TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Sivas

AGRONEWS - Sivas haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sivas haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Sivas Kalkım Kaplıcasında Kirlilik Tepki Çekiyor Haber

Sivas Kalkım Kaplıcasında Kirlilik Tepki Çekiyor

Sivas'taki Kalkım köyü balıklı kaplıcasında ziyaretçilerin yol açtığı kirlilik tepkilere neden oluyor. Köy muhtarı, "Biz insanların buraya gelip şifa bulmasını istiyoruz. Ama insanlar çöplerini buraya bırakıyorlar" dedi. Kangal ilçesinde, sedef ve egzama hastalıklarının dünyadaki tek doğal tedavi merkezi olan Kangal Balıkçı Kaplıcası mühürlenince, şifa arayan hastalar yönünü yine ilçe sınırları içerisindeki Kalkım Kaplıcası'na çevirdi. Kapatılan Kangal Balıkçı Kaplıcası'nda olduğu gibi yer altından, doğal kaynaktan selenyumlu suyla birlikte gelen balıklar cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılıyor. Bölgede tesis bulunmadığı için hastalar balıklarla dolu doğal gölde şifa arıyor. Ancak şifa aramak için göle gelip çöplerini bırakanlar, dünyada eşi benzeri bulunmayan balıkların varlığını da tehdit ediyor. "Çöp bırakmasınlar, şifa bulsunlar" Kalkım Köyü Muhtarı Bedrettin Akgül, şifa için köye gelenlerin kaplıcayı kirlettiklerini belirterek, "Burası Kalkım köyü Balıklı Kaplıcası. Burası bizim kendi arazimiz. Buraya gelen vatandaşlar çöplerini atıyorlar, ağaçları kesiyorlar, tahrip ederek yakıyorlar. Biz burayı bir noktaya getirmeye çalışıyoruz. Biz insanların buraya gelip şifa bulmasını istiyoruz. Ama insanlar çöplerini buraya bırakıyorlar. Burada gelip alkol alıyorlar. Burası alkol alma yeri değil, bir tedavi merkezi. Alkolünü alacaksan başka bir yerde al. Bu konulardan dolayı çok zorlanıyoruz. Yetkililerden yardım bekliyoruz" dedi. "Çöplerini buralara bırakıp gidiyorlar" Kaplıcaya her yaz gittiğini ifade eden Mustafa Dağgez, "Burası başka bir yerde olsa ücretli olur ama burası ücretsiz. Buna rağmen çevreyi çok kirletiyorlar. Çöplerini buralara bırakıp gidiyorlar. Buraya gelenlerden duyarlı olmalarını bekliyoruz" diye konuştu.

110 bin dekardaki patates ekiminden 460 bin ton rekolte bekleniyor Haber

110 bin dekardaki patates ekiminden 460 bin ton rekolte bekleniyor

İlkbahar’da toprakla buluşan ve lezzet bakımından Türkiye’nin en iyi patatesi olan Sivas’ta hasat için gün sayılıyor. Hububat hasadının ardından sarı renge bürünen bozkırda büyüyen patatesler, Kızılırmak havzasını yeşile boyadı. Tohumluk patatesi üretiminde ilk, yemeklik patates üretiminde ise ilk 5 içerisinde yer alan Sivas’ta 110 bin dekar alanda ekim yapıldı. 2024 yılında 140 bin dekar alanda ekilen ve iklim değişikliğine bağlı kuraklık sonrası 2025 yılında 110 bin dekar alanda ekilen patateste 460 bin ton rekolte bekleniyor. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Sivas Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Çetindağ, "Sivas, son 10 yıldır Türkiye’nin patates üretiminde söz sahibi illerinden biri haline gelmiştir. Geçen yıl yaklaşık 140 bin dekar arazide patates ekilmişti. Bunun 40 bin dekarı tohumluktu, kalan 100 bini ise yemeklik patatesti. Geçen sene yaklaşık 560 bin ton patates üretildi. Baktığımızda Sivas, Türkiye ortalamasında 5’nci sırada, tohumlukta ise 1’nci sırada. 2025 yılına gelindiğinde İklim değişikliği ve kuraklıktan dolayı biraz düşüş yaşandı. Geçen sene 140 bin dönüm ekilen patates tohumu bu sene 110 bin dönüme düştü. Yaklaşık 30 bin dönümde kısıtlamaya gidildi. Barajların doluluk seviyesine göre ve yağmurların yeteri kadar yağmaması nedeniyle yaklaşık 30 bin dönümde kısıtlamaya gidildi" dedi. "460 bin ton ürün bekleniyor" Sivas’ın tohumluk patates üretiminde lider olduğuna dikkat çeken Başkan Çetindağ, "Bu yıl 87 bin dekar patates yemeklik olarak, 23 bin dekarında tohumluk olarak ekildi. Bu sene rekorumuzda ilk aldığımız verilere göre 460 bin ton rekolte bekleniyor. Bu da Türkiye ortalamasına baktığımızda Sivas’ın yine ilk 5’in içinde olacağını gösteriyor. 460 bin ton patateste ülke ekonomisine katkı sağlayacaktır. Hasada da az kaldı yavaş yavaş başlayacak. Buradaki patatesin aroması çok güçlü. Çünkü gece ve gündüz sıcaklık farkından dolayı kabuğunun kalın olması, kışa dayanıklı olması ve 1’nci seviye kalitede patates üretiliyor. Üreticiler de diğer illerden buraya geliyor. İnşallah hasadımız ülkemize milletimize hayırlı olur" şeklinde konuştu.

Biçerdöverler tarlalara girdi, binlerce dekarda hasat başladı Haber

Biçerdöverler tarlalara girdi, binlerce dekarda hasat başladı

Tarım İşletmesi Genel Müdürlüğüne (TİGEM) bağlı Ulaş Tarım İşletmesinde 14 bin 838 dekar alana ekilen tritikale bitkisinin hasadına başlandı. Buğday ve çavdarın melezi ile elde edilen, buğdayın verim yüksekliğini ve tahıl kalitesi ile çavdarın hastalıklara ve toprak özellikleri de dahil olmak üzere çevre şartlarına dayanıklılığını birleştiren yem bitkisinin hasadı, iş makinelerince sürdürülüyor. 5 biçerdöverin devasa tarlarda başlayan mesaisinin 15 gün sürmesi planlanıyor. 14 bin 838 dekar alanda hasat başladı Hasat ile ilgili bilgiler veren Ulaş TİGEM Müdürü Ali Ceran, "Ulaş Tarım İşletmemizde tritikale dediğimiz buğday ve çavdar melezi olan hububatı yetiştirmekteyiz. Tritikale; genelde hayvan yemi olarak kullanılmakta. İşletmemizde 4 farklı çeşit tritikale ile çalışılmaktadır. Bunlar Karma 2000, Ümran Hanım, Özer ve Tatlıcak 97'dir. Bu 4 farklı çeşidi, farklı adaptasyon sağladıkları bölgelerde yetiştirmekteyiz. Bu yıl da hayırlısıyla hasadımıza başladık. Mevsim itibariyle bu yıl biraz kurak geçti. Olması gereken yağışları alamadık. Ona rağmen hasadımız normal şartlarda devam etmektedir. Rekolte olarak orta düzeyde bir verim beklemekteyiz. Bin 200 dekarı sulu olmak üzere 14 bin 838 dekar alanda hasat edeceğimiz tritikale bitkimiz var. İşletmemiz aynı zamanda korunga tohumculuğu da yapıyor. 4 bin 50 dekar arazide de onun hasadı olacak. Çiftçilerimize bol ve bereketli bir hasat sezonu diliyorum" dedi. Biçerdöverlerin devasa tarlalardaki hasat anları, dron ile görüntülendi.

Türkiye'nin tahıl ambarında hasat başladı, çiftçinin yüzü güldü Haber

Türkiye'nin tahıl ambarında hasat başladı, çiftçinin yüzü güldü

Türkiye'nin yüzölçümü bakımından en büyük ikinci ili olan Sivas'ta hububat hasadı başladı. İklim şartları gereği en geç hasadın yapıldığı kentte biçerdöverler tarlalara girerek buğday ve arpa hasadına başladı. Önceki yıllarda Cumhuriyet tarihi rekorları kıran Sivas'ta çiftçilerin bu yılki beklentisi de oldukça yüksek. Üreticilerin bir yıllık emeğin karşılığını almaya başladığını ifade eden Sivas Ziraat Odası Başkanı Hacı Çetindağ, "Sivas bu sene hem buğdayda hem arpada hem de yem bitkilerinde Türkiye'nin yüzünü güldürecek" dedi. "İnşallah çiftçimizin emekleri boşa çıkmaz" Çiftçilerin iklim değişikliğine bağlı kuraklıkla mücadele ettiğini ifade eden Çetindağ, "Tüm zorluklara, iklim değişikliklerine, kuraklığa ve soğuk vurmalarına karşı, çiftçimiz canla başla çalışarak bugünkü hasat durumuna ulaştı. Sivas, diğer illerle kıyasladığımızda biraz daha şanslı. Güneydoğu ve İç Anadolu'nun bazı bölgelerinde aşırı kuraklıktan dolayı istenilen verim elde edilemedi. Ancak Sivas'ta bu durum daha az yaşandı. Şu anda ilk hasadımız arpa hasadı ve arkasından buğday hasatları da başladı ve verimimiz gayet iyi. Bu hasadımız inşallah bereketli olur. Görünüşe göre verimimiz iyi. Bazı yörelerde, tarla bazında farklılıklar olsa da genel olarak baktığımızda Sivas, bu sene buğday ve arpa hasadında diğer illerimize göre çok daha iyi durumda ve verimimiz oldukça yüksek. İnşallah çiftçimizin emekleri boşa çıkmaz" ifadelerini kullandı. "Sivas, Türkiye'nin yüzünü güldürecek" Rakımı nedeniyle Türkiye'nin en geç hasadının başladığı kentte verimin yüksek olduğunu ifade eden Çetindağ, "Hasadımızı sağ salim tamamlayarak ülke ekonomisine katkı sağlamak için Sivas çiftçisi elinden gelenin en iyisini yapıyor. Geçen sene hasat 15 gün erken başlamıştı. Bu sene ise hasat daha yeni başladı. Kuraklık, soğuk havalar ve geç ısınan hava nedeniyle hasat gecikti. Birden bire aşırı sıcaklıklar başladı. Artık çiftçilerimizin iklim değişikliği konusunda bilinçlendirilmesi gerekiyor. Ülke genelinde hepimiz hem kuraklığı hem de iklim değişikliğini yaşıyoruz. Her yıl artarak devam eden bu sıkıntılara karşı tedbirler alınmalı ve yön çizilmeli. Ama Sivas bu sene hem buğdayda hem arpada hem de yem bitkilerinde Türkiye'nin yüzünü güldürecek. İnşallah hasadımızı başarılı bir şekilde ve sağ salim tamamlayacağız. Yaklaşık bir ay sürecek olan bu hasat dönemi boyunca yoğun bir çalışma devam edecek" şeklinde konuştu. "Bu yıl inşallah çiftçimizin yüzü gülecek" Çetindağ, "Sivas, tarımda en büyük illerden biridir, tarım ve hayvancılık şehridir. Bu yıl da buğdayda en yüksek rekoltenin, arpa ve buğdayda Sivas'ta olacağını tahmin ediyoruz. Konya büyük sıkıntılar yaşadı. Biz, o illere göre biraz daha şanslıyız. Amacımız, çiftçimizin sahiplenilmesi ve ürünlerinin değerinde alınmasıdır. Çiftçimiz bu kadar emek verip sıkıntı çekerken emeğinin karşılığını alamazsa bu ciddi bir sorun olur. Bu yıl inşallah Sivas'ımızın ve çiftçimizin yüzü gülecek. Girdilerin, motorinin ve gübre fiyatlarının, buğday fiyatlarının yükseldiği oranda artırılması şarttır. Girdi fiyatlarının aşırı yüksek olması verimi de etkiliyor. Bu hasadın ülkemize, vatanımıza, milletimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Çiftçilerimize bol kazançlar diliyorum. İnşallah güzel bir iklim geçiririz ve güzel bir hasat yapmış oluruz" ifadelerine yer verdi.

Verim için yapılıyor ancak toprağı zarara uğratıyor Haber

Verim için yapılıyor ancak toprağı zarara uğratıyor

Türkiye'de özellikle İç Anadolu Bölgesi'nde, kıraç arazilerde hasat edilen tarım arazilerinin bir yıl nadasa bırakılması yaygın şekilde uygulanıyor. Ancak son yıllarda birçok çiftçi, tarlayı bir yıl boş bırakmadan yeniden ekim yapmaya çalışıyor. Bu nedenle hasat sonrası tarlada kalan anız yakılarak, arazi ekime hazır hâle getiriliyor. Anızları parçalamak için gereken ekipmanların olmaması ve işleme maliyetlerinden kaçınmak için bu yönteme yönelen çiftçiler, toprağa ciddi zarar veriyor. Topraktaki potasyum, fosfor ve çinko gibi önemli besin elementlerinin kaybına neden olan anız yakmanın hayvanları da olumsuz etkilediğini belirten Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (SBTÜ) Tarım Bilimleri ve Teknoloji Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tolga Karaköy, anız yakma işleminin toprağa hiçbir şekilde faydası olmadığını vurguladı. "Mikroorganizma yakılarak yok ediliyor" Ülkede anız yakma işleminin çok fazla yapıldığını belirten Tolga Karaköy, "Ülkemizde, genellikle İç Anadolu Bölgesi'nde de kıraç alanlarda önceki yıl ekilmiş araziyi bir yıl nadasa bırakma işlemi yapılıyor. Nadasa bırakmanın temel nedeni su eksikliğidir. O yıl yağan yağmurun yüzde 10'u toprakta kalır ve tohumların topraktaki suyla birlikte çimlenmesi, tutunması için de etkili olacaktır. Ülkemizde maalesef ki anız yakma işlemi yapılmaktadır. Anız, toprak üzerinde bir biyokitle oluşturmakta. Bu anızın çiftçiler tarafından çeşitli ekipmanlar kullanılarak parçalanıp işlenip toprağa karıştırılması gerekmektedir. Ancak birçok çiftçimizde bu işlemi gerçekleştirecek tarım aleti yok ve bu işlem de ekstra bir maliyet olacağı için çiftçilerimiz genelde yakma işlemi ile yok etmeyi tercih ediyorlar. Anız yakmanın toprağa hiçbir şekilde faydası yoktur. Toprak üzerindeki hasat artıkları, anızın toprağa parçalanarak bırakılıp çürütülmesi, organik madde miktarına ve toprak bitki besin elementlerine katkı sağlayacaktır. Orada yaşayan bir mikroorganizmayı siz yakarak yok etmemiş olacaksınız" diye konuştu. "Cezai yaptırımlar uygulanmaktadır" Anız yangınlarıyla toprağın verimliliğinin de yok olduğunu ifade eden Karaköy, "Anız kesinlikle yakılmamalı ve o sene içerisinde tekrardan ekim yapılacaksa, ekim işleminin bu anız tabakasının üzerinden yapılması gerekmektedir. Bu alanda organik madde miktarını artırıcı ve koruyucu maddelerin de arttırılması son derece önemlidir. Toprak, başlı başına yaşayan bir mikroorganizma, bu anız yangınlarıyla toprak yapısını ve su kültürünü bozmuş oluyoruz. Anızların arasında yaşayan kuşlar, sürüngenler, böcekle gibi birçok canlı popülasyonu var. Bu canlıların yaşam alanlarını da yakarak yok etmiş oluyoruz. Toprakta da bulunan makro, mikro besin elementlerinin, yangın esnasında sıcaklık seviyesinin yükselmesinden dolayı, potasyum, fosfor, çinko gibi elementlerin yok olmasına neden oluyoruz. Bu nedenle de toprağın verimliliğini de yok ediyoruz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının mevzuatlarına göre anız kesinlikle yakılmaması gerekiyor. Yakılması durumunda cezai yaptırımlar da uygulanmaktadır" dedi.

Denize kıyısı olmayan Sivas'ta üretilen balıklar dünyaya pazarlanıyor Haber

Denize kıyısı olmayan Sivas'ta üretilen balıklar dünyaya pazarlanıyor

Denize uzaklığı yaklaşık 270 kilometre olan Sivas'ta alabalık üretim tesislerinde Avrupa'da tüketilen en lezzetli balıkları yetiştiriliyor. Soğuk suda büyütülen ve besin değeri olarak hayli zengin olan alabalıklar, meşhur Norveç somonlarını geride bırakıyor. Sivas'ta yetiştirilen milyonlarca yavru balık, Kayseri ve Karadeniz'de olgunlaştırılarak Rusya olmak üzere birçok Avrupa ülkelerine de ihraç ediliyor. Sivas'ta birçok alabalık üretim tesisinin bulunduğunu ifade edem Sivas Su Ürünleri Birlik Başkanı Orhan Erdal Çakırer, "Ürettiğimiz yumurtayı büyük işletmelere veriyoruz. Bizden başlayan bu evre sona kadar gidiyor, denizden sonra Avrupa ülkelerine kadar ulaşıyor. Özellikle Rusya'ya ihracat yapıyoruz" dedi. "40 milyon yumurta ihraç ediliyor" Sivas'ın alabalık üretiminde özel bir yeri olduğunu ifade eden Çakırer, "Biz yılda 40 milyon yumurta üretiyoruz. Ürettiğimiz yumurtayı büyük işletmelere veriyoruz. Bizden başlayan bu evre sona kadar gidiyor, denizden sonra Avrupa ülkelerine kadar ulaşıyor. Özellikle Rusya'ya ihracat yapıyoruz. Türkiye genelinde üretimimiz yıllık 2 milyar dolar. Toplam üreticimiz Türkiye genelinde bin 200 kişi. Bu bin 200 kişinin ürettiğinden 2 milyar dolar gibi büyük bir rakam ortaya çıkıyor. Üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye'mizde balıkçılarımızın gelişmesi için çabalarımız var. Türkiye'de bu kapasiteyi 4 milyar dolara çıkarmaya uğraşıyoruz" dedi. Alabalık üretiminde hedef, ilk 5'e girmek Kentte yeni işletmelerin açılacağını vurgulayan Orhan Erdal Çakırer, "Sivas'ta daha modern tesisler kurmaya çalışıyoruz. Sivas'ta da 4 işletmeyi, izinleri tamamlandıktan sonra açacağız. Sivas'ta büyük işletmelerimiz var. Bunlardan bir tanesi, yıllık 5 ton kapasiteli Çamlıgöze Barajı. Orada üretilen ürünler Rusya'ya ve Avrupa ülkelerine gidiyor. Bu çok büyük bir kapasite. Türkiye şartlarında yeni yerler açma çalışmalarımız devam ediyor. Ülkemizde boş barajlar var. Onların da uygun yollarla üretime kazandırılabilmesi için çalışmalarımız sürüyor. Sivas'ı, Türkiye genelinde ilk 5'e getirmeye çalışıyoruz. Ülkemiz dışarıdan inek, koyun gibi hayvanları alırken biz balığı dışarıya satıyoruz. Bilimsel çalışmalar gösteriyor ki Omega-3 bakımından ve besin değerleri açısından bizim balığımız, Norveç balığının katbekat üzerinde. Bu yüzden de tercih ediliyoruz. Bu değerin Avrupa da farkında o yüzden bizden balık alıp tüketiyorlar" ifadelerini kullandı. "Suyumuz soğuk olduğu için balıklarımız yavaş gelişiyor eti lezzetli oluyor" Balıkların lezzetinin sırrının soğuk su oluğunu belirten alabalık tesisi işletmecisi Rasim Çimen, "Bizim burada kullandığımız su soğuk olduğu için balık yavaş gelişiyor. Eti çok lezzetli oluyor ancak yemi fazla yiyor, bu da bizim dezavantajımıza oluyor. Balığımızı gelip yiyen herkes memnun kalıyor. Buraya gelen herkes rahat ve huzur içinde balığını yiyip ailesiyle vakit geçiriyor. Giderken de parasıyla yemelerine rağmen 'Çok lezzetli balık yetiştirmişsiniz' diye teşekkür edip buradan ayrılıyorlar. Burayı birçok kişi öğrendi, gelecek kişiler için de tavsiye ediyoruz. Gelirlerse rahat ederler, Sivas'ın lezzetli alabalıklarını yiyip buradan ayrılırlar" dedi.

Bakanlık fiyatları açıkladı, Sivas çiftçisi memnun kaldı Video Galeri

Bakanlık fiyatları açıkladı, Sivas çiftçisi memnun kaldı

Tarım ve Orman Bakanlığı hububat alım fiyatlarını açıkladı. Açıklanan rakamlar Sivaslı üreticinin yüzünü güldürdü. Makarnalık buğday ve ekmeklik buğday alım fiyatı ton başına 13 bin 500 lira olarak belirlenirken, arpada 11 bin lira olarak açıklandı. Belirlenen alım fiyatlarına ek olarak tohum desteği olarak da ton başına 2 bin 520 TL ödenecek. Geçtiğimiz yıl ekmek ve makarnalık buğdayda fiyat ton başına 9 bin 250 olarak belirlenmişti. Açıklanan fiyatlar Sivaslı çiftçileri memnun etti. Önceki yıllarda verim ve kalite kaybı yaşayan çiftçiler, bu yıl açıklanan fiyatların beklentilerinin üzerinde olduğunu söyledi. "Çiftçilerin beklediği fiyatın üzerinde bir rakam açıklandı" Alım fiyatlarını memnuniyetle karşıladıklarını ifade eden Sivas Ziraat Odası Başkanı Hacı Çetindağ, "Tarım ve Orman Bakanımız İbrahim Yumaklı hububat alım fiyatlarını açıkladı. Yaptığı açıklamalara baktığımız zaman biz Sivas çiftçilerinin beklediği fiyatın üzerinde bir rakam açıklandı. Bundan dolayı Tarım ve Orman Bakanımıza ve ilgili kurumlara teşekkür ederim. İç Anadolu’da bu yıl kuraklıkla ilgili bir sıkıntı yaşanmadı. Şu anda buğdaylarımız da gayet güzel. Kaliteyi de yüksek tutabilirsek bizler bu fiyatlardan memnunuz. Elbette memnunuz ama girdi fiyatları da alım fiyatlarına göre kalırsa biz bu sene memnun kalacağız. Bizim hasat zamanımıza daha çok var. Haziran ayı itibarıyla verim çok güzel. Çiftçilerimiz hastalıkları bitirdi, yağışlar yeteri kadar yağdı. İnşallah bu sene ülke ekonomisine büyük bir katkı sunulacak. Biz şu anda Sivas çiftçileri olarak gayet memnunuz" dedi.

Kurban öncesi önemli uyarı, bıçağı yanlış bileyleme risk sebebi Video Galeri

Kurban öncesi önemli uyarı, bıçağı yanlış bileyleme risk sebebi

Kurban Bayramı'na sayılı günler kala bıçakçılarda yoğun mesai başladı. Sivaslı bıçak ustası Emre Göçeri, yanlış yapılan bileylemenin insan sağlığını bozabileceğini söyledi. Kurban Bayramı'nın yaklaşması, bıçakçılara olan ilgiyi de artırdı. Bıçak siparişlerini yetiştirmek için günün erken saatlerinde işbaşı yapan ustalar, gecenin ilerleyen saatlerine kadar çalışıyor. Müşterilerine kaliteli ürün satmak isteyen bıçak ustaları, büyük bir özenle hazırladıkları bıçakları satışa sunuyor. Sivas'ta yıllardır bıçakçılık yapan Emre Göçeri, bir kurban bıçağında olması gereken özellikleri sıraladı, yanlış bileylemenin riskli olduğuna dikkat çekti. Bıçak alırken nelere dikkat edilmeli Bıçak satın alırken dikkat edilmesi gereken birçok nokta olduğunu söyleyen Emre Göçeri, "İnsanlar bıçak alırken, bıçağın sertlik derecesi diye bir şey olduğunu bilmiyor olabiliyor. Normal bir insan, çeliğini gördüğünde bıçağın kaliteli olup olmadığını anlar. Bıçağın ağız açılımına dikkat edilmesi gerekiyor. Son zamanlarda gizli ağız dediğimiz, sadece ağıza kalem ağzı denilen bir ağız açılıyor. Bu yapılan işlem, bıçağın kesmemesine sebep oluyor. Eski Sivas bıçaklarına baktığımızda, geriden uygulanan bir ağız açma işlemi vardı. Bu işlem, Türkiye'nin her tarafında zor bir ağız açılımıdır. Bunu yapmadıkları için bıçaklar maalesef çabuk köreliyor" dedi. "Yanlış bileyleme işlemi sağlığınızı bozabilir" Yanlış bileyleme yapılan bıçağın hastalıklara neden olabileceğine dikkat çeken Göçeri, "Ben bileylemeyi her zaman ağır bir şekilde yaparım. Paranın bir önemi yoktur, vakit bizim için değerlidir. Müşteriyi memnun etmemiz ve bir sonraki bayramda da bizi tercih edip gelmesini sağlamalıyız. Bıçakları kömür ocağı ile ağır bir şekilde, ısı işlemini kaçırmadan yavaş bileylememiz gerekiyor. Çok sert taşlarda bileylemememiz şarttır. Eğer bıçak değersiz bir ustanın elinde bileyleme olduysa ve ısınma noktası ortalama 300 santigrat derece üstüne çıktıysa, o bıçak çöptür. Biz bu durumun yaşanmaması adına oksijen ve PH seviyesi yüksek su kullanıyoruz" diye konuştu. "Bu duruma dikkat etmeyen kişiler bıçağı yaptığında ‘Klav' denilen ürün çeliğe yapışıyor. Bu bıçağı alan annemiz, ablamız bıçağı mutfağa götürdüğünde bazen temizlemeden bırakıyor" diye devam eden Göçeri, bu bıçağın et ile teması durumunda ilerleyen zamanda vücutta ödem yaparak hastalığa sebep olabildiğini söyledi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.