerekli alt yapının sağlanmasında çok ciddi bir desteğe ihtiyaç var. İkinci olarak köylerde sosyal olanakların artırılması gerekir” şeklinde konuştu. “Tarım ürünlerindeki en büyük sorun markalaşamamak” Kadın Girişimci Seyyare Sungur, fındık ürünleri üzerine oluşturduğu markanın başarı öyküsünü paylaşarak “Türkiye’deki tarım ürünlerindeki en büyük sorun markalaşamamak. Markalaştırdığınızda da dünya pazarında fazla göze batmamamız gerekiyor. O ayrı ve gerçek olan bir konu. Bizim 2015’te kurduğumuz marka 9. yılını tamamlıyor. Yurt dışına üç kıtaya satış yapıyoruz. Üç şubemizle Türkiye’nin her yerine ürün gönderiyoruz. Aynı zamanda birçok markanın fındık kreması üretimini yapıyoruz. Aslında çok da zor olmayan ama markalaştırdığınızda, farklılaştırdığınızda ne kadar hızlı yol alabileceğini gösteren bir örnek bizimkisi” diye konuştu. İstanbul’da örnek tarım modeli Çiftçi Abdullah Aksu, doğru projelerle üretimin artırılabileceğini vurgulayarak, “Çaresiz değiliz, çaremiz var. Bu aslında İstanbul’da gösterildi. İstanbul’da 6 kişilik bir ekip, şehrin tarım ve gıda rejimini ortaya çıkarmak için bir strateji belgesi çıkardık. O strateji belgesi sürecinde Kanada’dan İtalya’ya kadar Türkiye’nin değerleri olan 23 tarım uzmanı ile çalışma yürüttük. Bu strateji belgesiyle çeşitli bölgelerimizden arkadaşlarımızdan destek alarak İstanbul tarımını dizayn ettik. İstanbul bir tarım şehri değil bir rant şehriyken, Türkiye’deki çiftçiler azalırken son Mart verilerine göre, İstanbul’daki çiftçi sayısı yüzde 28 arttı. Diğer belediyelerle de sık sık toplanıp çalışmamızı anlattık. Bu çalışmanın Türkiye için tarım modeli olacağına inanıyorum” açıklamasında bulundu.

Bin rakımda yetişen çilek, pazar sorunu yaşamıyor Haber

Bin rakımda yetişen çilek, pazar sorunu yaşamıyor

Samsun’un Alaçam ilçesi Dürtmen Yaylası’nda bin rakımda yetişen ve özel aroması ile damaklara hitap eden çilek, pazar sorunu yaşamıyor. Proje kapsamında ilk çilek deneme dikimi İlhan Güngör’e ait Dürtmen Yaylası Vicikler Mahallesi’nde yapıldı. Çilekler bu sene bol meyve verdi. Alaçam Kaymakamı Fatih Kayabaşı, Alaçam Belediye Başkanı Ramazan Özdemir ve İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam, alternatif ürün tarımının yaygınlaştırılmasına yönelik uygulamaya koyulan ’Çilek Yetiştiriciliği Projesi’ çerçevesinde destek verilen çilek bahçesinde hasat yaptı. Bin rakımlı Vicikler Mahallesi’nde hobi olarak başladıktan sonra ticari olarak çilek üretimine devam eden üretici İlhan Güngör, müşteri ve pazar sorunu yaşamıyor. Talepleri yetişmeye çalışan Güngör, çilek alanlarını her yıl geliştiriyor. "Alaçam çileğinin coğrafi işaretini alarak tüm Türkiye’ye tanıtmak istiyoruz" Kaymakam Fatih Kayabaşı, “İlçemizde çilek üretimi geçen senelerden yapılan çalışmalardan dolayı ekim alanlarımız ve üretimimiz artıyor. Alaçam’da 100 dönüme yakın bir alanda üretimimiz çiftçilerimiz tarafından yapılıyor. Aromasıyla, kıvamıyla, lezzetiyle Alaçam çileğini marka değerine getirmek için kaymakamlığımız, belediyemiz, il tarım müdürlüğümüz ve diğer kurumlarımızla beraber topyekun bir mücadele içinde çalışmalarımız devam ediyor. Uzun vadede ise Alaçam çileğinin coğrafi işaretini alarak tüm Türkiye’ye tanıtmak istiyoruz. Alaçam çileği lezzetiyle Samsun’da, tüm Türkiye’de de ön plana çıkacak" dedi. Belediye Başkanı Ramazan Özdemir, "Belediye olarak bu tarz üretim alanlarının sayısını arttırarak hedef pazar kitlesi oluşturmayı istiyoruz. Amacımız, Alaçam’da üretilen çileği tüm Türkiye’ye pazarlamak" diye konuştu. İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam, “2022-2026 üretim planlamamızda özellikle Alaçam’da Dürtmen Yaylası’nda çilek üretiminin arttırılması hedefi koymuştuk. Hedef doğrultusunda 2021-2022 yılı içerisinde toplam 720 bin adet yediveren dediğimiz albion çeşitle, bunun 500 bin adeti Büyükşehir Belediyemiz, 220 bin adeti de bakanlığımız bütçesiyle aynı zamanda onların 6 buçuk ton ve 4 buçuk ton marjla beraber yaklaşık 16 çiftçimizle başlamıştık. 2023 yılı içerisinde de DOKAP’la beraber yaklaşık 15 ilçemizde üçer dekar alanda her 50 çiftçimize hem damlama sulama ile hem de manşlarıyla beraber tamamını destekledik. Yaklaşık 3 milyon TL’ye yakın bir projeydi. Onunla da ilimizde 472 dekar olan alan 2023 itibarıyla 672 dekar alana çıktı. Bin 200 tona yakın bir üretimimiz gerçekleşmekte. Burada özellikle niye Alaçam diyoruz, yaylada küçük alanlarda gece-gündüz sıcaklık farklı olması nedeniyle hem lezzette hem aromasında çok büyük fark etmekte. Alaçam çileğini lezzetiyle biliyoruz. Samsun merkezde Alaçam çileği diye satılıyor. Çiftçimizin emeğine sağlık diyorum" şeklinde konuştu. Üretici İlhan Güngör ise “Yaklaşık 6 yıldır profesyonel malt sistemiyle çilek üretimi yapıyorum. Doğanın bitki üzerinde en fazla etkisi çilekte. Diğer ürünlerde de öyle ama çilekte daha fazla. Rakımın yüksek olması, havanın, oksijen, gece gündüz sıcaklığı farklı yani sulama suyuna kadar her şeyin etkisi var. Genelde pazar sorunu yaşamıyoruz çünkü sipariş üzerine çalışıyoruz. Aroması yüksek olduğu için diğer bölgelerden vatandaş almıyor, bizim çileğin hasadını bekliyor" ifadelerini kullandı.

Olive farming is being revitalized in Samsun Haber

Olive farming is being revitalized in Samsun

Olive cultivation is being revived in Samsun. In the district of Bafra, Samsun, a model olive grove has been established by the Provincial Directorate of Agriculture and Forestry to reintroduce forgotten olive varieties. Seedlings are flourishing in this olive grove established by Atamer Çakır in Kozağzı neighborhood. During an inspection, Bafra District Governor Cevdet Ertürkmen, AK Party Samsun Deputy Orhan Kırcalı, Provincial Director of Agriculture and Forestry İbrahim Sağlam, and District Director of Agriculture and Forestry Mehmet Güreş visited the grove. "We will turn the region into an olive paradise." Governor Ertürkmen stated, "Bafra is an agricultural land. We collaborate with our farmers to demonstrate new agricultural techniques and establish new production patterns. This area used to be an old tobacco field. We distributed olive trees to them. Olive is actually a forgotten product in Samsun, especially in Bafra. We aim to revive it. We are working with the Provincial Directorate of Agriculture and Forestry to propagate the 'Samsun' olive species. We will revive olive farming in this region. Because we use both its fruit and oil. It is a very important product for health. Olive and olive oil hold a significant place in Mediterranean-type diets. This is our goal. We will turn Samsun, especially Bafra, back into an olive-growing region." "We'll harvest our olives next year." Provincial Director of Agriculture and Forestry İbrahim Sağlam said, "About 3-4 years ago, based on climate data, we considered growing olives in areas of Bafra and Samsun, particularly away from the coastal regions, between altitudes of approximately 150 to 500 meters. Thus, considering our climate, we identified Gemlik as the main variety and Ayvalık as the pollinator. So far, we have reached 100 hectares in Bafra district alone, and a total of one thousand hectares across Samsun, including Yakakent, 19 Mayıs, Alaçam, Bafra, and some parts of Vezirköprü. Our orchard identifications are still ongoing. Seeing this increase, our Bornava Research Institute also sent us varieties such as 'Samsun oil, Samsun pickled, Samsun salted'. We planted them and will propagate them. Looking at the grove's maintenance today, I believe we will harvest our olives here next year." Atamer Çakır, who established the Model Olive Grove, said, "I love olives very much. A project was prepared for the development of olive cultivation in the Bafra Plain. I saw it on the internet. I applied to contribute to this project. After applying, we planted our olive seedlings. We are very satisfied."

Samsun’da zeytincilik yeniden canlanıyor Haber

Samsun’da zeytincilik yeniden canlanıyor

Samsun’da unutulan zeytincilik yeniden canlanıyor. Samsun’un Bafra ilçesinde, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından unutulmuş zeytin türlerinin yeniden yetiştirilmesi amacıyla kurulan örnek zeytin bahçesinde fidanlar yükseliyor. Kozağzı Mahallesi’nde Atamer Çakır tarafından kurulan zeytin bahçesine giden Bafra Kaymakamı Cevdet Ertürkmen, AK Parti Samsun Milletvekili Orhan Kırcalı, İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam ile İlçe Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Güreş, burada incelemelerde bulundu. "Bölgeyi zeytin üstü haline getireceğiz" Kaymakam Ertürkmen yaptığı açıklamada, “Bafra bir tarım memleketi. Çiftçimize yeni tarım tekniklerini göstermek, yeni üretim desenlerini oluşturmak adına onlarla ortak hareket ediyoruz. Burası eski bir tütün tarlası. Biz onlara zeytin dağıttık. Aslında zeytin Samsun’da, Bafra’da unutulan bir ürünümüz. Onu tekrar canlandırmak istiyoruz. ‘Samsun’ isimli zeytin türünü çoğaltılması adına İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile beraber çalışıyoruz. Bu bölgeye unutulan zeytinciliği tekrar getireceğiz. Çünkü hem meyvesini hem yağını kullanıyoruz. Sağlık açısından da son derece önemli bir ürün. Akdeniz tipi beslenme içerisinde zeytin, zeytinyağı önemli bir yer tutuyor. Biz de bunu amaçlıyoruz. Samsun’u özellikle bu bölgeyi Bafra’yı tekrar bir zeytin üstü, zeytin yetiştirme bölgesi haline getireceğiz” dedi. "Seneye zeytin meyvelerimizi alırız" İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam, “Bundan yaklaşık 3-4 yıl önce Bafra ve Samsun’un özellikle sahil kesiminden uzak yaklaşık 150 ile 500 metre rakım aralarında yaptığımız çalışmalarda, iklim verilerini değerlendirdiğimizde zeytini bu bölgelerde yapmayı düşündük. Dolayısıyla çeşit olarak iklimimize uygun Gemlik ana ürün, Ayvalık dölleyici olarak biz bahçeleri teşhis ettik. Bugüne kadar Bafra ilçemizde 100 dekar ama Samsun genelinde Yakakent, 19 Mayıs, Alaçam, Bafra, Vezirköprü’nün bir kısmında bin dönümü buldu. Bahçe teşhislerimiz de devam ediyor. Bunu arttırdığımızı gören Bornava Araştırma Enstitümüz de ‘Samsun yağlı, Samsun salamura, Samsun tuzlusu’ diye çeşitleri vardı, onları gönderdi. Onları diktik, çoğaltacağız. Bugün baktığımızda bahçenin de bakımı çok güzel. Seneye burada zeytin meyvelerimizi alırız diye düşünüyorum” diye konuştu. Örnek Zeytin Bahçesini kuran Atamer Çakır, “Zeytin çok sevdiğim bir bitki. Bafra Ovası’nda da bu zeytinciliğin gelişmesi için bir proje hazırlanmıştı. İnternette gördüm. Bu projeye katkıda bulunmak için başvurdum. Başvurduktan sonra zeytin fidanlarımızı diktik. Çok memnunuz” şeklinde konuştu.

Meyve düşmanı bir çift ’fındık kurdu’ 200 meyveye zarar veriyor Haber

Meyve düşmanı bir çift ’fındık kurdu’ 200 meyveye zarar veriyor

Türkiye ve Samsun’un en önemli ihracat kalemlerinden olan fındıkta kahverengi kokarcanın ardından fındık kurdu için uyarı geldi. Mücadelesi yapılmadığı takdirde önemli oranda verim kaybına neden olan fındık kurdu zararlısı ile ilgili açıklamalarda bulunan İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam, gerekli tedbirlerin en kısa sürede alınması gerektiğini ifade etti. “Bir çift fındık kurdu 200 meyveye zarar veriyor” Ekonomik anlamda üretimi yapılan fındığın ana zararlısı olan fındık kurdunun beslenme ve yumurta bırakmak yoluyla meyvelerde zarar yaptığına dikkat çeken Sağlam, “Fındık kurdu erginleri, öncelikle yeni oluşmakta olan meyvelerde zarar yapar daha sonraları fındığın meyve kabuğunu hortumunun ucundaki ağız parçalarıyla kemirerek deler ve kabuk içindeki yumuşak etli kısımla beslenir. Zarar gören meyveler normal büyüklüğe erişinceye kadar kabuk içindeki etli kısmı ve kabuk kısmı sarı renk alır. Bu zarar şekline halk arasında sarı karamuk denir. Meyve normal iriliğe ulaştıktan sonra zarara uğrarsa meyve içi kararır ve bu zarara da kara karamuk denir. Bir çift fındık kurdu ergini (dişi ve erkek); beslenme ve yumurta koyma yoluyla yaklaşık 200 meyveye zarar verebilir. Meyve içerisinde beslenen larvalar meyve içini tamamen yedikten sonra bir delik açarak dışarı çıkar. Bu şekilde beslendiği fındık meyvelerinin pazar değeri kalmaz ”dedi. “Fındık kurdu ve kokarca görülen bahçelerde her ikisiyle de mücadele yapılır” Samsun’da üreticilerin en önemli gelir kaynaklarından biri olan fındığın ana zararlısı olan fındık kurdu zararlısı ile duyurulan zaman aralığında ve tekniğine uygun mücadele yapılmasının verim kaybını önlemek bakımından çok önemli olduğunu belirten Sağlam, “Fındık kurdu mücadelesinde bitki köklerine zarar vermeden bahçe toprağının çapalanması böcek yoğunluğunu azaltmada etkili olmaktadır. Kimyasal mücadele; ergin fındık kurdu zararlısının ekonomik zarar yapmaya başladığı dönemde, bahçedeki hâkim çeşitlerin yarıdan fazlası mercimek iriliğine yaklaşınca (3-4 mm) yapılmalıdır. Fındık kurdu mücadelesine karar vermek için, 2-3 günde bir güneş doğmadan sabahın erken saatlerinde çarşaf yöntemi ile fındık kurdu sayımı yapılmalıdır. 10 ocakta iki ve daha fazla fındık kurdu ergini bulunursa ilaçlama yapılmalıdır. Fındık kurdu ilaçlaması yapılan bahçelerde fındık kokarcasına rastlanırsa ayrı bir ilaçlama yapmaya gerek yoktur. Sayımlarda 10 ocakta ortalama bir ergin fındık kokarcası bulunursa her iki zararlıya karşı etkili etken maddeli ilaçlarla mücadele yapılır. Ayrıca fındık kurdu popülasyonunun yüksek olduğu yerlerde tekrar sayım yapılarak zararını engellemek için mayıs sonu, haziran başında ikinci bir ilaçlama yapılabilir. Fındık kurdu ve kahverengi kokarca görülen fındık bahçelerinde her ikisine de ruhsatlı BKÜ ile ilaçlama yapılarak kontrol sağlanabilir” diye konuştu. “Mücadele zamanı geldi, 1 hafta-10 gün içinde mücadele tamamlanmalı” Fındık kurdu ile mücadele zamanının geldiğine değinen Sağlam, “İl/İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğümüzce fındık alanlarında yapılan sürvey ve fenolojik gözlemlere göre sahil ve orta kuşakta erkenci çeşitlerin hakim olduğu bahçelerde 6 Mayıs, yüksek kuşakta ise 15 Mayıs tarihi itibariyle mücadele zamanının geldiği belirlenmiştir. Fındık üreticilerimizin bahçelerindeki hâkim çeşitlerin yüzde 50’sinin mercimek büyüklüğüne ulaştığı dönemde teknik tavsiyelere uygun olarak mücadeleye başlamaları, gerekli koruyucu tedbirleri almaları ve ilaç uygulamalarını en kısa sürede tamamlamaları (1 hafta-10 gün) gerekmektedir. Kimyasal mücadelede kullanılacak bitki koruma ürünleri yetkili bayilerden alınmalı, reçete yazma yetkisine sahip olan kişiler tarafından reçetelendirilmeli, uygulama yetkisine sahip olan kişiler tarafından uygulanmalıdır” şeklinde konuştu. Diğer geçim kaynaklarından biri olan arıcılıkta arı faaliyetlerinin bitki çeşitliliğinin sürdürülebilirliği bakımından da çok önemli işleve sahip olduğunu belirten Sağlam, fındık kurdu ilaçlamaları esnasında arıların su içtiği kaynaklara hiçbir şekilde ilaç bulaştırılmaması gerektiğini, tarım ilaçları uygulamalarının akşam üzeri veya sabahın erken saatlerinde arıların uçuş yapmadıkları zamanda yapılması gerektiğini ve öncelikle arılara zarar vermeyen bitki koruma ürünleri tercih edilmesi hususunda üreticilerin özenli davranmalarını, ayrıntılı bilgiye sahip olmak için il/ve ilçe müdürlüklerine başvurmaları gerektiğini sözlerine ekledi.

Kanola çiçek açtı, tarlalar sarıya boyandı Haber

Kanola çiçek açtı, tarlalar sarıya boyandı

Görenleri hayran bırakan kanola tarlaları, kartpostallık görüntüler oluşturdu. Türkiye’nin bitkisel yağ ihtiyacının karşılanmasında önemli rol oynayan yağlık tohumlardan biri olan kanola bitkisinin üretim alanları artırılıyor. 2023 yılında 3 bin dekar alanda ekilen, 2024 yılında 3 bin 500 dekar alanda ekilmesi planlanan kanola, baharla birlikte çiçek açtı. Tarlaları sarıya boyayan kanola, doyumsuz manzaralar oluşturdu. Samsun’un Havza ilçesinde bulunan kanola bahçeleri, yoldan geçen herkesin dikkatini çekiyor. Buradan geçenler durup cep telefonları ile hatıra fotoğrafı çektiriyor. Samsun’da kanola üretimi artıyor Kanola üretimi hakkında bilgi veren İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam, “Samsun’da 2022 ve 2023 yıllarında yaklaşık 3 bin dekar alanda 2 bin tona yakın üretim yaptık. 2024 yılında 3 bin 500 dekar alanda üretim yapmayı planlıyoruz. Kanola sadece yağlık tohum bitkisi olarak düşünülmemektir. Kanola, yağın dışında mum, gazete mürekkebi ve ruj gibi sanayinin değişik kollarında da kullanılmaktadır” dedi. “Baharın İlk Arı Çiçekleri” Samsun’da “Baharın İlk Arı Çiçekleri” adı altında bir proje uyguladıklarını anlatan Sağlam, “Bu proje kapsamında yaklaşık 3 bin dekar alanda Tarım ve Orman Bakanlığımız Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğümüzce üretim yaptık. Bu yıl da 3 bin 500 dekar alanda üretim yapacağız. Yağlı tohum bitkilerimizde gerek fark ödemesi desteği gerek mazot gübre desteği daha fazla olmaktadır” diye konuştu. Çiftçilere yönelik desteklerden bahseden İbrahim Sağlam, “2023 üretiminden dolayı çiftçilerimize mazotta dekara 121 TL, gübrede de 21 TL olmak üzere bir desteğimiz oldu. Fark ödemesi desteği kapsamında kilogram başında yaklaşık 100 kuruş desteğimiz oldu. Sertifikalı tohum kullanım desteği olarak dekar başına 40 TL destek verildi. Samsun’da ve Türkiye’de özellikle pamuk gibi yağlık ayçiçeği gibi diğer yer fıstığı, soya gibi yağlı tohumları içerisinde 3’üncü sırada yer almaktadır. 1960 yıllarında Balkanlardan göç eden insanlar buraya getirmiş ve başlamış. Dolayısıyla kanolanın hem yazlık hem de kışlık olarak ekimi yapılmaktadır. Kışlık olarak ekildiğinde hububat alanlarına çok iyi bir münavebe olarak karşımıza çıkmaktadır" şeklinde konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.