TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Samsun

AGRONEWS - Samsun haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Samsun haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Türkiye’de Manda Sayısı Hızla Azalıyor Haber

Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Türkiye’de Manda Sayısı Hızla Azalıyor

Doç. Dr. Bakiye Kılıç, son 30 yıla ait verileri değerlendirdiklerini ifade ederek, "Dünyada manda popülasyonu yüzde 34 oranında artarken, Türkiye’de bu oran yüzde 53 azalmıştır. Yaptığımız analizler sonucunda manda popülasyonunun ciddi bir tehdit altında olduğunu söyleyebiliriz" dedi. Türkiye’deki manda varlığının önemli bir bölümünün Samsun’da bulunduğuna dikkat çeken Topuz, "Türkiye’de yaklaşık 162 bin manda bulunmaktadır. Bunun 80 bini süt mandasıdır ve toplam hayvan varlığı içinde yüzde 12’lik bir paya sahiptir. Samsun, Türkiye’deki manda popülasyonunun en önemli merkezidir. Samsun’daki manda varlığının yüzde 60’ı Bafra ve 19 Mayıs ilçelerinde yoğunlaşmıştır. Biz de projelerimizi bu popülasyon üzerinden yürütüyoruz" diye konuştu. "Nicelikten çok niteliğin ön plana çıkarılması gerektiğini düşünüyoruz" Türkiye’nin manda sütü üretiminde dünya genelindeki payının oldukça düşük olduğunu vurgulayan Topuz, "Türkiye’nin manda sütü üretimindeki payı yüzde 0,04 seviyesindedir. İtalya ile manda sayımız benzer olmasına rağmen, manda sütü denildiğinde dünyada ilk akla gelen ülke İtalya’dır. Bunun en önemli nedeni dünyaca ünlü mozzarella peynirinin manda sütünden üretilmesidir. Burada nicelikten çok niteliğin ön plana çıkarılması gerektiğini düşünüyoruz. Markalaşma sağlanırsa, sayı olarak az olsak bile nitelik açısından ön planda olabiliriz" ifadelerini kullandı. "Manda sütü üretim değeri sadece çiğ süt olarak 3,4 milyar TL ile 6,5 milyar TL arasında" Manda sütünün ekonomik değerine de değinen Doç. Dr. Kılıç Topuz, "Türkiye’de manda sütü üretim değeri sadece çiğ süt olarak 3,4 milyar TL ile 6,5 milyar TL arasında değişmektedir. Bu süt tereyağı, kaymak ve yoğurt gibi işlenmiş ürünlere dönüştürüldüğünde ekonomik değeri 3-4 kat daha artmaktadır. Samsun’da 19 bin 495 manda bulunmakta, bunların 11 bini süt mandasıdır. Samsun’da manda sütü üretiminin ekonomik değeri 475 milyon TL ile 900 milyon TL arasında değişmektedir" şeklinde konuştu. Mandacılığın kârlı bir hayvancılık faaliyeti olduğunun altını çizen Doç. Dr. Topuz, şunları söyledi: "Mandacılıkta maliyetler diğer hayvancılık faaliyetlerine göre çok daha düşüktür. Mandalar hastalıklara karşı daha dirençlidir ve iklim değişikliğine uyum kapasiteleri oldukça yüksektir. İnsan sağlığı açısından da manda sütü sığır sütüne göre daha avantajlıdır. Manda sütünde protein oranı daha yüksek, kolesterol oranı daha düşük ve mineral madde içeriği daha fazladır. Ayrıca manda etinin kalori değeri sığır etine göre daha düşüktür."

Samsun, Kızılırmak Deltası’nda Mandadan Markaya Projesi Başladı Video Galeri

Samsun, Kızılırmak Deltası’nda Mandadan Markaya Projesi Başladı

Samsun'un doğal miraslarından biri olan Kızılırmak Deltası'nda manda yetiştiriciliğini modern, sürdürülebilir ve katma değerli bir yapıya kavuşturmak amacıyla "Mandadan Markaya" projesi hayata geçiriliyor. Proje ile bölgedeki geleneksel üretim, bilimsel destekle markalaşma sürecine girecek. Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Yetiştirme ve Islahı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Kemal Ayan'ın yürütücülüğünü üstlendiği projenin eğitim danışmanlığını Doç. Dr. Bakiye Kılıç yapıyor. Projenin koordinasyonu ise Ondokuzmayıs Yerel Eylem Grubu Derneği (OMYEGDER) Başkanı Tolga Eren tarafından sağlanacak. Toplam 60 bin dolar bütçeye sahip olan ve 12 ay sürecek proje, manda varlığının korunmasının yanı sıra yerel halkın gelir kaynaklarının güçlendirilmesini hedefliyor. Geleneksel üretim bilimsel destekle markalaşacak Türkiye'nin en yüksek manda varlığına sahip ili olan Samsun'da yaklaşık 26 bin 600 baş manda bulunmasına rağmen, ürünlerin markasız ve düşük katma değerle satılması üreticilerin en büyük sorunu olarak öne çıkıyor. "Mandadan Markaya" projesi kapsamında bu sorunun aşılması için akademik bilgi ile yerel deneyim bir araya getirilecek. Proje çerçevesinde Samsun'a özgü manda ürünleri için coğrafi işaret süreci başlatılacak, böylece ürünlerin kalite ve menşe güvencesi sağlanacak. Ayrıca pazar araştırmaları, ambalaj tasarımı çalışmaları ve online satış kanallarının kullanılmasıyla ürünlerin ticari değeri artırılacak. Üreticilere hijyenik sağım, doğru yemleme ve modern dölleme yönetimi gibi teknik konularda kapsamlı eğitimler de verilecek. Proje bilgilendirme toplantısı yapıldı Kızılırmak Deltası'nda manda üreticileri, proje ortaklarının ve akademisyenlerinin katılımıyla proje bilgilendirme toplantısı yapıldı. Proje hakkında konuşan Prof. Dr. Ali Kemal Ayan, "Mandadan Markaya projesi ilk olarak 2005 yılında Manda Sevdamız projesiyle başladı. Birleşmiş Milletlerin Küresel Çevre Fonu destekli bir projeydi. O projeden sonra geldiğimiz bu noktadan manda sürü sahiplerinin hem manda sayıları attı. Manda sütünden ve etinin yapılan ürünlerin çeşitlendirilmesi, pazar değerlerinin arttırılması ve marka yolcuklarının oluşturulmasıyla ilgili bir ihtiyaç ortaya çıktı. Bu ihtiyacı karşılamak için manda ile ilgili olan bütün kurumlar kuruluşların desteğiyle bu projeyi yürütmeye çalışıyoruz. Manda bu sulak alanların en önemli ekosistem mühendisleridir. Burada mandanın ekonomik öneminin yanında ekolojik bir önemi mevcuttur. Mandaya, manda üreticilerine, manda ürünlerini pazara taşıyan bir projedir" dedi. "Bu proje umuyorum mandanın o güzel ürünlerini afiyetler içerisinde yeme fırsatı verir" Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Küçük Ölçekli Projeler Türkiye Ulusal Koordinatörü Gökmen Argun, "Türkiye'de 33 yılımız. 400 üzerinde proje destekledik. Samsun şu anda bizim odak alanımız. Burada 11 tane proje destekledik. Bunlardan 1 tanesi de ‘Mandadan Markaya' projesidir. Geçmişte desteklediğimiz ‘Manda Sevdası' projesinin ikinci kademesi gibi gözüküyor. Muazzam bir çalışmanın bu aşamaya gelmesi bizi çok heyecanlandırdı. Umut ediyorum manda gerçek anlamda hem Samsun için hem Kızılırmak Deltası'ndaki çeşitliliği tanıtmak için muazzam bir fırsat olur. Mandanın o güzel ürünlerini afiyetler içerisinde yeme fırsatı verir" şeklinde konuştu. "Süt verimini yükseltmemiz lazım" Samsun Damızlık Manda Yetiştiriciler Birliği Temsilcisi İsmail Metin, "Samsun'da 2008 yılında kurulduğumuz yıllarda manda sayısı 7 bin adetti. Türkiye genelinde ise 30 bin adetti. Bakanlığımız ve üniversitemiz ile yapmış olduğumuz projelerle 2024 yılında 22 bine çıktı. Maalesef bu durum aşağıya inmeye başladı. Şu anda 19 bin manda varlığımız var. Bunların yegane sebeplerinden bir tanesi de ekonomik sıkıntılardır. Beslenme alanlarındaki yırtıcı hayvanlardan dolayı yüzde 10 yavru kaybımız var. Bu durum da manda sayısının artışını engelliyor. Markalaşma konusunda ise süt verimini arttırmamız gerekiyor. Bizim manda birliğimiz ıslah birliğidir. Türkiye genelinde 30 bin manda da ıslah projesi yürütüyoruz. Bunun 4 bin tanesi Samsun'dadır. İtalya, Türkiye'den dünyanın diğer illerinde aldığı mandaları 30 yılda ıslah etmiş. Bugün İtalya'nın süt ortalaması 9 kilodur. Önce süt ortalamasını yükseltmiş. Biz de 6 kilo bile olamadık" ifadelerini kullandı. Kadınlar ve gençler kırsal kalkınmanın merkezinde Projenin önemli hedeflerinden biri de kırsalda istihdamı artırmak olacak. Bu kapsamda 50 kadın ve genç üreticiye yönelik özel eğitimler, mentorluk çalışmaları ve destek bilgilendirmeleri gerçekleştirilecek. Engiz Kadın Girişimi Kooperatifi'nin katkılarıyla üretici örgütlenmesinin ve kooperatifleşmenin güçlendirilmesi amaçlanıyor. Hedef 150 bin dolarlık gelir artışı "Mandadan Markaya" projesinin sonunda manda ürünleri için güçlü ve tanınabilir bir marka kimliği oluşturulması hedefleniyor. Projenin tamamlanmasıyla birlikte bölge üreticilerinin toplam gelirinde yaklaşık 150 bin dolarlık bir artış sağlanması bekleniyor. Yerel festivaller, tadım etkinlikleri ve sosyal medya kampanyaları aracılığıyla manda ürünlerinin hem ekolojik değeri hem de sağlık açısından faydaları kamuoyuna tanıtılacak. Yetkililer, projenin Kızılırmak Deltası'nda sürdürülebilir tarım ve hayvancılık adına örnek bir model oluşturacağını belirtti. Projenin tanıtım toplantısında ayrıca OMÜ Yerel Eylem Grubu Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Tolga Erel, Bafra Doğa Koruma ve Milli Parklar Şefliğinde görevli Cengiz Akyüz, OMÜ Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümünden Doç. Dr. Bakiye Kılıç Topuz da bir sunum yaptı. Toplantı manda ürünlerinin sunumu ile son erdi.

Samsun, Sülünlerle Kahverengi Kokarcayla Doğal Mücadele Başlattı Video Galeri

Samsun, Sülünlerle Kahverengi Kokarcayla Doğal Mücadele Başlattı

2025 yılında Samsun ve çevre illerine doğaya bırakılan 3 bin sülün, fındık ve tarım alanlarında ciddi zararlara yol açan kahverengi kokarcaya karşı ekosistemin "doğal savaşçıları" olarak görev yapıyor. Samsun'un Tekkeköy ilçesindeki Gelemen Sülün Üretim Merkezi, kuruluşundan bu yana toplam 392 bin 720 sülünü doğaya kazandırarak Türkiye'nin biyolojik çeşitliliğine önemli katkılar sağladı. Merkezde yalnızca 2025 yılında 3 bin adet sülün üretildi ve başta Ordu, Samsun, Karabük, Sinop ve Bartın olmak üzere çeşitli illerde doğal yaşama bırakıldı. Bu sülünler özellikle kahverengi kokarcayla biyolojik mücadelede sağladıkları faydayla öne çıkıyor. "Özel olarak yetiştiriliyor" Doğa Koruma ve Millî Parklar 11. Bölge Müdürü Resul Doğan, Gelemen Sülün Üretim Merkezi'nin kuruluş amacının, Karadeniz kıyı kesimlerinde doğal olarak bulunan Kafkas sülünü popülasyonunun çevresel nedenlerle azalması üzerine türü koruma altına almak olduğunu belirtti. Sülün üretim sürecinin Mart ayında başladığını ifade eden Doğan, yumurtaların kuluçka süreçlerinin ardından civcivlerin büyütme kafesleri ve kapalı kümeslerde bakım gördüğünü, yaklaşık 17–18 haftalık gelişim döneminin sonunda doğal ortama uyum sağlayabilecek düzeye gelen bireylerin planlı şekilde doğaya salındığını aktardı. "Kapasite yıllık 15 bine çıkacak" Merkezin kuruluşundan bugüne kadar yüzbinlerce sülünün doğal yaşama bırakıldığını hatırlatan Doğan, sadece Samsun'da 67 bin 206 adet sülünün doğaya salındığını belirtti. 2026 ve sonrası hedeflere de değinen Doğan, yıllık 15 bin adet üretim kapasitesine ulaşmak istediklerini; mevcut alanın yetersiz kalması nedeniyle faaliyetlerin bakanlık tarafından Terme'de yapımı tamamlanan, yeni sülün üretme merkezine taşınacağını ifade ederek, "Doğa Koruma ve Millî Parklar Genel Müdürlüğümüz yatırım ödenekleri ve DOKAP desteğiyle yapılacak tadilatların tamamlanmasının ardından üretim kapasitesinin yıllık 15 bine adede çıkarılması mümkün olacak" dedi. "Kahverengi kokarca mücadele"€ Sülünlerin ekosisteme katkılarına dikkat çeken Doğan, yapılan bilimsel çalışmalar sonucunda türün kahverengi kokarcayla beslendiğinin tespit edildiğini, bu nedenle sülünlerin tarım alanlarında zararlı popülasyonunun baskılanmasına doğal bir destek sunduğunu söyledi. Doğan, "Bilindiği üzere Kahverengi kokarca yöremizde fındık arazilerine ve tarım alanlarına ciddi zarar veriyor. Bununla ilgili Tarım ve Orman Bakanlığımız çok ciddi çalışmalar yürütmektedir. Biyolojik mücadele için Konya Selçuk Üniversitesinde ve İstanbul Polenezköy Sülün Üretme İstasyonunda yapılan bilimsel çalışmalar akabinde, bazı denemeler yapılmış ve sülünün kahverengi kokarcayla beslendiği tespitleri yapılmıştır. Sülünler, ekosistemlerin sürdürülebilirliği açısından önemli bir tür olup; böcek, larva, tohum ve çeşitli bitkisel materyallerle beslenmeleri sayesinde doğal dengenin korunmasına destekleyici katkılar sağlamaktadır. Bu kapsamda, özellikle tarımsal üretim alanlarında zararlı organizmaların baskılanmasına yönelik biyolojik mücadele süreçlerine dolaylı katkı sundukları değerlendirilmektedir" diye konuştu. Vatandaşlardan en önemli beklentilerinin doğaya bırakılan sülünlerin avlanmaması, rahatsız edilmemesi ve özellikle üreme ile adaptasyon dönemlerinde yaşam alanlarına müdahale edilmemesi olduğunu belirten Doğan, bu hassasiyetin gösterilmesinin türün doğada kalıcı bir popülasyon oluşturması için büyük önem taşıdığını sözlerine ekledi.

Samsun’da Tarım ve Gastronomi Turizmi İçin Eylem Planı Hazırlandı Haber

Samsun’da Tarım ve Gastronomi Turizmi İçin Eylem Planı Hazırlandı

Samsun’un turizm potansiyelini ileriye taşımak amacıyla hazırlanan "Samsun Turizm Eylem Planı" tamamlandı. 14 ana başlıkta şekillenen planla, kentin doğal, kültürel ve gastronomik değerlerinin öncelikli adımlarla geliştirilmesi hedefleniyor. Samsun İl Kültür ve Turizm Müdürü Süleyman Demirtaş, 3 aydır yürütülen planlama sürecinin ardından ortaya çıkan çalışmayı, Gazi Halk Kütüphanesi’nde kurum, kuruluş ve paydaş temsilcileriyle paylaştı. Demirtaş, "Turizm Master Planı’na bağlı olarak Valilik ve Büyükşehir Belediyesi’nin talep ve talimatı doğrultusunda eylem planına dönüştürme çalışmasını 3 ay önce başlattık. Haziran ayından bugüne kadar birçok toplantı yaptık. Turizm konusunda tüm başlıklar altında çalıştık. Projeleri gerçekleştirmek için eylem gerekiyor ve bu manada titiz biz çalışma yürüttük. Eylem planı son aşamada sadeleştirildi ve bugün itibariyle eylem planı tamamlandı. Toplantımızın mahiyeti, ortaya çıkan sonucu paylaşmak" dedi. "Samsun’un doğusunda kalan şehirler birbiriyle yarışıyor" Doğu Karadeniz’deki şehirlerin yayla ve doğa turizminde birbirleriyle yarıştığına dikkat çeken Demirtaş, "Samsun muazzam bir şehir ancak turizmde adımlarını yeni yeni atmaya başlayan bir şehir. Burada çok şey yapılabilir ama önceliklerimiz olmak zorunda. Samsun’u tarif etmekte süslü cümleler kurmaya gerek yok. Olduğu gibi anlatsak bir ortaya güzel bir şehir çıkıyor. Karadeniz’deki turizm hareketliliğine baktığınız zaman Samsun’un doğusunda kalan şehirler birbiriyle yarışıyor. Her gün turizme dair yeni hamleler yapmaya çalışıyorlar. Çünkü yayla ve doğa turizmi ile alakalı belli bir potansiyele ulaşmışlar, onu muhafaza etmek için aksiyon ve fonksiyon kazandırmak istiyorlar. Bizler de Samsun olarak o duruma geldiğimizde ‘bu niye yok, buna neden yer vermedik’ diye bundan sonraki eylem planlarında bulacağız. Bu eylem planında bir önceleme yapmamız gerekiyordu. Çalışmamız bir nevi öncelik çalışması oldu. Toplantılarımızda 14 turizm başlığını 5 ayrı toplantıda değerlendireceğiz. MirasSamsun, Atafest19 ve GastroSamsun turizm başlıklarını ilk toplantıda değerlendirdik" diye konuştu. Atafest19 - Atatürk’ün İzinde Eylem Planı Atafest19 - Atatürk’ün İzinde Samsun başlığında Atatürk’ün Samsun’da kaldığı süre boyunca hatıralarını yansıtan, kent içi ve kent kırsalındaki somut ve somut olmayan unsurları değerlendiren, temaya uygun farklı etkinliklerle zenginleştirilmiş bir festival düzenlenmesi amaçlanıyor. Bu kapsamda 16-25 Mayıs’ın Atafest19 Haftası ilan edilmesi, İstanbul’dan hareket eden gemilerin Samsun’a gelmesi, Uluslararası spor yarışmalarının organize edilmesi, bağımsızlık nöbeti kamp alanlarının kurulması ve Milli Mücadele döneminin giyim kültürünün sergilenmesi gibi birçok faaliyet yürütülecek. Kurtuluş Yolu’ndan geçerken marşlar çalacak Kurtuluş rotasının doğa, kültürel miras, gastronomi, yerel yaşam ve ekoturizm unsurları ile zenginleştirilerek turizm rotası olmasının sağlanması planı kapsamında Kurtuluş Yolu güzergahının ağaçlandırılması ve bu sayede çevreye kötü koku yerine güzel kokuların yayılması, Milli Mücadele dönemine tanıklık etmiş yapıların restorasyonunun yapılması, yaşanmış hikayeler ve adı geçenlerin tanıtıcı görsellerinin güzergahta yer alması, güzergahtaki araçların seyir halindeyken Kurtuluş Yolu’ndan geçtiğini anlaması için sesli marşları çalacak radyo frekansı düzenlemesinin karayolunda yapılması gibi faaliyetler uygulamaya geçilecek. Akşemseddin Hazretleri'nin babası Şerafettin Hamza’nın türbesi yapılacak İnanç Turizmi Rotasının Oluşturulması Planı kapsamında 15 tarihi camiyi kapsayan kara rotasının oluşturulması, yeni inşa edilecek camiler için bu 15 caminin model alınması, Seyyid Kutbiddin Mezarlığı’ndaki tarihi mezar taşlarının inanç turizmi rotasına dahil edilmesi, Fatih Sultan Mehmed Han’ın hocası Akşemseddin Hazretleri’nin babası Şerafettin Hamza’nın türbesinin ve diğer önemli zatların türbelerinin turizm rotasına dahil edilmesi için belediyeler tarafından yapılıp, hayata geçirilmesi ve Karadeniz Bölgesi’nin tek Mevlevihanesi’nin rekonstrüksiyonun yapılması gibi işlemler hayata geçirilecek. İl genelinde bulunan arkeolojik sit alanlarında düzenleme, deneyimleme, ziyarete açma, koruma ve tanıtım gibi çalışmaların yapılması planında da Nerik’in ziyaretçi merkezi yapılması, Asarkale’nin ziyarete açılması, İkiztepe’nin tematik parkının oluşturulması, Amisos’un peyzajının yapılarak yeniden ziyarete açılması, Tekkeköy Arkeoparkı’nın turizme kazandırılması gibi hususlar devreye alınacak. GastroSamsun Eylem Planı GastroSamsun Eylem Planı kapsamında Samsun dijital gastronomi atlası oluşturulacak. Gastronomi alanındaki coğrafi işaretli ürünlerinin sayısı arttırılacak. Tıbbi aromatik bitkiler gastronomi turizmi kapsamında değerlendirilecek. Su ürünleri gastronomi turizmi kapsamında değerlendirilecek. Tarım şehri olan Samsun’da yetiştirilen ve üretilen ürünleri öne çıkaracak farkındalık etkinlikleri yapılacak. Gastronomi alanında sosyokültürel sürdürülebilirliğin sağlanması amaçlanacak. Ot Yemekleri Festivali’nin uluslararası bir festivale dönüşmesi sağlanacak. Restoran olarak hizmet veren geleneksel mimari yapıların müze konsepti restoranlara dönüştürülmesi sağlanacak. UNESCO şehirler ağına gastronomi alanında dahil olmak hedefiyle Samsun’un öncelikle ulusal gastronomi şehirleri arasında yer almasını sağlayacak faaliyetler yürütülecek.

Samsun’da, 10. Tarım Fuarı Kapılarını Açtı Haber

Samsun’da, 10. Tarım Fuarı Kapılarını Açtı

TÜYAP tarafından Samsun’da bu yıl 10’uncusu düzenlenen Tarım Fuarı, Fuar ve Kongre Merkezi’nde açıldı. Bu yıl son 6 yılın en az firma katılımıyla gerçekleşen fuarda 54 firma yer aldı. Açılış töreninde protokol konuşmaları yapılmazken, kurdelenin kesilmesinin ardından katılımcılar stantları gezerek ürün ve teknolojiler hakkında bilgi aldı. "Samsun tarımsal potansiyeli oldukça yüksek olan bir il" Açılışın ardından basın mensuplarına açıklamada bulunan Samsun İl Tarım ve Orman Müdürü Kemal Yılmaz, Samsun’un Türkiye’nin önde gelen tarım illerinden biri olduğunu vurgulayarak, "Samsun tarımsal potansiyeli oldukça yüksek olan bir il. Bitkisel üretim, hayvancılık ve su ürünleri açısından Türkiye’de önemli bir konumdayız. Özellikle son yıllarda tarımsal üretimde modernleşme ve teknolojik yeniliklerin artmasıyla birlikte verimlilikte ciddi bir yükseliş yaşanıyor. Bu potansiyelin geliştirilmesi, sürdürülebilir tarımın sağlanması ve üreticilerimizin rekabet gücünün artırılması için bu tür fuar organizasyonları çok büyük önem taşıyor" dedi. "Tarımsal üretim çok önemli" Fuarın 5 gün boyunca açık kalacağını da dile getiren Yılmaz, "Her geçen gün tarımın önemi artıyor. Tarımsal üretim çok önemli, üreticilerimiz çok önemli. Geçen seneyle mukayese ettiğimiz zaman önceki yıla yakın sayıda bir firmanın bu senede gene stantta yer aldığını görüyoruz. Ancak alan olarak bir önceki yıldan daha geniş bir alanda stantların kurulduğunu söyleyebiliriz. İlk gün olmasına rağmen yoğun bir katılımcı var. Fuar 15-19 Ekim tarihleri arasında açık kalacak" diye konuştu. Ayrıca açılışa Samsun Vali Yardımcısı Mehmet Fikret Çavuş, Tekkeköy Kaymakamı Enver Hakan Zengince, Samsun Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Necmi Çamaş ile Samsun Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Salih Zeki Murzioğlu katıldı. 54 firma katıldı 2020’de 83 firma, 2021’de 72 firma, 2022’de 100 firma, 2023’te 63 firma, 2024’te 71 firmanın katıldığı fuara bu sene ise 54 firmanın iştirak etmesi dikkat çekti. Fuar 15-19 Ekim tarihleri arasında açık kalacak.

Çarşamba pidesi ve Samsun pidesi dünyanın en iyi turtaları oldu Haber

Çarşamba pidesi ve Samsun pidesi dünyanın en iyi turtaları oldu

Tadı, dünyadaki lezzet otoriteleri tarafından da tescillenen Samsun'un coğrafi işaretli yiyeceklerinden 'Çarşamba pidesi', 'dünyanın en iyi turtası' seçildi. 'Dünyanın En İyi Yemekleri Listesi'nde 'En İyi Turtalar' kategorisinde ilk 2 sırayı Samsun'a ait lezzetler paylaştı. Gastronomi dünyasının önemli kaynaklarından biri olan Taste Atlas'ın en iyi turtalar listesinde ilk sırayı Çarşamba pidesi, ikinci sırayı ise Samsun pidesi aldı. Dünyanın En İyi Yemekleri Listesi'nde 'Top 100 Pies in the World' (Dünyanın en iyi 100 turtası) listesinde ilk 2 sırayı paylaşan Çarşamba ve Samsun pidelerini sırasıyla Gürcistan'ın haçapurisi, Lüblan'ın sfihası, Gürcistan'ın ajaruli khachapurisi, Bosna-Hersek'in kljukusası, Gürcistan'ın guruli khachapurisi, Hollanda'nın appeltaartı, Fas'ın pastillası ve Şili'nin pastel de choclosu takip etti. "Çarşamba pidesi her damak tadına uygun bir lezzet" Yıllardır Çarşamba pidesi yapan pide ustası Muhammet Terzi, "Pide ustası olarak baba mesleğini devam ettiriyorum. 29 yıldır Çarşamba pidesi yapıyorum. Samsun pidesi deyince akla Bafra, Terme ve Çarşamba pidesi geliyor. Bafra pidesi; sert, çıtır ve uzun. Terme pidesi; geniş, yağlı, yumuşak diye adlandırılıyor. Çarşamba pidesi ise bu iki pidenin ortasında hafif, çıtır, yumuşak herkesin damak tadına hitap eden bir pidedir. Çarşamba pidesinin içi kavrulmuş kıyma ve soğandan hazırlanır. İçinde az maydanoz ve karabiber ile harmanlayıp odun ateşinde pişiriyoruz. Pişme süresi yaklaşık 15 dakika. Çarşamba pidesinin hamuru da çeşitli aşamalardan oluşuyor. Hamur yaklaşık 6 saatlik bir süreçten geçiyor. İlk 2 saat kazanda yoğruluyor, 2 saat dolapta mayalanıyor, son 2 saatte de oda sıcaklığında bekletiyoruz. Kulak memesi kıvamına yani elle açılacak dereceye geldiğinde de pideye şeklini veriyoruz. Çarşamba pidesi yumuşak ve sert pide sevmeyip kıvamında pide sevenlere hitap ediyor. Hafif çıtır ve yumuşak olması iki tarafın da isteğini karşılıyor. Çarşamba pidesi; malzemesi, pişim aşaması, hamuru ve lezzeti ile herkes tarafından beğenilerek tüketiliyor. Bence Samsun pidesi denilince akla ilk Çarşamba pidesi gelmeli. Belli bir kesim çok gevrek pide ya da yumuşak sevebilir ama kimse 'Çarşamba pidesini sevmiyorum' diyemez. Çünkü Çarşamba pidesi her kesimin damak zevkine hitap eder" dedi. Samsun'da her ailede pide yaptırma kültürü olduğuna dikkat çeken Dursun Kahraman ise, "Samsun'da geleneksel olarak pide yaptırma kültürü var. Evlerde hazırlanan pide içi Çarşamba, Terme ve Bafra'da hemen hemen aynı. Bafra soğanı diri, Çarşamba ve Terme ise ölleyerek koyar. Tereyağı ile kavuran da sade kavuran da var. Dana kıymadan iç harcı hazırlanır. İyi bir pide ustası bu harçtan güzel bir Samsun pidesi çıkartır. Samsun'da aileler hafta sonları evlerde toplandığında pide içi hazırlar sabahın erken saatlerinde fırınlara gideriz. Herkes istediği pideyi tarif eder ve yaptırır. Bu yıllardan beri bir gelenektir. Çarşamba pidesi dünyanın en iyi seçilmeyi hak ediyor. Türkiye'de Samsun pidesi isim yapmıştır. Bunun ortasında da Çarşamba pidesi yer alır. Çarşamba pidesi çıtır, tereyağlı ve lezzetli bir pidedir" diye konuştu. Namı önce Samsun'da coğrafi işaret tesciliyle, sonra da ülke sınırlarını aşan Çarşamba pidesi birçok uluslararası gurme tarafından dünyanın en iyi ekmeği ve turtası olarak gösterilirken, en iyi yiyecekler listesinde de ilk sıralarda yer almaya devam ediyor.

Türkiye'nin fındık merkezi Çarşamba Haber

Türkiye'nin fındık merkezi Çarşamba

Aydemir, 2025 sezonunun fındık fiyatlarına değinirken üreticilere önemli uyarılarda bulundu. Fındık üretiminde Türkiye'nin lider bölgelerinden biri olan Samsun'un Çarşamba ilçesinden yapılan değerlendirmelerde, kuraklık ve aşırı sıcakların fındıkta ciddi kalite kaybına yol açtığını belirten Başkan Aydemir, "Rekolte 402 bin ton olarak açıklansa da benim görüşüme göre 300 bin ton civarında. Türkiye genelinde zor fındık olur" şeklinde konuştu. Geçen yıl kahverengi kokarca zararlısı nedeniyle üreticilerin büyük kayıplar yaşadığını ifade eden Aydemir, "Bu yıl kokarca zararlısına karşı etkin bir mücadele yürütüldü. Samsun'un Çarşamba, Terme, Salıpazarı ve Ayvacık ilçelerinde yapılan yoğun ilaçlama çalışmaları sayesinde bu yıl kokarca kaynaklı ciddi bir zarar görülmedi. En az 5 kez ilaçlama yapan üreticilerin bahçelerindeki fındıklar sağlıklı gelişti" dedi. "Fındık 300 TL olur" Üreticilerin TMO'nun açıkladığı 200 TL'lik taban fiyattan memnun olmadığını belirten Aydemir, "Serbest piyasada fındık 215-230 TL arası. 15 gün sonra 250 TL, bir ay sonra ise 300 TL olur. Sanayiciler Ordu, Giresun, Adapazarı'ndan gelip Çarşamba'dan fındık topluyor. Bu da demek oluyor ki Türkiye'de yeterli fındık yok" diyerek dışarıdan yapılan alımlara karşı üreticileri uyardı. "Çarşamba fındık üretiminde 1. sırada" Çarşamba'nın fındık üretiminde ülke genelinde ilçe bazında ilk sırada yer aldığına değinen Aydemir, "Türkiye genelinde 92 bin tonla Samsun, fındıkta 1. sırada. Çarşamba ise ilçe olarak 44 bin tonla Türkiye genelinde 1. sırada. Bu da Çarşamba'yı fındığın merkezi haline getiriyor. Bu durumu iyi değerlendirmemiz gerekiyor" şeklinde konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.