TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Gastronomi

AGRONEWS - Gastronomi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Gastronomi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Tuzun da gurmeleri bulunuyor Haber

Tuzun da gurmeleri bulunuyor

Tuz uzmanı olan Ercoşkun, son yıllarda yemeklerde sadece lezzet değil, aynı zamanda dokunuş, görsellik ve aroma arayanların yeni gözdesinin gurme tuzlar olduğunu belirtti. Sofralarda klasik tuzun ötesine geçen bu özel ürünlerin, hem şeflerin hem de ev hanımlarının ilgisini çektiğini vurgulayan Ercoşkun, gurme tuzların; deniz, kaya, flake (yaprak), aromalı ve mineral zengini tuzları kapsayan özel bir grubu oluşturduğunu anlattı. Her biri farklı coğrafi kökenlerden gelen bu tuzların, mineraller, kristal yapıları ve renkleri sayesinde yemeklere yalnızca tuzluluk değil; tat derinliği, görsel cazibe ve doku kazandırdığını aktaran Ercoşkun, "Gurme tuzlar içerdiği kalsiyum, magnezyum, potasyum gibi eser minerallerle lezzeti tabakalaştırır. Kristal boyutu ve yapısı ise çiğneme sırasında ağızda yavaş çözünerek yemeğin tadını daha uzun ve zengin hissettirir" dedi. Bugüne kadar dünya genelinde 50 tuzu laboratuvar ortamında incelediğini dile getiren Ercoşkun, bazı tuzlardan örnekleri şöyle sıraladı: "Frans Fleur de Sel (Fransa): İnce yapısıyla zarif bir son dokunuş sağlar. Guerande: Fransanın Guerande bölgesinde üretilen, ıhlamur ağaçları altında kurutulan tuzlardır. Maldon (İngiltere): Piramit kristalleriyle hafif ve gevrektir. Himalaya tuzu (Pakistan): Demir içeriğiyle pembe tonlara sahiptir. Çankırı tuzu (Türkiye): Beyaz ve saf yapısıyla 'tereyağlık tuz' olarak anılır. Kala Namak (Hindistan): Yumurta aromalı kükürt yapısıyla vegan yemeklerde öne çıkar. Hawaii Alaea (Kırmızı) tuzu: Volkanik kırmızı kil içerir. Etlerde topraksı, zengin bir aroma meydana getirir. Hawaii Lava (Siyah) tuzu: Aktif karbon içerir. Doğal detoks etkisi olduğu düşünülür, görsel olarak dikkati çeker. Hawaii Yeşil tuzu (Bamboo Jade Salt): Bambu yaprağı özüyle aromalandırılır. Özellikle sushi ve deniz ürünlerinde kullanılır. İran Mavi tuzu (Persian Blue Salt): Nadir bulunan, doğal mavi kristalli bu tuz hafif tatlımsı ve narin bir tada sahiptir. Kore Bambu tuzu (Jukyeom): Deniz tuzunun bambu saplarında yüksek ısıda pişirilmesiyle üretilir. Zengin mineral içeriğiyle şifalı sayılır. Peru Maras tuzu: And Dağları'nın eteklerindeki Maras kasabasında, binlerce yıldır aynı yöntemle üretilen bu tuz, güneşte buharlaştırılan dağ kaynak sularından elde edilir. Doğal olarak soluk pembe renklidir ve hafif tatlı, yumuşak bir lezzet profiline sahiptir. Özellikle salatalarda, çikolata ve karamelli tatlılarda sıkça tercih edilir." Kilosu 4 bin 700 TL'den satılıyor Guerande ve Maldon tuzunun dünyada 100 euro ile en pahalıları olduğunu anlatan Ercoşkun, diğerlerinin de yerine göre değerli olabildiğini aktardı. Gurme tuzlarının normal fonksiyonları dışında renk ve koku gibi özellikler taşıyan ve kullanıldıkları gıdalarda farklı tatlara sebep olan tuzlar olduğuna dikkati çeken Ercoşkun, "Gurme tuzları çok çeşitlidir. Fransa'nın meşhur suyun üzerinde kurutularak üretilen yaprak tuzları olan Guerande tuzları, ıhlamur ağaçları altında kurutulurlar. Bunlar ıhlamur kokusuyla bilinirler. İngiltere Maldon kıyılarında üretilen Baltık Denizi'nin magnezyum yoğun tuzları olarak ifade edilen Maldon tuzları da dünyada gurme olarak iyi bilinir" dedi. Yemeğin içine değil piştikten sonra üzerine ekleniyor Kore'nin bambu tuzlarının, bambu boruları içine tuz doldurup bambu ile birlikte yakılarak üretildiğini vurgulayan Ercoşkun, "Türkiye'de de gurme olarak tabir edilebilecek tuzlar mevcuttur. Yaprak tuzları suyun üzerinde biriken çıtır tuzlar, İzmir ve Çanakkale'de üretilir. Ülkemizde çıkarılan kaya tuzlar arasında da gurme tuzu olarak kullanılabilecek olanları var. Yağ tuzu olarak ifade edilebilen kristal tuzlar yüzde 97-98 sodyum klorür içermekte bu yüzden cam gibi berraktır" diye konuştu. Ercoşkun, gurme tuzlarının bitirme tuzu olarak da kullanıldığına dikkati çekerek, şöyle devam etti: "Yemeğin içine ilave edilmez yemeğin görüntüsü ve tadının oluşturulmasında kullanılır. Kalın ve gevrek kristalleri sayesinde ağızda yavaş eriyor, yemeklere son anda hem estetik hem tat katıyor. Çankırı, Türkiye'deki 37 tuz madeninden birisine sahiptir. Çankırı tuzu içinde civa, kadmiyum ve arsenik gibi ağır metaller ya da radyoaktifler bulunmuyor. Milyonlarca yıl önce özellikle paketlenmiş ve yeraltına gömülmüş bu hazine çağımızın en büyük sorunlarından biri olan mikroplastik içermiyor. Çankırı tuzu nadir saflıkta bir üründür. Çankırı tuzu çok değerli olduğu için taktil ve tağşişler olabiliyor. Çankırı tuzunu diğerlerinden görsel olarak ayırmak mümkün değildir. Coğrafi işaretli olan Çankırı tuzları alınmalı."

Adana’nın UNESCO Gastronomi Şehri adaylığı heyecan yarattı Haber

Adana’nın UNESCO Gastronomi Şehri adaylığı heyecan yarattı

Adana mutfağı UNESCO yolunda Tescilli kebabından şalgamına, içli köftesinden taş kadayıfa kadar zengin mutfağıyla bilinen Adana, UNESCO’nun “Gastronomi Şehri” unvanına aday gösterildi. Türkiye Milli Komisyonu tarafından kabul edilen adaylık, yaz aylarında Fransa’nın başkenti Paris’te yapılacak değerlendirme sonucuyla netlik kazanacak. Esnaf hazırlıklara başladı Adanalı esnaf, unvanın alınmasıyla birlikte gastronomi turizminin canlanacağını belirtiyor. İşletmeler menülerine daha fazla yöresel ürün eklemeye hazırlanırken, hizmet kalitesini artırmak için de çalışmalar yapılıyor. “Paris turunu başarıyla tamamlayacağız” Adana Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Niyazi Göger, “'Gastronomi şehri' unvanı Adana’yı turizmin önemli merkezlerinden biri haline getirecek” dedi. Göger, yerli ve yabancı turistlerin ilgisinin artacağını ve tüm gıda sektörünün hareketleneceğini belirtti. “Modern bakışla geleneksel sunum” Göger, esnafın bu sürece hazırlıklı olması gerektiğini vurgulayarak, “Geleneksel lezzetlerimizi sunarken modern bakış açısı ve hijyenle fark yaratmalıyız” dedi. “Çok mutluyuz, buna hazırız” Yöresel yemek işletmecisi Güngör Güler, “Adana artık marka şehir olacak, buna hazırız” derken, esnaf Ömer Algan ise, “Bu unvan Adana’nın sadece kebaptan ibaret olmadığını gösterecek. Tüm lezzetlerimiz daha fazla tanınacak, sektör hareketlenecek” sözleriyle mutluluğunu dile getirdi.

Adana’nın UNESCO Gastronomi Şehri adaylığı heyecan yarattı Haber

Adana’nın UNESCO Gastronomi Şehri adaylığı heyecan yarattı

Adana mutfağı UNESCO yolunda Tescilli kebabından şalgamına, içli köftesinden taş kadayıfa kadar zengin mutfağıyla bilinen Adana, UNESCO’nun “Gastronomi Şehri” unvanına aday gösterildi. Türkiye Milli Komisyonu tarafından kabul edilen adaylık, yaz aylarında Fransa’nın başkenti Paris’te yapılacak değerlendirme sonucuyla netlik kazanacak. Esnaf hazırlıklara başladı Adanalı esnaf, unvanın alınmasıyla birlikte gastronomi turizminin canlanacağını belirtiyor. İşletmeler menülerine daha fazla yöresel ürün eklemeye hazırlanırken, hizmet kalitesini artırmak için de çalışmalar yapılıyor. “Paris turunu başarıyla tamamlayacağız” Adana Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Niyazi Göger, “'Gastronomi şehri' unvanı Adana’yı turizmin önemli merkezlerinden biri haline getirecek” dedi. Göger, yerli ve yabancı turistlerin ilgisinin artacağını ve tüm gıda sektörünün hareketleneceğini belirtti. “Modern bakışla geleneksel sunum” Göger, esnafın bu sürece hazırlıklı olması gerektiğini vurgulayarak, “Geleneksel lezzetlerimizi sunarken modern bakış açısı ve hijyenle fark yaratmalıyız” dedi. “Çok mutluyuz, buna hazırız” Yöresel yemek işletmecisi Güngör Güler, “Adana artık marka şehir olacak, buna hazırız” derken, esnaf Ömer Algan ise, “Bu unvan Adana’nın sadece kebaptan ibaret olmadığını gösterecek. Tüm lezzetlerimiz daha fazla tanınacak, sektör hareketlenecek” sözleriyle mutluluğunu dile getirdi.

Gaziantep’in Tescilli Lezzetleri GAPTARIM Fuarı’nda Tanıtıldı Haber

Gaziantep’in Tescilli Lezzetleri GAPTARIM Fuarı’nda Tanıtıldı

Gaziantep Ticaret Borsası (GTB), bu yıl 15’incisi düzenlenen GAPTARIM Tarım, Tarım Teknolojileri ve Hayvancılık Fuarı’nda Gaziantep’in coğrafi işaret tescilli yöresel ürünlerini tanıttı. Fuarda Antep Peyniri, Antep Lahmacunu, Antep Fıstık Ezmesi ve Antep Köy Kahkesi gibi 24 coğrafi işaretli ürün, ziyaretçilerden yoğun ilgi gördü. Gaziantep’in Lezzet Mirası Fuarın Odağında GTB, destekçi kurumlar arasında yer aldığı fuarda, gastronomi dünyasının merkezi olan Gaziantep’in binlerce yıllık lezzet mirasını sergiledi. Fuarda yerli ve yabancı ziyaretçiler, kentin tescilli ürünlerini yakından tanıma fırsatı buldu. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Adnan Ünverdi ve İpekyolu Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Ahmet Paksu gibi önemli isimler GTB standını ziyaret ederek ürünler hakkında bilgi aldı. "Gaziantep’in Lezzet Mirasını Geleceğe Taşıyoruz" GTB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akıncı, Gaziantep’in coğrafi işaretli ürün sayısında Türkiye’ye örnek olduğunu belirterek, "Gastronominin merkezi Gaziantep’in binlerce yıllık lezzet mirasını standımızda buluşturduk. Bu zengin mutfak mirasını tatlarla olduğu kadar, hikâyeleriyle de daha geniş kitlelere tanıtmayı amaçlıyoruz" dedi. Gaziantep’in 107 coğrafi işaretli ürünle Türkiye’de ilk sırada yer aldığını vurgulayan Akıncı, GTB’nin 2014 yılından bu yana 24 ürüne coğrafi işaret tescili aldığını ve 2 ürün için başvuru sürecinin devam ettiğini ifade etti. "Coğrafi İşaretli Ürünler Gaziantep’in Kimliğidir" Akıncı, Gaziantep’in coğrafi işaretli ürünlerinin büyük kısmının tarımsal kökenli olduğunu ve bu ürünlerin Gaziantep mutfak kültürünün ayrılmaz bir parçası olduğunu söyledi. Son yıllarda hızla büyüyen coğrafi işaretli ürün pazarına dikkat çeken Akıncı, "Bu pazarın doğru değerlendirilmesi, yöresel kalkınmaya önemli katkılar sağlayacaktır. Gaziantep, bu alanda Türkiye’ye öncülük ediyor ve bizler de bu mirası geleceğe taşımak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz" dedi.

Balıkesir'de Kral İstiridye ve Shiitake Hasadı Başladı Haber

Balıkesir'de Kral İstiridye ve Shiitake Hasadı Başladı

BALIKESİR (İHA) - Balıkesir, tıbbi ve gastronomik değeri yüksek mantar üretiminde dikkat çeken iller arasında yer alıyor. Bu kapsamda, Balıkesir İl Tarım ve Orman Müdürü Erkan Alkan, şehirde üretilen Shiitake (Lentinula edodes) ve Eryngii (Kral İstiridye) mantarlarının hasadını gerçekleştirdi. Hasat sırasında üreticilerle bir araya gelen Alkan, bu mantar türlerinin bölge ekonomisine sağladığı katkıları vurguladı. SHIITAKE VE ERYNGII: LEZZET VE ŞİFA KAYNAĞI Shiitake ve Kral İstiridye mantarları, özellikle Uzak Doğu mutfağında yaygın olarak kullanılıyor. Sağlık açısından birçok faydası bulunan bu mantarlar, yüksek gastronomik değerleri ile de dikkat çekiyor. Shiitake mantarının, bağışıklık sistemini güçlendiren, antioksidan özelliklere sahip ve kalp sağlığını destekleyen bileşenler içerdiği biliniyor. Eryngii (Kral İstiridye) mantarı ise etli yapısı, tütsülenmiş lezzeti ve uzun raf ömrü sayesinde et ve deniz ürünleriyle yapılan yemeklerin vazgeçilmezi oluyor. Her iki mantar türü de sağlık sektörü ve gastronomi alanında geniş bir kullanım alanı buluyor. BALIKESİR, MANTAR ÜRETİMİNDE MERKEZ OLMA YOLUNDA Balıkesir, egzotik mantar türlerinin yetiştirildiği önemli bir üretim merkezi olma yolunda ilerliyor. Shiitake ve Kral İstiridye mantarlarının yanı sıra, Aslan Yelesi, Maitake, Hindi Kuyruğu, Sarı İstiridye ve Kırmızı İstiridye gibi nadir bulunan mantar türleri de Balıkesir’de yetiştiriliyor. Bu türlerin yanı sıra tıbbi değeri yüksek Ganoderma Lucidum (Reishi) mantarının da üretimi yapılıyor. Mantar üretimi bölgedeki çiftçiler için önemli bir gelir kaynağı oluşturuyor. Tohum aşamasından satış aşamasına kadar üretimin her safhasında yerel halk için istihdam olanakları doğuyor. DIŞ PAZAR FIRSATLARIYLA İHRACAT KAPISI ARALANIYOR Balıkesir İl Tarım ve Orman Müdürü Erkan Alkan, "Balıkesir'de yetiştirilen egzotik mantarlar, sadece yerel pazarda değil, yurt dışı pazarlarında da talep görmektedir. Bu üretim, çiftçilerimize ek gelir sağlamanın yanı sıra, bölge ekonomisine önemli bir katkı sunmaktadır. Mantar yetiştiriciliği, Balıkesir'in tarım sektörünü çeşitlendiriyor ve bu alanda büyük bir potansiyel barındırıyor" dedi. Balıkesir’de yetiştirilen mantarların kalitesi, sadece Türkiye'de değil, uluslararası pazarda da büyük ilgi görüyor. Yerli üreticiler, ürettikleri Shiitake ve Kral İstiridye mantarlarını yurt dışına ihraç ederek, hem kendi kazançlarını hem de ülke ekonomisini destekliyor. İhracata yönelik çalışmalar, Balıkesir’in tarım ve gıda alanındaki rekabet gücünü artırarak bölgeyi mantar üretiminde merkez haline getirmeyi hedefliyor.

8. Uluslararası Adana Lezzet Festivali’nde Tarım Zirvesi Düzenlendi Haber

8. Uluslararası Adana Lezzet Festivali’nde Tarım Zirvesi Düzenlendi

Adana Valiliği himayesinde gerçekleştirilen 8. Uluslararası Adana Lezzet Festivali, bu yıl dikkat çekici bir zirveye ev sahipliği yaptı. Sosyal Gastronomi Hareketi iş birliği ve Şef Ebru Baybara Demir’in katkılarıyla düzenlenen zirve, “Toprağın Lezzeti” temasıyla tarım ve gastronomiyi bir araya getiren önemli bir buluşma oldu. Zirvede, tarım ve gıda üretimindeki küresel ve yerel sorunlara dair uzmanlar, çözüm önerilerini ve deneyimlerini paylaştılar. Dünyanın dört bir yanından gelen sosyal gastronomi alanında uzman şefler, çiftçiler, girişimciler ve geliştiriciler Adana’da bir araya gelerek, yerel çiftçilerle deneyimlerini paylaştı. Tarım Zirvesi, gün boyu süren oturumlar ve ilgi çekici konuşmalarla doluydu. Bu yılki teması “Toprağın Lezzeti” olan zirve, tarımın sürdürülebilirliği ve yerel gıda kaynaklarının geleceği konularını ele aldı. Şef Ebru Baybara Demir: "Sorumluluklarımız Büyüyor" Zirvenin açılış konuşmasını yapan Şef Ebru Baybara Demir, 16 Ekim Dünya Gıda Günü'nde BM tarafından "Küresel Gıda Kahramanı" unvanına layık görüldüğünü belirterek sözlerine başladı: "Ülkem adına çok heyecanlıyım. Bu yıl BM Gıda ve Tarım Örgütü tarafından ‘Dünya Gıda Kahramanı’ unvanıyla onurlandırıldım. Belirlenen 7 isimden biri oldum. Bu unvan, toprak, tarım ve gıda için yapılması gerekenler konusunda bana yeni bir sorumluluk daha eklemiş oldu. Bu kapsamda Sosyal Gastronomi Merkezinde düzenlediğimiz bu Tarım Zirvesi de ayrı bir önem taşıyor." Adana’yı son iki buçuk ayda çok daha yakından tanıma fırsatı bulduğunu belirten Demir, “Topraktaki ürün çeşitliliğinden balıkçılığa, sofraya gelen lezzetlere kadar gıdanın üretiminden tüketiciye ulaşan tüm süreci öğrendim. Adana, gıdanın 24 saat boyunca devam eden bir yemek hareketine sahip olduğu bir şehir. Adana’nın yemek ve tarım kültürünün sosyolojik olarak kitaplaştırılması gerektiğine inanıyorum” dedi. Nicola Gryczka: "Sosyal Gastronomi Hareketiyle Küresel Birliktelik" Sosyal Gastronomi Hareketi kurucularından Nicola Gryczka, zirvede yaptığı konuşmada, yıllar önce birçok yerel örgütün bağımsız olarak gıda ve tarım üzerine çalıştığını, ancak bu çalışmaların bir araya geldiğinde çok daha etkili olabileceğini fark ettiklerini söyledi. Gryczka, bu bağlamda Sosyal Gastronomi Hareketi’nin nasıl doğduğunu şu sözlerle anlattı: “Bir araya geldiğimizde daha fazla toplumu ve sivil toplum kuruluşunu iş birliği ve ortaklıklar etrafında buluşturmanın, güçlü bir etki yaratabileceğini fark ettik. Eğitim bu prensiplerin ilki oldu. Dünyanın dört bir yanında insanları sorumlu bir şekilde nasıl gıda seçmeleri, almaları ve yetiştirmeleri gerektiği konusunda eğitiyoruz. Adana Tarım Zirvesi ile başlayan bu iş birliğinin de çalışmalarımızı güçlendireceğine inanıyoruz.” Adana Ticaret Borsası Başkanı Şahin Bilgiç: "Adana, Türkiye Mutfağının Kalbi" Adana Ticaret Borsası Başkanı Şahin Bilgiç ise konuşmasında, Adana’nın sadece mutfağıyla değil, bereketli topraklarıyla da Türkiye mutfağının kalbi niteliğinde olduğunu belirterek şunları söyledi: “Adana, Türkiye’nin en verimli topraklarına sahip ve bu bereketli toprakları korumak bizim en önemli sorumluluğumuz. Yerel ekonomiyi güçlendiren, küresel gelişmeleri takip eden çalışmalar bu hedef doğrultusunda önceliğimiz olacak.” Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar: "Verimli Toprakların Önemi" Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar da Adana’nın tarımsal zenginliğine dikkat çekerek, tarımın ve verimli toprakların gıda güvenliği açısından giderek daha önemli hale geldiğini vurguladı. Karalar, şunları ifade etti: “Küresel ısınma, gıda ve tarımda riski giderek artırıyor. Adana, dünyanın en verimli ovalarından biri. Adana’nın yemek kültürü kadar bu zengin tarımsal yapıyı da korumalı ve gelecek nesillere taşımalıyız. Her çiftçinin ürettiği her ürün toprakta kalmamalı, değerlendirilmelidir. Heba olan her ürün, milli gelirimizden kaybolan bir değerdir.” Adana Valisi Yavuz Selim Köşger: "Adana’nın Bereketli Toprakları" Adana Valisi Yavuz Selim Köşger de yaptığı konuşmada, Adana’nın bereketli topraklarına ve tarımsal üretimdeki gücüne değindi. Köşger, İzmir İktisat Kongresi’ni hatırlatarak şunları söyledi: “Savaş sonrası zor bir dönemde ülke genelindeki şehirlerden çok az ürün getirilirken, Adana bereketli toprakları sayesinde çok çeşitli ürünler sunabilmiştir. Adana’nın bu geleneğini uzun yıllardır özenle sürdürmeye çalışıyoruz. Güvenli gıdaya herkesin ulaşabilmesini sağlamak, topraktan çatala dediğimiz zinciri eksiksiz sürdürebilmek son derece önemli.” Adana Lezzet Festivali’ndeki bu Tarım Zirvesi, gıda güvenliği, yerel üretim ve sürdürülebilir tarım konularında Adana’nın potansiyelini daha ileriye taşımak adına önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Türkiye'nin İlk Gastro Müzesi Muğla’da Açıldı Haber

Türkiye'nin İlk Gastro Müzesi Muğla’da Açıldı

Yöresel Lezzetlerle Ziyaretçi Deneyimi Müze ziyaretçileri, Muğla'nın ünlü yemeklerini deneyimleme fırsatı bulurken, bu lezzetlerin tarihçesi ve yapım aşamaları hakkında da bilgi sahibi oluyorlar. Geleneksel mutfak malzemelerinin sergilendiği müzede, ziyaretçilere bu tatların uzun yıllar boyunca nasıl korunduğu anlatılıyor. Özellikle turşu yapımı, yörede uzun süre biberleri saklamanın bir yöntemi olarak öne çıkıyor. Kadınlara Yönelik Eğitim Programları Gastro Muğla’nın en dikkat çekici projelerinden biri ise kadınlara yönelik düzenlediği eğitim programı. Müze, ev hanımlarına gastronomi eğitimi sunarak onların hem bölge mutfağına katkı sağlamasını hem de yeni iş fırsatları yakalamasını hedefliyor. 3 aylık eğitim sürecini başarıyla tamamlayan kadınlara, Halk Eğitim ve üniversite iş birliğiyle sertifika veriliyor. Bu sertifikalar, kadınların sektörde çalışabilmesini sağlayarak yeni kariyer imkanları yaratıyor. Geleneksel Üretimin Canlı Tutulması Müze sahibi Timur Kocabıçak, Gastro Muğla’nın yaşayan bir müze olduğunu belirtiyor. Geleneksel yöntemlerle yapılan ekmek, börek, turşu ve pekmez gibi ürünlerin üretildiği bu tesis, aynı zamanda bu bilgilerin gelecek nesillere aktarılmasını sağlıyor. Müze bünyesinde eğitim alan kadınlar hem mutfak bilgilerini geliştiriyor hem de sigortalı bir iş sahibi olma fırsatını elde ediyorlar. Bu yenilikçi müze, hem yerel mutfağın tanıtımına katkı sağlıyor hem de kadınları sektörde destekleyen bir sosyal sorumluluk projesine öncülük ediyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.