TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Türkiye

AGRONEWS - Türkiye haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Türkiye haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Mardin, Atıl Araziler Modern Bağcılıkla Tarıma Kazandırılıyor Haber

Mardin, Atıl Araziler Modern Bağcılıkla Tarıma Kazandırılıyor

Mardin'in Ömerli ilçesinde atıl durumdaki tarım arazileri, modern bağcılık projesiyle hayat buluyor. Mardin Büyükşehir Belediyesi, GAP Bölge Kalkınma İdaresi, Ömerli Kaymakamlığı, İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ve Ömerli Belediyesi iş birliğiyle yürütülen proje kapsamında, dezavantajlı tarım arazilerinin modern bağcılığa dönüştürülmesine yönelik çalışma başlatıldı. Proje sayesinde 30 çiftçiye toplamda 120 hektarlık alanda destek veriliyor. Mardin Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanı Kutbettin Yavuz, başlatılan çalışmada hem ekonomiye katkı hem de tarımsal üretimde verimliliğin artırılmasının hedeflendiğini belirterek, "Projemiz GAP, Mardin Büyükşehir Belediyesi, Ömerli Kaymakamlığı, İlçe Tarım Müdürlüğü ve Ömerli Belediyesi ile ortak yürütülen dezavantajlı tarım arazilerinin modern bağcılığa dönüştürülmesi projesidir. Proje kapsamında 30 çiftçimize toplamda 120 hektarlık alanda arazilerin tarıma kazandırılması uygulanacaktır. Projemiz Ömerli ilçesinde 30 mahallede dezavantajlı tarım arazilerinin modern bağcılığa dönüştürülmesi projesidir. Proje Mardin Büyükşehir Belediyesi, Ömerli Kaymakamlığı ve Ömerli Belediyesi ile ortak yürütülmektedir. Projede tarım arazilerinin modern bağcılığa dönüştürülmesiyle kullanılmayan arazilerin tarıma kazandırılması ve bölgenin ekonomik kalkınması hedeflenmektedir. Projemiz 100 dönümün üzerinde bitmiş durumda. Kalan 20 dönümün bir ay içerisinde bitirilmesi hedeflenmektedir. Proje bittikten sonra çiftçilerimiz yüksek verimli üzüm alacaktır. Mardin bağcılıkta Türkiye'de ilk üçte yer almasına rağmen verimde çok gerilerde kalmaktadır. Bu projenin amaçlarından bir tanesi de hem bölgemizde hem ülkemizde verim konusunda ilk sıralarda yer almaktır. Proje sonunda Mardin'de elde edilecek ürünler sayesinde katma değer açısından ülkenin önde gelen illeri arasında yer almayı hedeflemekteyiz" dedi. Ömerli İlçe Tarım ve Orman Müdürü Kadri Tutak ise projenin bölgesel kalkınmaya katkı sağlayacağını ifade ederek, "Atıl durumdaki arazileri tarıma ekonomiye kazandırılıp hem göçün engellenmesi hem de tersine göçün sağlanması amacındayız" diye konuştu. Çiftçi Mehmet Sait Kurt da projeden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Atıl durumdaki araziler tarıma kazandırıldığı için teşekkür ediyorum. İnşallah bundan sonra da kaliteli ve çok güzel meyveler alacağız" şeklinde konuştu.

Mazıdağı Mazrone Üzüm Pekmezi Coğrafi İşaret Yolunda Haber

Mazıdağı Mazrone Üzüm Pekmezi Coğrafi İşaret Yolunda

Mardin’in Mazıdağı ilçesine bağlı kırsal mahallelerde mazrone ismi verilen üzümden yapılan ve beyaz toprakla mayalanan meşhur pekmez, şifası ve lezzetiyle mutfakların vazgeçilmezi oluyor. Kış aylarında sofraların vazgeçilmezi olan pekmez, üzüm hasadı ile kazanlarda kaynamaya başladı. Türkiye’nin en fazla üzüm bağı bulunan Mardin'de bağ bozumu ile dallardan toplanan üzümler, zorlu ve uğraş isteyen çalışmanın ardından pekmeze dönüşüyor. Mazrone üzümü şırasından oluşan şifa kaynağı pekmez için Türkiye'nin birçok ilinden siparişler alınıyor. Mardin bölgesinde bu sene kuraklıktan dolayı verimin düşük olduğunu belirten çiftçiler, fiyatların da geçen seneye göre yüksek olduğunu dile getirdi. Mazıdağı Kaymakamlığı ve Mazıdağı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından mazrone üzüm pekmezi coğrafi işareti için başvuru yapıldığı ve onay aşamasında olduğu öğrenildi. Yetkililer, tescil sürecinin tamamlanmasıyla birlikte mazrone üzüm pekmezinin hem yerel ekonomiye katkı sağlayacağını hem de uluslararası pazarda tanınırlığını artıracağını belirtti. Mazıdağı’ndaki üreticiler de bu gelişmeden memnun. Pekmez üreticileri, coğrafi işaretin sadece bir belge olmadığını, aynı zamanda bölgenin kültürel mirasının korunması açısından büyük önem taşıdığını vurguladı. ''50 yıldır pekmez kaynatıyorum'' Mazıdağı mazrona üzümünün genetiği değiştirilmemiş bir üzüm çeşidi olduğunu belirten üzüm üreticisi Faruk Titiz, "Bu üzüm, Sümerlerden beri aynı üzüm, biz Mazıdağı mazrone üzüm pekmezini kaynatmayı yüzyıllardır sürdürüyoruz. Ben de rahmetli dedem ve ninemle birlikte çocukluğumdan beri bu işin içerisindeyim. Yani yaklaşık olarak diyebilirim ki 50 yıldır her sene pekmez kaynatıyorum. Mazıdağı pekmezi, mazrona üzümünden elde ediliyor. Mazrone üzümü bağlardan toplandıktan sonra özel çizmeleri giyip ayakla eziyoruz. Daha önce mekanizasyon denendi; makineyle sıkma işlemi denendi ancak üzümün posası da ezildiği için acımtrak bir tat bıraktı ve kalitesini bozdu. Bu yüzden makineden vazgeçtik ve tekrar ayakla ezmeye devam ediyoruz. Üzüm ayakla ezildikten sonra elde edilen şıra, beyaz toprakla mayalanır. Beyaz toprağın özelliği şudur bazik özelliklidir ve Mazıdağı’nda otoyollardan, tarım alanlarından uzak alanlardan elde edilir. Bu da toprağın tarım ilaçlarıyla kirlenmemiş olmasını sağlar. Bu detay oldukça önemlidir. Beyaz toprak, hem köpürerek şıranın içindeki kir ve pası dışarı atar, böylece berrak bir şıra elde edilir. Ayrıca bazik olduğu için meyve asidinin PH’ını düşürür. Böylece boğazı yakan o acı, yakıcı tat çıkmış oluyor. Büyük kazanda bir süre kaynayıp köpürdükten sonra, kirleri attıktan sonra küçük kazanlara alınır. Mazıdağı’ndaki ormanlık alanlardan elde edilen mazi odunu ile saatlerce kaynatılır. Yaklaşık 4–5 saat boyunca, 400 derecede kaynıyor. Kıvamını yakalayınca soğumaya alıyoruz. Burada bahsetmek istediğim bir diğer konu, pekmezin kaynadığı metal kaplardır. Daha önce bakır kaplarda kaynatıyorduk şimdi artık bakır kaplardan vazgeçtik. Çünkü her sene bakır kapların kalaylanması gerekiyor ve artık kalay ustası bulamadığımız için alüminyum kaplara geçtik. Alüminyum kaplar da aynı işi çok güzel yapıyor. Kalay ihtiyacı da olmuyor. Ayrıca bu kapların dış yüzeyleri tamamen çamurla sıvanır. Bunun sebebi, ateşin yakıcı özelliği metal ile doğrudan temas etmemesidir. Böylece metalden pekmeze geçebilecek muhtemel partiküllerin böylece önüne geçilmiş olur. Mazı odununun ateşi harareti çok yüksek olduğu için, direkt metalle temas etmemesi için dış yüzeyin çamurla sıvanması önemlidir. Mardin, Diyarbakır, Viranşehir ve Şanlıurfa çevresinde Mazıdağı pekmezi olduğu sürece başka pekmez satılmaz. Şu anda da Diyarbakır, Mardin ve Şanlıurfa’nın bu taraftaki ilçelerinde 'Mazıdağı mazrona pekmezi' deyin, fiyatı ne olursa olsun kimse fiyatına bakmadan eldeki bütün malı alır. Çok rağbet gören bir üründür. Türkiye’nin çeşitli illerine, otobüslerle, kargolarla gönderdiğimiz müşterilerimiz var. Ürünümüz oldukça yoğun talep görüyor. Bu yılki verim ise kuraklıktan dolayı düşük oldu. Geçen seneki rekoltenin yaklaşık beşte biri kadar. Mart ayının sonunda dolu vurdu, don oldu. Ayrıca geçen senenin sonbaharından bu yana hemen hiç yağmur yağmadı. Bu nedenle rekolte çok düşük oldu. Şu anki pekmezi de damlarımızda kurduğumuz sulama sistemi sayesinde sulama yaparak kurtarabildik. Mazıdağı Kaymakamlığı ve Mazıdağı Tarım ve Orman Müdürlüğü iş birliğiyle coğrafi işaret talebimiz var. Bu talebimizi yetkililere ilettik, gerekli çekimlerimizi ve bilgilendirmelerimizi yaptık. İnşallah coğrafi işaretimizi de alıp Mazıdağı'mıza bir değer kazandırmış olacağız" dedi.

Karadeniz’de Gal Arısına Karşı Mücadele Sonuç Veriyor Video Galeri

Karadeniz’de Gal Arısına Karşı Mücadele Sonuç Veriyor

Karadeniz Bölgesi’nde kestane ağaçlarını kurutan gal arısına karşı mücadele sürüyor. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Talip Çeter, mücadelenin etkilerini göstermeye başladığını ve kestane balında rekoltenin tekrar artmasını beklediklerini ifade etti. Karadeniz Bölgesi'nde ilk kez 2021 yılında görülen ve kestane ağaçlarının kurumasına sebep olan kestane gal arısıyla mücadele devam ediyor. Halk arasında ‘katil arı’ olarak bilinen kestane gal arısına karşı Kastamonu Orman Bölge Müdürlüğü laboratuvarında çoğaltılan 3 bin adet ‘Torymus Sinensis’ böceği, kestane ağaçlarının yoğun olarak bulunduğu ormanlık alanlara bırakıldı. Gal arılarının yumurtalarıyla beslenen böcekler ile ağaçların kurumasının ve yüzde 80 civarında meyve kaybına sebep olan gal arılarının azaltılması hedefleniyor. Kastamonu Orman Bölge Müdürlüğü, kestane ağaçlarının tomurcuklarına yumurta bırakarak çiçek açmasını engelleyen ve zamanla ağaçları tamamen kurutan gal arısıyla mücadele için ilk olarak Cide, İnebolu, Bozkurt ve Çatalzeytin ilçelerinde 12 farklı noktaya laboratuvarda üretilen "Torymus Sinensis" salımı gerçekleştirdi. Mücadele çerçevesinde şu ana kadar da İnebolu, Cide, Bozkurt ve Çatalzeytin ilçelerine 4 bin 200 adet tuzaklar asıldı. Yüzde 80 oranında verimi düşen kestane balı üretiminde rekoltenin de yapılan mücadele neticesinde sayesinde bu yıl artması hedefleniyor. Kastamonu Üniversitesi Fen Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Talip Çeter, Kastamonu Üniversitesi Fen Bilimleri Fakültesi doktora öğrencisi Serhat Karabıcak ve Kastamonu Üniversitesi Fen Bilimleri Fakültesi Biyoloji Bölümü doktora öğrencisi Oktay Bıyıklıoğlu, İnebolu ve Bozkurt ilçelerinde kestane ağaçlarında incelemelerde bulundu. Çeter, Karabıcak ve Bıyıklıoğlu, kestane ormanlarında yaptıkları incelemeler sonrasında kestane ağaçlarında çiçeklenmede artış olduğu ve bu yıl kestane balında da rekoltede artış beklediklerini söyledi. Kestane balının Karadeniz Bölgesi için oldukça önemli bir arı ürünü olduğunu ifade eden Prof. Dr. Talip Çeter, "Kestane balı, Karadeniz Bölgesi için oldukça önemli bir arı ürünü. Hem katma değeri yüksek hem de şifa kaynağı olarak kullanılan bir arı ürünü. Kestane balı, kestane bitkisinin polen ve nektarından arı tarafından alınarak üretiliyor ama son zamanlarda özellikle yurtdışı kaynaklı olarak ülkemize giren ve Kastamonu bölgesini de yoğun olarak etkileyen kestane gal arısı, önemli derecede verimde düşüşe sebep oldu. Orman Bölge Müdürlüğü tarafından yapılan hem fiziksel hem de biyolojik mücadeleyle bunun bu yıl gerilediğini görüyoruz. Gal arısının yayılışının ve salgınının kestane ormanlarında gerilediğini görüyoruz. Kestane bitkisinin özellikle yıllık filizlerine yumurta bırakmak suretiyle burada oluşturduğu gal, hem fotosentetik üretimini engelliyor ve bitkinin gelişimini engellemek suretiyle de çiçeklenmesini dolayısıyla polen ve nektar üretimini olumsuz yönde etkilemek suretiyle bundan bir yan ürünü olarak elde edilen bal üretimini de çok olumsuz etkiliyor" dedi. "Gal arısıyla ilgili daha çok araştırmaların yapılması gerekiyor" Kastamonu Üniversitesi Fen Bilimleri Fakültesi doktora öğrencisi Serhat Karabıcak ise, "Şu anda maalesef ki rekoltenin düşük olmasının sebeplerinden biri olarak gal hastalığını görebiliyoruz. Hem çiçeklenmeyi engellemesi hem de ağacı neredeyse kurutacak düzeye kadar getirmesi sebebiyle gal arısı büyük bir tehlike oluşturmaktadır. Gal arısının ülkemize Bursa bölgesinden yaklaşık 7-8 yıl önce giriş yaptığı bilinmektedir. Bundan dolayı kestane balı üretimi ve kestane ürünleri özellikle büyük rekolte kaybına neden olmaktadır. Gal hastalığıyla ilgili çalışmalar yapılmaktadır. Ormancılarla görüştüğümüz zaman predatörü olan bir böceği saldıkları ve bunun ne kadar yeterli olduğunu yıllar bunu bize gösterecek. Bu konuda daha çok araştırmaların yapılması gerekiyor. Türkiye burada kestane balı üretiminde öncü ülke" şeklinde konuştu. "Gal arısında bu yıl düşüş görülmektedir" Ballarla ilgili tez araştırması yapan Kastamonu Üniversitesi Fen Bilimleri Fakültesi Biyoloji Bölümü doktora öğrencisi Oktay Bıyıklıoğlu da, "Bunu önlemek için hem biz, Biyoloji Bölümü olarak hem de Tarım ve Orman Bakanlığının birçok çalışması mevcuttur. Bazen fermon tuzaklarıyla çalışmalar yürütülürken kimi zamanda çalışalar biyolojik mücadele yöntemi ile yapılmaktadır. Biyolojik mücadele yönetimi oldukça etkili ve dünyanın genelinde sonuç alınmış bir yöntemdir. Ancak bu mücadele ortalama 7-8 yıl sürmektedir. Bakanlığımızın çalışmalarıyla birlikte gal arısında bu yıl düşüş görülmektedir. Aynı zamanda bizim yine önemli bir çıktığımız olan kestane balı üretiminde de iyileşmeler görülmektedir. Bu yıl Karadeniz Bölgesinde mücadelede dördüncü yıldayız. Yaklaşık 5-6 yıl içinde muhtemel kestane ormanlarında ciddi düzelmeler olacaktır" ifadelerini kullandı.

Adana’da Domates Üreticisi Fiyatlardan Şikâyetçi Haber

Adana’da Domates Üreticisi Fiyatlardan Şikâyetçi

Türkiye'nin önemli üretim merkezlerinden Adana’da açıkta hasadı yapılan domatesin tarladaki fiyatının 3 ile 5 lira arasında değiştiği bildirildi. Türkiye’nin sebze üretim merkezlerinden Adana’da yaklaşık 25 bin dönüm alanda ekimi yapılan domateste verim ortalama dönüm başına 5 ila 6 ton arasında değişirken hasatta yoğun şekilde devam ediyor. Kentte salçalık domatesinde tarlada fiyatlarının 3 TL'ye sofralık domateste ise 5 liraya kadar düşmesi dikkat çekerken üreticisini de üzdü. Yaz boyunca hasadın süreceği domateste üreticiler bir dönüm maliyetin yaklaşık 40 bin lira olduğunu bildirdi. Adana'da yaklaşık 150 bin ton domates rekoltesi beklendiği kaydedildi. "Geçen sene 6-7, bu sene 3 TL" Hasat sırasında İhlas Haber Ajansı’na konuşan Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, "Adana’da domatesin ekim alanı fazla olmamasına rağmen fiyatlar çok düşük. Geçen sene fiyatlar 6-7 lira arasındayken bu sene salçalık domates 3 ile 3,5 lira arasında değişiyor. Piyasada istek yok. Adanalı çiftçi bu sene hiçbir üründen para kazanamadı. Çiftçilere DFİF desteği istiyoruz" dedi. Kentte 150 dönüm alanda domates ekimi yapan üreticilerden Lütfi Kılıç, "Bu sene fiyatlar çok düşük. Salçalık domatesi 3 ile 3 buçuk lira arasında değişiyor. Piyasaya sürülen sofralık domates ise 5 ile 6 lira arasında değişen fiyatlarla satılıyor. 1 dönüme maliyetimiz 35-40 bin lira. Ürün kendisini kurtarmıyor" diye bilgi verdi.

Konya Ovası’nda Hasat Düşük Verimle Başladı Video Galeri

Konya Ovası’nda Hasat Düşük Verimle Başladı

Tahıl ambarı Konya Ovasında hububatta ilk olarak başlayan arpa hasadı devam ediyor. Arpanın ardından buğday hasadının başlayacağını belirten uzmanlar, kuralık nedeniyle verimlerin rekoltede yüzde 30 kadar düşüş beklediklerini söyledi. Türkiye'nin tahıl ambarı olarak bilinen Konya Ovasında arpa hasadı başladı. 38 bin 873 kilometrekare yüzölçümünün yüzde 47'si tarım arazisi olarak kullanılan Konya'da, kuraklık nedeniyle verimde ciddi oranda düşüşler meydana geldi. Hububat hasadının başladığını, verimin oldukça düşük seviyelerde olduğunu belirten Ziraat Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Burak Kırkgöz, "Ülkemizin buğday deposu, Konya Ovasında hasatlarımız başladı. İlk arpa hasatları oluyor bu dönemde. Kıraç bölgelerde hasat yoğun bir şekilde yapılmakta. Yavaş yavaş sulu alanlarda da arpa hasatları başladı. Arkasından da buğday hasatları gerçekleşecek. Tabii kıraç alanlardaki verimlerimiz yağışların düşük olması, özellikle kış yağışını hemen hemen hiç alamamamızdan kaynaklı olarak çok düşük, hatta biçerdöver girmeyen tarlalarımız mevcut maalesef" dedi. "Dekardan 150 kilo, hatta 70 kilo civarına kadar hasatlar gerçekleşmekte" Kıraç alanlardaki verimlerin oldukça dip seviyelerde olduğuna dikkat çeken Burak Kırkgöz, "Konya Ovasının yüzde 70'e yakını kıraç, yüzde 30'a yakını da sulu alandan oluşuyor. Hububat alanlarında bu da tabii bizim bölgemizin, ovamızda birtakım düşüklüklere de neden olmakta. Bu dönemde kıraç alanlardaki verimlerimiz oldukça düşük. Bazı kıraç tarlalarda dekarından 150 kilo, hatta 70 kilolar civarına kadar hasatlar gerçekleşmekte. Tabii sulu alanlarda sulama imkanı olan çiftçilerimizin biraz daha avantajı bulunuyor. Bu alanlarda da yaklaşık 550 - 600 kilo civarında hasat gerçekleşiyor. Tabii Konya Ovası büyük bir kısmı kıraç olduğu için de verimlerimiz oldukça düşük olacak gibi tahmin ediyoruz. Ortalama 2 milyon 200 bin ton civarında buğday rekoltemiz varken, bu yıl muhtemelen 1 milyon 800 bin ton civarında buğday rekoltesi çıkacak gibi gözüküyor. Yine rekoltesini de söylemek gerekirse arpa rekoltesinde de aynı oranda bir düşüş söz konusu olacak. 1 milyon ton üzerinde bir rekoltemiz vardı önceki yıllarda, bu yıl da 800 bin ton civarında veya 900 bin ton civarında bir arpa hasadının gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Hasatları gerçekleştiren çiftçilerimizin bir yıllık emeğinin karşılığı maalesef olmamakta, burada bakanlığımızın destekleme çalışmasını yoğun bir şekilde yapmasını bekliyoruz" şeklinde konuştu. Sezonda geçerli hububat fiyatlarına değinen Kırkgöz, "Ürün fiyatları bu dönemde borsamızda yaklaşık olarak arpalar 11 buçuk lira, buğdaylarımız da 13 buçuk lira civarında bakanlığımızın açıkladığı fiyat doğrultusunda devam etmekte. Muhtemelen rekoltenin düşük olmasıyla birlikte arpa ve buğday fiyatlarında da yükselme bekliyoruz. Kapalı bir havza olan Konya Ovamızda kışın kar yağışını inşallah önümüzdeki yıl alırız. Eğer önümüzdeki yıl kar yağışını alamazsak bu önümüzdeki yılki mahsullerde de ciddi anlamda bir verim düşüklüğüne neden olacak" ifadelerini kullandı. "Seyahat halinde olanlar yol kenarlarında izmarit tarzında veya cam şişe gibi ürünleri kesinlikle dışarıya atmamaların Son olarak Başkan Burak Kırkgöz vatandaşlara seslenerek "Hasat bölgelerdeki yerlerde mahsullerin oldukça kuruduğunu da biliyoruz. Özellikle seyahat halinde olan insanların yol kenarlarında izmarit tarzında veya cam şişe gibi ürünleri kesinlikle dışarıya atmamalarını, özellikle arazinin yanından geçerken bu tarz yanıcı maddeleri kesinlikle araçlarından dışarıya atmamalarını da öneriyoruz. Çünkü çiftçimizin 1 yıllık emeği çok ciddi anlamda emekler harcayarak yetiştirdiği çok ciddi anlamda bedeller ödediği bu ürünleri bir anlık dalgınlıkla zayi edebiliyoruz. O yüzden buradan çiftçilerimizin dışında kent merkezinde yaşayan veya seyahat halinde olan vatandaşlarımızın bunlara dikkat etmesini de öneriyoruz" diye konuştu.

Gaziantep’te Fide Desteğiyle İlk Hasat Yapıldı Video Galeri

Gaziantep’te Fide Desteğiyle İlk Hasat Yapıldı

Gaziantep'te, Şahinbey Belediyesi tarafından dağıtılan domates, biber, patlıcan, salatalık, kavun ve karpuz fidelerinden ilk hasatlar toplanmaya başlandı. Şahinbey Belediyesi, çiftçilerin tarımsal üretimine katılımı teşvik etmek ve ekonomilerine katkı sağlamak amacıyla fide dağıtımı yaptı. Dağıtılan fidelerin ilk hasadı Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu ile birlikte yapıldı. Çiftçiler, verilen destekten memnun olduklarını ifade ederek domates, biber, patlıcan, salatalık, kavun ve karpuzda ilk hasadı toplamanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. "Çiftçimiz memnun, biz de memnunuz" Çiftçilere desteklerin devam edeceğini söyleyen Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, "Yaptığımız çalışmalar ve verdiğimiz emekler karşılık buluyor. Şu anda tarlamız biberle dolu, salatalıklar da aynı şekilde. Az önce karpuz hasadına baktık. Her yıl olduğu gibi bu yıl da çiftçilerimize 10 milyonun üzerinde fide desteği sağladık. Domates, biber, patlıcan, salatalık, kavun ve karpuz gibi ürünlerde ciddi bir üretim artışı yaşandı. Bu fideler sayesinde sadece Gaziantep'in değil, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinin de sebze ihtiyacı karşılanıyor. Dağıttığımız fideler, Gaziantep'in iklim ve toprak şartlarına uygun yerli çeşitlerden oluşuyor. Örneğin az önce incelediğimiz patlıcan, dolmalık türde ve tamamen yöremize ait. Biber ve salatalıklar da yine Gaziantep'e özgü. Bu çalışmalarla bölgeye ait yerel ürünlerin yaşatılmasına katkı sağlıyoruz. Çiftçimiz memnun, biz de memnunuz. Çünkü üretim demek, istihdam demektir. Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi, üretimi ve istihdamı artırmak adına çiftçimize destek vermeyi sürdüreceğiz" dedi. "Dağıtılan fideler meyvesini veriyor" Hasat ile ilgili konuşan çiftçi Meryem Özbay, "Sağ olsun başkanımız bize yardımcı oluyor. Dağıtılan fideler meyvesini veriyor. Şahinbey Belediyesine desteklerinden dolayı teşekkür ediyoruz. 5 günde 20 torba topluyoruz. Kilosunu 15 TL'den satıyoruz" diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.