TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Seracılık

AGRONEWS - Seracılık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Seracılık haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Antalya, Growtech Fuarında Tarımın Geleceğini Konuşacak Haber

Antalya, Growtech Fuarında Tarımın Geleceğini Konuşacak

Tarım sektörünün tüm yönleriyle ele alınacağı 23 farklı oturumda, birbirinden değerli isimler deneyimlerini paylaşacak ve geleceğe yönelik çözüm önerilerini tartışacak. Dünya Çiftçiler Birliği (WFO) Başkanı Arnold Puech d’Alissac'ın da konuşmacı olarak yer alacağı konferanslarda, Dünya Tohumculuk Federasyonu (ISF) Başkanı Arthur Santosh Attavar, Uluslararası Tarım Gazetecileri Federasyonu (IFAJ) Genel Sekreteri Adrian Bell, T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ahmet Bağcı, Tarım Gazetecileri ve Yazarları Derneği (TAGYAD) Başkanı İsmail Uğural, Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği (TSÜAB) Genel Sekreteri Doç. Dr. Hamit Ayanoğlu, Uluslararası Tarım Şehirleri Birliği Temsilcisi Mahmut Ali Cengiz Körosmanoğlu, Uluslararası Tarım Derneği Başkanı ve Ziraat Yüksek Mühendisi Seda Özel, Tarım Yazarı ve Fütürist Mine Ataman gibi bir çok isim güncel bilgiler aktaracak. SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE İNOVASYON ÖNE ÇIKACAK GROWTECH. ANTALYA'da konferanslar kapsamında 4 gün boyunca, Gençlerin Tarıma Bakışı, Sürdürülebilir Tarım ve Tarımda Kadın İzi, Tarımsal Sulama, Önemli Tıbbi-Aromatik Bitkilerin Sürdürülebilir Üretimi ve Dış Pazarın Talepleri, Türkiye’de Seracılık Yatırımlarına Yönelik Teşvik Süreçleri, Sürdürülebilir Seracılık, Üretici Kooperatifleri, Küresel Tarım Ti̇careti̇nde Deği̇şen Yollar, Yönler, Tarım Di̇plomasi̇si, Suya Sabuna Dokun, Yeşi̇l Etki̇, Yeşi̇l Yakalılar, Gıda Hakkı, 2050’de Tarım: Küresel Trendler ve Bölgesel Farklılıklar,Antalya Örneğinde Türk Tarımının Dünü, Bugünü, Yarını, Tarım’da #Yapayzeka ve Tarım’ın Geleceği gibi pek çok ilgi çekici başlık ele alınacak. UFUK AÇICI SUNUMLAR YAPILACAK GROWTECH. ANTALYA’da bu yıl da tarım sektörünün önemli isimlerini bir araya getireceklerini kaydeden Fuar Direktörü Engin Er, “Bu yıl her yıl olduğu gibi ülkemizde ve dünyada tarım sektörüne yön veren önemli isimleri buluşturacağız. Değerli konuklar, konferanslarda paylaşacakları bilgilerle tarım sektörünü çok yönlü olarak ele alarak sektörün bugününü ve geleceğini de masaya yatıracak. Konferans programının tüm katılımcılar için ufuk açıcı ve yol gösterici olacağını düşünüyorum. Fuara olan ilgi ve katılımdan da memnunuz. Bu yıl yeni eklenen 7’nci salon ile 36 ülkeden 700’ün üzerinde katılımcımız var; fuara 135 ülkeden 40 bini aşkın ziyaretçi bekliyoruz” diye konuştu. İKİ YENİ KONFERANS SAHNESİ Tarım sektörüne yön veren etkinliklerine her yıl yenilerini ekleyen GROWTECH. ANTALYA; Bitki Islahı Proje Pazarı ve ATSO GROWTECH Tarım İnovasyon Ödülleri’nin yanı sıra; bu yıl iki yeni konferans sahnesiyle dikkat çekecek. İnovasyon sahnesinde akıllı tarım teknolojileri, dijitalleşme, markalaşma, pazarlama, uluslararası pazarlara açılma ve tarımsal girişimcilik gibi geleceği şekillendiren konular ele alınacak. Sürdürülebilirlik sahnesinde ise iklim krizi, yeşil tarım uygulamaları, sürdürülebilir gıda sistemleri, kalkınma hedefleri ve kamu-özel sektör iş birlikleri de gündemde olacak.

Tunceli, Hava Arslan’ın Seracılık Projesiyle Üretimde Yükselecek Haber

Tunceli, Hava Arslan’ın Seracılık Projesiyle Üretimde Yükselecek

Yıllarca Fransa'da yaşayan ve doğduğu topraklara dönerek tarıma başlayan Hava Arslan, Tunceli'de sera kurmaya hazırlanıyor. Arslan, bakanlık destekli projeyle kentteki üretim ve istihdama büyük katkı sağlamayı hedefliyor. Fransa'da uzun yıllar eğitim ve çalışma hayatını sürdüren Paris Sorbonne Üniversitesi mezunu Hava Arslan (62), pandemi döneminde şehir hayatını bırakarak Elazığ'ın Karabörk köyüne yerleşmiş ve tarıma yönelmişti. Arslan şimdi ise deneyim ve birikimini Tunceli'ye taşıyarak profesyonel bir sera kurmak için çalışıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı destekli proje kapsamında Mazgirt ilçesine bağlı Göktepe köyünde seracılık faaliyeti başlatmaya hazırlanan Arslan, kentteki üretim ve istihdama büyük katkı sağlamayı hedefliyor. Tunceli'nin istihdam konusunda ciddi bir potansiyeli olduğunu aktaran Hava Arslan, "Tunceli için de bazı projeler geliştirmek istedim. Avrupa Birliği'nden gelen hibe programlarını takip ederek bir seracılık projesi teklifi verdim. İyi bir dosya hazırladım. Tunceli'nin Mazgirt ilçesine bağlı Göktepe Köyünde bir araziyi kullanacağım. Projem oldukça iyi bir proje ve stratejik bir noktada. Burada amacım Göktepe Köyünden Elazığ il sınırına kadar seracılığı geliştirmek. Çünkü Tunceli ne yazık ki meyve ve sebze konusunda çoğunlukla Adana, Antalya, Mersin'e bağımlı bir şehir. Burada yapmak istediğim, Tunceli'nin sebze ve meyve konusunda dış şehirlere bağımlılığını tamamen kesmek. Tunceli Tarım ve Orman İl Müdürlüğü, Tarım ve Orman Bakanlığı, TKDK destekleriyle şu an hakikaten çok iyi ilerliyorum. İleride Göktepe köyünden başlayarak Akpazar'a doğru diğer köylerin seracılık konusunda ilerlemelerini sağlamak istiyorum. Erzincan bu konuda çok iyi bir örnek teşkil ediyor. Gerçekten çok başarılı seracılık projelerine imza attılar, yüzlerce dönüm seralar kuruldu. Aynı şeyi ben Tunceli'nin Mazgirt ilçesi çerçevesinde gerçekleştirmek istiyorum. Yakında protokol imzalayacağız" dedi. Tunceli'deki aşırı göçü durdurmak için çalıştığını ifade eden Arslan, "Biz Tunceli olarak bir senedir TKDK projelerinden faydalanıyoruz. Burada, ‘Tunceli'deki aşırı göçü nasıl durdurabiliriz' diye düşünüyorum. Tunceli tarım sektöründe çok ciddi istihdam oluşturabilir. Gençlerin kötü gidişatını durdurabilmemiz için örneğin 20 dönümlük bir serada 60 istihdam sağlanabiliyorsa, 20 dönümden 10 sera kurarsak, 600 kişiye istihdam sağlamış ve 600 aileyi doyurabilecek hale geliyoruz. Şu an Dünya Bankası ve Avrupa Birliği Tunceli'ye pozitif ayrımcılık yaptı. Oldukça fazla hibeler vermek üzereler. Bunu takip eden herkes biliyor ki Dünya Bankası'ndan büyükbaş hayvancılık için 10 milyon dolara kadar paralar gelecek, bunlar rezerve edilmiş durumda. Yani öz sermayeniz olduğu takdirde yüzde 70-80 civarında hibelerle çok rahat bir şekilde projeler geliştirebilirsiniz" şeklinde konuştu.

Domates yetiştiricileri umutlu Haber

Domates yetiştiricileri umutlu

Geleneksel üretimden modern yöntemlere geçişin hız kazandığı ilçede, özellikle seracılık faaliyetleri sayesinde domates verimi dikkat çekici seviyelere ulaştı. Zor geçen sezonun ardından seralarında domates üretimine yönelen üreticiler; hem verim hem de ürün kalitesinden duydukları memnuniyeti ifade ederek, yeniden toprakla buluşmanın ve ürününü yetiştirmenin sevincini yaşıyor. Hadim’e bağlı Yağcı Mahallesinde üreticilik yapan Fatma Adıgüzel, 2025 yılının zorlu geçtiğini söyledi. Sezon başında etkisini gösteren don olayı ve kuraklık nedeniyle tedirgin olduklarını belirten Adıgüzel, "Bu sene kirazımız üşüdü. Dondan dolayı hiçbir meyveden ürün alamadık. Millet epey zorluk çekti. Biz de böyle domates yetiştiriciliğinden kendimizi kalkındırmaya çalışıyoruz. Çok da iyi verim alıyoruz. Allah’a şükür bir şekilde kendimizi ayakta tutmaya çalışıyoruz. Yapmak isteyenlere de tavsiye ederim. Bakımı biraz zor olsa da güzel verim alıyoruz. Seracılığın en güzel yanı don ve dolu gibi olaylardan fazla etkilenmiyor. Don olayından dolayı ortalıkta çok kıtlık oldu ama domates bizim umudumuz oldu. Domatesten kalkındık Allah’a çok şükürler olsun" dedi. Üreticilerden Mustafa Yerlikaya ise Aladağ Vadisinde seracılık ve ürün çeşitliliğinin artmaya başladığını belirterek, "Geçen yıl arkadaşlar ile otururken sera yapalım dediler ve düşündüm. İlk başta düşüncem serada erik yetiştirmekti. Sonra çileğe geçtik. Sonra çilekten de vazgeçtim, domates ek dediler. Diğer seracı arkadaşlara danıştım. Aladağ Vadisi içerisinde hemen hemen 50 adet sera vardır. Biz seramızı yüzde seksen hibe ile aldık. Domates ektik. Yılda 30 ton falan yetiştiriyoruz. Diğer seralarla 800-1000 tona yakın domates yetişiyor. Aladağ bölgesinde şu anda herkeste hemen hemen domates vardır. Ama biz bunu seraya çevirmek istiyoruz. Açıkta 50 sera varsa 150 tanede dışarıya eken vardır. Devletimiz destek verirse bu Aladağ bölgesini komple sera yaparsak Alanya bölgesi gibi güzelleştirebiliriz. Aladağ bölgesi daha sonrasında da gençlerimize daha etkili olur. Konya’dan gelen gençlerimiz var, ben Konya’dan geldim mesela. 2 yıl kaldım Konya’da. Beğenmedim köye geldim, köyde seracılığa devam ettim ve şuan memnunum. Köyden gidip Konya’da çalışanları bekliyorum köye. Köyde gerçekten hayat var ve özellikle sera konusunda herkesin sera yapmasını isterim. Don çok etkiledi kışın bütün meyvelerimiz üzüm, kiraz, elma, ayva hepsi dondan etkilendi, üşüdü. Sadece seralarda domates olunca ateş yaktık kurtardık" İfadelerini kullandı.

Karaman’da bir çiftçi kurduğu serada 5 milyon fide üretiyor Video Galeri

Karaman’da bir çiftçi kurduğu serada 5 milyon fide üretiyor

Karaman’ın Sudurağı beldesinde çiftçilik yapan memur emeklisi ziraat teknisyeni Hayri Polat, kurduğu 5 bin metre karelik serada 5 milyon adet fide üretiyor. Yaşadığı beldeye bölgenin en büyük serasını kuran girişimci çiftçi, ürettiği fidelerin bir bölümünü kendisi ekerken, yarısından fazlasını da başta Konya merkez olmak üzere Ereğli ve Çumra ilçelerindeki üreticilere satıyor. Serada 4 milyon adet kapya biber ile 1 milyon adet değişik sebze fidesi yetiştiriliyor. "Çiftçilik 12 ay yapılmalı" Emekli olduktan sonra çiftçiliğe ağırlık verdiğini belirten ziraat teknisyeni Hayri Polat, yaşadığı beldeye Karaman bölgesinin en büyük serasını kurduğunu söyledi. Polat, 5 bin metre kare alana sahip olan serada toplam 5 milyon adet fide yetiştirdiğini ifade ederek, "Bu yetiştirdiğimiz fidelerin 2 milyon 200 binini kendimiz açık tarlamıza ekiyoruz. Böylelikle de fideye parası vermemiş oluyoruz. Üretmiş olduğumuz fidelerin yarısından fazlasını da başta Konya merkez olmak üzere Ereğli ve Çumra ilçelerindeki üreticilere satıyoruz" dedi. Polat, çiftçiliğin 12 ay boyunca yapılması gerektiğini de vurgulayarak, "Ben kendim yılda bir defa buğday ekerek kendime çiftçiyim diyemiyorum. Çünkü bu işin 365 günde sadece 1 hafta işi var. Biz dedik ki bunu 12 aya nasıl yayarız. Yaptığımız çalışmalarla ürün desenimizi arttırarak bunu 12 ayın tamamına yaydık. Şuan bizim boş günümüz yok ve yıl boyunca tarımla uğraşıyoruz" diye konuştu. "Girişimci çiftçimizi kutluyorum" Serada incelemelerde bulunan Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Bayram da, merkeze bağlı Sudurağı beldemizde çiftçimizin 5 bin metre kara alana kurmuş olduğu seradayız. Bu yapılan yatırım bölgemiz için büyük öneme sahiptir. Yaşanan bütün olumsuzluklara rağmen buraya yaptığı yatırımdan dolayı çiftçimize teşekkür ediyoruz. Üretmekle ilgili Karaman ovasının tek bir sorunu var o da sudur. Çiftçilerimiz susuzluğa rağmen üretmeye devam ediyor" diye konuştu.

Türkiye'nin jeotermal sera alanı yüzde bin 500 büyüyebilir Haber

Türkiye'nin jeotermal sera alanı yüzde bin 500 büyüyebilir

Manisa Büyükşehir Belediyesi'nin iklim değişikliğiyle mücadele vizyonu doğrultusunda düzenlediği "Sürdürülebilir Manisa Zirvesi"; Türkiye'nin pek çok kentinden akademisyenler, sivil toplum önderleri, iş dünyası ve yerel yönetim temsilcilerini bir araya getirdi. Zirve kapsamında düzenlenen "Gıda Güvenliği için Jeotermal Seracılık" başlıklı oturumda katılımcılara seslenen Jeotermal Enerji Derneği (JED) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap, katılımcılara Türkiye'nin jeotermal seracılıkta mevcut durumu ve potansiyeli hakkında dikkat çekici bilgiler verdi. Kapasite, potansiyelin yüzde 5'i değil Ülkelerin özellikle pandemi sonrasında sağlıklı, kaliteli ve ucuz gıdaya ulaşımın taşıdığı yaşamsal önemin farkına vardıklarını belirten Kındap, bu durumunu jeotermal seracılık uygulamalarını tüm dünyada artırdığını, Türkiye'nin da bu alanda öncü ülkeler arasında yer aldığını vurguladı. Türkiye'nin bugün 7 bin dönüm seviyesinde bulunan jeotermal sera varlığının, ülke potansiyeli karşısında çok düşük seviyede olduğuna dikkat çeken Kındap, "150 bin dönüm jeotermal ısıtmalı sera potansiyeline sahip olan ülkemiz, bugün bu potansiyelin yüzde 5'ini bile bulmayan kapasitesi ile dünyada 7'inci, Avrupa'da ise 1'inci sırada yer alıyor." dedi. Jeotermal Enerji Derneği olarak Tarım ve Orman Bakanlığı'nın başlattığı Organize Tarım Bölgeleri (OTB) projelerini de destekliklerinin altını çizen Kındap, 2024 yılında sisteme dahil lolan 5 proje ile birlikte OTB sayısının 43'e yükseldiğini, 2025 yılı itibarıyla Türkiye'de kurulan 22 adet Bitkisel OTB'nin 14'ünün jeotermal kaynaklı seralardan oluştuğu bilgisini verdi. "OTB'ler jeotermal kaynaklara yakın olmalı" Türkiye'nin 10 yıl içerisinde 100 bin dönüm jeotermal sera büyüklüğüne rahatlıkla ulaşabileceğini kaydeden JED Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap, şu değerlendirmeyi yaptı: "Yatırımcılara uygun kredilerle jeotermal ısıtmalı sera yapabilme imkânı tanıyan bu bölgelerde 30 bin dönüm potansiyel sera alanımız bulunuyor. JED olarak Organize Tarım Bölgelerinin yer seçiminin jeotermal kaynakların hemen üzerinde ya da çok yakınında olmasını önemsiyoruz. Temennimiz, jeotermal kaynak kullanan bölge sayısının daha da artması yönünde. Bu sayede Türkiye tarımsal üretimde ölçek ekonomisini sağlayarak; üretimde, istihdamda, ihracatta dünyanın en önde gelen ülkeleri arasında yer alabilir." Kesintisiz ve iklim koşullarından bağımsız olarak sürdürülebilir üretimin yapılabildiği jeotermal seracılığın çok önemli rekabet avantajı sağladığını kaydeden Kındap, "Jeotermal seralar üretim maliyetlerinin düşük, güvenilir ve izlenebilir olmasının yanında rekabet şansı ve marka değeri ile öne çıkıyor. Yılın 12 ayında kesintisiz üretim yapabilmek için seralarımızın belirli sıcaklıkta tutulması şart. Bu alanda en önemli girdi maliyetini enerji giderleri oluşturuyor. Jeotermal seracılık uygulamaları, bu girdi maliyetini sıfıra yakın bir seviyede tutarken, gerek iç pazarda gerekse ihracatta rekabetçi bir üretim yapısına kavuşulmasını sağlıyor. Tarımsal üretim, gıda güvenliği ve tedarik zincirinin önemi açısından seracılık uygulamaları yaşamsal önemde." Türkiye'deki jeotermal seralarda, yakın gelecekte üretim çeşitliliğinin de artacağına işaret eden JED Başkanı Ali Kındap, katma değeri ve ihracat kabiliyeti çok yüksek tropikal meyve üretiminden süs bitkilerine kadar çok farklı ürünlerin jeotermal seralarda üretileceğini sözlerine ekledi. Türkiye'nin keşfi tamamlanmış jeotermal potansiyeli 62 bin mw -Türkiye ve Anadolu coğrafyası, dünyanın en zengin jeotermal kaynaklarını barındırıyor. - 1500'ün üzerinde doğal jeotermal çıkış noktası olan Türkiye'de bugün itibarıyla jeotermal kaynaklı elektrik enerjisi kurulu gücü 1733 Megavat (MW) seviyesinde. - Jeotermal enerjinin diğer kullanım alanları olan termal turizm, jeotermal seracılık, konut ısıtması, sebze ve meyve kurutma gibi alanlardaki kullanımımız ile birlikte düşünüldüğünde; Türkiye'nin 7 bin Megavat'ın biraz üzerinde tüketimi bulunuyor. - Bu tüketim, Maden Tetkik Arama Kurumu (MTA) tarafından keşfi yapılmış potansiyel olan 62 bin MW'ın yüzde 11'i seviyesinde. - Türkiye bu düşük kullanımla dahi jeotermal kaynaklı elektrik üretiminde dünyanın dördüncü, Avrupa'nın lider ülkesi.

Yetiştirdiği ürünleri, aracısız satan çiftçinin yüzü güldü Video Galeri

Yetiştirdiği ürünleri, aracısız satan çiftçinin yüzü güldü

Adana'da tropikal üründen vazgeçerek salatalık ve domates üretimine geçen çiftçi İbrahim Erkek, seradan doğrudan tüketiciye ulaşınca yüzü güldü. Çiftçi İbrahim Erkek, Kozan ilçesine bağlı Bucak bölgesindeki atıl tarlasına 2 yıl önce ejder meyvesi üretimi için sera kurdu. Ejder meyvesi diken ardından beklediği pazara ulaşamayan Erkek, bu üretimi sonlandırıp salatalık ve domates üretimine başladı. Ürettiği sebzelere aracıların düşük fiyat teklif etmesi üzerine Erkek, satış yöntemini değiştirdi. Aracıyı ortadan kaldıran Erkek, direk tüketiciye ürünlerini satmayı başarınca para kazandı. Eşi ile birlikte kendi geçimlerine yetecek kadar bir üretim alanı oluştuğunu ve büyük emek ile üretim yaptıklarını belirten çiftçi İbrahim Erkek, "2 yıl önce 2 dönüm araziye ejder meyvesi ekmek için serayı kurdum. Ejder meyvesinin pazarı olmayınca söktük ve domates ile salatalık ürettik. Şuan memnunuz. 2 dönümden 14 ton hasat yapıyoruz. Domates seradan 35 ile 45 arasında satış yapıyoruz. Bu bizi kurtarıyor. Bunu kendimiz üretip market ve manava vermek isteyince çok düşük fiyat veriyorlar. Kendimiz burada satmaya çalışıyoruz. Aracı ile satınca çok düşük fiyat veriyorlar. 25-30 TL teklif edip 50 Liradan kendileri satmaya çalışıyor. Benim emeğim o zaman para kazandırmıyor aracı iki katını kazanmış oluyor. Ondan kendim yerinde satmaya çalışıyoruz" dedi. İşlerini severek yaptıklarına da değinen Erkek, dışarıda sıcaklığın 30, seranın içinin ise 45 derece olduğuna dikkat çekerek mesailerinin zorluğunu anlattı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.