TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Tarım Ve Orman Bakanlığı

AGRONEWS - Tarım Ve Orman Bakanlığı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tarım Ve Orman Bakanlığı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Atıl araziler üretime açılıyor: Kiralık tarla uygulaması başladı Haber

Atıl araziler üretime açılıyor: Kiralık tarla uygulaması başladı

Gerçek kişiler için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı şartı aranıyor. Kiralama öncelikli olarak, kiraya verilecek tarım arazisinin bulunduğu yerleşim yerinde ikamet edenlere, sivil toplum kuruluşlarına ve meslek odalarına yapılacak. Öncelikli gruplardan birden fazla istekli çıkması halinde en yüksek teklifi verene, öncelikli gruplardan istekli çıkmaması halinde ise diğer isteklilerden en yüksek teklifi verene kiralama yapılacak" dedi. Tarım ve Orman Bakanlığı, işlenmeyen tarım arazilerinin üretime kazandırılması için tarihi bir adım attı. Üst üste iki yıl ekilmediği tespit edilen tarım arazileri, tarımsal üretimde kullanılması şartıyla sezonluk olarak kiraya verilecek. Kiralama öncelikle, kiraya verilecek tarım arazisinin bulunduğu yerleşim yerinde ikamet edenlere, sivil toplum kuruluşlarına ve meslek odalarına yapılacak. Kira bedeli, komisyon tarafından takdir edilen rayiç kira bedelinden düşük olamayacak. Araziler belirlendi, süreç başladı Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Altın Emlak Global Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Hakan Özelmacıklı "İşlenmeyen Tarım Arazilerinin Tarımsal Amaçlı Kiraya Verilmesine İlişkin Yönetmelik, 22 Ağustos 2024'te yürürlüğe girmişti. Bakanlık bünyesinde kurulan komisyonlar uydu görüntüleri ve saha çalışmalarıyla işlenmeyen araziler tespit edildi. İlk listeler geçen yıl Eylül ayında yayımlanmıştı. Dikili ve örtü altı tarım arazileri kiralama işlemleri kapsamına alınmıyor. Üst üste iki yıl işlenmeyen arazilere ilişkin ilk listeler 1 Eylül 2025'te ilana çıkıyor" dedi. Başvurular ve öncelikli gruplar Özelmacıklı, "Kiralama sürecine katılmak isteyenler, il müdürlüklerine başvuruda bulunabilecek. Gerçek kişiler için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı şartı aranıyor. Kiralama öncelikli olarak, kiraya verilecek tarım arazisinin bulunduğu yerleşim yerinde ikamet edenlere, sivil toplum kuruluşlarına ve meslek odalarına yapılacak. Öncelikli gruplardan birden fazla istekli çıkması halinde en yüksek teklifi verene, öncelikli gruplardan istekli çıkmaması halinde ise diğer isteklilerden en yüksek teklifi verene kiralama yapılacak. Tarım dışı kullanım tespit edilirse sözleşmeler feshedilecek ve kiracılar bir sonraki ihalelere alınmayacak" ifadelerini kullandı. Gelir maliklere, katkı ülke ekonomisine Kira bedellerinin, arazi komisyonu tarafından belirleneceğini de ifade eden Özelmacıklı, "Kiralar rayiç bedelden düşük olamayacak. Tarım arazilerinin rayiç kira bedelinin tespitinde emsal olarak kullanılmak üzere, kiralanacak tarım arazisi ile benzer özellikte ve aynı yerleşim yerinde bulunan en az üç kiralanmış tarım arazisi tespit edilecek. Kiralanan arazilerin kira bedeli, hiçbir kesinti yapılmadan doğrudan arazi sahiplerine ödenecek. Maliklere ulaşılamaması halinde bedel, kamu bankalarında açılacak özel hesaplarda nemalandırılacak. Bu uygulamanın, yalnızca mal sahiplerine ek gelir sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda yıllık yaklaşık 75 milyar liralık ekonomik katkı oluşturması bekleniyor. Bakanlık, bu adımla hem üretimde sürekliliği sağlamayı hem de ülkenin gıda arz güvenliğini güçlendirmeyi hedefliyor" diye konuştu. Tarım arazisi sahipleri dikkat etmeli İl ve İlçe Tarım Müdürlükleri tarafından açıklanacak listelerin taşınmaz malikleri tarafından kontrol edilmesini tavsiye eden Özelmacıklı "Açıklanacak listelere 5 gün içinde itiraz edilmez ise kiraya verilme durumu netleşmiş oluyor. Komisyon bu itirazları üç gün içinde karara bağlar. Kiralama sezonu içerisinde, kiralanan tarım arazilerinin maliklerinden herhangi biri tarafından bir sonraki sezonda üretim yapacağına dair bir başvuru yapılmaz ise bu araziler üst üste iki yıl işlenmeyen tarım arazileri listesine eklenecek. Kiralanan tarım arazileri bakanlıkça belirlenen kayıt sistemlerine kaydedilecek ve kiracılar bu arazilerle ilgili tarımsal desteklerden yararlandırılacak" diyerek sözlerini noktaladı.

Ağrı'da yetişmez denilen fasulye yüksek verimiyle şaşırttı Haber

Ağrı'da yetişmez denilen fasulye yüksek verimiyle şaşırttı

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yürütülen TAKE (Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi) projeleri kapsamında Ağrı'da çiftçilere yüzde 75 hibe desteğiyle kuru fasulye tohumu dağıtıldı. 2025 yılı "Baklagil Alanlarının Yaygınlaştırılması" projesi çerçevesinde ilçede bin dekar alanda yüzde 75 hibe ile 9 bin 200 kilogram tohum verilirken, üreticilerin kendi imkânlarıyla yaptığı ekimlerle birlikte toplam 2 bin dekar alanda 18 bin 400 kilogram kuru fasulye ekildi. Çalışmalara 37 üretici katıldı. Son üç yılda üretimde artış yaşanan Patnos ilçesinde, bu yıl dekar başına 290 kilogram verim bekleniyor. "Yüzde 75 destekle aldık ve ilk kez kuru fasulye ektik" Patnos ilçesi Ürküt köyünde yaşayan ve projeden yararlanan üreticilerden Mehmet Akif Varol, desteklerin bölgedeki çiftçiler için büyük önem taşıdığını belirterek şunları söyledi: "İlçe Tarım'ın bize duyurduğu bir projeydi. Diğer mühendis arkadaşlarımızın desteğiyle, onların verdiği bilgiler sayesinde bu projeden haberdar olduk ve faydalandık. TAKE Projesi kapsamında tohumumuzu yüzde 75 destekle aldık ve ilk kez kuru fasulye ektik. Şu an yaklaşık 100 ton ürünümüz var. Önümüzdeki yıl da inşallah Tarım'ın desteğiyle daha geniş bir alanda ekim yapacağız. Çünkü verime bakıyoruz; henüz hasat başlamadı ama güzel bir sonuç alacağımızı düşünüyoruz. Seneye bu proje devam ederse daha fazla faydalanıp daha geniş alanlara ekim yapmayı planlıyoruz." Varol, ekilen "Alberto" cinsi kuru fasulyenin Kanada'dan getirildiğini ve iklime uyum sağladığını belirterek, "Bu fasulye yemeklik kuru baklagil. Hem pişmesi çok hızlı oluyor hem de tadı çok güzel. Haziranın başında ekiyoruz, eylülün başında hasadını yapıyoruz. Daha sonra kurutma ve ayırma işlemlerinin ardından satışa başlıyoruz. Dönüm başına 300-400 kilo alsak çok güzel bir verim elde etmiş oluruz. Bu hedefe ulaşmak için gereken bütün çabayı gösteriyoruz" dedi. Ailece çalıştıkları arazilerinden yüksek verim beklediklerini anlatan Varol, "Burası 8 kardeşin ortak kullandığı bir arazi. Hep birlikte çalışıyoruz. Hasat döneminde ailemiz, çocuklarımız ve dışarıdan gelen işçilerin desteğiyle bu işi el birliğiyle tamamlayacağız. İnşallah hasadı da daha bereketli bir şekilde yapacağız" ifadelerini kullandı.

Cezalara rağmen kırmızı et ürünlerinde sahtecilik sürüyor Haber

Cezalara rağmen kırmızı et ürünlerinde sahtecilik sürüyor

Tarım ve Orman Bakanlığı, sağlığı tehdit eden ve içerisinde taklit ya da tağşiş yapılan gıdalara ilişkin denetim sonuçlarını paylaşmaya devam ediyor. Bakanlığın yayınladığı listenin "Aynı değeri taşımayan madde eklenmesi" kısmında, diğer tohum yağları karıştırılan zeytinyağları, tağşiş yapılan ballar kadar kırmızı etli ürünlerdeki uygunsuzluklar dikkati çekiyor. Uygulanan cezalar ve yaptırımlara rağmen birçok firma, halen haksız kazanç elde etmek amacıyla kırmızı etli ürünlerine kanatlı eti, taşlık ve kalp ekleyerek sahteciliği, tüketiciyi aldatmayı sürdürüyor. Adana kebabından ünlü börekçiye, Konya etki ekmeğinden mantıcısına kadar Adana kebabından ünlü börekçiye, Konya'nın etli ekmeğinden, mantı harcına ve hamburger köftesine kadar birçok üründe tağşişe rastlamak mümkün. Listede yer alan bilgilere göre, Gaziantep'in Şahinbey ve Şehitkamil ilçelerinde kırmızı et kıyma içinde, İstanbul Ümraniye'de ünlü bir börekçide dana kıyma pide harcında, Kütahya'da bir dana sucukta, Konya'nın Meram ve Selçuklu ilçelerindeki lokantalarda satılan etli ekmeklerin harcında kanatlı eti tespit edildi. Antalya'da hazır daha kıymada sakatat (taşlık) tespit eden gıda denetimcileri, Bursa'nın Kestel ilçesindeki bir lokantada satılan lahmacunun harcında neredeyse kırmızı ete rastlamadı. Lahmacun harcında kanatlı eti, kalp ve taşlığı belirlendi. Gıda denetimcileri, Antalya'da dana kuzu karışık köftede, İzmir'de mantı harcında ve dana kuzu Adana kebapta ve Antalya'da hamburger köftesinde kanatlı eti tespit etti. Yetkililer, uygunsuzluk tespit edilen işlemelere cezai işlem ve yaptırımlar uygulandığını, denetimlerinin süreceğini söyledi.

Ayva üretiminde kalıntısız tarım için üreticilere tuzak dağıtıldı Haber

Ayva üretiminde kalıntısız tarım için üreticilere tuzak dağıtıldı

Tarım ve Orman Bakanlığı, Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü, Bitki Sağlığı ve Karantina Daire Başkanlığı "Kalıntı Eylem Planı Biyoteknik Mücadele Projesi" kapsamında, Pamukkale ilçesinde nar, ayva ve bağda kalıntı ile mücadele amacıyla üreticilere Akdeniz meyve sineği zararlısına karşı Tephri-trap (feromon+tuzak) dağıtımı yapıldı. Ayva üretiminin yoğun olarak yapıldığı Pamukkale ilçemizde ki 14 üreticiye Akdeniz meyve sineği zararlısına karşı 2025 üretim sezonunda biyoteknik mücadele yönteminde kullanılmak üzere tuzak dağıtımı yapıldı. Pamukkale ilçesinde düzenlenen törene Denizli Valisi Ömer Faruk Coşkun, Merkezefendi Kaymakamı Abdullah Demir, İl Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Nevzat Zayim, teknik personel ve üreticiler katıldı. Kalıntısız yaş meyve ve sebzenin ülke ekonomisine katkısı hakkında duyduğu memnuniyeti dile getiren Vali Ömer Faruk Coşkun, "İl Tarım ve Orman Müdürlüğümüz yine güzel bir proje ile üreticilerimize ve Denizli’mize hizmeti bir adım daha öne taşıyor. Biyoteknik mücadelede hem zararlıları erken aşamada izleme hem de etkin şekilde kontrol altına alma amaçlarıyla oldukça verimli ve çevre dostu bir yöntem olarak öne çıkmaktadır. Proje ile hem ürün kalıntısız hale getirilmekte hem de sürdürülebilir ve çevre dostu tarım uygulamaları desteklenmektedir. Özellikle Ayva üretim merkezimiz Pamukkale İlçemizde dağıtımını yaptığımız tuzakların üreticilerimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyor teşekkür ediyorum" dedi. "2025 üretim sezonunda kullanılmak üzere toplam 2 bin adet Tephri-trap’ın dağıtımı yapacağız" İl Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Nevzat Zayim, "İlimiz meyve yetiştiriciliği potansiyeli ve ihracatı bakımından özellikle ülkemizde önemli bir yere sahiptir. İlimizde yetiştirilen ayva, üzüm, şeftali, nektarin ve nar en fazla ihracatı yapılan ürünler arasında yer almaktadır. Bugün Pamukkale ilçemizde nar, ayva ve bağda Kalıntı Eylem Planı biyoteknik mücadele kapsamında 14 üreticimizin 250 dekar ayva bahçesinde Akdeniz meyve sineği zararlısına karşı 2025 üretim sezonunda kullanılmak üzere toplam 2 bin adet Tephri-trap’ın dağıtımı yapacağız. Bu kapsamda dağıtımı yaptığımız Tephri-trap ayva meyvesinde Akdeniz meyve sineğiyle mücadelede kullanımı, özellikle pestisit kalıntısını istenmeyen seviyelere çekme ve sürdürülebilir üretim açısından kritik bir rol oynamaktadır. Akdeniz meyve sineği polifag bir zararlı ve ihracatta toleransı sıfır olmasına istinaden zararlı ile mücadele ilimiz ekonomisi yönünden çok önemlidir. Geniş konukçu ağı zararlının yaşam döngüsünü kolaylaştırarak mücadelesini zorlaştırmaktadır" ifadelerini kullandı.

Koyun ve çobanların kıymeti bilinmedi, en büyük sorun yangınlar oldu Haber

Koyun ve çobanların kıymeti bilinmedi, en büyük sorun yangınlar oldu

Geçtiğimiz hafta İzmir Ödemiş'te meydana gelen orman yangınında keçi ve koyun sürülerinin otladığı alanlardaki ormanlık alanlarda yangının ilerlememesi önemli bir konuyu gündeme getirdi. Aydın dağlarında çobanlık yapan 46 yaşındaki İbrahim Kundak, koyun ve keçi sürüsünün yayıldığı bölgelerde tabandaki otlar temizlendiği için yangının yürümediğini belirterek, "Bir zamanlar koyun ve keçiler ormana zarar veriyor denilerek sanki orman zararlısı imiş gibi gösterdiler. Ancak son yıllardaki yangınlar gösterdi ki, çobanlar ve koyun-keçiler tam tersine ormanın koruyucusu ve faydalılarmış" diye konuştu. "2025 yılının ilk 6 ayında 3 bin 44 yangın çıktı" Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre; 2025 yılının ilk 6 ayında 1305'i ormanlık alanda 1739'u da orman dışı alanda olmak üzere toplam 3 bin 44 yangın çıktı. Meydana gelen bu yangınların 624'ü ise Temmuz ayının ilk haftasında meydana geldi. Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında ciddi risk oluşturan yangınlar özellikle Aydın, Muğla ve İzmir için ciddi tehdit oluşturmaya başladı. "Koyun ve keçinin girdiği yerde yangın yürümez" Aydın ile İzmir dağlarında yaklaşık 33 yıldır çobanlık yapan İbrahim Kundak, yangının zemini otlardan temizlenmeyen ormanlık alanlarda çok hızlı ilerlediğini ve kontrol altına almanın da çok güç olduğunu belirterek, "Çocukluğumdan beri dağlarda ve ormanlık alanlarda çobanlık yaparım. Daha önceki yıllarda defalarca dile getirdik. Kimse dikkate almadı. Koyun ve keçinin yayıldığı alanda yangın çıksa bile ateş yürümez. Koyun ve keçiyi orman için zararlı görüyorlardı. Eskiden yangın çıksa bile bu kadar ormanlık alan yanmazdı. Dağlarda çobanlar ve sürü sayısı azaldı, çıkan yangınların önün alınmaz hale geldi. Son Ödemiş yangınında çobanların bulunduğu alanlardaki ormanlar yanmadı, keçi ve koyunun faydasını gördüler. Türkiye'de orman yangınlarına karşı yapılacak en kolay ve en faydalı mücadele bence dağlarda koyun-keçi ve çoban sayısını artırmak olacaktır" diye konuştu.

Konya Ovası’nda Hasat Düşük Verimle Başladı Video Galeri

Konya Ovası’nda Hasat Düşük Verimle Başladı

Tahıl ambarı Konya Ovasında hububatta ilk olarak başlayan arpa hasadı devam ediyor. Arpanın ardından buğday hasadının başlayacağını belirten uzmanlar, kuralık nedeniyle verimlerin rekoltede yüzde 30 kadar düşüş beklediklerini söyledi. Türkiye'nin tahıl ambarı olarak bilinen Konya Ovasında arpa hasadı başladı. 38 bin 873 kilometrekare yüzölçümünün yüzde 47'si tarım arazisi olarak kullanılan Konya'da, kuraklık nedeniyle verimde ciddi oranda düşüşler meydana geldi. Hububat hasadının başladığını, verimin oldukça düşük seviyelerde olduğunu belirten Ziraat Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Burak Kırkgöz, "Ülkemizin buğday deposu, Konya Ovasında hasatlarımız başladı. İlk arpa hasatları oluyor bu dönemde. Kıraç bölgelerde hasat yoğun bir şekilde yapılmakta. Yavaş yavaş sulu alanlarda da arpa hasatları başladı. Arkasından da buğday hasatları gerçekleşecek. Tabii kıraç alanlardaki verimlerimiz yağışların düşük olması, özellikle kış yağışını hemen hemen hiç alamamamızdan kaynaklı olarak çok düşük, hatta biçerdöver girmeyen tarlalarımız mevcut maalesef" dedi. "Dekardan 150 kilo, hatta 70 kilo civarına kadar hasatlar gerçekleşmekte" Kıraç alanlardaki verimlerin oldukça dip seviyelerde olduğuna dikkat çeken Burak Kırkgöz, "Konya Ovasının yüzde 70'e yakını kıraç, yüzde 30'a yakını da sulu alandan oluşuyor. Hububat alanlarında bu da tabii bizim bölgemizin, ovamızda birtakım düşüklüklere de neden olmakta. Bu dönemde kıraç alanlardaki verimlerimiz oldukça düşük. Bazı kıraç tarlalarda dekarından 150 kilo, hatta 70 kilolar civarına kadar hasatlar gerçekleşmekte. Tabii sulu alanlarda sulama imkanı olan çiftçilerimizin biraz daha avantajı bulunuyor. Bu alanlarda da yaklaşık 550 - 600 kilo civarında hasat gerçekleşiyor. Tabii Konya Ovası büyük bir kısmı kıraç olduğu için de verimlerimiz oldukça düşük olacak gibi tahmin ediyoruz. Ortalama 2 milyon 200 bin ton civarında buğday rekoltemiz varken, bu yıl muhtemelen 1 milyon 800 bin ton civarında buğday rekoltesi çıkacak gibi gözüküyor. Yine rekoltesini de söylemek gerekirse arpa rekoltesinde de aynı oranda bir düşüş söz konusu olacak. 1 milyon ton üzerinde bir rekoltemiz vardı önceki yıllarda, bu yıl da 800 bin ton civarında veya 900 bin ton civarında bir arpa hasadının gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Hasatları gerçekleştiren çiftçilerimizin bir yıllık emeğinin karşılığı maalesef olmamakta, burada bakanlığımızın destekleme çalışmasını yoğun bir şekilde yapmasını bekliyoruz" şeklinde konuştu. Sezonda geçerli hububat fiyatlarına değinen Kırkgöz, "Ürün fiyatları bu dönemde borsamızda yaklaşık olarak arpalar 11 buçuk lira, buğdaylarımız da 13 buçuk lira civarında bakanlığımızın açıkladığı fiyat doğrultusunda devam etmekte. Muhtemelen rekoltenin düşük olmasıyla birlikte arpa ve buğday fiyatlarında da yükselme bekliyoruz. Kapalı bir havza olan Konya Ovamızda kışın kar yağışını inşallah önümüzdeki yıl alırız. Eğer önümüzdeki yıl kar yağışını alamazsak bu önümüzdeki yılki mahsullerde de ciddi anlamda bir verim düşüklüğüne neden olacak" ifadelerini kullandı. "Seyahat halinde olanlar yol kenarlarında izmarit tarzında veya cam şişe gibi ürünleri kesinlikle dışarıya atmamaların Son olarak Başkan Burak Kırkgöz vatandaşlara seslenerek "Hasat bölgelerdeki yerlerde mahsullerin oldukça kuruduğunu da biliyoruz. Özellikle seyahat halinde olan insanların yol kenarlarında izmarit tarzında veya cam şişe gibi ürünleri kesinlikle dışarıya atmamalarını, özellikle arazinin yanından geçerken bu tarz yanıcı maddeleri kesinlikle araçlarından dışarıya atmamalarını da öneriyoruz. Çünkü çiftçimizin 1 yıllık emeği çok ciddi anlamda emekler harcayarak yetiştirdiği çok ciddi anlamda bedeller ödediği bu ürünleri bir anlık dalgınlıkla zayi edebiliyoruz. O yüzden buradan çiftçilerimizin dışında kent merkezinde yaşayan veya seyahat halinde olan vatandaşlarımızın bunlara dikkat etmesini de öneriyoruz" diye konuştu.

Ağrı’da Çilek Üretimiyle Tarımda Yeni Dönem Başladı Video Galeri

Ağrı’da Çilek Üretimiyle Tarımda Yeni Dönem Başladı

Ağrı'da 100 dekarlık alanda kurulan çilek bahçeleri, hem çiftçinin gelirini artırıyor hem de bölge tarımında yeni bir dönemin kapılarını aralıyor. Ağrı'da son yıllarda tarımsal üretimde çeşitliliği artırmak ve çiftçilerin gelir kaynaklarını güçlendirmek amacıyla alternatif ürünlere yönelim hız kazandı. Bu kapsamda çilek üretimi, bölge çiftçisi için hem ekonomik değeri yüksek hem de iklim şartlarına uygun bir ürün olarak öne çıktı. 2021-2023 yıllarında Ağrı Valiliği, Tarım ve Orman İl Müdürlüğü'nün girişimleri ve Tarım ve Orman Bakanlığı'nın destekleriyle il genelinde yaklaşık 100 dekar alanda çilek bahçeleri kuruldu. Üretim, hem verimli arazilerin değerlendirilmesine hem de yerel ekonomiye canlılık kazandırılmasına katkı sağlıyor. Ağrı Tarım ve Orman İl Müdürü Mehmet Hüseyinoğlu, yürütülen çalışmalar ve üreticilere sağlanan destekler hakkında bilgi verdi. Hüseyinoğlu, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: "İlimizde çilek üretimi 2021-2023 yılları arasında valiliğimiz ve il müdürlüğümüzün girişimleriyle, bakanlığımızın destekleriyle uygulanan projeler sonucu yaklaşık 100 dekar alanda kurulan bahçelerle yaygınlaştırıldı. Burada temel amacımız, alternatif ürünlerin üretimini teşvik etmek ve vatandaşlarımızın tarımsal gelirlerini artırmaktı. Çilek bu anlamda hem iklime uygunluğu hem de ekonomik getirisi nedeniyle güzel bir ürün oldu. Üreticilerimiz de bu ürüne olumlu yaklaştı." Çilek üretiminin sadece kurulum projeleriyle değil, farklı destek ve eğitim çalışmalarıyla da teşvik edildiğini belirten Hüseyinoğlu, "Bakanlığımız özellikle çileğin işlenmesi ve paketlenmesiyle ilgili yatırımlarda Kırsal Kalkınma Yatırımlarını Destekleme Programı kapsamında yüzde 50 hibe desteği sağlıyor. Biz de dönem dönem proje çağrılarına çıkıyor ve vatandaşlarımızın bu desteklerden faydalanmasını sağlıyoruz. Üreticilerimiz il müdürlüğümüzün hesaplarını takip ederek bu desteklerden haberdar olabilirler" dedi. 2025 yılı üretim beklentilerine de değinen Hüseyinoğlu, "Bu yıl aşırı sıcaklar ve yağışların azalması nedeniyle bir miktar verim düşüşü var. Dekara 1,5-2 ton civarında bir verim bekliyoruz ve toplamda 150-200 ton çilek üretimi olacağını öngörüyoruz. Ağrı çileğinin lezzetinin bu kadar güzel olmasının sebebi, gece ve gündüz sıcaklık farkının yüksek olması. Bu durum meyvedeki şeker oranını artırıyor ve kalitesini yükseltiyor" diye konuştu. Ağrı'da meyveciliğin gelişebilecek önemli bir tarım alanı olduğunun altını çizen Hüseyinoğlu, vişne, elma, armut ve kiraz gibi meyveler için de hibeli destekler sağlandığını belirterek, "İlimizin iklim şartları nedeniyle meyvelerimiz pazarda ürünün azaldığı dönemde olgunlaşıyor, bu da üreticilerimize ticari anlamda önemli bir avantaj sağlıyor. Ancak üreticimizin bu işe inanması ve görerek güven duyması gerekiyor. Biz de projelerle ve desteklerle bunu sağlamaya çalışıyoruz" dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.