TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Bal Üretimi

AGRONEWS - Bal Üretimi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Bal Üretimi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Arıcılıkta alarm: Arıcılar yaşlanıyor, gençler bu işe sıcak bakmıyor Haber

Arıcılıkta alarm: Arıcılar yaşlanıyor, gençler bu işe sıcak bakmıyor

Doğu Karadeniz Bölgesi'nde zengin çiçek florasına rağmen, iklim şartları nedeniyle arıcılar bal üretiminde istenilen verimi alamıyor. Trabzon'da yalnızca kestane ve orman gülü balı üretilebiliyor; ancak bu ürünlerde de çeşitli sorunlar dikkat çekiyor. Üretimde yaşanan sıkıntılar arıcılığı zorlarken, sektörde genç kuşağın ilgisizliği ve yaylalardaki betonlaşma gibi çevresel sorunlar da eklenince arıcılık her geçen gün kan kaybediyor. Trabzon Arı yetiştiricileri Birliği Başkanı Yusuf Aksoy, bu sene bal hasadının tatmin edici olmadığını bununda farklı sebeplere kaynaklandığını kaydederek, "Bu seneki hasat tatmin edici değil; son on yıl içerisinde vasat bir sezon olarak değerlendirilebilir. Çok verimli bir yıl geçmedi" dedi. Aksoy, Doğu Karadeniz'deki doğal çiçek çeşitliliğine rağmen, iklimsel engeller nedeniyle bölge arıcıları Gümüşhane, Bayburt, Erzurum ve Van gibi illere giderek üretim yapmaya çalıştığını belirterek, "Doğu Karadeniz Bölgesi'nde çiçek florası mevcut; ancak iklimsel şartlardan dolayı arıcılarımız bu zenginlikten yeterince yararlanamıyor. Bu nedenle arıcılarımız Zigana Dağı'nı aşarak Gümüşhane, Bayburt, Erzurum ve Van gibi illere gitmek zorunda kalıyor. Trabzon'da yalnızca orman gülü ve kestane balı üretilebilmektedir. Ancak orman gülü balı, içeriğinde bulunan toksik maddeler nedeniyle henüz yasal olarak onaylanmamış ve üretimi yasaklanmıştır. Kestane balında ise son yıllarda ortaya çıkan gal arısı, çiçeklenmeyi engellediği için verimi ciddi şekilde düşürmektedir. Oysa kestane balı, antioksidan özelliği sayesinde özellikle öksürük gibi akciğer hastalıklarına karşı besleyici bir üründür ve en değerli ballarımız arasında yer almaktadır" diye konuştu. Bu seneki hasat tatmin edici değil Bu yıl bal hasadının verimli geçmediğini ifade eden Aksoy, "Geçen yıl oldukça kötü bir sezon geçirmiştik. Bu yıl bazı bölgeler geçen seneye göre daha iyi olsa da, bazı yerlerde durum daha da geriledi. Özellikle yağış almayan, sıcak rüzgârların estiği ve kırağı düşen alanlarda bal oluşumu olumsuz etkilendi. Genel olarak bu seneki hasat tatmin edici değil; son on yıl içerisinde vasat bir sezon olarak değerlendirilebilir. Çok verimli bir yıl geçmedi" dedi. Yeni nesil sıcak bakmıyor Yeni neslin arıcılığa pek sıcak bakmadığını belirten Aksoy, "Arıcılık genellikle ek bir iş olarak görülüyor. Ana mesleğinin yanında arıcılık yapmaya çalışanlar var. Ancak arıcı sayımız fazla değil ve yıllar içinde azalma yaşanıyor. Son dört yıldır görevdeyim ve bu süre zarfında 200'ün üzerinde yeni üye kaydettim; buna rağmen üye sayımızı bir türlü bin 500'ün üzerine çıkaramadık. Arıcılık yapanlar arasında yaşlıların oranı yüksek. Yaşlandıkça sağlık sorunları nedeniyle işi bırakıyorlar. Yeni nesil ise bu işe çok sıcak bakmıyor. Yine de bazı gençler eğitim alarak büyük çapta arıcılığa adım atıyor. Öte yandan arı sokmasından çekinen gençler bu işe mesafeli yaklaşıyor. Genellikle ailesinde arıcılık yapan bireyler bu alana yöneliyor diye konuştu. Bal ihracatı darbe aldı 2012 yılında ihraç edilen bazı balların geri çevrilmesiyle ihracat darbe aldığını hatırlatan Aksoy, "2012 yılında ihracat konusunda olumsuz bir deneyim yaşandı. Yurt dışına gönderilen bazı ballar hatalı bulunarak geri çevrildi. Bu olaydan sonra ihracatımızda düşüş yaşandı. NMR cihazı henüz tam kapasiteyle devreye giremedi. Bu cihaz tam olarak faaliyete geçtiğinde, bal ihracatında artış bekliyoruz. Trabzon Arıcılar Birliği olarak şu anda bir pazarlama ağı kurma çalışması içerisindeyim. Amacım, Trabzon'daki arıcılarımızın ürettiği balı Türkiye genelinde pazarlayacak bir sistem oluşturmak. Bu doğrultuda çeşitli görüşmeler yürütüyorum" dedi. Yaylalarda betonlaşma arıcılığı tehdit ediyor Yaylalarda hızla artan betonlaşma ve baraj projeleri arıcılığın geleceğini tehdit ettiğine dikkat çeken Aksoy, "Yaylalarda betonlaşmanın artması, çiçek açacak alanların azalmasına neden oluyor. Bu durum arıların yararlanabileceği sahaların daralmasına ve dolayısıyla arıcılığın olumsuz etkilenmesine yol açıyor. Ayrıca barajların çoğalması da arıcılığı etkiliyor çünkü bu yapılaşma, iklim şartlarını değiştirerek ekolojik dengeyi bozuyor. Betonlaşma genel anlamda ekolojik dengenin bozulması demektir. Geçen yıl da bu nedenle ciddi arı kayıpları yaşadık; şahsen benim de kayıplarım oldu. Ekolojik dengenin bozulması, arı sağlığının tehdit altında olması anlamına geliyor" diye konuştu.

200 kovanlı tırıyla 2 bin rakıma kadar çıkıp çiçek çiçek dolaşıyor Haber

200 kovanlı tırıyla 2 bin rakıma kadar çıkıp çiçek çiçek dolaşıyor

Antalya'nın Manavgat ilçesinde yaşayan bal üreticisi Hüseyin Tepe, geliştirdiği "mobil arıcılık sistemi" ile mesleği arıcılık olan personelleri tarafından Toros Dağlarının yüksek rakımlarında gezerek doğal bal elde ediyor. Güneş panelleri ile kendi elektriğini üretme özelliğine de sahip olan tırda, güvenlik kameraları, uydu sistemi, internet, araç takip sistemi, raylı çelik kovan sistemi, bal sağma ünitesi, bal dinlendirme ünitesi, su tankı, ilaçlama tankı, arı peteklerini muhafaza deposu, jeneratör ve yangın söndürme tüpleri bulunuyor. Park edildiği sırada arazi şartlarına göre aracın dengede durmasını sağlayan mekanik sistem de bulunan tırda, hareket halinde kötü hava şartlarından arıların zarar görmemesini sağlayan raylı kayar branda sistemi de devreye giriyor. Sistem, güneş panellerinden elektrik üretilemediği durumda ise jeneratörün devreye girmesine imkan sağlıyor. Kışın arıları muhafaza etmek için ısıtma sisteminin de yer aldığı tırda, ayrıca iki insanın rahatlıkla yaşayabileceği yatak ve yaşam malzemelerinin bulunduğu bir oda bulunuyor. Sezonda elde edilen ve analiz için laboratuvara gönderilen bal, gerekli incelemenin ardından paketlenerek satışa hazır hale getiriliyor. Mobil arıcılık sistemi bulunan tırda görev yapan arıcı Mahmut Baş, "Gezici mobil arı tırı sistemiyle sürekli olarak rakım ve konum değiştirdiklerini söyledi. Baş, "Tırımız Nisan ayından Manavgat'ta ilk sıfır rakımdan 500 rakıma çıkıyoruz, ardından bin rakıma, bu şekilde 2 bin 500 rakımlı Toros Dağlarına kadar çıkıyoruz. Her çıktığımız rakımda çiçeği yakalayabiliyoruz. Doğal bir iş yapmış oluyoruz ve şeker vermeden organik bal üretmiş oluyoruz. Mobil arıcılık sistemli tırımız ile Antalya'nın Manavgat ilçesinden Mayıs ayında Konya'nın Bozkır ilçesi Harman Pınarı mevkiine arıları güçlendirmek için getiriyoruz. Haziran ayında ise Konya'nın Bozkır ilçesi Han Miyarı mevkiine getiriyoruz. Burada arılarımız kekik, geven, kızılcık, sakar yonca, taş kekiği, yer kekiği olmak üzere bin bir çeşit çiçekten bal yapıyor. Sırlamayan kovanları süzme bal yapıyoruz ve iki yere analize gönderiyoruz. Analiz yaptırmadan satışa sunmuyoruz. Kışın ise yine Antalya'nın Manavgat ilçesine götürüyoruz. Eğer çam olursa tırımızı alıp Muğla tarafına gidiyoruz. Tırın en güzel özelliği gece görüş kamerası, güvenlik kamerası gibi her türlü sistem bulunmaktadır" ifadelerini kullandı. "Çiçek neredeyse biz oradayız" Baş, "Gittiğimiz yerlerde verim yoksa, tırımızı çalıştırıp çiçek nerede ise biz orada oluyoruz. Baktık burada verim yok geziyoruz, bakıyoruz. Nerede verim varsa oraya gidiyoruz. Çiçek olduğu müddetçe Türkiyenin her yerine dolaşıyoruz. Mesela gelecek sene Sivas'a gitmeyi düşünüyoruz" dedi. "Tırda 200 kovan bulunuyor" Özel yapılan tırda 200 kovan bulunduğunu söyleyen Baş, "Tırımız toplam 200 kovan bulunuyor. Her birinin içlerisi 20'şer tane çıta alır. Arılarımızı kışın haziran ayının ortalarına kadar beslemeye alıyoruz. Haziran ayının 15'de arıları beslemeyi kesiyoruz. Doğada ne varsa biz onu alıyoruz. Bu doğaya bakar bu 3 tonda olabilir 500 kilo da olabilir. Kesinlikle şeker vermeyiz. Ballarımız analize girer. Müşterilerimize bu şekilde sunuyoruz. "Bu yıl bizim yüzümüz bal hasadından güldü Yüzlerinin bu yıl bal haşatından güldüğünü ve mutlu olduklarını belirten Baş, "Bu yıl Allah'a şükür çok güzel verim oldu. Geçen yıla göre çok güzel verim oldu. Geçen yıl kurak geçmişti. Bu yıl mevsim normallerinde gitti. Gevenin üzerine yağmur yağmadı. Geçen yıl yağmurlu geçti. Bu yıl yüzde 25 oranında bir artış var. Bu arılara şeker versek 20 tondan fazla bal alırız. Ama biz beslemeyi Haziran ayının 15'de kesiyoruz. Arı bala döndüğünde beslemeyi kesinlikle kesiyoruz ve doğal bal alıyoruz. Yarım saatte tırın kapaklarını kapatıp buradan gidiyoruz. Yükleme derdimiz yok. Mesela buranın rakımı 2 bin metre. Çiçek nerede varsa biz oradayız. Kovan yükleme derdimiz yok. Her şey modern" dedi. "Yerdeki kovanlar için ayılara karşı önlem alıyoruz" Yüksek rakımlı yaylalarda arıların çok olduğunu ve bu yıl 16 arı kovanının zarar gördüğünü dikkat çeken Baş, "Ayılardan korumak için elektrik çit çektirdik. Tepelere alarm ve sensor kurdurduk. Sensor akşam en ufak bir harekette hemen devreye girer ve hem sesli alarm verir hem de lambalar yanar. Akşam elektrikli çit devre girer. Bölgede ayı çok. Çözümü bunda bulduk. Bu yaz 16 kovanımıza zarar verdi. Şu anda bir sıkıntımız yok ama bir ay sonra ayılar aç kaldığı zaman mutlaka aşağılara inecek. Hayvanı imha etmek yasak" ifadelerini kullandı.

Coğrafi işaretli balın hasadı başladı, kilosu 1500 TL Haber

Coğrafi işaretli balın hasadı başladı, kilosu 1500 TL

İçeriğinde doğal şekerler, vitaminler, mineraller ve antioksidanlar bulunan coğrafi işaretli Ardahan balının hasadı başladı. Kafkas arılarının eşsiz floralara sahip yüksek rakımlı dağlarda yetişen çiçeklerden alınan polenlerle elde edilen Ardahan balı, süzüldükten sonra eşsiz bir şifa ortaya çıkarıyor. Ardahan Kafkas Arısı Üretim Eğitim ve Gen Merkezi Müdürü Sinan Aydın, "Kafkas Arısı Gen merkezi Müdürlüğü olarak Ardahan ilindeki arıcıları ziyaret edip, bal hasat döneminde özellikle hasat kontrolünü yapıp, hasatla ilgili detaylı bilgileri arıcılarımıza veriyoruz" dedi. Aydın, bugün bu işi hem teknik olarak hem de kapasite noktasında başıyla yapan Ardahan'ın en büyük arıcılarından bir olan arıcı Cüneyt Mostura'yı arılığında ziyaret ettiklerini söyledi. Aydın, Ardahan balının değeri hem kirlilikten uzak olması hem de Kafkas arısı gibi özel bir ırktan elde edildiği için çok önemli olduğunu söyleyerek, "Ardahan ili, Kafkas arısının gen merkezi olduğu için dünyadaki 4 tane ırktan bir tanesi. Dolayısıyla gerek dil uzunluğu, gerek sakinliği, gerekse propolis verimi ve bal verimi noktasında Türkiye'deki damızlık noktasında büyük ihtiyaç duyulan önemli bir bal arısı ırkından bir tanesi. 2025 yılı verim noktasında tahminlerin üzerinde gerçekleşti. 2025 yılında hem arı sağlığı noktasında gerekse bal verimi noktasında Türkiye ortalamasının çok üzerinde bir bal sağımı gerçekleşti. Dolayısıyla 2025 yılı Ardahan arıcılığı için gayet verimli bir sezon oldu. Çünkü ilimiz yaklaşık 1800 bitki türünün var olduğu ve kimyasal ve biyolojik kirliliğin neredeyse yok denecek kadar kimyasal gübrenin kullanılmadığı, dolayısıyla böyle Türkiye'deki nadir coğrafyalardan bir tanesi. Ardahan balının da değeri hem kirlilikten uzak olması hem de Kafkas arısı gibi özel bir ırktan elde edilmesi çok önemli'' diye konuştu. Ardahan Merkeze bağlı Kazlıköy'de arıcılık yapan Arıcı Cüneyt Mostura ise, ata dede mesleği olan bu işi 2010 yılında Ardahan Üniversitesi arıcılık bölümünden mezun olduktan sonra başladığını söyleyerek, ''Yaklaşık 1000 koloni ile çalışmaktayım. Burada bal üretimi ve ilkbahar aylarında arı satışı yapıyorum. 2025 sezonu Ardahan için çok iyi bir sezon olarak geçti'' şeklinde konuştu.

Hakiki bal donup kristalize olur' Haber

Hakiki bal donup kristalize olur'

Ardahan Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı İlhan Evliyaoğlu, yağışların ardından güneşin yüzünü göstermesiyle çerçevelerde bal akışının başladığını söyledi. Şu anda sezonun içerisinde olduklarını söyleyen Evliyaoğlu, sezonun Ardahan'da kısa olduğunu, bu nedenle bölgede tek sağım yapılması gerektiğini söyledi. Evliyaoğlu, ''Bal süzümü çerçevenin dörtte üçü sırlandıktan sonra sağım yapılmalı. O zaman baldaki su oranı bitmiş ve gözenekler sırla kapandığı zaman bal hazır ve yenecek hale gelmiş olur. Üreticilerimizi uyarıyoruz; sakın gözü açık olan gözeneklerdeki balı süzmeyin. Bunlar su oranı oluşmamış ballardır ve erken sürede bozulmuş olur'' diye konuştu. Tüketicilere 'ana arı' uyarısı Ana arı ihtiyacını karşılamak isteyen üreticileri sertifika konusunda da uyaran Evliyaoğlu, "Ana arı üreticileri anayı sattıkları zaman fatura kesilmek zorunda. Çünkü bunlar bakanlık sertifikalı ana arı üreticileridir. Ve ana arı aldıkları zaman ana arı kafesinin üzerinde kaşesi olmak zorunda. Kaşesiz ana arıları almayın, çünkü bunlar sahte arılardır. Dışarıdan gelen sahte arılar ilimizde bulunan Kafkas arı ırkımızı bozmakta. Ana arı almak isteyenler Ardahan Gen Merkezi Müdürlüğüne ve Arıcılar Birliğine haber vermeleri durumunda biz ihtiyaç olan talebi karşılayabiliriz. Çok dikkatli olun ve ucuz ana arıları almayın. Ve kafes üzerinde kaşesi olmayan ana arıları almayın. Biz buradan arıcılarımızı uyarıyoruz'' dedi. Evliyaoğlu, bal sağımına Ağustos'un 10'u itibarıyla başlanacağını söyleyerek, bal almak isteyen tüketicilere bizzat arıcılara ulaşmaları uyarısında bulundu. Evliyaoğlu, "Ardahan balı sağımdan bir ay sonra kristalize olup donar ve krem halini alır. Sakın buna şeker demeyin. Rakımın yüksek oluşu nedeniyle çiçek balı donmalı. Biz donmuş balın tüketilmesini tavsiye ediyoruz'' dedi.

Zonguldak'ta ormangülü balında önemli üretim Video Galeri

Zonguldak'ta ormangülü balında önemli üretim

Zonguldak'ın Devrek ilçesinde 1000 rakımlı Topan Yaylası'nda, yerleşim yerlerinden uzak ve çevre kirliliğinden uzak şartlarda üretilen ormangülü balı bu sezon verimli geçti. Sait Ekeroğlu, 8 yıl önce hobi olarak başladığı arıcılığı sürdürüyor. Ekeroğlu, Yığılca ekotipi arılarla doğal ormangülü balı üretimi yapıyor. Ekeroğlu'nun "ölçülü kullanıldığında şifa, fazlasında ise zarar barındıran bir doğal şifa kaynağı" olarak tanımladığı Ormangülü Balı, İngiltere merkezli Royal Society of Chemistry'nin yaptığı araştırmayla da dikkat çekti. Amerikan Sağlık Enstitüsü tarafından da yayınlanan çalışmaya göre söz konusu balın, hipertansiyon, mide ve bağırsak rahatsızlıklarının yanı sıra grip ve soğuk algınlığına karşı da etkili olduğu ifade edildi. Aynı zamanda afrodizyak etkisiyle öne çıkan bal, Türkiye'de ise astım ve KOAH hastaları tarafından destekleyici olarak tercih ediliyor. "Doğa bize ne veriyorsa onu alıyoruz" Ormangülü Balı'nın üretildiği alanın temizliğine dikkat çeken Sait Ekeroğlu, "1000 metre rakımdayız ve en yakın yerleşim yerine uzak mesafedeyiz. Bu da hem arılarımız hem de ürünümüz için büyük avantaj. Doğa bize ne veriyorsa onu alıyoruz, herhangi bir müdahalede bulunmuyoruz" dedi. Ekeroğlu, fazla tüketimin tehlikelerine de dikkat çekerek, "Bu bal ölçülü kullanılmalı. Her ne kadar şifa kaynağı olsa da bilinçsiz tüketim durumunda zehirlenmelere yol açabilir" dedi. Arıcılığa sekiz yıl önce hobi olarak başlayan Ekeroğlu, zamanla edindiği bilgi ve deneyimle doğal üretimi sürdürüyor. Ekeroğlu, tüketicilerin doğallığa olan ilgisinin her geçen gün arttığını ve bu bilinçle üretim yapmanın önemini vurguladı.

Bitlis balı Paris'te bir kez daha 'Altın Bal' ödülü aldı Video Galeri

Bitlis balı Paris'te bir kez daha 'Altın Bal' ödülü aldı

Fransa'nın başkenti Paris'te 200 katılımcının katıldığı uluslararası bal yarışmasında Bitlis balı, 'Altın Bal' ödülüne layık görüldü. Türkiye'nin en önemli bal merkezlerinden olan Bitlis'te, zengin floraya sahip yüksek rakımlı yaylalarda üretilen bal, sahip olduğu kaliteyi de başarıyla ortaya koydu. Geçtiğimiz günlerde uluslararası bal yarışmaları için Paris'teki laboratuvarlara gönderilen Bitlis balı; prolin değeri, nem oranı ve polen sayımı bakımından altın bal ödülüne layık görüldü. Yaklaşık 200 arıcının katıldığı bu değerlendirmede Bitlis balının en iyi dereceyi alması, kentteki arıcılara büyük mutluluk yaşattı. Bitlisli arıcı Serdar Naci Ersan, kentin yüksek rakımlı ve zengin bitki örtüsüne sahip yaylalarında ürettiği bal ile Paris'teki uluslararası bal yarışmasına başvurduğunu belirtti. Balları 2 bin 500 rakımın üzerinde olan yaylalarda ürettiklerini ifade eden Ersan, "Öncelikle şunu en başında belirtmek isterim ki ülkemiz, zengin bitki örtüsü ve uygun iklim şartları sayesinde dünyanın önde gelen bal ülkesidir. Ülkemizde üretilen ballar, özellikle Doğu Anadolu'da üretilen ballar bir parantez daha açarak Bitlis bölgesinde üretmiş olduğumuz ballar endemik ve tıbbi bitki çeşitliliği ve bolluğu ile dünyada eşi benzeri olmayan özelliklerdedir. Biraz daha detaylandırmak gerekirse yaklaşık bin 200 çeşit bitkinin bulunduğu yüksek rakımlı yaylalarda ürünlerimizi üretmekteyiz. Bu özelliklerin hepsi toplandığında Bitlis balının diğer dünya ballarından üstün olduğunu göstermektedir" dedi. Ersan, daha önce dünyanın en prestijli bal yarışmaları olan Fransa ve Londra bal yarışmalarında son 3 yıldır üst üste 'Altın Bal' ödülü aldıklarını belirterek, sözlerine şöyle devam etti: "Aldığımız bu kalite ödülleri de üretmiş olduğumuz bu ürünlerin bir nevi kalite garantisi etiketi ve bizler için de gayretlerimizin takdiri göstergesindedir. Üretmiş olduğumuz bu yüksek katma değerli ürünümüzü ilimiz Bitlis adına tarihinde bir ilki daha gerçekleştirerek Avrupa'ya ihracatını yapmış bulunmaktayız. İlimizde üretilen bu eşsiz ürünler artık Avrupa'nın tüm ülkelerine tedariki sağlanacaktır ve prestijli satış mağazaları tarafından raflarda yerini alacaktır. Yaptığımız ihracatın ülkemize ve ilimize ekonomik olarak katkı sunacağı için bu durumdan oldukça mutluyuz. Hedefimiz ilimiz Bitlis'te üretilen bu özel ve kadim balların tüm dünya ülkeleri tüketicilerinin damak tadıyla buluşmasıdır."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.