TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Su

AGRONEWS - Su haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Su haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Şeker Dairesi Başkanı Sinan: Pancar Üretiminde Kısıtlama Gündemde Değil Haber

Şeker Dairesi Başkanı Sinan: Pancar Üretiminde Kısıtlama Gündemde Değil

Tarım ve Orman Bakanlığı Şeker Dairesi Başkanı Mümtaz Sinan, pancarda kuraklığa bağlı üretim kısıtlamasının olmayacağını belirterek, "Birkaç yıl içinde pancarla ilgili bir kısıtlama, üretiminin azaltılması gibi bir politika gündemimizde yok. İklime bağlı kısıtlamamın, pancar üretiminin azaltılması söz konusu değil." dedi. Sinan, katıldığı bir programda, şeker ithalatı yapılmadığını ve yurt içi ihtiyacın tamamının şeker pancarı üretimiyle karşılandığını kaydetti. Türkiye'nin yıllık 22,5 milyon tonla pancar üretiminde Avrupa'da dördüncü sırada olduğunu dile getiren Sinan, yıllık 3 milyon ton şeker üretildiğini ve bunun 2 milyon 700 bin tonunun iç piyasa kullanıldığını geriye kalan kısmının ihracatta değerlendirildiğini anlattı. Bu yıl iklim şartları nedeniyle üretimde bir miktar azalma beklendiğini vurgulayan Sinan, "Geçen yıldan 560 bin ton şekerimiz var. Bu stok ve gelecek üretimle önümüzdeki yıl piyasada arz sıkıntısı ya da bir dalgalanma beklemiyoruz" diye konuştu. Sinan, şeker pancarı üretiminin sözleşmeli yapıldığını belirterek, üretimde bütün ürün verilerinin dikkate alınarak hareket edildiğini aktardı. Tarımda suyun önemine işaret ederek "su olmazsa olmaz" diyen Sinan, "Şeker pancarı çok su isteyen bir ürün. Bu nedenle de münavebe yapılarak üretim yapılan ürün." ifadesini kullandı. Sinan, Tarım ve Orman Bakanlığınca başlatılan üretim planlaması içinde pancarın da ayrı ve önemli bir yer tuttuğuna dikkati çekerek, şunları söyledi: "Bu birinci öncelik olmakla birlikte suya ihtiyaç duyulmayan alanlarda üretim çalışması içindeyiz. Doğu bölgesindeki pancar üreticisine üretim yapabilmeli için ayrıcalıklı öneriler getiriliyor. Su birinci öncelik olmak üzere yeni alınan karar gereği 4 yılda bir münavebe yapılma planları var. Halihazırda 3 yılda bir münavebe yapılıyor. Su birinci derecede önemli olduğu için bu yapılıyor." Ülkenin farklı noktalarında üretimin yapılmasına ilişkin çalışmaların olduğunu belirten Sinan, "Birkaç yıl içinde pancarla ilgili bir kısıtlama, üretiminin azaltılması gibi bir politika gündemimizde yok. İç piyasadaki tüketimin tamamını iç üretimle karşılamak zorundayız. İklime bağlı kısıtlamamın, pancar üretiminin azaltılması söz konusu değil." dedi. Sinan, kamış üretiminin Türkiye'de denendiğini ancak verimli sonuç alınmadığı için yapılmadığını hatırlatarak, bundan sonra da yapılacağını sanmadığını sözlerine ekledi.

Amasya'da baraj ve göletlerdeki su yüzde 10'a kadar düştü Haber

Amasya'da baraj ve göletlerdeki su yüzde 10'a kadar düştü

Amasya'da bu kış beklenen yağışların azlığı kuraklık belirtilerini ortaya çıkardı. İldeki barajlar ve göletlerdeki su seviyeleri ortalama yüzde 10 oranına geriledi. Tarım alanlarının sulanmasında kullanılan Yedikır Baraj Gölü, su seviyesinin azalmasıyla üç parçaya bölündü. İlkbaharı hatırlatan günler yaşanıyor Sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyrettiği kentte, ilkbahar günleri yaşanıyor. Dağların tepelerindeki kardelen çiçekleri karsız açarken, çiftçiler umutlarını Şubat ve Mart aylarına taşıdı. "Baraj su seviyelerimiz ortalama yüzde 10-15 civarına geriledi" Amasya Ziraat Odası Başkanı Mustafa Cebeci, "Önceki senelerde bu dönemde barajların su seviyeleri ortalama yüzde 65-70 iken, şu an yüzde 10-15 seviyesine çekildi. Akdağ'da bu aylarda 2 metre kalınlığında kar olurdu. Şu anda kar yok" dedi. "Umutlarımız Şubat ayına" Bölgedeki çiftçilerin son 2 yıldır kuraklığın getirdiği zorluklarla mücadele ettiğini aktaran Mustafa Cebeci, "Şu ana kadar istediğimiz ölçüde yağış almadık. Bu yıl da kurak geçti. Umutlarımız Şubat ayında. Güncel hava raporlarını sürekli takip ediyoruz. Önümüzdeki hafta kar yağışının öngörüldüğünü görüyoruz. Ancak yeterli olacağını düşünmüyorum" diye ekledi. Cebeci, zor bir sene geçireceği öngörülen çiftçilere, bahar ayları için susuzluğa dayanıklı ürünler ekmelerini tavsiye etti.

Nilüfer Çayı’ndaki Kirlilik Halk Sağlığını Tehdit Ediyor Haber

Nilüfer Çayı’ndaki Kirlilik Halk Sağlığını Tehdit Ediyor

Marmara Denizi ve Nilüfer Çayı Arasındaki Bağlantı Nilüfer Çayı'nın, Bursa’nın yaz kış denize akan tek akarsuyu olduğunu vurgulayan Bursa Kent Konseyi Çevre Meclisi Başkanı Özge Sivrioğlu, çayın kirliliğinin Marmara Denizi'nde artan müsilaj sorununu beslediğini ifade etti. Çayın kirlenmesinin son 40 yıl içinde kontrolsüz sanayileşme, çarpık kentleşme ve yetersiz denetim nedeniyle hızlandığını belirten Sivrioğlu, “Bir zamanlar hayat dolu olan Nilüfer Çayı, şimdi adeta bir atık kanalına dönüşmüş durumda” dedi. Sanayileşme ve Yanlış Planlamalar Çayı Ölüme Terk Etti Sivrioğlu, endüstriyel ve evsel atıkların arıtılmadan dereye deşarj edilmesi, tarımda bilinçsiz uygulamalar ve iklim krizi gibi nedenlerin Nilüfer Çayı’nı yok olma noktasına getirdiğini söyledi. Çayın ekosisteminin tamamen bozulduğunu belirterek, “Bir zamanlar balıklar, su kuşları ve bitkilerle dolu olan Nilüfer Çayı, şimdi siyah renkli akıyor ve çevreye ağır kokular yayıyor” diye konuştu. Acil Eylem Planı Şart Sivrioğlu, Nilüfer Çayı’ndaki kirliliğin önlenmesi için bilim insanları, sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimlerin işbirliğiyle kapsamlı bir Acil Eylem Planı hazırlanması gerektiğini vurguladı. Sanayi tesislerinin sıfır sıvı deşarjı gibi ileri teknoloji sistemlere geçmesinin, deşarj kısıtlamalarının artırılmasının ve bölge halkının çevre bilinciyle ilgili eğitilmesinin önemine dikkat çekti. Su Stresi ve Türkiye’nin Geleceği Türkiye'nin su zengini bir ülke olmadığına dikkat çeken Sivrioğlu, iklim krizinin etkisiyle su kaynaklarının daha da azalacağını belirtti. “Önlem alınmazsa, Türkiye 2030 yılında su fakiri ülkeler arasına girebilir. Nilüfer Çayı’nın mevcut durumu, bu krizin bir yansımasıdır” dedi. Sivrioğlu, Marmara Denizi ve Nilüfer Çayı'nın kirliliğiyle ilgili şeffaf çalışmaların yapılması gerektiğini ve suyun sürdürülebilir şekilde yönetilmesi için bölgesel politikaların oluşturulmasının önemini vurguladı.

Ağrı’ya 11 Milyar TL’lik Su ve Tarım Yatırımı Haber

Ağrı’ya 11 Milyar TL’lik Su ve Tarım Yatırımı

Ağrı’da Tarımsal Kalkınma İçin Büyük Hamle Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ), Ağrı’da tarım arazilerinin sulanması, taşkın risklerinin azaltılması ve enerji üretimi için yatırımlarını hızlandırdı. Genel Müdür Balta, 22 yılda yapılan 61 tesisle bölgeye 11,9 milyar TL’lik yatırım yapıldığını duyurdu. Sulama ve Depolama Tesisleriyle Verimlilik Artıyor Ağrı’da su kaynaklarının etkin kullanımı için 223 bin 580 dekar tarım arazisi sulamaya açıldı. Ayrıca, iki baraj ile 205,48 milyon metreküp su depolama kapasitesine ulaşıldı. İnşaatı devam eden bir barajla 3 bin 340 dekar tarım arazisinin daha suya kavuşması hedefleniyor. Taşkın Kontrol Projeleri ve Arazi Toplulaştırma Taşkın riskini azaltmak için son 22 yılda 54 taşkın koruma tesisi tamamlandı, 50 yerleşim birimi ve 37 bin 310 dekar arazi taşkınlardan korundu. Arazi toplulaştırma projeleriyle 475 bin 670 dekar alanın tescili yapıldı ve sahada 472,6 kilometre yol inşa edildi. Hidroelektrik Enerji ile Güç Üretimi Ağrı’da bir hidroelektrik santraliyle yıllık 14,3 milyon kWh enerji üretimi sağlandı. Planlama aşamasındaki yeni HES projeleriyle enerji üretiminin artırılması hedefleniyor. Suyun Stratejik Önemi DSİ’nin modern sulama tekniklerini ve yapay zeka destekli otomasyon sistemlerini devreye aldığını belirten Balta, “Suyumuzdan aldığımız güçle enerjiye, toprağımıza berekete dönüştürüyoruz. Her damlanın stratejik bir öneme sahip olduğu bu süreçte çalışmalarımızı sürdüreceğiz” dedi. Ağrı’nın su ve tarım potansiyelini en üst düzeye çıkarmayı hedefleyen yatırımlar, bölge çiftçilerinin memnuniyetini artırırken, Türkiye’nin tarım sektöründeki güçlü konumunu da pekiştiriyor.

“Yağmurlar, yağışlar olmasaydı içtiğimiz suyu bile etkileyecekti” Haber

“Yağmurlar, yağışlar olmasaydı içtiğimiz suyu bile etkileyecekti”

Eskişehir’de geciken yağmurlar çiftçilerin yüzünü güldürürken, son yağışları değerlendiren Yeşil Sakarya Üreticiler Başkanı Süleyman Buluşan, “2024 yılı için çok korktuğumuz kuraklık şu anda bir nevi olsun teğet, çünkü yeraltı kaynaklarımız dolmuş değil” dedi. Eskişehir’de kurak geçmesinden korkulan sezonda, nisan ayı itibariyle yağan yağmurlar çiftçilerin yüzünü güldürürken, tarım arazilerine ise can suyu oldu. Ektikleri ürünün kurumasından korkan çiftçiler, yağan yağışlar sonrasında umutlarının yeşerdiğini ve verimin arttığını dile getirdi. Özellikle sebze ürünlerinin su ihtiyacının karşıladığını dile getiren üreticiler arpa buğday gibi hububatlarda ise halen bu ihtiyacın var olduğunu söyledi. Fazla yağışlardan dolayı bazı sebzelerde ise pas hastalığı baş gösterdi. Çiftçilere göre ürünlerin su ihtiyacı karşılansa da kuraklıkla birlikte eksilen yeraltı suları eski seviyesine henüz dönmedi. “Gerçekten yağmur çok önemli, hayat” Yağışların sevindirici olduğunu söyleyen Yeşil Sakarya Üreticiler Başkanı Süleyman Buluşan, “Nisan ayı kurak geçti ama mayıs ayında çok güzel yağışlar aldık. Tabii bazı bölgelerimizde Allah korusun her zamanki gibi afet, dolu ve don olayları yine yaşandı ama cenabı Allah’tan gelen bir şeydir. Ne olursa olsun 2024 yılı için çok korktuğumuz kuraklık şu anda bir nevi olsun teğet, çünkü yeraltı kaynaklarımız dolmuş değil. Yeraltı sularımız var diyemeyiz ama toprağımızın yüzeyi bayağı bayağı doydu. Bu nedir? Yağışlarının buğdaya ve arpaya pek faydası olmadı ama mısır, ayçiçeği ve sebze gibi ürünlerde mesela öyle bir şey ki şu anda bizim maydanozlarımızda çok yavaştan hastalıklar başladı. Mesela pas hastalığı yapıyor. Genelde bu aynı hastalığı buğdayda da yapar. Bu fazla sudan ve sulamadan kaynaklanan bir hastalıktır. Tabii bunu da mesela maydanozu üreticimiz artık bu bilinçli çünkü maliyetlerin de çok arttığı için artık fazla su kullanmamaktalar. O açıdan üreticinin hakikaten her şeyden öncesi bizim için bir de şu önemli; Türkiye’de planlı üretim yapamıyoruz. Bu planlı üretimimizi nasıl, nasıl yapmak zorundayız? Yağmur yağar evet, inşallah Allah bütün Müslüman âleminin duasını kabul etsin. Gerçekten yağmur çok önemli, hayat, her şey. Eğer ki bu yağmurlar, yağışlar olmasaydı çeşmedeki içtiğimiz suyu bile etkileyecekti” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.