TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Verim

AGRONEWS - Verim haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Verim haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Hatay, Yer Fıstığında Kuraklık Verimi Yarıya Düşürdü Video Galeri

Hatay, Yer Fıstığında Kuraklık Verimi Yarıya Düşürdü

Hatay'da kuraklıktan dolayı rekoltenin yarı yarıya düştüğü yer fıstığında hasat başladı. Yer fıstığı tarladan 60 TL'ye satılırken, market raflarında 120 TL ile 150 TL aralığında alıcı buluyor. Türkiye'nin önemli tarım şehirlerinden olan Hatay'da yer fıstığı hasadı başladı. Antakya ilçesi Arpahan Mahallesi'nde çiftçilik yapan Yusuf Fakıoğlu, 10 dönümlük arazisinde akrabaları ve işçilerle yer fıstığı hasadı yapıyor. Kuraklık nedeniyle yeteri büyüklüğe ulaşamayan ve olgunlaşmayan yer fıstığında, geçen yıla göre verim yarı yarıya düştü. Hasadını yaptığı yer fıstığının tarladan 60 TL ile 100 TL'de aralığında satıldığını söyleyen Fakıoğlu, "Tarladan market raflarına giden yer fıstığı 120 TL ile 150 TL arasında alıcı buluyor" dedi. "Kuraklık yüzünden yer fıstığı tam olarak olgunlaşmadı ve geçen yılki verim bu yılki verimin iki katıydı ve ürün de güzeldi" Kuraklıktan dolayı bu yıl fıstıkta verimin yarı yarıya düştüğünü ifade eden çiftçi Yusuf Fakıoğlu, "Burası Arpahan Mahallesi'nde bulunan 10 dönümlük bir yer fıstığı tarlasındayız. Bu yıl kuraklıktan dolayı verim zayıf çıktı. Yer fıstığı yetişene kadar suya ihtiyaç duyar. Yer fıstığı yetiştikten sonra su ihtiyacı olmaz. Yetiştikten 20 gün sonra hasat edilir. Yer fıstığın ekimi ile hasat arasında 6 aylık bir süreç var. Bu yılki fiyatlar normal seviyede gidiyor. Bizim için ucuz müşteri için pahalı bir fiyatı var. Yer fıstığının maliyeti çok yüksek o yüzden bize göre ucuz kalıyor. Yer fıstığının kilosu bu yıl 60 TL ile 100 TL arasında kalitesine göre fiyatı değişiyor. Marketlerde de 120 TL ile 150 TL arasında satışa sunuluyor. Geçen yıl fıstığın kilosunu 80 ile 100 TL arasında veriyorduk ama ürünümüz kaliteliydi. Bu yıl ise kalite biraz zayıf kaldı. Kuraklık yüzünden ürünlerimiz tam olarak olgunlaşmadı. Bu yüzden zayıf kaldı. Zayıf kaldığı için de bu yıl hasattan az verim aldık. Geçen yılki verim bu yılki verimin iki katıydı ve ürün de güzeldi" dedi. "Hasat iyi gidiyor ve arkadaşlarla birlikte imece usulü hasat yapıyoruz" Fıstık hasadında işçiliğin zor olduğunu ifade eden Süheyla Bozkurt, "Biz her yıl yer fıstığı ekiyoruz ve hasat ediyoruz. Kuraklıktan dolayı bu yıl verim az oldu. Hasat iyi gidiyor ve arkadaşlarla birlikte imece usulü hasat yapıyoruz. Sabah erken saatlerinde 07.00 gibi geliyorlar ve öğleden sonra 15.30’da işi bırakıyorlar. İlk önce traktör yardımıyla sökülüyor. Sonra ellerimiz çırpıp topluyoruz. İşçiliği de meşakkatli ve yorucu oluyor. Kahve ve çay eşliğinde hasadı yapıyoruz" ifadelerini kullandı.

Beypazarı, Kışlık Havuç Hasadında Verim Yükseldi Haber

Beypazarı, Kışlık Havuç Hasadında Verim Yükseldi

Ankara'nın Beypazarı ilçesinde kışlık havuç hasadı başladı. Çiftçi Sezai Aydoğan, dönüm başına yaklaşık 10 ton ürün beklediklerini söyledi. Ankara'nın Beypazarı ilçesinde kışlık havuç hasadı başladı. Günün ilk ışıklarıyla çalışmaya başlayan işçiler, topraktan sökülen havuçları torbalara dolduruyor. Toplanan havuçlar daha sonra yıkama tesislerine götürülüyor. İlk olarak büyük havuzlarda kaba temizliği yapılan havuçlar, yıkama makinelerinden geçirilerek paketleme bölümüne aktarılıyor. İri, ince, kıtır ve kırık olmak üzere ayrılan ürünler, kullanım amacına göre farklı kasalarda sınıflandırılıyor. Üreticiler, hasat edilen havuçları talebe göre piyasaya sunmak üzere soğuk hava depolarında muhafaza ederken, Beypazarı havucu yıl boyunca Türkiye'nin dört bir yanındaki sofralara ulaştırılıyor. "Şu an tahmini verim dönüme 10 ton" Çalıştıkları arazinin 180 dönüm olduğunu belirten çiftçi Sezai Aydoğan, "Şu anda kazım zamanına geldik, işleme yapıyoruz. Haziranda ekiyoruz. Tabii işlerken toprak işlemesine çok dikkat ediyoruz. Sulama, gübreleme, ilaçlama, ot ayıklama, bunları yapa yapa 120 gün falan sürüyor. Şu an tahmini verim dönüme 10 ton. Geçen sene bir tık bundan düşüktü, 8 ton falandı. Bu seneki daha kaliteli. Susuzluk var bizde. Sondajlardan topluyoruz. Sular parmak kadar akıyor. Sıkıntımız o bizim. Su olmadığı için bu kadar ekebiliyoruz. Sondajlar var, köyün her tarafından toparlayıp buraya getiriyoruz. 10 tane göl var, 10 tane göle topluyoruz. Aktara aktara buraya geliyor. Susuzluk sene geçtikçe artıyor. Daha önce mesela başlayalı 10 sene olduysa 10 sene öncesi iki gölle iş görüyorduk, şimdi 10 göle çıkarttık ama o suyu yine bulamıyoruz. İlkbahar biraz birikim oluyor, 1 ay sonrası çok azalıyor" diye konuştu. "Kalitesi, albenisi, tadı bunlar çok farklı" Beypazarı havucunu diğer havuçlardan ayıran özelliklerine değinen Aydoğan, "Kalitesi, albenisi, tadı bunlar çok farklı. Bunun hazırlamasında, gübresinde, ilacında, su oranına yeterli derecede olacak şekilde ekilmesi gerekiyor. Su yetersiz geldiği zaman sen bunu zaten 10 alamazsın, 3 alırsın, 5 alırsın. O zaman da zarar edersin, kazanamazsın. Dikkat edilmesi gerekenler bunlar" şeklinde konuştu. Aydoğan, "Araç olarak 5-6 tane traktör var, tır var, iki tane kamyon var. İşçi olarak en az 10 kişi sabit burada var. Buranın yerli adamı. Artı 70-80 kişilik işçi geliyor ama 10 kişi buranın sabit, devamlı elemanı. Traktörü kullanıyor, kamyonu kullanıyor, sulamasına bakıyor" ifadelerini kullandı. "Burada günlük 60-70 ton havuç üretimi olur" Taşkıran Tarım firmasında havuçların yıkandığı tesiste çalışan Yahya Göktaş ise "Burada günlük 60-70 ton havuç üretimi olur. Tarladan gelir, burada yıkarız, İstanbul'a yollarız. Her tarafa yollarız. Burada 12 ay devamlı havuç var. Marul olur yazın, soğan, ıspanak. Şimdi kış mevsimi, havuç olur. Bu makine kalibre. İriyi, inceyi ayırır. Yukarıdaki havuza dökülüyor, havuzdan kazanlara geliyor ve oradan temiz suyla yıkanıyor, çamuru akıyor. Temizi bu yana geliyor. Sonra paketleniyor ve ihraç oluyor. Bunlar 25'er kilo, iri ve ince olarak ayrılıyor" dedi. Hasadın devam ettiği Beypazarı'nda üreticiler, hem iç piyasaya hem de dış pazara yıl boyunca kaliteli havuç tedarik etmeyi hedefliyor.

Genç Çiftçi Gül Dural, Yatağan’da Zeytincilikle Yeni Bir Hayat Kurdu Haber

Genç Çiftçi Gül Dural, Yatağan’da Zeytincilikle Yeni Bir Hayat Kurdu

Muğla'nın Yatağan ilçesinde üniversiteden müzik öğretmeni olarak mezun olduktan sonra baba ocağına dönen 28 yaşındaki Gül Dural, pandemide başladığı baba mesleğinde huzuru buldu. Sosyal medyadan etkilenerek tarıma yönelen Dural, "Genç Çiftçi" olarak üretime katkı sağlarken, toprağı olan herkese "Üretin" çağrısında bulundu. Zeytin hasadının yoğunlaştığı şu günlerde, tarlada sadece ürün değil, hayat hikayeleri de toplanıyor. Müzik öğretmenliği bölümünden mezun olan 28 yaşındaki Gül Dural, rotasını memleketindeki zeytin bahçelerine çevirdi. Pandemi sürecinde ailesine yardım etmek için girdiği tarlada, toprağı yeniden keşfeden Dural, şimdilerde "Genç Çiftçi" olarak ailesinin en büyük destekçisi oldu. Baba Dural: "Kızım genç çiftçi olarak bize güç veriyor" Yıllardır zeytincilikle uğraşan baba İbrahim Dural, bu yılki hasat dönemi ve kızının desteği hakkında konuştu. Zeytinlerin bu yıl ne çok iyi ne de çok kötü olduğunu, kendi yağlarında kavrulduklarını belirten baba Dural, "İdare ediyoruz, 250-300 TL arasında yağ fiyatları oluyor. Kızım müzik öğretmeni, burada bize yardımcı oluyor. İşte 'Genç Çiftçi' olarak yanımızda, bize destek veriyor" ifadelerini kullandı. "Pandemide kendimi yeniden keşfettim" Müzik öğretmenliği mezunu olan Gül Dural, tarladaki serüveninin pandemiyle başladığını anlattı. Başlangıçta tarım işlerini pek sevmediğini itiraf eden Dural, sürecin nasıl değiştiğini şu sözlerle aktardı: "Atanamadığım için burada aileme yardım ediyorum. Genç bir kadın çiftçi olarak bu zorlu bir süreç. Normalde yaşım daha küçükken ben bu işleri çok sevmiyordum. Ama insan zamanla kendini tekrar keşfediyor ve yeni şeyler öğreniyor. Pandemi sürecinde üniversite okuduğum için hasat zamanlarında burada değildim. Ancak pandemi nedeniyle buraya gelip, hiçbir yere çıkamayınca aileme yardım etmeye başladım. Zeytinde, sebze yetiştiriciliğinde, babamın ektiği arpa ve buğdayda çalıştım. Açıkçası tarımla uğraşmak, işin mutfağında olmak hoşuma gitti" İlham kaynağı sosyal medya oldu Bu yola girmesinde sosyal medyanın da etkisi olduğunu belirten Dural, İstanbul'dan gelip organik tarım yapan bir kadının hikayesinden esinlendiğini söyledi. Dural, "Sosyal medyada İstanbul'dan gelmiş bir hanımefendi karşıma çıktı. Kendi organik tarım yapıyormuş ve başlarken bu işlerle alakalı hiçbir şey bilmiyormuş. Bayağı da başarı kazanmış. Ondan esinlendim ve 'Niye ben de yapamayayım?' dedim. Bu yola baş koydum. Umarım ilerleyen süreçlerde daha da başarılı olurum" dedi. "Toprağı olan herkes ekmeli" Zeytin veriminin geçen seneye göre çok daha iyi olduğunu, geçen yıl neredeyse hiç verim alamadıklarını belirten genç girişimci, toprağı olan herkese de önemli bir çağrıda bulundu: "Bu işte ilerlemek istedim, tercihim bu yönde oldu. Sadece iş arayanlara değil, herkese çağrım var. Bence toprağı olan herkes ekmeli. O toprak orada boşuna kalmamalı. Çünkü üretmeye ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Toprağı olan herkes üretsin"

Çivril, Emekli Çiftçinin Ceviz Üretiminde Hızla Büyüyor Haber

Çivril, Emekli Çiftçinin Ceviz Üretiminde Hızla Büyüyor

Yıllarca gurbette çalışıp emekli olduktan sonra memleketine dönen 61 yaşındaki Ziya Nacaklı, 35 dönüm alanda bin 200 ceviz ağacında üretim yaparak marka olma yolunda ilerliyor. Ağaçların yıl, yıl daha da veriminin artacağını ifade eden Nacaklı, "Şu anda tam kapasite ürün olmamasına rağmen Fransa'da ki işyerlerimden daha çok kazanıyorum" dedi. Fransa'da 40 yıl dönercilik yapan 61 yaşındaki Ziya Nacaklı, 10 yıl önce emekli olarak memleketi olan Denizli'nin Çivril ilçesine döndü. Gürpınar Mahallesi'nde satın aldığı tarlaya hobi amaçlı ceviz ağacı diken Nacaklı, yıllar içerisinde çevresindeki diğer tarlaları da satın alarak 35 dönüm alana bin 200 ceviz ağacı dikti. Ağaçlarının 9 yaşında olduğunu ifade eden Nacaklı, son hasadında 10 ton ceviz topladığını ifade etti. Ceviz ağaçlarının 12 yaşından sonra asıl verimi alacağını ifade eden Nacaklı hedefinin bin ton ceviz üretimi yapmak olduğunu söyledi. Chandler cinsi ceviz üretimi yapan Ziya Nacaklı, aynı zamanda cevizde marka olma hayalinin olduğunu ifade etti. "Şu anda bile dönerden kazandığımdan daha fazla kazanıyorum" Ceviz ağaçlarının yarısından mahsul aldığını ifade eden Nacaklı, "Şu anda bile dönerden kazandığımdan daha fazla kazanıyorum. Ağaçlara bakmak zor ve zahmetli. Bir yıl boyunca ağaçlara bakım yapıyoruz. İlk beş altı yıl meyve olmuyor. Sonrasında da yıl yıl artarak ürün yetişiyor. Şu anda tam kapasite ürün olmamasına rağmen Fransa'da ki işyerlerimden daha çok kazanıyorum. Tarım bilinçli ve sistemli yapılırsa para kazandırıyor. Şimdilik ceviz toplamayı el emeği ile yapıyoruz. Onun dışında boylama, soyma ve kurutma işlerinin hepsi mekanik. Cevizleri hasat ettikten sonra boylama makinesinde büyüklüğüne göre ayırıyorum. Boylanan ceviz soyma makinesinde soyuluyor ve raflara dökülüyor. Evimin arkasına yaptığım 350 metrekarelik kapalı alana kurduğum kurutma sistemi ve raflarda cevizleri içlerinde nem kalmadan 10 gün içinde kurutuyorum" dedi. "Bu yıl verim az ama fiyat iyi" Gürpınar cevizinin alıcısının her zaman hazır olduğunu belirten Ziya Nacaklı, "Bölgede yetişen cevizin alıcısı her zaman var. Genelde Güneydoğu Anadolu bölgesinden geliyorlar. Tatlı da kullanmak için alıyorlar. Üretici cevizini satmak için ekstra bir çaba harcamıyor. Alıcı geliyor, yetiştiriciden alıp gidiyor. Bu yıl soğuk ve zirai dondan dolayı verim biraz düştü. Ancak kilo fiyatı tatmin edici düzeyde. Ceviz yerinde 180 ila 200 lira arasında satılıyor. Bizim cevizimiz beyaz olur, kendine has bir tadı ve aroması var. Bölgenin toprak ve iklim yapısının cevizin rengi ve aromasına olumlu etkisi oluyor. Bu yüzden ceviz diğer bölgelerde yetişen cevizlere nazaran tercih ediliyor" ifadelerini kullandı.

Sivas'ta Yenilikçi Buğday Denemeleri Başladı Haber

Sivas'ta Yenilikçi Buğday Denemeleri Başladı

Sivas'ın Zara ilçesinde, kamu ve üniversite işbirliğiyle yürütülen bir proje kapsamında, beş farklı ekmeklik buğday çeşidi ilk kez toprağa ekildi. İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'nin ortaklığında gerçekleştirilen buğday-arpa demonstrasyon çalışmaları, Tödürge köyündeki çiftçilere odaklanıyor. Proje, daha önce nadasa bırakılmış arazilere sahip olan çiftçiler Hüseyin Önder ve İbrahim Bahçıvan'ın tarlalarında hayata geçirildi. Gündüzalp, Hayrıbol, Kuantum, Man 2021 ve İlir adlı buğday çeşitleri, bölgede ilk defa denendi. Hedef, bu yeni çeşitlerin pilot ekimini yaparak çiftçilere modern tarım teknikleri ve verim artırıcı yöntemler sunmak. Çiftçiden Açıklama: "En Yüksek Verimi Hedefliyoruz" Çiftçi İbrahim Bahçıvan, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: "İlçe Tarım Müdürlüğü ve Ziraat Odası desteğiyle, Tödürge köyündeki 20 dönümlük arazimizde beş farklı ekmeklik buğday çeşidini deniyoruz. Bunlar daha önce ekilmemiş türler. Toprağımız verimli ve ekime hazır durumda. Buğdayları 22-23 kilo civarında ekiyoruz, ardından 15 gün içinde gübreleme yapıyoruz. İlk kez denediğimiz için verimi merakla bekliyoruz. Nadas arazimizi pullukla sürdük, ikileme ve diskaro işlemlerini tamamladık, şimdi de mibzerle ekimi gerçekleştiriyoruz. Bahar döneminde üst gübre ve ilaçlamaları yaparak elimizden geleni yapacağız. Amacımız en üst düzeyde verim elde etmek."

Mazıdağı Mazrone Üzüm Pekmezi Coğrafi İşaret Yolunda Haber

Mazıdağı Mazrone Üzüm Pekmezi Coğrafi İşaret Yolunda

Mardin’in Mazıdağı ilçesine bağlı kırsal mahallelerde mazrone ismi verilen üzümden yapılan ve beyaz toprakla mayalanan meşhur pekmez, şifası ve lezzetiyle mutfakların vazgeçilmezi oluyor. Kış aylarında sofraların vazgeçilmezi olan pekmez, üzüm hasadı ile kazanlarda kaynamaya başladı. Türkiye’nin en fazla üzüm bağı bulunan Mardin'de bağ bozumu ile dallardan toplanan üzümler, zorlu ve uğraş isteyen çalışmanın ardından pekmeze dönüşüyor. Mazrone üzümü şırasından oluşan şifa kaynağı pekmez için Türkiye'nin birçok ilinden siparişler alınıyor. Mardin bölgesinde bu sene kuraklıktan dolayı verimin düşük olduğunu belirten çiftçiler, fiyatların da geçen seneye göre yüksek olduğunu dile getirdi. Mazıdağı Kaymakamlığı ve Mazıdağı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından mazrone üzüm pekmezi coğrafi işareti için başvuru yapıldığı ve onay aşamasında olduğu öğrenildi. Yetkililer, tescil sürecinin tamamlanmasıyla birlikte mazrone üzüm pekmezinin hem yerel ekonomiye katkı sağlayacağını hem de uluslararası pazarda tanınırlığını artıracağını belirtti. Mazıdağı’ndaki üreticiler de bu gelişmeden memnun. Pekmez üreticileri, coğrafi işaretin sadece bir belge olmadığını, aynı zamanda bölgenin kültürel mirasının korunması açısından büyük önem taşıdığını vurguladı. ''50 yıldır pekmez kaynatıyorum'' Mazıdağı mazrona üzümünün genetiği değiştirilmemiş bir üzüm çeşidi olduğunu belirten üzüm üreticisi Faruk Titiz, "Bu üzüm, Sümerlerden beri aynı üzüm, biz Mazıdağı mazrone üzüm pekmezini kaynatmayı yüzyıllardır sürdürüyoruz. Ben de rahmetli dedem ve ninemle birlikte çocukluğumdan beri bu işin içerisindeyim. Yani yaklaşık olarak diyebilirim ki 50 yıldır her sene pekmez kaynatıyorum. Mazıdağı pekmezi, mazrona üzümünden elde ediliyor. Mazrone üzümü bağlardan toplandıktan sonra özel çizmeleri giyip ayakla eziyoruz. Daha önce mekanizasyon denendi; makineyle sıkma işlemi denendi ancak üzümün posası da ezildiği için acımtrak bir tat bıraktı ve kalitesini bozdu. Bu yüzden makineden vazgeçtik ve tekrar ayakla ezmeye devam ediyoruz. Üzüm ayakla ezildikten sonra elde edilen şıra, beyaz toprakla mayalanır. Beyaz toprağın özelliği şudur bazik özelliklidir ve Mazıdağı’nda otoyollardan, tarım alanlarından uzak alanlardan elde edilir. Bu da toprağın tarım ilaçlarıyla kirlenmemiş olmasını sağlar. Bu detay oldukça önemlidir. Beyaz toprak, hem köpürerek şıranın içindeki kir ve pası dışarı atar, böylece berrak bir şıra elde edilir. Ayrıca bazik olduğu için meyve asidinin PH’ını düşürür. Böylece boğazı yakan o acı, yakıcı tat çıkmış oluyor. Büyük kazanda bir süre kaynayıp köpürdükten sonra, kirleri attıktan sonra küçük kazanlara alınır. Mazıdağı’ndaki ormanlık alanlardan elde edilen mazi odunu ile saatlerce kaynatılır. Yaklaşık 4–5 saat boyunca, 400 derecede kaynıyor. Kıvamını yakalayınca soğumaya alıyoruz. Burada bahsetmek istediğim bir diğer konu, pekmezin kaynadığı metal kaplardır. Daha önce bakır kaplarda kaynatıyorduk şimdi artık bakır kaplardan vazgeçtik. Çünkü her sene bakır kapların kalaylanması gerekiyor ve artık kalay ustası bulamadığımız için alüminyum kaplara geçtik. Alüminyum kaplar da aynı işi çok güzel yapıyor. Kalay ihtiyacı da olmuyor. Ayrıca bu kapların dış yüzeyleri tamamen çamurla sıvanır. Bunun sebebi, ateşin yakıcı özelliği metal ile doğrudan temas etmemesidir. Böylece metalden pekmeze geçebilecek muhtemel partiküllerin böylece önüne geçilmiş olur. Mazı odununun ateşi harareti çok yüksek olduğu için, direkt metalle temas etmemesi için dış yüzeyin çamurla sıvanması önemlidir. Mardin, Diyarbakır, Viranşehir ve Şanlıurfa çevresinde Mazıdağı pekmezi olduğu sürece başka pekmez satılmaz. Şu anda da Diyarbakır, Mardin ve Şanlıurfa’nın bu taraftaki ilçelerinde 'Mazıdağı mazrona pekmezi' deyin, fiyatı ne olursa olsun kimse fiyatına bakmadan eldeki bütün malı alır. Çok rağbet gören bir üründür. Türkiye’nin çeşitli illerine, otobüslerle, kargolarla gönderdiğimiz müşterilerimiz var. Ürünümüz oldukça yoğun talep görüyor. Bu yılki verim ise kuraklıktan dolayı düşük oldu. Geçen seneki rekoltenin yaklaşık beşte biri kadar. Mart ayının sonunda dolu vurdu, don oldu. Ayrıca geçen senenin sonbaharından bu yana hemen hiç yağmur yağmadı. Bu nedenle rekolte çok düşük oldu. Şu anki pekmezi de damlarımızda kurduğumuz sulama sistemi sayesinde sulama yaparak kurtarabildik. Mazıdağı Kaymakamlığı ve Mazıdağı Tarım ve Orman Müdürlüğü iş birliğiyle coğrafi işaret talebimiz var. Bu talebimizi yetkililere ilettik, gerekli çekimlerimizi ve bilgilendirmelerimizi yaptık. İnşallah coğrafi işaretimizi de alıp Mazıdağı'mıza bir değer kazandırmış olacağız" dedi.

Çankırı'da Çeltik Hasadı Rekor Verimle Başarıya Ulaştı Haber

Çankırı'da Çeltik Hasadı Rekor Verimle Başarıya Ulaştı

Çankırı İl Tarım ve Orman Müdürü Dr. Hüseyin Düzgün, çiftçilerin kazançlı bir üretim yapmalarının temelinde bilinçli üretimin yattığını vurguladı. Mevsimsel zorluklara rağmen başarılı sonuçlar alınmasını sağlayan faktörlerin başında doğru tohum, uygun toprak hazırlığı ve etkin gübrelemenin yer aldığını söyledi. KAZANÇLI ÜRETİM, BİLİNÇLİ ÜRETİMDEN GEÇİYOR Dr. Hüseyin Düzgün, "Tarım olmadan olmaz. Tarımsal ve hayvansal üretimin bittiği dönemde insanlık yok olmuş sayılır. Biz, hem şehrimizin hem de ülkemizin insanını doyuracak, aynı zamanda dünyaya ihracat yapacak bir ülke olarak tarımsal, bitkisel ve hayvansal üretimimizi artırmak ve geliştirmek zorundayız. Çiftçilerin kazançlı bir üretim yapmaları, bilinçli üretimden geçiyor" dedi. İklim değişikliklerine karşı hazırlıklı olmak gerektiğini vurgulayan Düzgün, topraksız tarımın yaygınlaştığı günümüzde, verimli toprakların doğru şekilde işlenmesi gerektiğini belirtti.   DÖNÜM BAŞINA 600-800 KİLO VERİM ELDE EDİLDİ Bilinçli tarımla, mevsimlerin çeltik üretimi için elverişsiz olmasına rağmen, 42 bin dönüm alandan 600-800 kilo arasında verim alındığını belirten Dr. Düzgün, "Genel olarak hem Merkez ilçemizde hem de diğer ilçelerimizde vatandaşlarımızın memnun olduğu ve kazançlı bir üretim dönemi geçiriyoruz" dedi. GELECEK YILLARDAN BEKLENTİ BÜYÜK Çankırı İl Tarım ve Orman Müdürü, gelecekte damla sulama gibi projelerle ilgili, "Amacımız, üreticilerimizin bilinçli olarak daha fazla kazanacağı, birim alandan daha çok gelir elde edeceği, kazançlı, sağlıklı ve güvenilir gıda üretecek bir sistem oluşturmak. Bu anlamda, tüm Tarım ve Orman İlçe Müdürlüklerimizle sahadayız, gayret gösteriyoruz. İnşallah daha güzel neticeler almayı umut ediyoruz. Bu anlamda da çalışıyoruz" açıklamasını yaptı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.