TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Sürdürülebilir Kalkınma

AGRONEWS - Sürdürülebilir Kalkınma haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sürdürülebilir Kalkınma haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Prof. Dr. Devlet Toksoy’un İklim Uyarıları Tarım Sektörünü Endişelendirdi Haber

Prof. Dr. Devlet Toksoy’un İklim Uyarıları Tarım Sektörünü Endişelendirdi

Prof. Dr. Devlet Toksoy, "Himalaya’da 2035 yılında buz kalmayacak, insan göçleri artacak, sıcaklık nedeniyle ölüm olayları artacak. Çeşitli salgın hastalıklar yaygınlaşacak, küresel bazda yiyecek krizi yaşanacak" dedi. Kastamonu Üniversitesi, küresel iklim değişikliğinin etkileri ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri çerçevesinde yeşil ekonomi politikalarının ele alındığı panele ev sahipliği yaptı. Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi, Ormancılık ve Tabiat Turizmi Alanında İhtisaslaşma Koordinatörlüğü ve Kastamonu Teknokent iş birliğiyle düzenlenen "Küresel İklim Değişikliği Ekseninde Yeşil Ekonomi Politikaları" konulu panel, Teknokent binasında gerçekleştirildi. Dr. Öğretim Üyesi Alper Bulut'un başkanlığını yaptığı panelde konuşan Karadeniz Üniversitesi'nden Prof. Dr. Devlet Toksoy, iklim değişikliğinin gelecekteki etkilerini bilimsel verilerle anlattı. "80 milyon insan bu sıcaklık artışları nedeniyle işsiz kalacak" Sıcaklık artışının devam etmesiyle en büyük kaybın tarım, ormancılık ve hayvancılıkta yaşanacağını ifade eden Toksoy, 2030 yılında Türkiye'nin su fakiri bir ülke olmasının değerlendirildiğini belirterek, "Dünya Bankası'na göre her 1 derece sıcaklık artışı neredeyse milli gayri safi yurt içi hasılatında yüzde 1’lik düşüşe neden olacak. 2100 yılında gayrisafi yurt içi hasıla yüzde 10 ila yüzde 23 azalacak. En büyük kayıp tarımda, ormancılıkta, hayvancılıkta, balıkçılıkta olacak. Yani ekonomileri kıyıya yakın olan ülkelerde yaşanacak. Çünkü bir süre sonra sular altında kalacaklar. Gıda fiyatları, enerji maliyetleri artacak, kuraklık döneminde şok gıda fiyatlarıyla karşılaşacağız. Uluslararası Çalışma Örgütü, küresel ısınmaya bağlı olarak 10 yıl içerisinde çalışma saatleri yüzde 2.2 azalacak diyor. En çok tarım sektörü ile inşaat sektöründe düşüş olacak. Çünkü sıcaklık artıyor. 80 milyon insan bu sıcaklık artışları nedeniyle işsiz kalacak. Amerika'nın bugün verimli çiftliklerinin büyük bir kısmı çöl olacak. Benzer olaylar dünyanın birçok ülkesinde de ortaya çıkacak. Türkiye'deki su kaynakları küçüleceği için su sıkıntısı ve yer yer çöl görünümlü arazi yapılarıyla kum fırtınaları da görülmeye başlanacak. Dünya tahıl üretimi azalacak, açlıklar artacak. Esasında bu içinde olduğumuz, yaşadığımız dönemi anlatıyor" dedi. "Himalaya’da 2035 yılında buz kalmayacak" İklim değişikliğinin etkilerinin devam etmesi durumunda su kaynaklarının ciddi boyutta etkileneceğine vurgu yapan Toksoy, "Himalaya’da 2035 yılında buz kalmayacak, insan göçleri artacak, sıcaklık nedeniyle ölüm olayları artacak. Çeşitli salgın hastalıklar yaygınlaşacak, küresel bazda yiyecek krizi yaşanacak. Çatışmalar ve savaşlar en az iki katına çıkacak. 5 derece ısınırsa New York sular altında kalacak. Dünyanın en önemli şehirlerini besleyen su kaynakları tümüyle kuruyacak. Los Angeles, Kahire, Türkiye, İran yaşanamaz hale gelecek. Kuzey ve Güney kutuplar da ılıman iklime sahip olacak ancak dünyanın orta enlemleri yaşanamaz olacak. 6 derece ısınırsa denizler mavi görünmesine rağmen canlı kalmayacak. Bugün uygarlığın yaygın olduğu karaların büyük bir kısmı çöle dönecek" diye konuştu. "21. yüzyılın sonunda sıcaklık 4-5 derece artacak deniliyor" Günümüzdeki çatışmaların yüzde 3'ü ile 20'si arasının iklim değişikliğinden kaynaklandığını vurgulayan Prof. Dr. Toksoy, "Tüm ülkelerde yenilenebilir enerji kaynaklarının yılda yüzde 2 oranında artması gerektiğini tespit ediyorlar. Karbondioksit gazı salınımının azaltılmaması halinde 21. yüzyılın sonunda sıcaklık 4-5 derece artacak deniliyor. Bilim insanları, dünya nüfusunun yarısının olumsuz hava şartları yüzünden öleceğini, diğer yarısının da kalan kaynakları ele geçirmek için savaşlar çıkaracağını düşünüyor. Bir dünya savaşı çıkma ihtimali 2 derece sıcaklık artması halinde yüzde 13 artıyor. 4 derece artış yaşanması halinde yüzde 26 artıyor. Günümüzde çatışmaların yüzde 3 ile yüzde 20 arasındaki kısmı iklim değişikliği nedeniyle yaşanıyor. Bize başka gösteriyorlar ama bu çıkan savaşların yüzde 2 ila 20’si iklim değişikliği hazırlıklarından kaynaklı" şeklinde konuştu. Panelde konuşan Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mahmut Gür, panelin hem öğrenciler hem de akademik camia için değerli katkılar sağlayacağını belirtti. Gür, bilim adamlarının ele alacağı konuların alanın gelişimine ışık tutacağına inandığını ifade etti. Panel Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Alper Bulut ise iklim değişikliğinin 21. yüzyılın en büyük küresel tehditlerinden biri haline gelerek yalnızca çevresel değil, aynı zamanda ekonomik ve toplumsal açıdan ciddi riskler oluşturduğunu söyledi. Bulut, çevresel bozulma ile ekonomik büyüme arasındaki bağın koparılmasını amaçlayan yeni bir iktisadi yaklaşıma ihtiyaç duyulduğunu vurgulayarak, "Bu ihtiyaçtan doğan yeşil ekonomi kavramı, Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından toplumsal refah ve eşitlikten ödün vermeden çevresel zararları ortadan kaldıran bir ekonomi modeli olarak tanımlamaktadır" ifadelerini kullandı. Karadeniz Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mahmut Bayramoğlu ise yeşil ekonomiye geçişte doğru ve sürdürülebilir finansman modellerinin kritik bir role sahip olduğunu ifade etti. Çankırı Karatekin Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Seda Erkan Buğday da iklim değişikliğinin tarım, sanayi ve enerji gibi temel sektörlerde köklü dönüşümleri zorunlu kıldığını söyledi.

Ulusal Su Kurulu’nda Alınan 10 Yeni Karar Açıklandı Haber

Ulusal Su Kurulu’nda Alınan 10 Yeni Karar Açıklandı

ANKARA (İHA) - Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Ulusal Su Kurulu’nun 3. toplantısında alınan 10 kritik kararı kamuoyuyla paylaştı. Suyun sürdürülebilir kalkınma ve insan refahı için önemini vurgulayan Yumaklı, küresel iklim değişikliğinin su kaynaklarını ciddi şekilde tehdit ettiğine dikkat çekti. Yumaklı, iklim değişikliği nedeniyle temiz suya erişimin artık bir beka meselesi olduğunu belirterek, "Biz de ülke olarak bu anlayışla geniş bir yelpazede kritik adımlar atıyoruz. Yani ekonomimizde, artan üretimimizde, tarımda, sanayide, enerjide, turizmde ve daha birçok sektörde öncelikli olarak su kaynaklarımızı göz önünde bulunduruyoruz" dedi. MODERN SULAMA VE BİLGİ PAYLAŞIMI Modern sulama sistemleri, yapay zekâ destekli uygulamalar ve erken uyarı sistemleriyle ilgili bilgi veren Yumaklı, belediyeler arasında bilgi ve tecrübe paylaşımını artırmaya yönelik çalışmaların sürdüğünü ve bu yıl 15 belediyenin daha projeye dahil olduğunu açıkladı. Yumaklı, "Sorumluluk hareketine dönüştürmekle ilgili çabalarımız ve gayretlerimiz devam ediyor. Kayıt oranlarının indirilmesi, tarımda sulama randımanının artırılması ve sanayide su kullanımının azaltılması için önümüzdeki günlerde de çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz" dedi. HAVZA VE PEYZAJ DÜZENLEMELERİ Yumaklı, "Bugün de Afyonkarahisar, Diyarbakır ve Trabzon Valilerimiz havza kurullarında öne çıkan hususlarla ilgili sunumlarını bizlerle paylaştılar. Özellikle çok su tüketen peyzajlar yerine suyu az tüketen kurakçıl peyzaj düzenlemelerinin yaygınlaştırılması konusu da yine bugün tartıştığımız konular içerisinde yer aldı. Ayrıca sürdürülebilirlik tedbir risk yönetimi, halk sağlığı ve refah sosyoekonomik yaklaşımı, ortak sorumluluklar ile teknolojik bilimsel gibi temel ilkelere dayanan ulusal su planımızla ilgili istişarelerde bulunduk" dedi. Ayrıca, Kuzey Ege ile Batı Akdeniz havzalarındaki sektörel su tahsis planlarının onaylandığını bildirdi. KURAKLIK VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK TEDBİRLERİ Ulusal Su Kurulu'nda alınan kararlar Bakan Yumaklı tarafından açıklandı: Teknik çalışmaların tamamlanarak sürecin Türkiye Büyük Millet Meclisine arzuyla ilgili başlatılması, Havza su kurullarında öne çıkan hususların fiili durumların ve planlamalarının takip edilmesi ve bir sonraki toplantıda ulusal su kurumuna bilgi verilmesi, Fırat-Dicle havzasının iklim değişikliğinin su kaynaklarının etkisi tespit edilmesi ve kuraklıkla mücadele acil önlem planının hazırlanması, Afyonkarahisar ilinde yapılan yağmur suyu hasadı kurakçıl peyzaj uygulamaları ve farkındalık oluşturulması gibi su verimli çalışmalarına dair iyi uygulamaların valilikler koordinasyonunda illerde örnek uygulama olarak başlatılması, Diyarbakır Ligi'nde başlatılan su gönüllüsü gençler sahada girişimi çalışmalarının Milli Eğitim Bakanlığı koordinasyonunda ülkemizdeki tüm okullarda yaygınlaştırılması, Kuraklık riski altında olan göllerimize yetişkin eylem planlarının hazırlanması, uygulamaya geçmiş ya da geçecek olan eylem planlarımız da bir sonraki kurula sunulması, Bakanlıklar, üniversiteler, yerel yönetimler başta olmak üzere tüm kamu kurum ve kuruluşlarında yeşil sahalarda ve refüjlerde, peyzaj alanlarında park ve bahçelerde kurakçıl peyzaj uygulamaları gece sulaması ve ara bulmuş atık suların yeniden kullanılmasını içeren kurakçıl ve peyzaj uygulamaları, rehber takımının uygulanması ve bu konuda Cumhurbaşkanımızın onayına sunulması, Aynı zamanda hem Tarım Orman Bakanlığı hem de Çevre Şehircilik Bakanlığının çalışmalarının birleştirilerek bu onaya tabi olması konusunda karara bağlanması, Ulusal Su Planı nihai hale getirilmesi bir sonraki toplantıda kurulun onayına sunulması, Büyük Menderes Kuzey Ege ve Batı Akdeniz planlarının onaylanması. ULUSAL SU PLANI NİHAİ HALE GETİRİLECEK Taslak Su Kanunu ve Taşkın Kanunu’na yönelik çalışmaların tamamlanarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulacağını açıklayan Yumaklı, Ulusal Su Planı’nın da bir sonraki toplantıda nihai hale getirilip kurulun onayına sunulacağını ifade etti. "SU YÖNETİMİNİ SÜREKLİ İYİLEŞTİRECEĞİZ" Su yönetiminin aciliyetini vurgulayan Yumaklı, "Ülkemizde Ulusal Su Kurulu ile su yönetimine yön verecek bir yapının tesisi sağlanmıştır ancak bununla ilgili müştereklerin ortak kuralına veya ortaklaşa kabul edilen kararlar doğrultusunda adil, akıllı ve etkin bir şekilde uygulanması zaruridir. Bu sebeple kurul marifetiyle su yönetimi statülerimizi sürekli olarak iyileştireceğiz ve bunu da kamuoyumuzun bilgilerine arz edeceğiz" dedi. Kurulda alınan kararlar, su kaynaklarının korunması ve etkin kullanımı adına kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.