TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Yozgat

AGRONEWS - Yozgat haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yozgat haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kokusu, lezzeti, rengiyle değişik olan bağrıbütün hasadı başladı Haber

Kokusu, lezzeti, rengiyle değişik olan bağrıbütün hasadı başladı

Aydıncık yöresine özgü bağrıbütün kavunu hem kokusu hem de lezzetiyle beğeniliyor. Tanesi 35-40 lira arasında değişen kavunun İstanbul, Ankara, İzmir, Manisa gibi Türkiye’nin birçok iline satışı yapılıyor. Bağrıbütün tohumunun başka lokasyonlara götürüldüğünde normal kavuna dönüştüğünü ve bu özelliğinden dolayı coğrafi işaret tescili aldığını söyleyen Erol Gürgen şöyle konuştu : "Bu bağrıbütün dediğimiz yöremize özgü endemik bir kavun. İçinden çekirdekleri bütün çıktığı için bağrı bütün diyoruz. Diğer yöresel anlamı ‘yer muzu’ olarak adlandırılıyor. Hem tadından hem de aromasından hem de şeklinden ve renginden ‘yer muzu’ olarak adlandırıyoruz. Her dönem daha fazla etkiliyor ama bu sene iklim şartlarından dolayı verim çok az. Yoksa her sene ekimi artıyor, çünkü talep çok fazla." Gürgen, Bağrıbütün kavununun 4 yıl süren inceleme sonunda 2020 yılında coğrafi işaret ile tescillendiğini hatırlatarak "Coğrafi işaret tescili aldıktan sonra da zaten talep arttığı için dönüm ekimleri de arttı ama bu yıl iklim şartları el vermedi şu anda verim yarı yarıya azaldı. Çünkü güneşin zaman zaman olmaması çıkınca da çok fazla yakmasından dolayı ürünler de azalma var. Birçok yerde 4 yıl boyunca incelendi coğrafi işaret tescili verilmesi için Eskişehir'de Edirne'de ve birçok ilde birkaç yerde yöresel olarak rastlandı ama DNA'sı tamamen Aydıncık olarak, bozulmamış olarak tescillendi. Buradan alınan tohumlar başka yere götürüldüğünde normal Kavuna dönüşüyor coğrafi tescil vermesinin sebebi de budur" şeklinde konuştu. Hava şartlarından dolayı ürününde yarı yarıya kayıp olduğunu söyleyen üretici Sinan Ünal ise şöyle konuştu : " 8 dönüm ektim. 8 dönümün 4 dönümü hiç olmadı. Yaklaşıp maliyetim 20-25 bin lira toplam kazanacağım para 40 bin TL civarında. Bağrıbütünün bir tanesini 20-25 liraya mal oluyor 35 veya 40 liraya satıyorum. Aydıncık merkezden Türkiye'nin çoğu yerine gönderiyorum. Bu sene İstanbul, Ankara, İzmir, Manisa Türkiye'nin birçok yerine gönderdim. Tek sıkıntımız kargoyla gitmiyor. Hasadı günlük yapıyoruz, altı dönüm yerden günlük 50 veya 100 adet topluyoruz." Şekli kavuna tadı muza benzeyen bağrıbütün kavunu, hem kokusu hem de lezzetiyle çok beğeniliyor.

Yeşil mercimek üretiminde ilk sırada Yozgat yer aldı Haber

Yeşil mercimek üretiminde ilk sırada Yozgat yer aldı

Ekilebilir 6 milyon 112 bin dekar tarım arazisi bulunan Yozgat, hububat üretiminin yanı sıra baklagil üretiminde de adından söz ettiriyor. Çiftçi Kayıt Sistemine (ÇKS) kayıtlı 45 bin çiftçinin üretim yaptığı Yozgat, yeşil mercimek üretimi noktasında liderlik unvanını koruyor. 225 bin dekar arazide yeşil mercimek üretimi yapan çiftçiler, bu yıl 27 bin ton ürün hasat etti. Türkiye'nin yeşil mercimek ihtiyacının yüzde 38'ini karşılayan Yozgat'ta yeşil mercimek hasadı sona erdi. "Yeşil mercimekte Yozgat üretim birincisi" Kentin tarımsal üretimi ile ilgili bilgiler veren Yozgat Tarım İl Müdürü Ömer Şentürk, "Türkiye'nin yeşil mercimek üretiminin yüzde 38'ini Yozgat olarak biz karşılıyoruz. Yaklaşık 225 bin dekar arazide 27 bin ton üretimimiz bulunmaktadır. Yeşil mercimekte Yozgat üretim birincisidir. Bunun yanında 573 bin dekar alanda toplam 72 bin tondan fazla nohut üretimimiz bulunmaktadır. Bu da tüm Türkiye'nin yüzde 13'üne tekabül etmektedir. Bu da bizi Türkiye'de nohut üretiminde ikinci sıraya yerleştirmektedir. Şekerpancarında yaklaşık 190 bin dekar alanda 1 milyon 250 bin ton üretimimizle şeker Türkiye'de dördüncü sırada bulunmaktayız. Bu da tüm Türkiye'nin yüzde 5,36'sına tekabül etmektedir. Bunun yanında buğday, arpa, ayçiçeği gibi tarla ürünlerini de üretmekteyiz. Durum buğdayı üretiminde tüm Türkiye'de beşinci sırada bulunmaktayız" dedi. "Çiftçimizin üretimin her aşamasında yanındayız" Çiftçilere her aşamada destek olduklarını belirten Şentürk, "Üretimde Yozgat'ımızı birinci sıraya yerleştiren çiftçimizin, üretimin her aşamasında yanındayız. Tüm ekibimizle sahada rehberlik yapmaya çalışıyoruz. Hasatları takip ediyoruz. İlimizde don olayıyla beraber dolu, sel, kuraklık gibi bazı iklimsel etkenler meydana geldi. Etkilerini ölçtük. Bu konuda da üreticilerimizin yanında olduğumuzu belirtmek isteriz" ifadelerini kullandı.

Yozgat'ta 80 bin liraya çoban bulunamıyor Haber

Yozgat'ta 80 bin liraya çoban bulunamıyor

Yozgat'ın Sorgun ilçesine bağlı Araplı kasabasında büyükbaş hayvan yetiştiren Adem Göçer, kendi hayvanlarının çobanlığını yapıyor. Bu yıl çoban arayışında olan Göçer, 3-5 arkadaş bir araya gelerek çoban tutmak istediklerini ifade etti. Göçer, "Türkiye'nin neresinden olursa olsun bir çoban bulmak istedik. En az 10 kişiyi aradık. Türkiye içinden veya dışından araştırdık. Aradığımız kişiler, 75-80 bin lira maaş, sınırsız internet istiyor. Yeme içme, kalacak yer sana ait, diyor. 100 bin lirayı geçiyor masraflar ama yine de çoban yok. Yapmamız gereken başka işler de oluyor. Çoban bulamayınca başka işlerimiz de aksıyor" dedi. "Çobana 100 bin lira verirsek bu maldan ne kazanacağız?" Hayvan yetiştirmenin oldukça maliyetli olduğunu söyleyen Göçer, "100 bin lirayı verirsek bu maldan ne kazanacağız? Bir buzağı yemi 750-800 lira. Süt para etmiyor. Yem fiyatları almış başını gidiyor. Şu sıralar sıkıntılı bir zaman. Hayvancılık yapıp da memnun olan yok. Çoban da bulunmuyor. Mecburen kendi çobanlığımızı kendimiz yapıyoruz. Çobanları eleştirdiğimden karaladığımdan değil. Mesela şirkette çalışan biri maaşını alır ama bu iş öyle kolay bir iş değil" diyerek hayvancılıktaki zorluklara dikkat çekti. "8-10 senedir bu işi yapıyoruz ama bu sene zorlandık" 8-10 yıldır yaptığı işte bu sene oldukça zorlandığını söyleyen Adem Göçer, "Yem fiyatları çok zamlandı. Otlamak için hayvanlar yayılıyor ama nereye kadar yayılacak? Ot kurumaya başladı. Süt fiyatları aşağı çekiyor. Yem fiyatları artıyor. Çoban bulunamıyor. Sıkıntımız çok" şeklinde konuştu.

Yozgat'ta şeker pancarı üreticisi sendikalaşmak istiyor Haber

Yozgat'ta şeker pancarı üreticisi sendikalaşmak istiyor

Yozgat şeker pancarı üretiminde ilk üçte yer alan şehirlerden biri. Ancak çiftçiler, toprağın yeterince su alamaması nedeniyle verim kaybı yaşadıklarını belirtiyor. Üreticiler, geçen yıla göre rekoltede ciddi düşüşler bekliyor. Ancak asıl sorun, ürünlerini satarken yaşanıyor. "Çiftçinin korunması lazım" Yozgat'ın Sorgun ilçesine bağlı Cihanşarlı köyünde ikamet eden Metin Altınok, kamudan emekli olduktan sonra çiftçilikle uğraşmaya başladı. İki yıldır oldukça zorluk çektiğini söyleyen Altınok, kuraklığın Allah'tan geldiğini kabullendiğini ama mahsulü istedikleri gibi satamadığını ifade etti. Altınok, "Sanayide bir demir misal 500 lira-bin lira olmuş. Bizim mahsulde ise hala nohudun kilosu 30 lira. Bizden çıkınca 40 lira, markette 50 lira. Çiftçinin korunması lazım. Buğdayın primi geç ödendi, benim de borcum katlandı" diyerek mahsul satarken yaşadıkları zorluklara dikkat çekti. "Bizi koruyacak sendika lazım" diyen Altınok, şöyle devam etti: "Şu an tarlamızda pancar ekildi. Yağmur yağmadığından dolayı bir ünite tohum bir ayın içinde 17 lirayken 25 liraya çıktı. Bu tohumu 1 hafta içinde sulamazsak kendini imha ediyor. Kuraklık haddinden fazla var. Burada akan akarsuda biz çimerdik. Boyuma yakın akardı su. Ama şimdi yok. Yozgat'a bir damla kar yağmadı. Küresel ısınma var. Ektiğim pancarı sulamasaydım kendini imha edecekti. Sulanmasa tek tük çıkardı. Zaten şu anda maliyet fazla. Ben 30 dönüm pancar ekmişim. Maliyeti şu anda 250 bin lira. Bunun sökümü var, çekimi var, suyu var, böceği var, kurdu var. Sadece ekim yaparak pancarı kurtaramıyorsun. Kurt için ayrı, ot için ayrı ilacı var. Eskiden çiftçilik böyle değildi. Çektiğim eziyete değmiyor. Devletimiz yine de kredi veriyor buna da şükür. Ama yine de çiftçi önemsenmiyor. Çiftçinin örgütü yok. Memur da örgütlendi. Çiftçiye de lazım."

Yozgat’ta ‘Zimem Defteri’ Geleneğiyle 300 Bin TL Borç Ödendi Haber

Yozgat’ta ‘Zimem Defteri’ Geleneğiyle 300 Bin TL Borç Ödendi

Yozgat Sanayici ve İş Adamları Derneği, her yıl Ramazan ayında Osmanlı geleneği olan ‘Zimem Defteri’ uygulamasını sürdürüyor. Bu yıl da şehir merkezinde belirlenen 9 mahalle bakkalındaki toplam 300 bin TL’lik borç iş insanlarının katkılarıyla ödendi. Bakkalların Borçları Kapatıldı Mahalle bakkallarından biri olan Şemsi İçem, borçlarının kapatılmasının büyük bir mutluluk olduğunu belirterek şunları söyledi: "Mahallem adına çok mutluyum. Bu gelenek devam ettiği için ayrıca seviniyorum. Üç mahallede bakkallık yapıyorum ve yaklaşık 37 bin TL borcumuz vardı. Valiliğimiz ve iş adamları sayesinde kapandı. Herkese hayırlı Ramazanlar diliyorum." "Bu Gelenek Türkiye’ye Örnek Oldu" Yozgatlı Sanayici ve İş Adamları Derneği Başkanı Gülşen İtik, geleneksel dayanışmanın önemine vurgu yaparak şu ifadeleri kullandı: "Bu yıl altıncı kez Osmanlı geleneği olan 'Zimem Defteri' uygulamasını gerçekleştiriyoruz. Her yıl Ramazan ayında Yozgat Valiliği, borç kapatılacak bakkalları belirliyor ve biz de bu borçları ödüyoruz. Bu çok güzel bir gelenek. Yaptığımız uygulama birçok ile de örnek oldu. Hayırsever iş insanlarımıza teşekkür ediyorum. Bu yıl toplam 9 bakkalın borcunu kapatıyoruz ve 300 bin lira civarında bir borcun tamamını Ramazan ayı boyunca kapatacağız." Ramazan ayında dayanışmayı güçlendiren bu uygulama sayesinde hem esnaf hem de borç sahibi vatandaşlar rahat bir nefes aldı.

Yozgat’ta Hayvancılık ve Çobanlık Krizi: Nesiller Bu İşten Kaçıyor Haber

Yozgat’ta Hayvancılık ve Çobanlık Krizi: Nesiller Bu İşten Kaçıyor

Atadan Kalan Meslek Zor Durumda Yozgat’ın Sorgun ilçesinde hayvancılıkla uğraşan Yusuf Taner Yiğit, küçükbaş hayvan yetiştiriciliğini eşi ve oğluyla sürdürüyor. 50 koyunla başladığı mesleğinde 10 yıldır kendi imkanlarıyla oluşturduğu kapalı alanda üretime devam eden Yiğit, çoban bulunamaması ve mera sıkıntısı gibi sorunlar nedeniyle hayvan sayısını azaltmak zorunda kaldığını belirtti. “Neden Kimse Çobanlık Yapmak İstemiyor?” Yiğit, gençlerin hayvancılık mesleğinden uzaklaşmasını eleştirerek, “Memura kıyasla gelirimiz daha iyi. Çobanlıkta ücret sıkıntısı yok ama bu işi yapan Türk yok. Afganlılar veya Suriyeliler olmasa bu işler duracak” dedi. Ailenin Desteğiyle Ayakta Yusuf Taner Yiğit’in eşi Türkan Yiğit, çoban sıkıntısı nedeniyle zaman zaman sürülerini satma noktasına geldiklerini ifade ederek, “Ben bu işten vazgeçilmesini istemedim. Sıkıntılarımıza rağmen ailecek bu işi başardık” dedi. Yiğit ailesinin ortanca çocuğu Ahmet Yiğit ise üniversiteyi bitirdikten sonra ailesinin mesleğini devam ettirme kararı aldı. Çobanlık Yapan Göçmenler Memnun Aileye destek olan Afganistanlı çobanlar, çalışma şartlarından memnun olduklarını belirtti. İbrahim, “Çalışma koşullarım gayet iyi, hiçbir sıkıntı yaşamadım” derken, Muhammed de mesleğini ve Türkiye’deki yaşamını beğendiğini söyledi. Yozgat’taki bu durum, hayvancılık sektöründe iş gücü ve nesil devamlılığına dair sorunların altını çiziyor. Yiğit ailesi, mesleklerini yaşatmak için mücadele etmeye kararlı görünüyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.