TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Tarım Haberi

AGRONEWS - Tarım Haberi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tarım Haberi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Uludağ Etekleri Lavanta Kokacak: Keles’te 30 Bin Fidan Üretildi Haber

Uludağ Etekleri Lavanta Kokacak: Keles’te 30 Bin Fidan Üretildi

Bursa'nın Keles ilçesindeki Pınarcık Süs Bitkileri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi, Uludağ eteklerinde lavanta bahçeleri kurulması ve bölge çiftçisinin gelirinin artması için 30 bin fidan üretimine başladı. Kooperatif Başkanı Mehmet Sakarya, kooperatifi bölge çiftçilerinin bir araya gelmesiyle 2017 yılında kurduklarını hatırlatarak, bir süre Bursa Büyükşehir Belediyesinin desteğiyle mevsimlik bitki üretimi yaptıklarını ancak son bir yıldır daha kalıcı ürünlere yöneldiklerini anlattı. Ihlamur, at kestanesi, sedir, kayın ve ladin ağaçların fidanlarını üretmeye başladıklarını dile getiren Sakarya, bunların yanında bu yıl ilk kez lavanta fidanı üretimine yöneldiklerini söyledi. Lavantada 30 binle deneme üretimi yaptıklarını belirten Sakarya, "6 üyemizin ortaklığıyla yaptık. Saksıda üretip kısmen yere dikmemiz gerekiyorsa yere dikip lavanta behçesi yapmayı planlıyoruz. Yarı mamül satmak üzere başladık" dedi. İklim ve rakım olarak çok güzel tepki aldıklarını ifade eden Sakarya, şöyle konuştu: "Uludağ eteklerinde bin 100 rakımdayız ancak İzmir, Yalova ve Bursa merkeze göre daha iyi konumdayız. Şu anda lavata garanti ürünümüz diyebiliriz. Makasla, çeliklemeyle çoğaltabiliriz. Hedefte sıkıntı yok. Arz talebe göre şekillendirebiliriz. Yaz dönemi iyi geçiyor. Bahçe denemesi de yapacağız. Kışı da iyi geçirirse, iyi tepkiler alırsak, üretimi yaygınlaştıracağız." Sakarya, bölgede tarımın çok zor olduğuna dikkati çekerek, "Genellikle kısıtlı olarak örtü altı üretim yapılıyor. Buralarda geçim kaynağı olabilir lavanta. Bu tarz dayanıklı bitkiler yapmalıyız. Kiraz ve çilek bölgede dar alanlarda yapılıyor ancak biz farklı alternatif ürünler geliştirmeye çalışıyoruz. Uludağ eteklerini lavanta kokutabilir, renklendirebiliriz" diye konuştu. Lavantanın ıhlamura nazaran daha kolay olduğunu vurgulayan Sakarya, "Yıllık üretimimizi 200 bine çıkarmamız zor değil. Bölgedeki üreticilerin kullanamadıkları arazileri lavanta bahçesine dönüştüreceğiz. Bölge halkına lavanta ile gelir sağlamayı hedefliyoruz" ifadesini kullandı.

Manisa’da Ata Tohumlu Altınbaş Kavunu İçin Coğrafi İşaret Hamlesi Haber

Manisa’da Ata Tohumlu Altınbaş Kavunu İçin Coğrafi İşaret Hamlesi

Manisa’da Karaoğlanlı bölgesinde Ata tohumundan yetişen, kendine has aroması ve tadı olan Altınbaş Kavunu hasadı başladı. Bölgeye has Altınbaş Kavununa coğrafi işaret almak için girişimde bulunuldu. Manisa'nın Şehzadeler ilçesi Karaoğlanlı Mahallesi menşeli, "Altınbaş Kavunu" olarak bilinen kavun kendine has özellikleriyle öne çıkıyor. Karaoğlanlı Mahallesi’nde yaklaşık 200 dönümlük alanda üretimi yapılan kavun dışı sarı ve ince kabuklu, aromatik ve oldukça tatlı olması ve sarı parlak rengi dolayısıyla "Altınbaş" olarak adlandırılıyor. Karaoğlanlı’nın atalarından gelen bu kavun, bölgeye özgü, yerel bir kültürel miras olarak tarımına devam ediliyor. Yerel tohumla yani kavun çekirdeğinden geleneksel yöntemlerleler üretiliyor. Üreticiler tarafından sabah erkenden toplanan kavunlar meydanda satışa sunuluyor. Hatta İzmir ve çevre illere gönderiliyor. Yakın mahallelerde de ekilmeye başlandı. Kabuğu ince olduğu için raf ömrü az. Bundan dolayı olgunlaştığında 2-3 gün içinde tüketilmesi gerekiyor. Karaoğlanlı Mahalle Muhtarı Hakan Kara, "Karaoğlanlı sadece bir mahalle değil. Geçmişe dönük bakarsan Rumlardan kalma iki tane okulumuz, kilisemiz. Roma döneminden kalma kral mezarlarımız. Bu anlattıklarımı şu anlama geliyor buranın tarihi çok eskiye dayanıyor. Osmanlı öncesine dayanan bir yerleşim yeri. Her gelen insanlar buraya bir şeyler katmış. Kimisi sebze getirmiş, kimisi kavun karpuz getirmiş çeşitliliği sağlamış. Altınbaş Kavunu da bunlardan bir tanesi. Ne zaman gelmiş, ekim ne zaman olmuş bu konuyla ilgili bir bilgi yok. Ama geleneksel yöntemlerle yapılıyor. İçinden alınan çekirdekle üretiliyor. Hibrit tohum kullanılmıyor. Yani bir laf vardır nerede o eski domatesler, nerede o eski salatalıklar diye. O eski tohum hala duruyor. Aynı aroma, aynı lezzet, aynı koku hiç değişmiyor. Bunun orijinalliği korunarak devam ediliyor. Bizim burada hala kullanılan bir sistem var. Annelerimiz, babalarımız evlerde çekirdek saklarlar kavanozlarda. Bunun içinde eski karpuzlarımız vardır kara karpuz deriz. Çekirdekli aroması yüksek. Biz bunları hala üretmeye devam ediyoruz. Bunun bir pazarı yok. Ticari olarak bundan para kazanmak şansımız yok. Hibrit tohum olmadığı için ticari olarak kullanamıyoruz. Biz ne yapıyoruz kendimiz ekip kendimiz yiyoruz. Veya burada pazara çıkarıyoruz. Bunu bilen kişiler gelip alıyor buradan" dedi. Coğrafi işaret almak için girişimde bulunduklarını açıklayan Kara, "Coğrafi işaret almaya çalışıyoruz. Sayın Valimizle, İl ve İlçe Tarım Müdürlerimizle bu konuyu görüştük. Karaoğlanlı’dan olan AK Parti Şehzadeler İlçe Başkanımız Ahmet Nalband’a konuyu anlattık. Bu konuda yardımcı olacaklar. Çalışmalarımız devam ediyor. Nasıl Göbeklitepe tarihin sıfır noktasıysa Karaoğlanlı’da bu bölgenin sıfır noktasıdır. Mahallenin her tarafı tünellerle örülüdür. Bunlar çok eski zamandan gelmiş tohumlardır. Meydanda bir Pazar kuruluyor. Çiftçilerimiz her sabah 7 ila 8 arasında topladıkları kavunları getirirler. Karaoğlanlı’da tahminen 200 dönüm Altınbaş Kavunu ekili alan bulunuyor. Buradan bir kısmı toptan olarak Manisa dışındaki illere İzmir’e, başka illere gider, bir kısmı da burada satılır. Civar mahalleler bunu yeni yeni keşfetmeye başladı, ekmeye başladılar. Bunu bilmeyenler ilk başta kabak zannediyorlar. Yiyen arkasını arıyor. Tek sıkıntımız kabuğu ince olduğu için raf ömrü azdır. Bu kavun olgunlaştığında 2-3 gün içinde tüketilmesi gerekiyor. Tüketilmezse bozulmaya başlıyor. Coğrafi işaret aldıktan sonra festival düzenlemek, tanıtımını yapmak, bölgenin diğer illerine duyurmak ondan sonraki adım. Öncelikle coğrafi işareti almak lazım" diye konuştu. Üreticilerden Hakan Abadanç, "Emekli polisim. Yaklaşık 10 yıldır bu işin içindeyim. Emekli olduktan sonra kendime ait 10 dönümlük yere Altınbaş kavununu ektim. Altınbaş Kavunu sadece bizim Karaoğlanlı’ya has bir kavundur. Yakın köylerde üretimi başladı. Çekirdeğinden tekrar üretilen bir kavundur. Ata tohumu yani eski domatesler, patlıcanlar, biberler olduğu gibi tadı ve aroması çok mükemmel. Fakat diğer bölgelerdeki insanlarımız bunu kabağa benzetiyor, kavuna benzemediğini söylüyor. Ama tattıktan sonra hepsi çok memnun kalıyor. İnşallah bunun tanıtımını yaparız. Bunu Şehzadeler İlçesi Karaoğlanlı Mahallesi olarak bunu tescilleriz. Bizim halkımız için iyi bir yatırım olur diye düşünüyoruz. Bu kavunun ekilip hasat edilmesi süreci 90 gündür. 90. Gününde toplanmaya başlar" diye konuştu. Üreticilerden İsmail Yoğurtçu, "Aroması olan bir kavun. Kokulu ve tatlı bir kavun. Erken çıkıyor. Doğada organik bir ürün, ilaç falan yok. 10 günden beri kavun kırıyoruz. 1 ay daha sürer. Toptan verdiğimiz gibi perakende de satış yapıyoruz. İnsanlar bu kavunu beğendi. Ata tohumu çekirdeklerinden üretimi yapılabiliyor" dedi.

Pazaryeri’nde Arpa Ve Buğday Hasadı Çiftçiyi Sevindirdi Haber

Pazaryeri’nde Arpa Ve Buğday Hasadı Çiftçiyi Sevindirdi

Bilecik’in Pazaryeri ilçesinde arpa ve buğday hasadı başladı. Mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklıklar nedeniyle erken olgunlaşan ürünler, bu yıl hem verimi hem de kalitesiyle çiftçilerin yüzünü güldürdü. Pazaryeri ilçesine bağlı kırsal Gümüşdere Mahallesi başta olmak üzere birçok mahallede ve köylerde başlayan hasat çalışmalarında dönüm başına 500 ila 600 kilogram ürün elde edildi. Ambarların dolup taştığı köylerde, çiftçiler bu yılki mahsulden son derece memnun olduklarını dile getirdi. Ürünlerin önemli bir kısmı Toprak Mahsulleri Ofisi’ne (TMO) gönderilmek üzere yola çıktı. Pazaryeri İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerine göre ilçe genelinde yaklaşık 60 bin dekar alanda arpa ve buğday ekimi yapıldı. Bu rakam, bölge tarımı açısından oldukça önemli bir üretim hacmini işaret ediyor. Öte yandan, hasat sezonunun sıcak ve kurak hava şartlarında gerçekleşmesi nedeniyle İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü, biçerdöverle yapılan hasat sırasında yangın riskine karşı önlemler aldı. Biçim yapılan her alanda su tankeri veya yangın söndürücü bulundurulması zorunlu hale getirildi. Tarım yetkilileri ve köy muhtarları, biçerdöver operatörlerini ve üreticileri dikkatli olmaları konusunda uyardı. Alınan bu tedbirlerle, muhtemel arazi yangınlarının önüne geçilmesi hedefleniyor. Pazaryeri’nde bu yılki hasat hem üreticiler hem de bölge ekonomisi adına umut verici bir tablo ortaya koydu. Gümüşdere köyünde çiftçilik yapan 25 yaşındaki genç çiftçi İlyas Muhammed Dur, "Köyümüzde arpa ve buğday hasadımız başladı. Ekiz, masaccio cinsi buğdaylarımızdan dönüme 5 yüz ile 6 yüz kilo arası verim aldık. Ürünlerimizi hasat sonrası Toprak Mahsulleri Ofisi'ne teslim edeceğiz. Herkese hayırlı ve bereketli hasatlar dilerim" diye konuştu.

Yangın Mağduru Çiftçiden Alınan 20 Ton Karpuz Ücretsiz Dağıtıldı Haber

Yangın Mağduru Çiftçiden Alınan 20 Ton Karpuz Ücretsiz Dağıtıldı

Bilecik'te geçtiğimiz ay çıkan orman yangınında Osmaneli ilçesine bağlı Soğucakpınar köyünün Kaşıkçı Mahallesi adeta kül olmuştu. Pazaryeri Belediyesi, yangından etkilenen çiftçilerden 20 ton karpuzu alarak ücretsiz dağıttı. Sakarya'nın Taraklı ilçesinde geçtiğimiz ay başlayan orman yangını, rüzgarın etkisiyle Bilecik'in Gölpazarı ve Osmaneli'ne bağlı 9 köyü etkisi altına almıştı. 3 gün havadan ve karadan binlerce kişinin canla başla çalışarak kontrol altına almaya çalıştığı alevler yağan yağmurun etkisiyle kısmen kontrol altına alımıştı. Yangında tamamen yanan Köprücek, Tongurlar ve Soğucakpınar köyleri 'Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi' olarak ilan edilmişti. Yangın mağduru çiftçilerden 20 ton karpuz alındı Bilecik'in Pazaryeri Belediyesi, Osmaneli'ne sıçrayan orman yangınından etkilenen üreticilere anlamlı bir destek sağladı. Yangından zarar gören Kaşıkçı mahallelerinde karpuz üretimi yapan çiftçilerin tarlalarındaki 20 ton karpuz, Pazaryeri Belediyesi tarafından satın alındı. Satın alınan ürünler ilçe merkezine getirilerek vatandaşlara ücretsiz olarak dağıtıldı. Hem yangın mağduru üreticilere ekonomik destek sağlandı hem de Pazaryeri halkına güzel bir dayanışma örneği sunulmuş oldu. "Çiftçilerimize de inşallah destek olan çıkar" Pazaryeri Belediye Başkanı Zekiye Tekin, yapılan desteklerle ilgili yaptığı açıklamada, "Yangından etkilenen Osmaneli Soğucakpınar köyü Kaşıkçılar mevkiinde karpuz üreten çiftçilerimize, özellikle kadın çiftçilerimize destek amaçlı karınca misali bir desteğimiz olsun istedik. Pazaryeri Belediyesi olarak bir kamyon karpuz aldık. İnşallah devamı da gelsin diye düşünüyoruz. Aldığımız karpuzları da Pazaryerili hemşehrilerimize ücretsiz olarak kendilerine takdim edelim istedik. Allah hayrımızı kabul etsin inşallah rabbim böyle günler yaşatmasın. Çiftçilerimize de inşallah destek olan da çıkar" dedi.

Karadeniz’de Gal Arısına Karşı Mücadele Sonuç Veriyor Video Galeri

Karadeniz’de Gal Arısına Karşı Mücadele Sonuç Veriyor

Karadeniz Bölgesi’nde kestane ağaçlarını kurutan gal arısına karşı mücadele sürüyor. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Talip Çeter, mücadelenin etkilerini göstermeye başladığını ve kestane balında rekoltenin tekrar artmasını beklediklerini ifade etti. Karadeniz Bölgesi'nde ilk kez 2021 yılında görülen ve kestane ağaçlarının kurumasına sebep olan kestane gal arısıyla mücadele devam ediyor. Halk arasında ‘katil arı’ olarak bilinen kestane gal arısına karşı Kastamonu Orman Bölge Müdürlüğü laboratuvarında çoğaltılan 3 bin adet ‘Torymus Sinensis’ böceği, kestane ağaçlarının yoğun olarak bulunduğu ormanlık alanlara bırakıldı. Gal arılarının yumurtalarıyla beslenen böcekler ile ağaçların kurumasının ve yüzde 80 civarında meyve kaybına sebep olan gal arılarının azaltılması hedefleniyor. Kastamonu Orman Bölge Müdürlüğü, kestane ağaçlarının tomurcuklarına yumurta bırakarak çiçek açmasını engelleyen ve zamanla ağaçları tamamen kurutan gal arısıyla mücadele için ilk olarak Cide, İnebolu, Bozkurt ve Çatalzeytin ilçelerinde 12 farklı noktaya laboratuvarda üretilen "Torymus Sinensis" salımı gerçekleştirdi. Mücadele çerçevesinde şu ana kadar da İnebolu, Cide, Bozkurt ve Çatalzeytin ilçelerine 4 bin 200 adet tuzaklar asıldı. Yüzde 80 oranında verimi düşen kestane balı üretiminde rekoltenin de yapılan mücadele neticesinde sayesinde bu yıl artması hedefleniyor. Kastamonu Üniversitesi Fen Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Talip Çeter, Kastamonu Üniversitesi Fen Bilimleri Fakültesi doktora öğrencisi Serhat Karabıcak ve Kastamonu Üniversitesi Fen Bilimleri Fakültesi Biyoloji Bölümü doktora öğrencisi Oktay Bıyıklıoğlu, İnebolu ve Bozkurt ilçelerinde kestane ağaçlarında incelemelerde bulundu. Çeter, Karabıcak ve Bıyıklıoğlu, kestane ormanlarında yaptıkları incelemeler sonrasında kestane ağaçlarında çiçeklenmede artış olduğu ve bu yıl kestane balında da rekoltede artış beklediklerini söyledi. Kestane balının Karadeniz Bölgesi için oldukça önemli bir arı ürünü olduğunu ifade eden Prof. Dr. Talip Çeter, "Kestane balı, Karadeniz Bölgesi için oldukça önemli bir arı ürünü. Hem katma değeri yüksek hem de şifa kaynağı olarak kullanılan bir arı ürünü. Kestane balı, kestane bitkisinin polen ve nektarından arı tarafından alınarak üretiliyor ama son zamanlarda özellikle yurtdışı kaynaklı olarak ülkemize giren ve Kastamonu bölgesini de yoğun olarak etkileyen kestane gal arısı, önemli derecede verimde düşüşe sebep oldu. Orman Bölge Müdürlüğü tarafından yapılan hem fiziksel hem de biyolojik mücadeleyle bunun bu yıl gerilediğini görüyoruz. Gal arısının yayılışının ve salgınının kestane ormanlarında gerilediğini görüyoruz. Kestane bitkisinin özellikle yıllık filizlerine yumurta bırakmak suretiyle burada oluşturduğu gal, hem fotosentetik üretimini engelliyor ve bitkinin gelişimini engellemek suretiyle de çiçeklenmesini dolayısıyla polen ve nektar üretimini olumsuz yönde etkilemek suretiyle bundan bir yan ürünü olarak elde edilen bal üretimini de çok olumsuz etkiliyor" dedi. "Gal arısıyla ilgili daha çok araştırmaların yapılması gerekiyor" Kastamonu Üniversitesi Fen Bilimleri Fakültesi doktora öğrencisi Serhat Karabıcak ise, "Şu anda maalesef ki rekoltenin düşük olmasının sebeplerinden biri olarak gal hastalığını görebiliyoruz. Hem çiçeklenmeyi engellemesi hem de ağacı neredeyse kurutacak düzeye kadar getirmesi sebebiyle gal arısı büyük bir tehlike oluşturmaktadır. Gal arısının ülkemize Bursa bölgesinden yaklaşık 7-8 yıl önce giriş yaptığı bilinmektedir. Bundan dolayı kestane balı üretimi ve kestane ürünleri özellikle büyük rekolte kaybına neden olmaktadır. Gal hastalığıyla ilgili çalışmalar yapılmaktadır. Ormancılarla görüştüğümüz zaman predatörü olan bir böceği saldıkları ve bunun ne kadar yeterli olduğunu yıllar bunu bize gösterecek. Bu konuda daha çok araştırmaların yapılması gerekiyor. Türkiye burada kestane balı üretiminde öncü ülke" şeklinde konuştu. "Gal arısında bu yıl düşüş görülmektedir" Ballarla ilgili tez araştırması yapan Kastamonu Üniversitesi Fen Bilimleri Fakültesi Biyoloji Bölümü doktora öğrencisi Oktay Bıyıklıoğlu da, "Bunu önlemek için hem biz, Biyoloji Bölümü olarak hem de Tarım ve Orman Bakanlığının birçok çalışması mevcuttur. Bazen fermon tuzaklarıyla çalışmalar yürütülürken kimi zamanda çalışalar biyolojik mücadele yöntemi ile yapılmaktadır. Biyolojik mücadele yönetimi oldukça etkili ve dünyanın genelinde sonuç alınmış bir yöntemdir. Ancak bu mücadele ortalama 7-8 yıl sürmektedir. Bakanlığımızın çalışmalarıyla birlikte gal arısında bu yıl düşüş görülmektedir. Aynı zamanda bizim yine önemli bir çıktığımız olan kestane balı üretiminde de iyileşmeler görülmektedir. Bu yıl Karadeniz Bölgesinde mücadelede dördüncü yıldayız. Yaklaşık 5-6 yıl içinde muhtemel kestane ormanlarında ciddi düzelmeler olacaktır" ifadelerini kullandı.

Adana’da Domates Üreticisi Fiyatlardan Şikâyetçi Haber

Adana’da Domates Üreticisi Fiyatlardan Şikâyetçi

Türkiye'nin önemli üretim merkezlerinden Adana’da açıkta hasadı yapılan domatesin tarladaki fiyatının 3 ile 5 lira arasında değiştiği bildirildi. Türkiye’nin sebze üretim merkezlerinden Adana’da yaklaşık 25 bin dönüm alanda ekimi yapılan domateste verim ortalama dönüm başına 5 ila 6 ton arasında değişirken hasatta yoğun şekilde devam ediyor. Kentte salçalık domatesinde tarlada fiyatlarının 3 TL'ye sofralık domateste ise 5 liraya kadar düşmesi dikkat çekerken üreticisini de üzdü. Yaz boyunca hasadın süreceği domateste üreticiler bir dönüm maliyetin yaklaşık 40 bin lira olduğunu bildirdi. Adana'da yaklaşık 150 bin ton domates rekoltesi beklendiği kaydedildi. "Geçen sene 6-7, bu sene 3 TL" Hasat sırasında İhlas Haber Ajansı’na konuşan Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, "Adana’da domatesin ekim alanı fazla olmamasına rağmen fiyatlar çok düşük. Geçen sene fiyatlar 6-7 lira arasındayken bu sene salçalık domates 3 ile 3,5 lira arasında değişiyor. Piyasada istek yok. Adanalı çiftçi bu sene hiçbir üründen para kazanamadı. Çiftçilere DFİF desteği istiyoruz" dedi. Kentte 150 dönüm alanda domates ekimi yapan üreticilerden Lütfi Kılıç, "Bu sene fiyatlar çok düşük. Salçalık domatesi 3 ile 3 buçuk lira arasında değişiyor. Piyasaya sürülen sofralık domates ise 5 ile 6 lira arasında değişen fiyatlarla satılıyor. 1 dönüme maliyetimiz 35-40 bin lira. Ürün kendisini kurtarmıyor" diye bilgi verdi.

Gaziantep’te Fide Desteğiyle İlk Hasat Yapıldı Video Galeri

Gaziantep’te Fide Desteğiyle İlk Hasat Yapıldı

Gaziantep'te, Şahinbey Belediyesi tarafından dağıtılan domates, biber, patlıcan, salatalık, kavun ve karpuz fidelerinden ilk hasatlar toplanmaya başlandı. Şahinbey Belediyesi, çiftçilerin tarımsal üretimine katılımı teşvik etmek ve ekonomilerine katkı sağlamak amacıyla fide dağıtımı yaptı. Dağıtılan fidelerin ilk hasadı Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu ile birlikte yapıldı. Çiftçiler, verilen destekten memnun olduklarını ifade ederek domates, biber, patlıcan, salatalık, kavun ve karpuzda ilk hasadı toplamanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. "Çiftçimiz memnun, biz de memnunuz" Çiftçilere desteklerin devam edeceğini söyleyen Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, "Yaptığımız çalışmalar ve verdiğimiz emekler karşılık buluyor. Şu anda tarlamız biberle dolu, salatalıklar da aynı şekilde. Az önce karpuz hasadına baktık. Her yıl olduğu gibi bu yıl da çiftçilerimize 10 milyonun üzerinde fide desteği sağladık. Domates, biber, patlıcan, salatalık, kavun ve karpuz gibi ürünlerde ciddi bir üretim artışı yaşandı. Bu fideler sayesinde sadece Gaziantep'in değil, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinin de sebze ihtiyacı karşılanıyor. Dağıttığımız fideler, Gaziantep'in iklim ve toprak şartlarına uygun yerli çeşitlerden oluşuyor. Örneğin az önce incelediğimiz patlıcan, dolmalık türde ve tamamen yöremize ait. Biber ve salatalıklar da yine Gaziantep'e özgü. Bu çalışmalarla bölgeye ait yerel ürünlerin yaşatılmasına katkı sağlıyoruz. Çiftçimiz memnun, biz de memnunuz. Çünkü üretim demek, istihdam demektir. Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi, üretimi ve istihdamı artırmak adına çiftçimize destek vermeyi sürdüreceğiz" dedi. "Dağıtılan fideler meyvesini veriyor" Hasat ile ilgili konuşan çiftçi Meryem Özbay, "Sağ olsun başkanımız bize yardımcı oluyor. Dağıtılan fideler meyvesini veriyor. Şahinbey Belediyesine desteklerinden dolayı teşekkür ediyoruz. 5 günde 20 torba topluyoruz. Kilosunu 15 TL'den satıyoruz" diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.